Otobüsün gitmesini beklemek, gözlerine bakarak çaresizce düþünmek ayrýlýðý, el sallayarak uðurlanmak, gözyaþlarýyla hissetmek yalnýzlýðý ve yavaþ yavaþ yol almak karanlýkta, düþünmek yol boyunca çaresizliðimi nefret etmek belki de kendimden ve otobüsten bir þey yapamamak durduramamak otobüsü, gözünü açtýðýnda baþka bir þehirde olacaðýný bilmek tekerlek seslerini akýp giden kilometreleri hayatýnda eksilen saatleri geride býraktýðýn þehirleri çaresizce düþünmek ve geride býraktýðýn her þehirde o insandan uzaklaþtýðýný bilmek. El sallamak karanlýkta otobüs camýndan yavaþ yavaþ ilerlemek bu sefer gözyaþlarýmla birlikte