Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Siz, hesap yaparken, bir þeyin gölgesini hesaba katar mýsýnýz? Ben katmam. Çünkü gölgeler solda sýfýr gibidirler; bin tane gölge bir 'þahsiyet' etmez, týpký soldaki bin tane sýfýrýn toplam deðerinin yine sýfýr olduðu gibi. Ýnsanlar ya gölgedirler, ya da þahsiyet. Gölge iseler, gölgesi olduklarý biri vardýr; yani kölesi olduklarý biri. O birine, siz 'gölgeci' de diyebilirsiniz. Gölgeci, insanlarý kendisinin gölgesi olarak görmekten zevk duyar. Ve hiçbir gölge iradeli hareket edemez. Gölgelerin ne sevgileri gerçek sevgidir, ne de nefretleri sahici nefret. Onlar, kendisinin patlýcanýn deðil padiþahýn dalkavuðu olduðunu söyleyen muzip gibidirler; sevgi ve nefretleri gölgecininkine ayarlýdýr. Emirle severler, emirle nefret ederler. Oysaki þahsiyetler, kendilerine ait bir kafa ve kendilerine ait bir yürek taþýdýðýnýn bilincinde olan insanlardýr. O kafayý düþünmek, analiz yapmak, yerinde onaylamak ve yerinde reddetmek için; o yüreði de duymak, sevgiye deðer olaný sevmek, inanmaya deðer olana inanmak, nefreti ve inkarý gerekli olandan da nefret etmek ve reddetmek için kullanýrlar. Gölgenin "ben idraki" olmaz; dolayýsýyla "omurgasý" da olmaz. Bu nedenle, hiç bir gölge hiç bir zaman "bir baþkasý olmaktan” kurtulup "kendisi" olamayacaktýr. Ve omurgasý olmayan hiç bir gölge, hiç bir zaman dik duramayacaktýr. Gölgelerle yapýlan siyasetin içerisinde "þahsiyeti" aramak da beyhude bir uðraþtýr elbet. Gölgelerin yaptýðý siyasetin omurgalý olmasýný beklemek abesle iþtigaldir. Dik durulmasý gereken yerde, dik durmasýný bekledikleriniz yerlerde sürünüyorlarsa, gerçek nedeni iþte budur. Tarihi bir tecrübedir: Kadrolar þuurlandýrýlýr, kitleler þartlandýrýlýr. Peki bizde nasýl yürür bu iþler: Kadrolar þartlandýrýlýr, kitleler þuurlandýrýlmaya çalýþýlýr. Bu ikincisi olmayacak iþ. Gelelim kadrolara… Evet, kadrolar þartlandýrýlýr, çünkü þuurlandýrýlýrsa, baþlarýnda bulduklarý demirbaþlarýn konumunu sorgulamaya, onlarýn oraya hangi çaba, liyakat ve vasýfla çýktýklarýnýn hesabýný istemeye baþlarlar. Onun için de, gölgeci liderler þu ezeli taktiði uygularlar: Dama çýk, merdiveni çek. Merdiveni çek ki, senden sonra kimse senin çýktýðýn yere çýkamasýn. Ondan sonrasý kolay: Bir yandan "Hadi aslanlarým, koþun, geride kalaný elerim!" salvolarý, bir yandan da "O kadar da deðil, beni geçeni vururum!" tehditleri. Tüm sorunumuz, insan kumaþýnýn kalitesinde düðümleniyor. Kumaþý kaliteli insanlarý siyasete taþýrsanýz, kaliteli siyaset üretirler; ticarete taþýrsanýz, kaliteli ticaret. Tersi de geçerli. O halde, en akýllýca yatýrým, siyasetten de, ticaretten de önce, insan unsuruna olan yatýrým. Tabi ki, hayatýn alanlarý, birbiriyle býçak sýrtý gibi ayrýlan þeyler deðildir. Ne ki, "Ne yapmalý?" sorusunun doðru cevabý da "Nereden baþlamalý?" sorusundan baðýmsýz bulunamaz. Geleceðin inþasý için harekete geçen bir kitlenin, politikaya yatýrýmýnýn insan unsuruna olan yatýrýmýna oraný, bir buz daðýnýn su üstündeki kýsmýnýn su altýndaki kýsmýna oraný kadar olmalýdýr. Yalnýzca böyle yapan bir hareket, toplumsal dönüþümün lokomotifi olmayý hak eder ve yaþadýðý zamanýn aktif öznesi olur. Deðilse, kendisine umut baðlayan kitlelerin umutlarýný yad ve yabancý lokomotiflerin hoyrat emellerine peþkeþ çeken birer vagon olurlar ki, bu tam da yaþadýðý zamanýn "pasif nesnesi" olmaya tekabül eder. Bütün bunlarý bana hatýrlatan, Rasulullah'ýn Buhari tarafýndan aktarýlan bir hadisi oldu. Burada aktarayým, bakalým size neler hatýrlatacak: "Ýnsanlar da develer gibidir: Bazen yüz tanesi bir arada bulunur da, içlerinden, binmek için bir tane bile bulamayabilirsin." BB>
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © mustafa, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |