Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
her Cuma imam efendinin arkasýnda kýlýnan farz esnasýnda dinlediðimiz “Doðu ve Batý klasiklerinden karýþýk cep konçertosu”na suç ortaðý olmamak için telefonumu kapatmaya davrandýðýmda mesajý gördüm;.. “cumanýz mübarek olsun.Gazze ve Filistin,Irak’taki mazlumlarý zalimlerin zulmünden Rabbim korusun,ordumuzu muhafaza etsin,dua edelim…Ahmet…” diye baþlayan ve biten bir mesajdý… Son zamanlarýn moda tabiriyle camiye girip çýkýncaya kadar olaðanüstü bir “metamorfoz” yaþadým,diðer ifadeyle halden hale girdim,zaman tünelinde yolculuk ettim!.. Kah duvar diplerinde Ýsrail askerlerinin tank ve top mermilerinden korunmaya çalýþan, sevdiklerini ve topraðýný korumak adýna kendini kurþunlarýn önüne atan Filistinli,.. Kah yýllardýr beynelmilel güçlerin çýkar çatýþmalarýnda “koz ve kobay olan”,huzur ve sükuna hasret olan Iraklý oldum.. Sonra -25,30 derece dondurucu soðuðun beyaz örtüyle donattýðý 3000-4000 metre rakýmda kendi topraðýnda beraber büyüdüðü ve çoðu yaþça akraný olan aldatýlmýþ beyinlerin peþinde acýmasýz pusu ve tuzaklara göðüs gererek sath-ý müdafaa yapan genç yüreklerin yerine koydum kendimi… Ve sonra yine kendi gerçeðime döndüm ve “Ben” oldum!.. Onlara ulaþabileceðim tek vasýta yahut onlarla benim aramdaki tek iletiþim yolu “Dua” idi… Nasýl dua etmeliydim veya ben duasý makbul olacak,icabete layýk bir beþer-i aciz miydim?.. Bir anda zaman zembereði geriye sardý,mekan deðiþti!.. Onlarca insan bir Abd-i Aciz’in kapýsýný çalýyorlardý… O Abd-i Aciz Mýsýr’ýn yüz aký,Musa(a.s) ve Harun(a.s)’un býraktýðý nurdan mirasýn sahibi, ruhunu özünden akan gözyaþlarýyla yýkayan bir Zat.. Kimden bahsettiðimi hemen anladýnýz; Zunnnun-el Mýsri’den elbette!.. Müslümanlar çaresiz,umutsuz ve korku içinde.Diyorlar ki,.. -Efendim,biliyorsunuz aylardýr kuraklýk hüküm sürüyor,erzak ve hayvanlarýmýz telef olmaya baþladý,mahsuller çýkmaz oldu(demek ta o zamanlardan geliyor bu küresel ýsýnma,kimbilir…) Bizler dua ediyoruz ama duamýz kabul olmuyor,siz ki bu topraklarýn medar-ý iftiharý Allah’ýn seçkin ve sevgili kulusunuz,teveccüh buyurun da bir dua edin,Rabbimiz sizin duanýzý geri çevirmez!!.. O Ýlham Devi kýsa bir müddet durakladýktan sonra;.. -sizler gidebilirsiniz,merak buyurmayýn ben Rabbime rahmet için dua edeceðim ama yalnýz olarak!,der.. Ýnsanlar gittikten sonra ýssýz bir maðaraya girer ve kýsa bir namaz kýldýktan sonra secdeye kapanarak hüngür hüngür aðlamaya baþlar,.. -Allah’ým,biliyorum ki bu insanlarýn suçlarý ve günahlarý yoktur ve biliyorum ki o insanlarýn arasýnda benim gibi günahý ve kusuru çok olan bir aciz olduðu için bu cezaya düçar oldular!.. Artýk bu günahkar beden bundan sonra onlarýn arasýnda olmayacak,hicret edecek,Sen onlarý rahmet hazinenden mahrum etme Allah’ým! Diyerek Mýsýr’dan hicret eder ve arkasýndan günlerce aralýksýz yaðmur yaðar!.. Sonra evet sonra Asr-ý Saadet’e uzandým… Bir adam vardý,yaþlý bedeni ayaklarýný taþýmakta zorlansa,kulaklarý aðýr iþitse ve gözleri ferini kaybetse de o kendini dinç ve saðlýklý hissediyordu!..Belki de yaþlý ve son demlerinde “Ebedi Lezzet” ile tanýþmanýn verdiði geç kalmýþ saadeti doyasýya yaþamak,tatmak istiyordu… Abdullah Bin Cahþ idi bu “Ýhtiyar Delikanlý”,Ýslam Peygamberi’nin halazadesi… Uhud savaþýna hazýrlýk yapýyordu Müslümanlar,o esnada Amr bin As(r.a)’ý yakalýyor ve ona bir talebi olduðunu iletiyordu.Yaþýna hürmeten Amr onu dinliyordu,dedi ki,.. -Savaþa gireceðiz ey Amr,senden bir þey istiyorum,bunu yerine getireceðine dair bana söz vereceksin!.. Amr,onun hatýrýný kýramýyor ve kabul ediyordu. -Þimdi dinle,sen dua edeceksin ben “amin” diyeceðim sonra ben dua edeceðim sen “amin” diyeceksin… Amr memnuniyetle kabul ediyordu bu nazik ve anlamlý talebi… Önce kendisi dua etti,cihadýn büyüklük ve ehemmiyetine binaen zafer ve Allah katýnda mükafat diledi,Abdullah Bin Cahþ yürekten “amiiiinnn!!” diyordu… Sýra onu gelmiþti,ellerini kaldýrarak yakarýþýna baþlamýþtý,.. -Allah’ým,yarýn Sen’in rýzan için cihada çýkýyoruz.Ben ki ömrümü günah deryasýnda geçirdim,huzuruna çýkacak yüzüm yok.Ellerim,ayaklarým,gözlerim,kulaklarým bütün bu günahkar uzuvlarla Huzur-i Ýlahi’ye çýkmak istemiyorum,bana öyle bir þahadet nasip et ki,ellerim,ayaklarým,kulaklarým,gözlerim olmasýn ve o günahkar uzuvlar olmadan huzuruna çýkayým!.. Bu dua bitince Amr diyordu,.. -Ýçimden hiç de “amin” demek gelmiyordu ama bir defa söz vermiþ bulundum ve istemeden de olsa “amin” demek zorunda kaldým… Ertesi gün savaþýn ardýndan sýra þehitleri defnetmeye gelmiþti ama bir þehit vardý ki tanýnmayacak haldeydi;ne elleri ne ayaklarý ve gözleri,ne de kulaklarý vardý ve kimse de tanýyamýyordu!..Birden Amr’ýn aklýna Abdullah Bin Cahþ ve duasý geliverdi,þahadetin sýr perdesi açýldý;Abdullah Bin Cahþ’ýn duasý Makam-ý Ýlahi’de kabul edilmiþti… “Ben” kimim Ahmet?.. “Bana günahlarýn ulaþamayacaðý bir belde” söylesen de þu günahkar bedenimle oraya “hicret” etsem!.. “Bana kötülüklerin dokunmayacaðý zamanlar” söylesen de orada kaybolsam!.. Hangi eller ve gözler,hangi ayaklar ve uzuvlardan bahsediyorsun günaha dalmamýþ;”duygularýmý” koruyamadým ki günahlardan,onlarý bile kirlettim!.. Yüreðimizi sattýk dünya denilen mezbelelikte,ruhlarýmýz bit pazarýnýn iþportalarýna düþtü!.. Adamlar gitti,insanlarla paylaþmaya baþladýk kirlenmiþ mekanlarý,sadakat gitti ihaneti beslemeye baþladýk sinelerimizde!.. Yaðmurlarý küstürdük,yýldýrýmlarýn öfkesini üzerimize çektik;.. Güneþ sanki gökten yere indi,gölgeleri kendimizden kaçýrdýk!.. Maviyle bizi kucaklayan cömert denizler içlerindeki öfkelerini kýyýlara kusmaya baþladýlar… Yusuf’a yol gösteren Ay ve yýldýzlarýn dostluðunu karanlýkta kaybettik… Yýrtýcý hayvanlar bile yaþamak istemiyor bu günahkar bedenlerle,onlar bile bizden kaçýyorlar artýk!.. Þeytan mý dedin?.. O diyor ki;.. “Ben bile bu kadarýný hesap edip düþünememiþtim ey Adem oðlu,pes!!” “Þeytan’ý utandýran zamanlar”a imza attýk!.. Dua et diyorsun,utanýyorum… Dua,”Ben-merkez”den ötelere uzanan ve iletilen Zat’a münhasýr bir itirafnameydi,deðil mi?.. O zaman bu acziyet ve günahýmýzý itiraf edersek Kadir-i Mutlak perdeyi aralar da Nuru’nu gönderir mi,ulaþtýrýr mý bizlere?.. Olur mu dersin Ahmet?.. Ve ellerimi kaldýrýyorum,abd-i aciz olarak!!... Selam ve dua ile,.. Lütfi AKARÇAY
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |