Aniden giren, girdiðini belli etmeyen belli olduðunda çoktan deri içine iþlemesinden dolayý belki de hiç bir zaman çýkmayacak türden..

Her þeyin bir anlýk kýrýlmasýyla baþlayan olaylar silsilesinin, bir kiþiyi bir karakteri nasýl deðiþtirdiðini ancak, yýllar sonra anlayabilmek..

Cam renksizdir, cam þaffaftýr. Cam bir kafayý yaracak kadar güçlü, bir kadeh tokuþturmasýnda kýrýlacak kadar hassastýr..
Ayný sen gibi, ayný ben gibi, ayný sizler gibi..

Bir de su vardýr cam gibi þeffaf. Dýþarýdan çok saf, renksiz ve sakin; içtiðinde soðuk duþ etkisi yapan bardaktaki su..

Size neyi anýmsatýr?
O su kimdir? Belki bir annedir belki bir babadýr belki bir kýrýlan cam parçasýna özenen aþk týr..

Bu açýdan baktýðýnýzda hiç saydýnýz mý vucudunuz içine sinsice girip deri altýnýzda içinizi yavaþ yavaþ çizen cam kýrýklarýný ya da duþun altýna girdiðinizde beklediðiniz ýlýk suyun büyük bir hýþýmla buz gibi sizi karþýlamasýný?

Saf suyun içindeki þeffaf camlarýn üstünde yürüdüðümüzü ne kadarýnýz farketti?
Ne kadarýnýz cam ve su gibi sýradan görünen maddelerin insan içine girdiðinde verdiði doða üstü tepkimesine þaþkýnlýkla bakabildi?

Camýn vucudu kestiði an anlaþýlmamasý gibi þok geçirtir o masum su bile..
Ama bilinir ki kimse masum deðildir..
Ne saf su ne þeffaf cam..
Hepsinin doz aþýmý bir yerlerimizi acýtýr..
Er ya da geç..