..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Tarihsel Olaylar > uygur




10 Haziran 2008
Pargalý  
uygur
toplam kalite anadoluda yok muydu?


:CEIA:
derviþ ile sadrazam


Öðle güneþinin yorgun düþürdüðü kuþlar; aðaçlarýn dallarýna sinmiþ þakýmýyordu. Gökyüzü duru bir maviye bulanmýþ, otlar rüzgarýn da etkisiyle birbiriyle cilveleþiyordu. Tepenin yamacýna kurulmuþ çadýrýn önüne büyük minderler serilmiþ, Paþa burada aðýrlanýyordu. Pargalý Ýbrahim Paþa uzun bir yoldan gelmesine raðmen mutluydu. Himmetini duymuþtu derviþin. Kaç zamandýr görüþmek istediði derviþle birlikte olmak, bu güne denk düþmüþtü.

Ayran getirdiler. Bir dikiþte içip bitirdi ayranýný. Tekrar koydular...
Pargalý Ýbrahim gizliden gizliye derviþi süzüyordu. “Farklý bir yüzü var” dedi. Siyah iri gözleri, sanki “her þeyi görüyorum” hissine kaptýrdý onu. Beyaz sakalý göðsüne kadar uzanýyordu. Kýrýþ kýrýþ olmuþ yüzünde “ben saray koridorlarýndaki ürkek fýsýltýlarýn görünmeyen yüzlerine benzemem” dercesine anlamlý bir ifade vardý. Ýri burnu, çýkýk çenesi, kalýn dudaklarý güven veriyordu. Pargalý Ýbrahim, sessizlik tepelerini bir çýrpýda yok etmek istercesine söze baþladý.

“Siz nicesiniz?”

Börtü böcek sizinle can bulur da, bize söz söylemez. Aðaçlar boynun büküp dereler irin akar. Nedendir bi söyler misin Anadolu hep doludizgin kan ister? Ne yapmalý ? Nasýl etmeli de güvenin tohumlarýný yüreklerine serpip, birlikte nefes almalý?
Hakikatin yüzü var mýdýr? Dedi Ýbrahim.

“Hakikat ehli görünmez. Hakikat hiç bilinmez. Yunus olup yýllarca ayný boyda odun toplasan, nur olur hiç bir þey silinmez. Su kendi mecrasýnda akýp, erenlere kavuþur. Daðlarýn þahikasý da öyle. Sen, sen ol da güneþe suskun bakma, suya duru deyip sevdaya sýrt çevirme. Böyle yazýlý risaleler” dedi derviþ .. “Böyle söylendi hakikat”...

Derviþ önce sakalýný hafiften sývazladý. Kelimeleri tek tek bulup birbirine uladý,
“Kitaplar yazmaz, Toroslar’a sorun; Osman Beyi, Osman Bey yapan ahilik, insaný birincil kýlmýþtýr. Beyliði imparatorluk, Beyi payitahta taþýmýþ, kul hakkýný yenmez kýlýp, alýn terini yüce bilmiþtir” dedi.

Pek hoþuna gitmemiþti bu soru aslýnda, garipsedi. Sonra,
“ Neden sorarsýn bire Pargalý Ýbrahim?” “Neden gelmiþindir de bakalým?” Dedi.

- Bilmek isterim güneþ nasýl doðarda her yaný canlandýrýr?
Börtü böcek sizinle can bulur da, bize söz söylemez. Aðaçlar boynun büküp dereler irin akar. Nedendir bi söyler misin Anadolu hep doludizgin kan ister? Ne yapmalý ? Nasýl etmeli de güvenin tohumlarýný yüreklerine serpip, birlikte nefes almalý? Hakikatin yüzü var mýdýr?
Dedi Ýbrahim.

“Hakikat ehli görünmez. Hakikat hiç bilinmez. Yunus olup yýllarca ayný boyda odun toplasan, nur olur hiç bir þey silinmez. Su kendi mecrasýnda akýp, erenlere kavuþur. Daðlarýn þahikasý da öyle. Sen, sen ol da güneþe suskun bakma, suya duru deyip sevdaya sýrt çevirme. Böyle yazýlý risaleler” dedi derviþ .. “Böyle söylendi hakikat”...

Sonra sevgi dolu sesiyle dönüp,

“olumlu bakýn halkýnýza, çünkü kelamýnýz ona benzer. Baki kalýr, siz göçüp gitseniz de sözcükleriniz. Öyle anýlýr, öyle bilinirsiniz bu diyarda. Kök boyasý çýkar o hep sizinle olur . Davranýþýnýz da o yönde olur her isme. Öyle görürsünüz her kimseyi. Çünkü sen öylesindir. Öyle kurmuþsundur alýþkanlýk beytindeki ilk dizeni” dedi derviþ.

Pargalý’nýn hoþuna gitti cevaplar. Ýlk defa böyle bilge biriyle konuþmanýn keyfiyle,
“Peki nedir bu Ahilik? Nasýldýr yüzü ki, Anadolu sizinledir? Her þey bir bir dökülüp yeksan olurken sizler hep ayaktasýnýz. Sizin gülüþünüz bitmez. Kavminiz baþkasýna benzemez, siz benzemezsiniz. Aðaçlarýnýz aðaçlarýmýza, sözünüz sözümüze benzemez siz kim olasýnýz ki payitahtýn güldüremediði yüz sizde ay olur? “ dedi.

Derviþ gülümsedi. Sözcüklerini önce tartýp sonra anlatmaya baþladý,

“Ayýn dolunay olduðu vaktinde, kýrk yýldýz kaydý ayný anda, kýrk ayrý daða düþtü . Kýrk düðüm atýldý düþtükleri yere. Kýrk gecenin ayný vaktinde, kýrk ateþ yandý. Alazlar göðe yükselip bize yol gösterdi. Birlikte yürümeyi öðrendik önce. Sevmeyi, üretmeyi ve gülmeyi. Birlikte acýya karþý durmayý öðrendik sonra. Alazlar harladýðýnda, birlikte düþünmeyi öðrendik....”

Sonra birden aklýna gelen bir þeyi unutmamak istercesine,
“Yaban kazlarýný bilir misin?” Dedi.

“Çocukluk yýllarýma ait güzelliklerin hoyratça sokuþturulduðu heybemde onlarýn yeri hep farklý olmuþtur. Hedefe odaklý, birlikte mücadele etmenin ve paylaþmanýn çok sesli müziðini gökyüzünde süzülen kazlarýn kanat çýrpýþýnda dinlerken; güç gösterisinin týlsýmýna kapýlýp gýpta ederdim onlara.”
Sonra birden soluklanmak istercesine derin bir nefes aldý.

“Biliriz ki kazlar göçebedirler. Biliriz de nedense hiçbir zevat kazlarýn gökyüzünün maviliklerinde gururlu ve inançlý bakýþlarýyla süzülürken “V” þeklini aldýklarýný sorgulamaz?
“ Sen sorguladýn mý Pargalý Ýbrahim, de bakalým?” Dedi.

Paþa kafasýný olumsuzca iki yana salladý. Merak etmemiþti çünkü. Yaban kazlarýndan ders alýnacak bir þeyler olacaðýný düþünmemiþti...
Derviþ tekrar sordu.

“Uçan her kazýn , kanatlarýný çýrptýðýndan itibaren arkasýndaki kazý kaldýran bir hava akýmýný kullanarak uçuþ menzilini yaklaþýk iki katýna çýkardýðýný, biliyor musun?”

Kýzardý, bozardý Paþa.” Meðer savaþ, savaþ meydanlarýnda kazanýlmýyormuþ” dedi sessizce.
Derviþ hararetle devam etti konuþmasýna.

Kazlar, BÝZ bilincinin bir hayat felsefesi olarak algýlanmasý ile mümkün olacaðýný, her kimseye deðer veren, onu her þartta kabul eden, onu önemli kýlan boyutu bize öðretiyor. Tüm börtü böcekten alýnacak mühim dersler var, hayatý onlar ,paylaþarak yaþýyor” dedi

Pargalý Ýbrahim; yanýndaki söðüt aðacýna baktý boþ boþ. Bir sinek hareler çizerek aðacýn etrafýnda uçuyordu.
Tekrar derviþe dönüp
- Yaþam nedir sence? dedi
Derviþ sanki soruyu çok önceden düþünmüþ gibi hemen cevapladý.

-     Yaþam “Ateþ Böceðinin geceyi bölen ýþýðýdýr.” Bakmayý bilmek gerek. Çünkü nasýl bakarsan öyle görürsün evreni. Neyi görmek istersen karþýnda, öyle bakarsýn unutma. Ýnsaný insan yapan þu küçücük yüreði deðil midir ? Ahilik dergahýnda biz bunu öðreniriz. Yüreðimiz paklanýrken ateþ böceðinin geceyi bölen ýþýðýnda, biz semah yaparýz .....

Bir çýrpýda söylediði bu sözlerden sonra derin bir nefes aldý. Sonra tekrar devam etti konuþmasýna.

-Anadolu’nun tüm þehir, kasaba ve köylerinde ayný türkü mýrýldanýr ayný anda. Yüreklerdeki ses aynýdýr çünkü.

Sustu ve Pargalý Ýbrahim Paþayý göz ucuyla süzdü. “Neler söylüyorum bu ünlü Osmanlý Paþasýna. Ýstese beni bir kýlýç darbesiyle ikiye bölüp çakallara sunabilir” dedi kendince. Sonra “Yiðit birine benziyor, yoksa pay-i tahtan buralara niye gelsin” derce sine iç geçirdi. Devam etti sonra konuþmasýna.

-Önce Ýnsaný birincil kýlarýz biz. Sonra gene insaný....

Kendimizi anlamaya gayret ederiz. Kendini anlamayanýn kelamý nice olur?
Þelale nasýl suyunu deðiþtirirse her gün, bizde deðiþtiririz bildiklerimizi. Kavga kem göz üstüne, bizde nafile.

Dedi ve devam etti.
- Üretkenlik, deðiþim ve eðitim bizi anlatýr dikkat et! Ýþin ehli; emeðine ýþýk verendir. Eðlenmeyi bilendir, çalýþmak kadar.

Sonra birden aklýna geliverdi de Paþanýn makamý.

-Ne söyletirsin bire Pargalý, sen bunlarý bilmesen ne ararsýn sultanýn gölgesinde. Dikkat et gölge baki deðildir, sultanda öyle çünkü. Güneþin keyfine kederdir rahatlýðýn. Þimþek çakýp gök gürüldediðinde gölgen kaybolur.

dedi de piþman oldu sonra. Koskoca payitahtýn ikinci adamýný azarlarcasýna söylenmiþ gibi geldi ona.

Pargalý Ýbrahim Paþa sessizce dinliyordu derviþi. Zaman zaman dalýp gitse de söylenenlerin yaþamýndaki karþýlýklarýna, derviþin anlattýklarýndan çok anlatýþ biçimi hoþuna gitmiþti. Sözünü sakýnmaz tavrý “sen benden büyük deðilsin!” dercesine olsa da, doðru söylüyordu.

Sultan Süleyman’ýn iki dudaðý arasýnda deðil miydi boynu? Gerçi Hürrem’i ona kendisi hediye etmiþti ama zaman zaman gölgenin güneþe çalan aydýnlýðýný görmüyor da deðildi.

Derviþin gür sesiyle irkildi.
-Ne sorarsýn bire Pargalý, bilmez misin ki, Anadolu’nun mutluluðu, onu yok etmek isteyen bir cümle unsurun daha filizlenmeden yok edilmesi ile mümkündür.

“Allah Allah! Bu adam benim düþüncelerimi mi okuyor?” diye düþünürken Pargalý Ýbrahim, derviþin konuþmasýný sürdürdüðünü gördü.



-Dürüstlüðün, paylaþmanýn, dayanýþmanýn, güvenin öncelikli kýlýndýðý Anadolu’da sorunlarýn kendiliðinden çözüleceðini bilmez misin?

Paþa’ya sorduðu sorunun cevabýný beklemeden;

-Bizde, çalýþanlarýn ahlaklý , iþini bilen, eðitimli kiþilerden olmasý önemsenir. Müþterinin her daim velinimetimiz olduðunu bilmezlikten mi gelirsin?
diye bir soru daha sordu.

Soru soruyu getiriyor, Paþa derviþin engin bilgisini þaþkýnlýkla dinliyordu. Söze karýþmak , bir damla kelam etmek istese de Derviþin konuþmasýný sürdüreceðini anlayýnca vazgeçiyordu.
Derviþ, Ahiliðin, “Zanaatýnýzý geliþtirin, birbirinize sevgi ile baðlanýn. hýrslara kapýlmayýn, gönül kýrmayýn,kimseyi ayýrt etmeden, yardým elini uzatýn “ sözlerinin engin maviliklerinden oluþtuðunu bir bir anlattý. Örnekler verdi uzun uzun...

Pargalý Ýbrahim’in gözleri gene söðüt aðacýnýn dalýna uzanmýþtý. “Biliyordu” dedi “biliyordu benim geleceðimi.” “Biliyordu sarayýn surlarý arkasýndaki mahrem düþünceleri....”

Süleyman geldi gözünün önüne. Çocukluðunu özledi...

Padiþahla çocukluktan beri beraberlerdi. Süleyman henüz þehzade iken Manisa’da bir av partisinde tanýþmýþlar, bir daha hiç ayrýlmamýþlardý. Süleyman, Ýstanbul’un kapýsýndan girerken, yanýnda gene Parga’lý Ýbrahim vardý. En mahrem konuþmalarý, sadece onunla yapmýþ, memleket meselelerini onunla dertleþmiþ, savaþ kararlarýný birlikte vermiþlerdi.
Neler söylemedi münafýklar onlarla ilgili. Fesatlýklarý dillerine vurdu da, “aþýk dediler Süleyman ona”, “güya Süleyman dizinin dibinde yatmýþta güneþ ýþýyýncaya kadar, güneþin doðuþunu seyretmiþler, görenler varmýþ”, “Hürrem de aþýk ona” dediler de sarayýn soðuk karanlýklarýnda, bir bir kayboldular. Bu yüzden herkes ona “Makbul Ýbrahim Paþa” diyordu.” Hürrem’in entrikalarý olmasa” diye düþündü. Düþüncesinden kendi ürktü sonra, birden üþümeye baþladý...

Derviþ, Ahilik nizamýný anlatmaya devam ediyordu. Gerçi zaman zaman Paþaya baksa da Ýbrahim’in uslu bir öðrenciyi andýran tavrý hoþuna gidiyordu.

“Her ahinin uygun kalitede ve miktarda malzeme kullanarak, mal üretip, belirli bir fiyata sattýðýný, bu hususta kötü yöntemlere baþvuranlarýn derhal cezalandýrýldýðýný, fazla kar saðlama gayretlerine itibar edilmediðini“ anlattýktan sonra,
“Ahilerin bozuk malý suret-i katiye de satmadýklarýný, satan her zevatýn meslekten men edildiðini, yani “pabucunun dama atýldýðýný, esnafýn denetlenmesine ve özellikle eðitime büyük önem verdiklerini” söyledi.

“Çýraklar alýyoruz” dedi. “Ne bir eksik, ne bir fazla...”

Pargalý, ahilik geleneðiyle ilgili her yeni malumatý belledikçe keyifleniyor, daha fazla anlatsa diye hayýflanýyordu.
Derviþ artýk sözünü baðlýyordu. Öyle çok þey anlatabilirdi ahilikle ilgili; doðan gün kýrmýzýya çalýp,karalara bürünür de, sonra gene aydýnlatýrdý derviþin yüzünü bir kaç kez. Üç yüzüncü yýlýna dayanmýþ gelenek öyle bir çýrpýda anlatýlmaz. Bir çýrpýda bu kadar yürek, ses olmaz.
Olsa da ona düþmez erenlerin yüreðini, ayan beyan anlatabilmek.
Nasýl anlatýlabilir ki zaten? Zamanýn imbiðinden damýtýlmýþ ziyanýn her rengini görebilmek öyle kolay mý?
Derviþ, Paþanýn karma karýþýk olmuþ yüzüne bakýp;

“Ahilik yönetim anlayýþýnýn temelleridir bunlar. Her esnafýn iþini doðru yapýp yapmadýðý, müþterilerine karþý davranýþlarý izlenir de, üretilen mallarýn kalitesinde süreklilik aranýr bizde. Ama önce esnafta doðruluk aranýr”

dedi ve bastonundan destek alarak yavaþ yavaþ ayaða kalktý.
Gözleri hala Paþanýn üzerindeydi.
“Son bir söz daha söylemeliyim sana” dedi usulca.

“Hakikat; bugün kimin yanýnda gölge olduðunun, kaç para kazandýðýnýn aymaz mantýðýndan oluþmaz.
Neler hissettiðin, neler yarattýðýnda gizlidir.” Sen, sen ol mutluluðu ýraklarda arama, görmek istediðin her þey, çok yakýnýnda....” dedi ve ardýna bakmadan gitti...

Sus pus oldu gökyüzü. Rüzgar ýslýk çalmadý. Börtü böcek sustu. Azgýn sular þorlamadý.
Çobanlar kavallarýna el sürmedi. Kuzular melemedi. Düðünler halaysýz kutlandý uzunca süre...
Pargalý düþündü uzun uzun.
Boþ boþ baktý uzaklara...
Boþ aldý dolu verdi. Dolu alýp boþ verdi.
Yüreði buruldu, daraldý. Ýnce sýzýlara bulandý.
Ateþ bastý, ter bastý bütün vücudunu...
Sonra bir titreme ki düþman baþýna.
Dað taþ zangýr zangýr titredi.
Kuzular sütten kesilip, ekinler boy atmadý...

Daðýn ardýnda beliren beyaz bir bulut; .maviye çalan gökyüzünü yararak aðýr aðýr ona doðru ilerledi.....


Uygur AYDEMÝR



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ah Benim Sivilcelerim [Þiir]
Þu Bizim Recai Emmi [Öykü]
"Cetten Bile Hýzlý Gidii... "" [Ýnceleme]


uygur kimdir?

"Ýçimde efsuni maviliklerin suya vuran yansýmalarý, aklýmda her lisanda sen. Gizli benliðimin bir oyunudur marazi hasetlerimi bitirememem. "

Etkilendiði Yazarlar:
orhan pamuk, yaþar kemal, çetin altan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © uygur, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.