Yaþamak bir aðaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeþçesine... |
|
||||||||||
|
Edebiyat dergiciliðinin süreçlerinde ya da faaliyet adýmlarýnda yaþanan binlerce sýkýntý vardýr ve bunlarý kabul etmek gerekir: Daðýtým, okur iliþkileri, bilgilendirme, düzeltme, yazý toplama, yazý deðerlendirme, dosya konusu belirleme, dosya konusuna iliþkin çaðrýlar oluþturma, görsellik, ödüllendirme, duyurular, eserlerin niteliði, niceliði, yazarlarýn ve okurlarýn kaprisleri vs. Fakat tüm bunlardan önce, “kök neden” olarak yönetsel bir “karakter aþýnmasý”ný özellikle vurgulamalýyýz: Günümüz editöryal yaklaþýmý, içerik ya da yetkinlik odaklý olmak yerine “iliþki/þebeke yönetimi”ne ve “retorik arsýzlýðý”na yönelmiþtir. Bugünkü “dirsek temaslarý”, edebiyat dergiciliðinde birincil “denge” ya da “tutarlýlýk” unsuru olmuþtur ve geleceði belirlemektedir, yani belirleyicidir. Kim, kime, nerede, ne þekilde, ne dedi, ne yazdý, neyi sundu, neyi yerdi veya neyi övdü, hangi isimler hangi isimleri destekledi ya da köstekledi, kim kimin himayesindedir, kim nerede ne kadar sattý? Bu çeþit ilkel iliþkileri takip etmek, tanýþýklýklardan yararlanarak “yapay bir tutarlýlýk” oluþturmaya çalýþmak edebiyat dergiciliðinde ve yayýn kurullarýnýn sohbetvari toplantýlarýnda bir “editöryal el yordamý” olarak kendini göstermektedir. Ne yazýk ki birçok yazarýn ve þairin söz konusu ettiðimiz bu el yordamýný, bu ilkelliði “verili, sabit bir deðer” olarak kabul ettiði –buna gerdan kýrdýðý ya da boyun eðdiði- de açýktýr. Düzenek bu kadar basit ve vahimken, editörlerin editörlükten çýkýp “aðalýk” mizacýna bürünmesinin önünde belirgin bir sistematik engel de yoktur. (Nasýl olsa bizim insanlarýmýz “aðalýk” düzeneklerine alýþýktýr.) Zamanla, yayýn kurulu üyeleri de -“karakter aþýnmasý”na uðrayarak- editörü (aðayý) destekleyen birer “edebiyat kâhyasý” ya da “edebiyat kabzýmalý” olup çýkmýþlardýr artýk… Peki iþbu düzeneðe kim karþý koyacaktýr, koymaktadýr; Kahramanlar! (Eminim ki sizi güldürdüm, bu söylediðime güldünüz deðil mi?) Aslýnda “kahraman” diye nitelediðim kiþilerin birer üstün/süper kimlik olmadýðýný, sadece, “bir halay takýmýnýn ayak danslarý”nýn ya da “iliþki biçimleri”nin içinde olmak istemeyen ve efeler gibi tek baþýna yazmayý yeðleyen “bireyler” olduðunu açýklamama gerek var mý? Kýsacasý tarih, iþbu aðalýk düzenekleri karþýsýnda deðiþik yöntemlerle, araçlarla dura(bile)n birkaç yalýnayak, cefakâr -fakat bir yandan da sýký- “birey”ler yaratmýþtýr. Bu siviller (baþýbozuklar) ne pahasýna olursa olsun “karakter aþýnmasý”na ya da politika(çokyüzlülük) salýnýmlarýna itibar etmemiþlerdir. Bu baþýbozuk adamlar sýký bir þeyler “yazmak/söylemek/yapmak” için destur, icazet ya da temrin de beklemezler; böylesine apansýz, baðýmsýz özgür çýkýþlar edebiyat aðalarýnýn ve kâhyalarýnýn canýný sonsuz sýkmaktadýr. Haysiyetini düþünen ve birey olabilmiþ insanýn kullanacaðý en etkin þey, ahbap çavuþluk iliþkilerini, çeliþkilerini, çýkar hesaplarýný göstermek ve uygulanan “editöryal el yordamý”ný ifþa etmektir. Günümüzdeki “dosya konularýný, jüri tayinlerini, köþk sofralarýný” filan biraz kazýr biraz kurcalarsanýz, görünenin ardýndan hangi editörlerin hangi uyduruk baðlamlarý (ve hangi uyduruk kavramlarý) “þebekelerinin canlýlýðý” adýna araç olarak kullandýðýný ortaya çýkarabilirsiniz... Hatta ayný aða-editörlerin, bahsettiðimiz “dirsek temasý þebekesini” þiir yýllýklarý, antolojiler veya etkinlik organizasyonlarý gibi statü araçlarýnda da kullandýðýný görürsünüz. Bugün, kalburüstü ya da saygýn geçinen editörlerin yazdýklarýna, yaptýklarýna ve “iliþki þebekeleri”ndeki konumlarýna baktýðýmýzda ne yazýk ki feodal düzenden çok farklý bir görüntüyle, daðýlýmla karþýlaþmayýz. Geçmiþle bugünün arasýndaki tek fark “iktidarýn merkezileþme olmadan yoðunlaþmasý”dýr. Sonuçta, demem o ki, bugünün edebiyat dünyasýnda olup bitenler “bir halay takýmýnýn editörcülük oynamasý”ndan baþka bir þey deðildir. Ýþte bu oyun -bu haysiyetsizlik gösterisi, yapay saygýnlýk- edebiyatýmýzda, çeþitli çevreler tarafýndan eþanlý olarak icra edilen en büyük suçtur. Büyük suçun türevleri ya da kýsmi sonuçlarý ise “editörlerin kendisine gelen yazýlarý okumamasý ya da okuyacak kiþileri tesis etmemesi”, “zaman ve süreç yönetimine itibar etmemek”, “nedensellik ilkelerini umursamamak”, “nezaketsizlik”, “sýðlýk”, “sessizlik suikastý” ya da “adam harcama alýþkanlýðý” gibi þeylerdir. Bunlara karþýn/raðmen kendi ikliminin, kurgusunun veya poetikasýnýn peþinde olan, kendi yolunu alýp götürmeye çalýþan sýký yazar ve þairin, çeþitli halay takýmlarýnýn hizasýna gelmeyeceði, tersine, onlardan uzaklaþarak kendini gerçekleþtirebileceði açýktýr. (Tarihe bakarsanýz anlarsýnýz.) Þimdi, bu yazýyý ufak bir söylenceyle bitirmek istiyorum. Günümüzdeki dirsek temaslarýnýn veya topyekûn uygulanan sessizlik suikastlarýnýn özünü hatýrlamak istediðinizde aþaðýdaki þu ufak hikâyeyi aklýnýza getirin; “Eskiden, restaurantlarda birlikte yiyip içen muharrirler, yemeðin bitiþinin ardýndan masadan hep beraber kalkarlarmýþ… Fakat bunun nedeni birbirlerine sýký sýkýya kenetlenmiþ olmalarý deðilmiþ; birbirlerinin ardýndan, arkasýndan konuþmasýnlar diye böyle yaparlarmýþ.” 18 Þubat 2008 Zafer Yalçýnpýnar
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Zafer Yalçýnpýnar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |