"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Bazýlarýmýz burçlarý çok önemser ki, ben o bazýlarýndan biri deðilim. Ýþte burçlar da aylarýn varlýðýyla kaim deðil midir? Çalýþanlar için de aylar çok þey ifade eder. Aybaþýnda alacaðýmýz maaþýn hesabýyla geçiririz günlerimizi. Çünkü borçlarýmýz vardýr her zaman olduðu gibi. Evlenmeden önce, bilhassa genç hanýmlara burçlarý hatýrlatan aylar, þimdi tüm aile fertlerine borçlarý hatýrlatmaktadýr. Maaþýmýzý hemen alacak, bizi sabýrsýzlýkla bekleyen alacaklýlara daðýtacaðýzdýr. Bunun için hem seviniriz, hem de üzülürüz. Öðrenciler için tatil aylarý mutluluk zamanlarý demektir. Hele bir de aylardan Temmuz ise bambaþka… Ancak zayýflarla dolu bir karne getirmiþse bizim delikanlý ya da hanýmefendi, onun için bir kâbusun adýdýr tatil aylarý. Arkadaþlarý gezip tozarken, o ders çalýþmak zorundadýr aylar boyunca. Emeklilerimiz için de aylar çok önemlidir. Maaþlarýný üç ayda bir alan o tonton ninelerimiz, nur yüzlü dedelerimiz daha bir önemserler aylarý. Alacaklarý ve ardýndan mendillerine sararak ceplerine koyacaklarý o üç beþ kuruþ maaþla torunlarýna bir bisiklet alacaklardýr. Ya da yediklerini, içtiklerini gözüne kakan evlatlarýnýn dokundurmalarýný hatta aþaðýlamalarýný önlemek adýna, paralarýný onlara vereceklerdir “ben sana harçlýk veririm baba” teminatýný da alarak. Bu ihtiyarlar þanslý olanlardýr ki, huzur evlerinde “sen burada huzurlu kal” emrini aldýklarý için kendilerini huzurlu hissetmek zorunda kalan evlatlarýndan yetim anne babalar da vardýr. Onlar içinse aylar, ölüme doðru giden merdivenin son basamaklarýdýr artýk. Belki de huzur evlerinde kaybettikleri huzuru orada bulacaklardýr, kim bilir? Onlar için hayatýn her saniyesi önemlidir artýk. Çünkü yaþadýklarý kadar yaþamýþlardýr þu fâni alemde. Bir ayaklarýnýn çukurda olduðunun farkýndadýrlar ama ne kadar isteseler de Hacca gidecek kadar parayý bulamazlar. Bulanlar da birilerinin “paralarýný Araplara yedirme” öðütlerini dinleyerek; o son günün geliþini tedirgin bir þekilde bekler dururlar. Araplara para yedirmek yerine kederlerinden dut yemiþ bülbüle dönerler. Bahar aylarý insanlýk için bambaþka anlamlarla yüklüdür. Hýdýrellez, Nevruz gibi þenlik günlerinin resm-i geçidinin yaþandýðý aylardýr bahar aylarý. Kýþ geldiðinde vefat eden bitkiler, kemikleþen aðaçlar hatta birer ölü gibi uykuya yatan canlýlar, hemen diriliverirler. Böylece ölümden sonraki sonsuz hayatý da müjdelerler bizim için. Kýþýn ölen dünyanýn bahar aylarýnda diriliþi gibi, bir gün insanlar da sonsuz hayat baharlarýna dirileceklerdir. Aylar bütün milletler için önemlidir de Japonlarýn aylara verdikleri deðer oldukça takdire þayandýr. Japonlar, Aylarý da kendi içinde aylara bölmüþlerdir. Mevsimleri 14-16 günlük aycýklardan oluþur. Mesela, 19 Þubat, Japonlar için Yaðmur Suyu (Usui) ayýnýn baþlangýcýdýr. Ya da 5 Mart’ta baþlayan Keiçitsu ayý, “Böceklerin Uyanýþý” ayýdýr. Bu örneklerden de sezebileceðiniz gibi Japonlar, her mevsimi 6’þar aya bölmüþlerdir. Zaten Japon ay adlarý da oldukça ilginçtir. Ocak ayý Japonlarda Mutsuki (Ýyi Ýliþkiler) olarak adlandýrýlýr. Bizdeki Ocak kelimesi de ayný anlamý ifade eder aslýnda. Kýþýn en koyu anlarýnda, Ocak etrafýnda toplanmýþ insanlarýn “Ýyi Ýliþkiler” kurmak zorunda kalacaðý oldukça açýktýr.Ya da baharýn baþlangýcý olan Mart ayý “Doðanýn Uyanýþý” (Yayoi) kelimesiyle ifade edilir Japonca’da.. Bütün dünya milletlerinden farklý olarak Müslüman milletler için de ortak öneme sahip aylar vardýr. Dünya Müslümanlarýnýn tek yürek olmasýný saðlayan bu önemli aylarýn baþlangýcý Regâip Gecesi olmaktadýr. Regâip Kandiliyle birlikte vasýl olduðumuz Recep ayý, toplum arasýnda Üç Aylar (Þuhur-u Selase) olarak adlandýrýlan tövbe aylarýnýn baþlangýcý durumundadýr. Üç aylar içinde adeta sonsuzlukla dip dibe, iç içe öyle günler vardýr ki, az önce saydýðýmýz, insanlýk için önemli aylarýn ya da günlerin hiç birisi bu aylarla yarýþamaz. Bu mübarek aylarda ekeceðimiz tohumlar, sonsuzluk sümbüllerine, ebediyet meyvelerine gebedirler. Bizler için bir misafirhane olduðu kesin olan þu fâni dünyanýn fâni saniyeleri, bu mübarek aylarda sonsuz hayatýmýzda bizleri kucaklayacak Sonsuz Evrenleri doðuracaklardýr. Dünyanýn geçici dertleriyle boðulmuþ beynimiz, ruhumuz, bu aylarda adeta derin bir nefes alýr. Bir gün çýkýp gideceðimiz þu geçici dünya misafirhanesini güzelleþtirmek için çalýþtýðýmýzdan daha çok, sonsuzluk âlemlerindeki saraylarýmýzý inþa etmek için çalýþmamýz gerektiði açýktýr. Gidiþ, aniden ve çoðu zaman haber vermeden olacaktýr ama bizler için þimdilik meçhul olan o sonsuzluk âlemlerinde kalýþýmýz ebedidir. Aslýnda hayatýmýzýn bütün aylarý, bütün saatleri ve sâniyeleri mübarektir, mübarek olmalýdýr. Bizimle sonsuzluk âlemleri arasýnda çok ince, hassas damarlar, köprüler vardýr ki, bu dünyada gerçekleþtirdiðimiz eylemlerimiz, hatta tefekkür dünyamýzda soluduðumuz her zerre sonsuzluða akýp gitmektedir. Bu gerçek de gösteriyor ki aslýnda dünyevi emeller uðruna harcayacaðýmýz her bir saatimiz, Sonsuzluk Alemlerinde inþa edilmiþ bir sarayýmýzý tarumar etmektedir. Elbette dünyada mekan önemlidir ama sonsuz hayatta evsiz, yurtsuz bir müflis olarak azap çekmek, bu dünyadaki kiracýlýðýmýzýn aslýnda pek de acý olmadýðýný göstermektedir. Þu da bir gerçektir ki Sonsuzluk için yapacaðýmýz dünyevi iþlerimizin tamamý da Sonsuzluðu doðuracaktýr. Yani Sonsuzluðu kazanalým derken, tüm dünyevi iþleri terk ederek zavallý birer miskin olalým demiyoruz. Helal dâiresi geniþtir harama girmeye lüzum yoktur. Zina etmek yerine evlenmek, þarap içmek yerine türlü türlü þerbetler içmek, insanlara düþman olmak yerine nefsin kötü isteklerine düþman olmak, haram yerine helal yemek, ailemiz ve insanlýk için çalýþmak vb. eylemlerimiz eðer niyetimiz Allah rýzasý olursa, hem dünyamýzý hem de ahretimizi mamur edeceklerdir. Japonlarýn deyimiyle söylemek gerekirse, bu “Yayoi” (Uyanýþ) Aylarýyla birlikte uyanmýþ ruhlarýmýzý, seküler, siyasi, maddeci ninnilerle uyutmayý býrakarak, hayatýmýzý yeniden bir gözden geçirmemiz ve sonsuzluða giden yollarýmýzý bir kere daha tanzim etmemiz gerekiyor. Ýnsanlýk olarak içinde boðulduðumuz “carpe diem” (aný yaþamak) felsefesi, “hâlidine fiha ebeda” (onlar orada sonsuza kadar kalýcýdýrlar) gerçeði karþýsýnda bizi ne kadar mutlu edebilir? “Pro aeternitas carpe diem” (sonsuzluk için aný yaþamak) hakikatine ulaþmadýktan sonra, hangi geçici hülyalar, hedefler bizi tatmin edebilir ki? Not: Oðuz Düzgün'ün yazýlarý www.edebigazete.com sitesinde yayýmlanmaktadýr. Ýlk Sanal Edebi Gazete olan www.edebigazete.com her geçen gün geliþerek yoluna devam etmektedir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |