Ýçine koyabileceðin bir karanlýðýn olmadan, bir ýþýðýn olamaz. -Arlo Guthrie |
|
||||||||||
|
Þekilsiz, sanki biraz hazan, biraz baharlý bir ifade… Bir þeyleri anlatan ama neyi anlattýðýný çýkaramadýðým o mana hep aklýmda. Diðerlerinin hep aklýmda olduðu gibi… Uykularýmý bölen kalp aðrýlarý, dinmeyen lanet olsun bir türlü dinmeyen bir yangýn.( Lanet okuduðuma aldanma olur mu sakýn… Gönlüm bilmem kaç kere söylediyse de inan þu dilimden hiç çýkmadý o kelime. Ýnan… ) Bu bir sýnav. Bu bir sýnanma sabret deyip durduðum bitmeyen, bitmeyecek olan bir imtihandý bu… En son hangi görüntü aklýmda kaldý, sesinin hangi tonunu kulaklarýma hapsettim, hangi bakýþýný kimsenin bilemeyeceði bir yere sakladým da unuttum?.. Bütün yasaklarý alýp koynuma, olmadýðýn zamanlarý baðrýma bastým da sen görmedin beni bir türlü. Göremedin… Bilseydin bütün bunlarý ‘’gider miydin’’ diye sormadým. Hiçbir zaman soramadým. Oysa hayatým boyunca en çok sormak istediðim soruydu. Sormadýðým için piþmanlýðýn vebalini hep çekeceðim soruydu bu. Ama yine de sormadým yar neden diye… Korkularýmý hüzünlere ortak edip, hüznü dostum eyleyip bilinmez yollarýn izlerini sürdüm varlýðýný tadamamýþ ya da tadý damaðýmda kalmýþ hayatýmda. Dudaklarýmýn çizgileri seni sayýklayýp durdu da sen duyamadýn beni bir türlü ey yar… Bütün o yýllar… Senin izlerini süren o yýllar… Þimdi birer birer hesap soruyorlar bana. Baþlamaya çalýþtýðým her yeni adýmýmda dað gibi karþýma çýkýp hesap soruyorlar. Hem de beni býrakýp giden senin adýna. Bense hep o gittiðin günde yaþayýp durdum. Mevsimlerden bahar mýydý, kýþ mýydý? Gece miydi, gündüz müydü? Yoksa bunlarýn hiçbiri miydi bilmiyorum. Yarýn yine o gün… Sabah onda seni karþýlamaya geleceðim o tren garýna. Bütün gitmeler gelmelere gebe biliyorum... Bu yüzden o umut hiç sönmedi içimde. Yine pembe kelebekli tokamý saçýma tutturup, beyaz elbisemi giyip, pembe hýrkamý omuzlarýma koyup gelmeni bekleyeceðim o günkü gibi… Sabah aldýðým gazeteleri okuyacaðým seni beklerken... Çantamdan aynamý çýkartýp üstümü baþýmý düzelteceðim bozulmadýðý halde. Bir daha… Bir daha… Sonra bir tren yaklaþacak. Apar topar kalkýp senin inmeni bekleyeceðim. Yaþlý bir amca, sonra yalnýz bir kadýn… Genç bir adam. Çocuklar, gençler inecek. Sonra sana benzeyen biri… Arkasýndan koþup o gözlere bir daha bakabilmek için durduracaðým. Duracak… Ben senmiþsin gibi bakacaðým ona. Ama o sen gibi bakamayacak bana… Günler geçecek… Yýllar geçecek… Her yeni baþlangýçta ben o tren garýnda seni bekliyor olacaðým. ‘’Sense hiç gelmeyen…’’ Sonra bir gün biri gelip kolumdan tutup sarsacak beni. Ablacýðým bak o öldü. Seneler önce tren kazasýnda ölenlerin arasýnda ismi geçiyor. Bak bak þu gazeteye. Yazýk sana da, bekleme artýk git diyecek… Her gün gelebileceðin umuduyla uyandýðým sabahlarýmý, bir umut gelirsin diye beklediðim bütün o seneleri, her birini yerle bir edecek… Gerçeðime mi uyandýracak, düþlerimi mi uyutacak yoksa umutlarýmý umutsuzluða mý terk edecek?.. Ýþte o an… Ayrýlýk rüzgarlý saçlarýmda esecek… Kolumdan tutup sarsarken ve o aðzýndan dökülen ateþ koru çýkan her kelimeyi söylerken, yaktýðý kalbimi taþýmaktan yorulurken… Bütün bunlarý hesaplayabilecek mi bilemem… Bilemem… Sonra bir cesaret. Bir cesaretle o soramadýðým soruyu soracaðým. Gitme deseydim, kalýr mýydýn diyeceðim ‘’çoktan geçmiþ bir zamana, çoktan geçmiþ bir soruyla…’’ Sabah on olacak yine. Pembe kelebek tokalý o kadýn o tren garýnda olmayacak. Merak edecek onu göremeyenler… Aralarýndan biri belki de o kadýnýn niye gelmediðini, gelmekten niye vazgeçtiðini sorup duracak hayatý boyunca kendine… Sabah on olacak yine… Takvimlerin zamaný karýþacak. Mevsimler yer deðiþtirecek. Zaman… Lanet olasý zaman duracak belki bir gün... Ben artýk beklemeyeceðim o doðmayacak güneþleri… Ellerimi uzatacaðým sana. Topraðýna… Altýnda yatan cansýz bedenine dokunmak isteyeceðim. Gözyaþlarým akacak, sana deðdi mi diye düþüneceðim. Onlarý hissedip hissetmediðini… Sonra… En sonra… Günlerden, aylardan, yýllardan sonra… ‘’Zamansýz gelen ve zamansýz giden her þeyden sonra…’’ Ýmtihanýmýn bittiðini düþündüðüm noktada… Cansýz bedenim yýðýlýp kalacak üzerine. Bir tek o. Yýllardýr seni örten o toprak olacak aramýzda. ‘’Ölürken bile hasret kalacaðým ben sana…’’ Saat onda bir tren yaklaþacak tren garýna. Pembe kelebek tokalý o kadýn bir adamý bekleyecek. Bankta oturup gazeteleri okuyacak zaman geçsin diye. Tren duracak, apar topar kalkýp o adamýn inmesini bekleyecek. Yaþlý bir amca, sonra yalnýz bir kadýn…Genç bir adam… Çocuklar, gençler inecek… Ve sonra o adam inecek… Ayrýlýk bir trenin cam kenarýnda kalacak… Tutacak kadýnýn ellerinden. Sarýlacaklar birbirlerine. Kadýn aðlayacak…Sessizce öpecek nefesini... Ve hatýrlayacak kadýn mevsimlerden hazan, aylardan Ekim olduðunu… Bilinmezliðin ülkesine, bilinmezleri yaþamak için gidecekler. Ve ben son nefesimi verirken o adamýn Azrail olduðunu bilmeyeceðim… Ýnanýn bana bilmeyeceðim… Çaðla GÖKDENÝZ Bartýndaki son demlerime…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ÇAÐLA GÖKDENÝZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |