..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Hayranlýðý o dereceye vardý ki; yere düþtü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey > Erdal GEÇER




3 Eylül 2008
Hacýbektaþ Tören Ýzlenimleri  
Erdal GEÇER
2008 YILI HACIBEKTAÞ ETKÝNLÝKLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ ÝZLENÝMLER


:BEFC:
2008 YILI HACIBEKTAÞ TÖREN ÝZLENÝMLERÝ

Himmetdede’yi de geçip Nevþehir il sýnýrlarýna girerken yol boyu sýralanan irili ufaklý yerleþim birimlerinin etrafýnda hep ayný görüntüler karþýlýyor insaný.Anadolu’nun yýlda ancak bir kez ürün verebilen tarlalarýnýn,sýradan köy evlerinin yanýna inþa edilen þatovari villalardan sahibinin alamancý olduðu hemen anlaþýlabilen yapýlarýn ve onlarca un deðirmeninin görüntüsüdür bu. Tabiat ananýn seyrekte olsa saðda solda serpilip boy vermelerine göz yumduðu bodur aðaçlarýn yalnýzlýðýndaysa bu coðrafyanýn sonsuza kadar ormansýz bir boz kýr olarak kalacaðýnýn hüzünlü alýn yazýsý okunuyor sanki.Bu yazgýya teslim olmuþ topraklarýn bir ucundan doðup Ankara asvaltý’ný köprü altýndan keserek Avanos yönünden Ihlara vadisine doðru kývrýla kývrýla akan Kýzýlýrmaðýn yataðýný takip eden ince yeþil hat ise, binlerce yýllýk can damarýnýn hayat verdiði yaþlý kalýn ve çoðunlukla da biçimsiz gövdeli söðüt aðaçlarýyla dolu.


Erciyes daðýndan binlerce yýl önce fýþkýran kül yýðýnlarýnýn oluþturduðu birbirine benzer dað ve tepeleri yara yara ,Kapadokya boyunca sessiz akýþýna devam eder Kýzýlýrmak.Daha Anadolu’nun bir çok yöresine uðramasý gerektiðinin bilincindedir çünki.Bu coðrafyada Kýzýlýrmak ile Erciyes arasýnda uzun zaman önce yaþanmýþ amansýz bir mücadelenin izlerini görebilmek hiçte zor deðil.Þimdilerdeyse aralarýnda karþýlýklý karar verilmiþ bir ateþkes söz konusu sanki.Belki de bu yüzden uzun zamandýr dað suskun,ýrmaksa kendi doðal yataðýnda sessiz akýþýna devam etmekte. .


Kýzýlýrmaðýn bölgeye sunduðu yaþam iksirinin yanýnda Erciyes daðýnýn yöre coðrafyasýna kattýðý zenginlikleri de unutmamak gerekir. Ta Mucur’a varýncaya kadar iki yüz kilometrelik alan boyunca heybetli görüntüsü ile doðudan ve batýdan gelip giden otobüs,kamyon,traktör ve otomobillerle sýk sýk göz göze gelen Erciyes’in en önemli görsel zenginliði lavlarýndan oluþmuþ peri bacalarý olmalý .Ama ulu daðýn külleri; kimi yeni yeni keþfedilen,kimi tarih kadar eski nice zengin nimetler sunmuþtur bu topraklara.Ýlk çaðlardan beri Avanos’un çanak ve çömleðine dönüþen kýzýl topraðý günümüzdeyse modern yapý elamanlarý olarak binalara,yol ve patikalara,yürüyüþ parkurlarýna malzeme olabilmekte.


Turizme olan katkýsý nedeniyle Nevþehir’e daha cömert davranan Erciyes belki ilerde modern kayak tesisleri ile Kayseri’ye de bol paralar kazandýracaktýr.Hacýbektaþ’a ise þimdilerde süs eþyasý ve bazen de kutsal simgelerin,Zülfikar uçlu kýlýçlarýn,isimlik ve heykelciklerin yapýldýðý beyaz renkli iþlenebilen taþýný hediye etmiþ sadece . Ama o büyük köpürmeden binlerce yýl sora Ulu bir Hünkarýn gelip daha bereketli yerler dururken bozkýrýn ortasýndaki Sulucakarahöyük’ü kutsal dergahýna mekan tutacaðýnýysa tahmin edememiþ olmalý yaþlý volkan.


Her yýl geleneksel olarak düzenlenen Hacýbektaþ-ý veli etkinliklerine ilk kez bu yýl katýlma fýrsatý bulabiliyordum.Himmetdede’yi geçip çallýgedik’e doðru týrmanýþa geçerken aþýrý hararet yüzünden stop eden aracýmýzýn neden olduðu kýsa duraklamayý týr þoförlerinin yardýmýyla atlatmak dýþýnda bir sorun yaþamamýþ,ilçe giriþindeki jandarma kontrolünü de geçip Hacýbektaþ’a geldiðimizde yoðun bir kalabalýkla karþýlaþmýþtýk.Tören zamanlarý dýþýnda daha önce bir çok kez gelmiþtim buralara.Her geliþimdeyse Hacýbektaþ halkýyla ilgili olumlu izlenimlerden ziyade olumsuz izlenimlerle ayrýlmýþtým.Gelen ziyaretçileri bir þekilde ssöðüþleyip para kazanmak için gözleriyle radar misali çevreyi tarayan satýcýlar,Ýnanç duygularýný sömürmek adýna kurban satýcýlarýnýn kendilerine taktýklarý haydar dede,hasan Hüseyin…vs türünden çevre duvarlara renkli boyalarla yazýlmýþ mezat yeri isimler, beyaz taþý yontarak oluþturulmuþ envai çeþit süs ve simgelerin esnaf tarafýndan fahiþ fiyatlarla satýlma görüntüleri her geldiðimde beni olumsuz duygulara yönelten durumlardan bir kaçýydý sadece.


Þimdiyse ilçe halkýnýn bende yarattýðý olumsuz izlenimin birkaç katý büyüklüðünde bir rahatsýzlýðý ziyaretçilerin yarattýðý sahnelerden almaktaydým.Türbeyi ziyaret için kuyrukta bekleyen kalabalýðýn itiþ kakýþýna aldýrmadan cin fikirlik yapýp aradan kaymaya çalýþan kafalarý Zülfikar bandajlý gençlerin görevlilere karþý takýndýðý hakaret vari tavýrlarýn ötesinde delikli taþ bölgesi rezalet manzaralar ile doluydu.Geçmiþte Alevi örgütleri’ yle yerel yönetim arasýndaki çekiþmeyi duymuþtum .Ýlçe yönetiminin organizasyon süresince takýndýðý tekelci ve otoriter tutumun bir çok protestolara neden olduðuysa bir gerçekti.Þu an ziyaretçilerin neden olduðu manzaralarsa beni ilçe yönetimine karþý neredeyse daha anlayýþlý ve sevecen düþünmeye itmekteydi.Delikli taþ mezarlýðý’ nýn çevresi araç, çadýr,insan, kesilmiþ hayvan organlarý, dýþký ,içilip fýrlatýlmýþ raký,bira þiþeleri,çöp ,poþet ve mangal artýðý izleriyle doluydu.Ýki er kiþi ise akþam üstü bir mezarýn göbek taþýna baðdaþ kurup alkollerini yudumlamaktaydýlar, Bu olumsuz görüntülerle organizasyon komitesi arasýndaki iliþkiyi düþündüðümde dört dörtlük olmasa da belirli bir düzenin tesis edilmeye çalýþýldýðý anlaþýlabiliyordu.Çevreye çöp kovalarý konmuþtu mesela. Lakin bu rezil daðýnýklýða düzensiz ve ilkel kalabalýðýn kurallarý hiçe sayan boþ vermiþliðinin neden olduðu aþikardý.Ayný manzaralarý zaman zaman yol tv.de izlediðim baþka etkinliklerde de görebildiðimden sorunun tamamen insan alýþkanlýklarýyla ilgili olduðunu rahatlýkla fark edebiliyordum.Bir yandan piknik,duman yelpaze ve mangal görüntüleri,bir taraftan dualý duazlý konser sesleri ,sloganlar,afiþler ve bilmem nerenin dernek baþkaný olduðunu beyan ettikten sonra meseleyi genelde de bilimsel sol ve alevi literatürden ezberlediði üç beþ kelimeyle uzattýkça uzatan adamlar....


Deliklitaþýn giriþindeki kurban kesim yerindeyse on ya da onbeþ yýl önceki geliþimden beri sanki sürekli çalýnmaya devam eden kerbela matemiyle ilgili o rahatsýz edeci gürültülü müzik aralýksýz çalýnmaya devam ediyordu.Bir,iki,üç,yedi.on... ...Kýrkbeþ dakikalýk sürede defalarca ayný bozuk bozkýr þivesinin nameleri tekrarlanmaktaydý. .Ýlginç olansa bu durumun bilincimde yarattýðý izlenimdi.Alevi toplumu da týpký bu bozuk müzik gibi sanki kendisini saçma sapan tekrarlara saplamýþ ve bir adým öteye geçmeyi baþarmaya hiçbir zaman isteklilik göstermemiþti..Sanki müzikte anlatýlan yezit,mervan , þimbil ,keþiþin kurban eylediði yedi oðul baþý gibi ne idüðü belirsiz Arap menkýbelerinden alýnma iktidar mücadelesinin yenik ama masum tarafý olmayý övgüyle kabulleniþ ve her olayý bu algýlamayla deðerlendirip kendilerine avunabilecekleri bir mücadele alaný yaratma beyhudeliðiydi sürüp giden.Garip ama beni sýkan bir tekrar ediþti bu.


Ama Gül bacý’ nýn bizlere kumanya olarak hazýrladýðý içli kömbe,üzüm,domates,peynir ve poðaçalarla beraber içeceklerden oluþan yemeðimiz iyi gelmiþti doðrusu. Yemek sonrasý birkaç resim çekmek üzere deliklitaþ’a çýkacaktýk.Ortalýk günahkarlýk testini baþarýyla geçmeye çalýþan insanlarla doluydu.Ýnançlarla ilgili simgesel davranýþlarýn kendi doðal mantýðý içinde deðerlendirilip anlayýþla karþýlanmasý gerektiðini düþünüyor olsam da Erciyes’ten fýþkýran volkanlarýn oluþturduðu bu taþýn deliðinden geçmeyi gerekli görmeyecek.sadece resim çekmekle yetinecektim.Taþýn etrafýnda biriken insanlarýn iyi niyetli ve inançlý ruh hallerinin güzelliðine keþke bir parçada sýraya girme,itiþip kakýþmama,öndekine saygý duyabilme özellikleri eklenmiþ olabilseydi.Damat Erdoðan bey ise bu itiþ ve kakýþa daha fazla seyirci kalamayacak,deliklitaþýn on yýllýk muhtarý edasýyla olaya el koyacaktý. Sükuneti saðlamaksa mümkün olmadýðýndan bir süre sonra o da pes edecekti.


Ama harika bir gün batýmý manzarasýyla karþý karþýyaydým.Dilek aðacý ’na ip baðlamaya çalýþan Zeynep ablayla genç kýzlarýn ve kadýnlarýn hemen solundan tüm kýzýllýðýyla batan güneþin sunduðu pozlarý fotoðraflamayý baþarmýþtým.Beþ taþ’ larýn yanýnda duran yaþlý Hacýbektaþlý kadýnlara sarý tiþörtlü genç bir kýzýn sorduðu soruysa epey ilgimi çekecekti.Kýzýn kendisi daha önce bir dilek tutmuþ ve kendisine dileðinin gerçekleþeceði söylenmiþti.Daha sonra ise ondan habersiz olarak annesi ayný dileði tutmuþ,bu sefer dileðin kabul olmayacaðý söylenmiþ Bu durumda ne olacaktý.Kýz birazcýkta hakkýný arar bir telaþla bunu soruyordu kadýnlara.

Sorunun cevabý mý….Duyamadým doðrusu.Hava kararmak üzereydi zaten.Konserlerse çoktan baþlamýþ olmalýydý.Merkeze döndüðümüzde Ýpek Mehmet vardý sahnede..ilgimi çekmiþti Ýpek Mehmet.Zira Kýbrýs’ta görev yaparken Musa Eroðlu’ nun söylediði ve benim sürekli dinlediðim bir parçasý vardý Ýpek Mehmedin.Konserde de o parçasýný söylüyordu.


Yine karlar yaðdý gönül daðýma
Kime ne söyleyim kime ne deyim
Yaz ayýnda gazel düþtü baðýma
Kime ne söyleyim kime ne deyim.


Ýpek mehmet yandý aþkýn narýna
Göz göze gelmedik nazlý yarýnan
Bütün ömrüm geçti ahu zarýnan
Kime ne söyleyim kime ne deyim.


Sýkça dinlediðim ve sazlada çalýp söylediðim bu parçayý sað görüþlü oda arkadaþým portofino bile çok sevmiþti. Ýlginç bir kiþiliði vardý porto’nun. sürekli halk müziði dinler ama Abdullah Çatlý’ ya da tapardý adeta .Portofino’nun vatanseverlik duygularýnda bir idol olan ve Paris’teki sen nehri ’nden abdest almýþ ünlü ekibin lideri olan Çatlý’da yabancýsý deðildi bu topraklarýn.Topu topu Hacýbektaþ’a yarým saatlik mesafesi bulunan Kozaklý ilçesine mensup olduðunu okumuþtum portofino’nun kitabýndan.


Ýpek mehmed’ in ilgimi çeken bir diðer yönüyse çocukken dinlediðim ilk teyp kasetinin babasý Ýsmail ipek ’e ait olmasýydý .Almanya’dan Hanife teyzemin anneme hediye ettiði teyple beraber o kasette gelmiþ, yýllarca da dinlenmiþti Çadýryeri ’ndeki gecekondumuzda.


Sonra Emrah Mahzuni çýktý sahneye.Türkiye’nin sýkýntý çektiði üç Abdullah’tan bahsetti. Öcalan ,Çatlý ve Gül ‘ ün ayný mihverde buluþturulmasý konusuna ben pek bir alaka kuramadým doðrusu .Boyundan ve beyninden büyük laflardý bunlar.Kendince sergilemeye çalýþtýðý sahne þovunun bir parçasýydý belki de.Babasý büyük bir ozan olan (Mahzuni Þerif) Emrah hiçbir zaman üçüncü sýnýf saz ve türkü aþýklýðýnýn ötesine geçemeyecek kadar yereldi.Torun Mahzuni ise birazcýkta ailenin yönlendirmesiyle büyük bir mirasa sahip edilmek istenen tatlý bir delikanlý adayýydý sadece.Ama ilerde delikanlýya da aðýr gelebilecek gereksiz ve erken bir yönlendirmeydi bu.

Mercan Erzincan henüz yeni alýþmaya çalýþtýðý kalabalýklar karþýsýnda heyecanlý mütevazi ve sade güzelliðiyle harikaydý bana göre.Eþi Erdal ise mükemmelin ötesinde bir baðlama virtiözü olduðunu canlý canlý sergiliyordu..Ama o kadardý sadece.Dahasý olmalýmýydý.... fikir yürütme hakkýný görmüyorum kendimde. Ama sanatçý beklide birçok þey olabilmeliydi diye düþünüyorum.Birden fazla þey olabilmeyi layýkýyla baþaransa Sebahat Akkiraz’ dý elbette.Sesi, yorumu ve tavrý ile mükemmeldi.Ýnandýðý öðreti ile ilgili deyiþleri okurken insaný manevi alemin týnýsýyla buluþturuyordu adeta.Topluluða yönelik uyarýsýysa yerinde ve gerekliydi.’’Gençler edepli olalým.Bizim yolumuz edep yoludur.Burada kadýnlarýmýz,kýzlarýmýz var…lütfen edepli olmayý öðrenelim.’’ Zira etraf her zaman olduðu gibi alkolün etkisiyle itiþen adamlarla doluydu.
Diren,Songül ve Dilek’in Mustafa Özarslan ’la resim çektirmelerinin öncesinde gecenin sürprizi teyze kýzý Koner ablayla karþýlaþmamýz olacaktý.yanýnda Sevim ve Elif ablanýn tatlý kýzýyla beraber Antalya’dan ekip halinde gelmiþlerdi.Birlikte hatýra resim çektirip vedalaþýrken uykusuzluk ve yorgunluk yüzünden okunuyordu Koner ablanýn.Esasýnda hepimiz ayný durumdaydýk.


Emekli bir asker olan belediye baþkanýysa beni þaþýrtacaktý..Gençlerin taþýdýðý Deniz Gezmiþ posteriyle ilgili güzel sözler söylemesi ,asker kökenlide olsa politikayý yavaþ yavaþ öðrendiðini gösteriyordu.Zira ona oy veren ve oraya gelen kalabalýk için Deniz önemli bir simgeydi.Ýkinci ilginç durumsa gelen ziyaretçi kalabalýðý için Hacýbektaþ esnafýnýn kurduðu hediyelik eþya pazarýnýn bir benzerinin de politik beklenti ile yaklaþan örgüt ve kiþilerce kurulmuþ olmasýydý.Biz kaç kiþiyiz-Tuncay Özkan, Mustafa Sarýgül,Yol clap..Cem vakfý..Velhasýl Alevilik pazarýnda tezgah yerleri daim bulunan ve kendince hesaplarý olan her kesimi görebilmek mümkündü,Perdeyi kapatansa gecenin zifir karanlýðýnda kaldýrýma oturmuþ ve yanýnda içilmiþ boþ bira þiþeleri bulunan sarhoþ bir Hacýbektaþ’lýnýn sazý eþlinde söylediði Mahzuni baba’nýn eski bir türküsü olmuþtu.


Ammerika katil..katil...katil..



Oturduðu kaldýrým taþýndan sazýyla birlikte yuvarlanmamak için çaba sarf etmekte tereddüt gösterdiðiyse her halinden belliydi adamýn.


Erciyes daðýnýn Ürgüp-Göreme-Avanos yöresine nazaran daha az cömert davrandýðý Sulucakarahöyük’te ki Ulu Hünkar’ dergahýndan sabaha karþý ayrýlýrken, Yemliha beldesi yakýnlarýnda Ankara asfaltýný bir köprüyle kesip Avanos üzerinden kapadokya’ya doðru sessiz telaþýyla binlerce yýldan beri olduðu gibi yol almaya devam ediyordu. kýzýlýrmak,. Bozkýrdaki Üç ulular diyarýnda Akþam üstü bütün kýzýllýðýyla gün batýmýný, gece de yarým ay tutulmasýný izlemiþ ,þafak vakti Kayseri’ye dönüyorduk, Gündüz yoðun hisettiðimiz aðustos sýcaðýna raðmen alacaþafaðýn soðuðu azda olsa gösteriyordu kendisini. Erciyes’in binlerce yýl önce fýþkýrttýðý küllerle þekillenen ve Kýzýlýrmaðýn ince yeþil bir çizgi halinde can verdiði bozkýrýn en orta yerine ne hikmetle asýrlar sonra ulu bir hünkarýn gelip yerleþtiði ve kutsal dergahýný kurduðuysa seher vaktinin sihirli sorusu olarak yanýtsýzca beklemekteydi bilincimde.

Erdal GEÇER



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Semah... (Bir Tablodan Ýzlenimler)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dün Gece [Þiir]
Þehr-i Ben [Þiir]
Yitik Gemi [Þiir]
Altýn Kadeh [Þiir]
Hayyam'a [Þiir]
Nirvana [Þiir]
Virüs [Þiir]
Beþinci Þiir [Þiir]
Diyalektik [Þiir]
Ýyi Kadýn [Þiir]


Erdal GEÇER kimdir?

Yazmak kendimi yenilemek gibi bir þey. çeki düzen vermek üst baþa. hazirlanmak geleceðe. .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Erdal GEÇER, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.