..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doðmalý. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > ELÝF AYVAZ




12 Aralýk 2008
Lacivert  
ELÝF AYVAZ
Aramayacaktý iþte...


:AFHG:
Hep hiç beklemediði anlarda karþýlaþýyordu onunla. Az önce de öyle oldu.

Onunla tanýþmalarýnýn üzerinden yedi ay gibi uzunca bir süre geçtikten sonra tekrar… Tekrar karþýsýndaydý iþte, göðsünde gümbürdeyen yüreði… Çok þaþýrmýþtý, heyecandan titriyordu. Neden bu kadar heyecanlandým, neden böyle saçmaladým sanki diye kýzýyordu kendine.

Geçen sene bir kursa gidiyordu Aslý. Dershaneye verecek parasý olmadýðý için üniversite öðrencilerinden ders alýyordu. Onunla da orada tanýþmýþlardý. Türkçe dersi veriyordu Aslý’ya. Ama Aslý’nýn umurunda deðildi bu. Onun aklý fikri yazmaktaydý. Sadece yazmak istiyordu. Sadece iyi bir yazar olmak istiyordu. Yanlýþ okul tercihinden dolayý da bunalýmdaydý. Çýkýþ yolu arýyordu kendine. Bir ara okulu býrakmayý bile düþünmüþtü. Gitmek istiyordu. Gitmek ve yazmak… Onunla da en kötü günlerinden birinde tanýþmýþtý. En kötü, en çekilmez günlerinden birinde (zaten her günü zorla yaþýyordu.). Ama þimdi (nedenini bilmediði bir þekilde) onu özlüyordu. Lacivert olarak hatýrlýyordu onu. Sadece lacivert… Aslý’ya göre o lacivert bir ýþýk saçýyordu etrafýna.

Ýlk derste çok konuþmuþtu Aslý. Fazlasýyla konuþmuþtu hem de. Aslýnda o öyle pek konuþmazdý. Kapalý bir öðrenci olmuþtu hep. Karþýsýndaki de bir öðretmen-öðrenciydi. Ama kapýlarýný ona açýk býrakmýþtý nedense. Kendisini zorluyordu gizemli olmak için ama olmuyordu. Yapamýyordu. Yapamayýnca da sinirleniyordu ve bu yeniyetme öðretmenin üzerine gidiyordu sürekli sinirinin hýncýný almak için. Yüklendikçe yükleniyordu ona, þakayla karýþýk iðneliyordu onu.

Sonra nasýl olduðunu anlayamadýðý bir anda kendisini onunla edebiyattan konuþurken buldu. Onun hayatýndan. Yaþama sebebinden, nefes alma unsurundan.

Yazýlarýndan bahsetti önce. Sevdiklerinden nefret ettiklerinden, istediklerinden, hayallerinden. Bir çýrpýda bütün hayatýný sermiþti Lacivert’in gözlerinin önüne. O da karþý çýkmamýþtý. Göz yummuþtu Aslý’nýn garip heyecanlarýna. Dergide yazmak istediðini söyledi. “Bildiðiniz genç yazarlara yönelik dergiler varsa beni önerebilirsiniz!” dedi. Lacivert’te:

- Benim editörü olduðum dergi var. Bir gün getir de yazýlarýný okuyayým. Beðenirsem yayýnlarým. Ama beðenmezsem darýlmaca yok.

- Tamam. Dedi Aslý. Kendimi o kadar yetiþtirdim. Darýlmam!

Ertesi hafta birkaç yazýsýný getirdiðinde Aslý, Lacivert’in yanýnda bir arkadaþý vardý. Lacivert’ten daha az gizemli.

O da okudu yazýlarýndan birini ve þu meþhur cümleyi söyledi:

“Çok karamsarsýn!”

Senin yaþýndaki biri için çok karamsarsýn. Fazla karamsarsýn. Hayýr fazla gerçekçisin. Þu anda senin pembe hayaller kurman gerekiyordu beyaz bulutlarýn üzerinde.

Hayýr karamsar falan deðilim. Sadece gerçekleri görebiliyorum o kadar. Ýçimdekileri biliyorum o kadar. Ýnsanlarý tanýyorum o kadar. Þartlarý biliyorum o kadar.

Lacivert bu arada sadece izliyordu. Ve dinliyordu. Söze hiç karýþmadan. O an Aslý’yý seçmeyeceðini biliyordu ama farklý bir ýþýk görmüþtü onda. Bu yüzden olumsuz bir þey de söylemek istemiyordu ona. Bu küçük kýzda onu tedirgin eden bir þey vardý. Sanki içindekileri okuyacakmýþ gibi bir þeyler. Bu yüzden ona karþý çok sert davranmaya karar verdi. Asla kabul etmeyecekti! Çünkü Aslý’nýn yazýlarýnda kendinden bir þeyler bulmuþtu. Kendini, yaþamýný, yenilgilerini… Asla kabul etmeyecekti.

Aslý…

Aslý çok heyecanlýydý, bütün bir haftayý uçarak geçirdi. Bu sefer oluyordu galiba. Hedefine ulaþmasýna çok az kalmýþtý. Elini uzatsa dokunacaktý. Ne yapýp edip kendini beðendirmeliydi Lacivert’e. Okul gazetesi yetmiyordu artýk ona.

Ama hafta sonu derse gittiðinde o yoktu. Lacivert. Gelmemiþti.

Korktu. Ýçine anlayamadýðý bir korku çöreklendi. Nedensiz, anlamsýz…

Eliyle itti korkusunu. Haftaya gelirdi, belki bir iþi çýkmýþtý. Hemen panik yapmamalýydý.

O haftayý korkularla baþ baþa geçirdi. Sarsýlarak. Ya gelmezse…

Gelmedi. O hafta da gelmedi. Korkusu daha da arttý, üniversitede sýnavlarýn baþlamýþ olduðunu öðrenmesine raðmen.

Sadece korktu…

Tam bir ay bekledi gelmesi için. Bir ay… Ama Lacivert gelmedi. Aslý korktu, o gelmedi. O gelmedikçe, Aslý korktu.

Bu hikaye de burada baþlamadan, baþlayamadan öylece bitmiþti iþte. Hep mahkum kalacaktý bu köhne þehrin karanlýk sokaklarýna.

Yayýnevlerine gönderdiði yazýlardan da hiç haber yoktu. Düþündükçe bunalýyordu. Lacivert bunu ona nasýl yapardý? Nasýl?..

En sonunda onu aramaya karar verdi. Ahizeyi eline almadan önce defalarca tekrar etti söyleyeceklerini. Aradýðýnda karþýsýna telesekreter çýktý. Bunu hep bir hakaret gibi algýlamýþtý Aslý. Telesekreter kýz kendince konuþurken; midesi bulandý birden. Bir çýrpýda söyledi bütün söyleyeceklerini. Titreyen sesine aldýrmadan, tükürürcesine:

- Hocam ben Aslý, mümkünse artýk defterimi geri almak istiyorum. (Kýsa ama uzun bir sessizlik.) Rahatsýz ettiysem özür dilerim.

Aslý yýlgýn, Aslý suçlu…

Asla vermemeliydi ona hayatýný. Asla konuþmamalýydý. Yapmamalýydý. Susmalýydý.

Ertesi gün tekrar aradý. Ýþte karþýsýndaydý Lacivert:

- Alo.

- Alo. Hocam, ben Aslý.

- Aslý, nasýlsýn?

- Ýyiyim hocam. Artýk defterimi geri almak istiyorum. Tabii mümkünse…

- Aslý, ben, ben özür dilerim. Çok hastaydým, yataktan çýkamayacak kadar hastaydým. Daha önce de þehir dýþýndaydým. Çok mu kýzdýn bana?

- …

- Aslý?

- Evet hocam, kýzdým.

- Özür dilerim, Aslý.

- Defterimi ne zaman alabilirim?

- Yarýn olur mu?

- Olur. Nerde?

- Dersin ne zaman baþlýyor senin?

- Saat birde.

- Benim on ikide dersim var. Eðer senin içinde uygunsa saat on birde Saat Kulesi’nin önünde.

- Tamam, saat on birde.

- Aslý, özür dilerim.

- Ýyi günler hocam, yarýn görüþürüz.

Aslý kýrgýn, Aslý yýkýk…

Ertesi gün inadýna geç gitti Lacivertle buluþmaya. “ Biraz daha geç kalsaydýn gidecektim.” dedi Lacivert. Bekletilmeyi sevmeyenlerden o da. Ýçinden kýs kýs güldü Aslý. Oh! Þu intikam denen þey ne lezzetli bir yemekti!

Okuluna kadar býraktý Lacivert. Anlayamadýðý ve þimdi de hatýrlayamadýðý bir sürü cümle söyledi ona, Aslý’nýn kulaklarý uðuldarken. Ama Aslý dinlemiyordu. O cümleyi bekliyordu. Hayatý boyunca da o cümleyi beklemiþti.

Okulun önüne geldiklerinde, Aslý sabýrsýz, Lacivert’in gözlerinde garip pýrýltýlar…

- Çok karamsarsýn Aslý. Ama sana son bir þans. Benden nefret ettiðini anlatan bir yazý yazmaný istiyorum senden. Yazýyý beðenirsem eðer, ancak o zaman kabul edilirsin.

- Ama ben sizden nefret etmiyorum ki. Sadece kýzdým.

- Yazarsýn sen. Dene bir kez.

Dedi ve çekip gitti Lacivert. Kabus gibiydi adam. Bir görünüp, bir kayboluyordu.

Aslý yorgun…

Nasýl yazacaktý þimdi bunu. Nefret nedir bilmezdi ki o. Sahi nefret ne demekti?

Okul bahçesini Milli Eðitim Müdürlüðü’nün bahçesinden ayýran duvara baðdaþ kurup oturduðunda hâlâ düþünüyordu. Nasýl yazacaktý? Nefret neydi, insan nasýl nefret ederdi, çoktan unutmuþtu böyle duygularý. Sonra derin bir hüzün kapladý etrafýný. Kabul edilmediðinin bilincindeydi sanki. Derin derin nefes aldý ve yazmaya koyuldu. Ýnat ediyordu iþte, her þeyi bilmesine raðmen, Lacivert’in onu asla kabul etmeyecek olmasýna raðmen…

Hoþlandýðý çocuðun yanýna oturduðunu fark etmeyecek kadar dalmýþtý yazýsýna. Yazýyordu da yazýyordu. Dur durak bilmeden. Kaç sayfa olduðuna aldýrmadan.

Hafta sonu geldi Lacivert. Okudu yazýyý. Hiçbir þey söylemeden bazý cümlelerin altýný çizdi. Sonra hayatla ilgili uzunca bir nutuk attý ve çekti gitti.

Yine yaptý. Yine gitti.

Aslý kýzgýn…

O da onun arkasýndan koþarak çýktý. Saat Kulesi’nin önünde yetiþebildi ancak ona.

- Durun, böyle çekip gidemezsiniz. Beni böylece ortada býrakamazsýnýz. Hiçbir þey söylemeyecek misiniz?

- Aslý, çok güzel yazýyorsun. Ama olmaz!

- Neden?.. dedi, baþýndan aþaðý süzülürken soðuk terler.

-Özür dilerim, Aslý. O dergi hiçbir zaman çýkmayacak. Seni de sürükleyemem kendi kuyuma. Daha ilk dersten itibaren kaçmaya çalýþtým senden ama anlamadýn. O dergi çýkmayacak. Sen henüz küçüksün. Daha nice fýrsatlar çýkacak önüne. Býrak beni.

-Söyleseydiniz anlardým hocam. Bu kadar umutlanmazdým hiç deðilse…Bunun benim için ne kadar önemli olduðunu biliyordunuz.

- Aslý, affet beni…

Gitti. Arkasýna bir kez bile bakmadan gitti. Bu kaçýncý yüz üstü býrakýþýydý onu. Yine gitti iþte.

Orada öylece sokak ortasýnda dikilirken, yanýndan geçen ve kendisine çarpan insanlarýn hiç farkýnda deðildi Aslý. Þimdi nefretin ne demek olduðunu öðrenmiþti iþte. Nefret; küçük, ýslak bir kedi yavrusu gibi sokak ortasýnda öylece býrakýlmaktý.

Aslý kendi kendine:

- Bu masalda burada baþlamadan bitti!

Dedi ve evine doðru yürümeye baþladý sýrtýný yakan güneþe aldýrmayarak. Yaz kendini iyiden iyiye göstermeye baþlamýþtý. Onun kalbinde derin sýzýlar…



Onu görünce bütün o yaþadýklarý geldi þimdi aklýna.

Artýk ona kýzmýyordu. Sadece özlüyordu onu. Gizemini, gözlerini…

Sadece özlüyordu baþlamadan biten bir masalýn sonunda…



“Ara beni, konuþuruz.” Demiþti.

“Tamam, ararým.” Demiþti o da.

Yeniden yaþamak istemiyordu o karanlýk günleri. Yapamazdý bunu kendine, ne kadar özlese de onu yapamazdý iþte. Yeniden somurtarak uyanmak istemiyordu uykusuz gecelerin sonunda davetsiz bir misafir gibi çýkýp gelen soðuk sabahlara.

Aramayacaktý iþte…




.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Geç kaldýðým için özür dilerim.
Gönderen: ELÝF AYVAZ / , Türkiye
1 Nisan 2009
Sayýn Erden Erkin, Yorumunuz için teþekkürler. Saygýlarýmla... Kâmuran Haným, Çok ama çok teþekkürler size. Ben sizinle çok þey öðerendim, öðreniyorum. Aslýnda þuraya üye olalý çok olsa da burayý da yeni öðreniyorum. Uzun zamandýr giriþ bile yapmýyordum.:) Saygýlarýmla...

:: HOÞ BÝR YAZI...
Gönderen: ERDEN ERKÝN / ,
10 Mart 2009
Sevgili Elif, hoþ bir yazý Lacivert, içten, sevimli...Zevkle okudum. Sevgide kal...ERDEN ERKÝN...

:: ............
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
8 Mart 2009
Merhaba Sevgili Elif Ayvaz; Sanal dünya çok büyük gibi görünse de aslýnda çok küçük.Birbirimizi burada da bulabildiðimize göre....Baþtan sora zevkle okunabilecek bir özelliðe sahip bir öykü.Umut, sitem, kendine güven, hýrs; ne ararsan var.Duygularla olaylarýn harmanlanmasý bakýmýndan da gayet baþarýlý bir çalýþma.Her þey yerli yerinde.Devamýný dilerim....Sevgiyle......:)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tecavüz
Kadýn – Erkek – Kadýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Cenin [Þiir]
Þehir - 3 [Þiir]
'Kedi' [Þiir]
Þehir - 2 [Þiir]
Kuyruðu Kopan Fare [Þiir]
Düþler Biriktirdim Cebimde [Þiir]
'Düþ' [Þiir]
Trenler [Þiir]
Þehir [Þiir]
Fahiþe [Þiir]


ELÝF AYVAZ kimdir?

''Yazmak mutsuzluktur. Mutlu insan yazmaz. '' Ýlhan Berk

Etkilendiði Yazarlar:
sabahattin ali,enis batur,jack london, üniversitede edebiyat öðretmenliði okuyan orhan hocam ve þimdiki edebiyet hocam kazým hoca


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ELÝF AYVAZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.