..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > 7nci Sanat (Sinema) > Barýþ Saydam




1 Mart 2008
1984 (Nineteen Eighty - Four)  
Barýþ Saydam
Dünya üç kutuplu bir eksene ayrýlmýþtýr. Avrasya, Doðu Asya ve Okyanusya þeklinde. Görünüþ itibariyle üç kutuplu gözükse de aslýnda anlatýlan tek kutuplu bir dünyanýn yansýmasýdýr.


:CHIJ:

Dünya üç kutuplu bir eksene ayrýlmýþtýr. Avrasya, Doðu Asya ve Okyanusya þeklinde. Görünüþ itibariyle üç kutuplu gözükse de aslýnda anlatýlan tek kutuplu bir dünyanýn yansýmasýdýr. Film, Okyanusya’nýn baþkenti Londra’da geçer. Ülke, parti oligarþisi altýndadýr. Ýktidardaki partinin tek amacý bireylerin bilinçlerini yok etmektir. Parti insanlarýn bilinçlerini yok edip, akýllarýný bir disipline sokma çabasýndadýr. Bu amaçla da adalet, özgürlük, gerçek, bilgi, duygu ve zaman gibi kavramlarý kendi istedikleri gibi manipüle eder. Partinin resmi ideolojisi, Ingsos’un üç önemli sloganý vardýr; “savaþ barýþtýr, özgürlük köleliktir, bilgisizlik güçtür.” En aðýr suç, düþünce suçudur. Düþünce polisinin görevi, düþünce suçunu engellemek, parti tarafýndan saptanan ortak düþünce biçiminin dýþýna çýkanlarý yakalayarak, bu suçlularý yeniden topluma uyumlandýrma çabasýna giriþmektir.

Tüm Okyanusyalýlar televizyonlar tarafýndan idare edilip, gözetlenmektedir. Bu televizyonlarýn seslerini kýsmak veya kapatmak mümkün deðildir. Bu araçlar sayesinde insanlar koþullandýrýlýr. Times gazetesi de ayný amaç için kullanýlýr. Ýnsanlar Büyük Birader’in istekli ve gönüllü birer öznesi haline dönüþtürülür. Bütün bu iktidarýn araçlarýnda gerçeðe yer yoktur, bu araçlar tamamen propagandaya yönelik iþler. Bu yüzden artýk insanlar neyin gerçek neyin yalan olduðunu bilemez. Çünkü duygularýndan arýndýrýlarak hissizleþtirilmiþ, bir nevi ideal insan formuna dönüþtürülmüþlerdir.


Fakat içlerinden Winston Smith (John Hurt) kendi içinde bir sorgulamaya giriþmektedir. Antikacýdan bir defter alýr ve günlük tutmaya baþlar. Günlüðünün ilk satýrlarýna da “geçmiþe ya da geleceðe, düþüncenin özgür olduðu bir çaða” kelimelerini yazar. Altýna da “Büyük Birader çaðýndan, ölü bir adamdan” diye not düþer. Aslýnda bir düþünce suçu iþlediðinin ve yakalanacaðýnýn farkýndadýr. Fakat böylesine bir toplumda insanlýðýný kaybederek yaþayacaðýna, düþünen ve hisseden bir insan olarak yakalanmak daha iyi diye düþünmektedir. Her iki þekilde de aslýnda Winston ölü bir adamdýr. Ayný zamanda parti iktidarýnda birey olarak kalmaya çalýþan son insandýr. Ama hafýzasý sürekli deðiþtirildiði için zihni karma karýþýktýr, hatýralarý parça parçadýr. Bütün bunlarýn nasýl olduðunu anlar ama neden olduðunu bir türlü anlayamaz. Toplumun deðiþmesi yolunda tek umudu ise proleteryadýr. Bunu ”Eðer bir umut varsa proleterlerde var. Eðer kendi güçlerinin bilincine varabilirlerse…” þeklinde ifade eder. Ýktidar partisi proleterleri hayvan yerine koyduðu için proleterya tepkisizleþmiþtir. Öyle ki iktidar onlarý denetleme gereði bile duymaz. Winston ise toplumun büyük çoðunluðunu oluþturan proleterlerin örgütlenerek bu yapýyý deðiþtireceklerine az da olsa bir inancý vardýr.

Kendisi gibi dýþ parti üyesi olan Julia ile bir iliþki yaþamaya baþlarlar. Bu iliþkinin temelinde de aslýnda Winston’ýn iktidara ve düzene karþý duyduðu nefret yatar. Cinsel iliþkiyi “insan türünün sürdürülmesi” görevine indirgeyen partiden gizli yerlerde dilediklerinde seviþerek içlerindeki düzen karþýtlýðýný dýþa vururlar. Bu iliþkileri sýradan bir aþk iliþkisinden çok, kendilerini bu sistemin birer parçasý olarak görmediklerini göstermek için yapýlan politik bir eylemdir.



Winston düzene karþý daha etkin olabilmek için Büyük Birader’in karþýtlarýndan Goldstein’in yer altý hareketi ile temasa geçer. Daha doðrusu onlar Winston’la temasa geçer. Ancak bu iliþkiyi saðlayacak aracý O’Brien bir düþünce polisidir. Burada yaratýlan Goldstein imgesinin üzerinde durmak gerekir. Goldstein yaratýlan ütopik dünyanýn karþýtý, bir hain bir toplum düþmaný olarak gösterilir. Oysa Goldstein diye biri yoktur. Bu sadece bir imgedir. Týpký partinin yarattýðý hayali savaþ gibidir. Savaþýn kendisi gerçek olmasa bile, parti insanlarýn savaþta olduklarýna inanmalarýný ister. Ýnsanlarýn bastýrýlmýþ saldýrganlýklarýný bu yolla, yarattýklarý düþmanlara yöneltirler. Savaþ aslýnda düþmana karþý deðil, toplumsal yapýnýn güçlenmesine yöneliktir. Týpký Büyük Birader gibi Goldstein de parti tarafýndan yaratýlmýþ saf bir kurgudur. Bu kurgular sayesinde toplumsal yapý güçlendirilmeye çalýþýlýr.

Sonunda beklenen gerçekleþir ve Winston’la Julia düþünce polisi tarafýndan yakalanýr. Ýkiside otoritenin uygulayacýlarý tarafýndan iþkenceye tabii tutulur. Bu iþkence sýrasýnda sürekli onlarýn insan olmadýklarý, aslýnda bir hiç olduklarý hatýrlatýlýr. Winston bu iþkencelere karþý elinden geldiðince direnmeye çalýþýr.

Winston : Gözümün önünde gördüðüm þeye nasýl yardým edebilirim?
2 artý 2 dört eder.
O’Brien : Bazen Winston. Bazen 5, bazen de 3. Bazen ise ayný anda hepsi… Ne geçmiþ, ne þu an, ne de gelecek… Kendi içinde vardýr. Gerçeklik insan zihnindedir.


Parti kendi çýkarlarý doðrultusunda insan zihnini yeniden yaratýr. Gerçek ve yalan kavramý iç içe geçer. Bir gerçek yalan olur, bir yalan gerçek olur. Parti insanlarýn düþündüklerinin ve gördüklerinin yalan, kendi söylediklerinin gerçek olduðunu dayatýr. Bunun içinde bütün insan doðasýný kontrol altýna almaya çalýþýr. O’Brien “Partiye sadakattan baþka sadakat yoktur, Büyük Birader sevgisinden baþka sevgi yoktur.” diyerek partinin amacýna da vurgu yapar.

George Orwell’in romanýndan uyarlanan, aslýnda bir anti-komünist söyleme dayanan bu karþý-devrim ütopyasý bugünde geçerliliðini koruyor. Orwell romanýnda komünizmi merkezine alarak bir karþý-devrim ütopyasý yaratsa da onun esas konu edindiði merkezi ekonomi ile yönetilen ülkelerin yatkýn olduðu çarpýk yönetim biçimlerini sergilemekti.

“Burasý bizim ülkemiz. Bir barýþ ve bolluk ülkesi. Bir ahenk ve umut ülkesi. Burasý bizim ülkemiz...”

Orwell’in esas yapmak istediði aslýnda bu tezi çürütmekti. Böylesine bir söylemin nasýl çöktüðünü ve nasýl sýkýþtýðýný gözler önüne sermekti. 1984’te bütün bunlarý oldukça iyi yansýtýyor, Winston karakteri de aslýnda tek kutuplu bir dünyada insan olarak kalmaya çalýþan sýradan bir kahraman. Kahraman derken alýþýk olduðumuz günümüz kahramanlarýndan da oldukça farklý. Günümüzde yaratýlan her türlü zorluklara göðüs geren, erdemli, zaman zaman duygusal katharsisler yaratarak bizi kendisiyle özdeþlemeye zorlayan, kusursuz bir kahraman deðil Winston. Onun tek derdi, etrafýnda kurulmuþ “bilgisizlik güçtür, düþünmek suçtur” diyen düzenin içinde yer almamak. Bireysel trajedisine bir anlam vermek. Ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum sorularýna cevap bulmak. Kendini bir þekilde anlamlandýrmak. Fakat parti bunun olmasýna izin vermez. Ýnsan olarak kalmak, düþünmek ve hissetmek tehlikelidir. Parti alýþýlmýþa göre davranmayan ve kurallara uymayanlarý 101 numaralý odaya götürür. Bu oda oligarþik sistemin otoritesini tümüyle uyguladýðý, asilerin korkularýyla yüzleþtirildiði yerdir. Bu odada insanlarýn geçmiþleri silinir, bugünleri þekillendirilir ve gelecekleri yok edilir.

Filmin sonunda ise silinen anýlarýna raðmen Winston ve Julia yeniden buluþur ve daha sýk buluþmalýyýz diyerek birbirlerinden ayrýlýr. Parti iktidarýnýn kusursuz bir þekilde düzenlediði bu robotlaþmýþ þehirde hala insan kalmak için bir umut ýþýðý vardýr.

“Gerçek var ve yalan var. Özgürlük… Özgürlük, iki artý ikinin dörde eþit olduðunu söylemektir.” (Winston)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 7nci sanat (sinema) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aaah Belinda!
V For Vendetta
Jean Vigo ve Filmleri
Leos Carax ve Sinemasý
Yumurta
Ýklimler
Babel

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kader [Eleþtiri]


Barýþ Saydam kimdir?

Sinema ve edebiyat olmadan yaþayamayan, sürekli okuyan, izleyen ve dinleyen, özümsediklerini de yazýya dökmeye çalýþan insan.

Etkilendiði Yazarlar:
Nietzsche, Sartre, Dostoyevski, Kafka, Martin Esslin, Orhan Veli vb.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Barýþ Saydam, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.