ï¿½zEdebiyat - Muna Genï¿½ - Bugï¿½n Bile Henï¿½z Bugï¿½n...

6 Þubat 2008
Bugün Bile Henüz Bugün...
Muna Genç

Sözlerim... Bütün insanlarýn geçiþ durumlarýna baðlý. Sözlerimi büyütebilirim de; "bütün insanlýðýn geçimine baðlý" gibi... Bir bir yaþýyoruz... Birilerini seviyor, birilerine inanýyoruz, bir þeye inat ediyor, bir yerde kirleniyoruz... "Yok" deyip kalkýyor, zira "evet" diyene gülümsüyoruz, yolda yürürken olanlarý aklýmýz almýyor ama hesap verirken "dünya kuþ çeþitleri"ni bile sayabiliyoruz. Çocuklarý korumak isterken, büyükleri üstümüze düþmekle itham ediyoruz. Kitap okumayýp köþe okuyunca ancak giþelerden geçiyoruz. Sokaða çýkýnca "hava, dükkanlar, güneþ, ah caným simitçim bugün ne de sýcak" diyor fakat eve girer girmez her þeyi dýþarýda býrakýp "þu ayakkabýlarýn haline bak, tabi o sokaðýn daha yapýlacaðý yok" deyip surat asarak sofraya oturuyoruz. "Kasaba dolusu insan gibiyim mübarek" þeklinde yaþýyor ama henüz içimizden eleþtirilere geleni tanýmýyoruz. Tartýyoruz ama hep bir eksik söylüyoruz. Gidiyoruz ama götürmüyoruz. Kalýyoruz ama dinlemiyoruz. Bilmiyor ama ezberliyoruz. Geçmiþi daha da ilerlemek için deðil; yerimiz için, çýkarýmýz için kolluyoruz! "Görünüþe göre" duruyor, "ama niye caným" diyerek, göreceli olaný kenara iteliyoruz. Bir adým; Ya þüpheyle yaklaþýyoruz ya da fýstýk atar gibi... "Nasýl olsa içindeki ben deðilim" diye... Oysa burasý bilmediðimiz bir yer deðil. Bir devirdir dünya! Ve zaten-vaat edilmeyen "o" bahçeleri de vejetaryen! Bi' dünya kýpýrdamýyor ama! "Nasýl olsa içindeki benim" diye mi? M.G.T.

"Merhabalar" içinde sade ve fakat davetsiz bir endiþe taþýyabilir.

Bugün, güncel yazýya ve size geri dönüþünü buradan tartacak olabilir.

Tartýyorsa þöyle denilebilir; daha önceden arkadaþ-kitaplarýndan birini okuduysanýz ki bu da 3 yayýnlanmamýþ denemeden zaten nüshalarý ve verilenleri ile kayýplara karýþmýþ 2 adet "kitap olaydý"lar hariç, tanýyorsunuz demektir. Öncel "arkadaþ"ýn bir yayýnevi olmadýðýný bilerek :)

Ya da
"Merhabalar" kahvesiz ve Mart'a kadar pencerededir...

Ve penceresinde baþlar mýrýldanmaya... Onlar bakarken...
"ah ah...! Bak... Bak bak görüyor musun, güzelim kýz gitti, tüh tüh gencecikmiþ. Kim bilir ne derdi vardý...?"

Oysa kendi kendime konuþuyorsam;
hiç olmadýðým kadar bahara ve tonlarýna hazýrým demektir. Sizinle ikizkenar baþlangýçlarý olabiliriz. Ne demek olduðunu bulabiliriz. Ýki titreþim birbirini yok edebilir, ama olay, kendinde giriþimseldir. Misal, yukarýdakilerin benim için 5 hamlelik bir giriþim olduðunu düþünürsek, ben de o, "henüz deðil"ler grubunda sola çekenim. Tamlamada, kelimeleri sol baþa götüren; tamlananýn üzerine su içmiþ :) tamlayana dek zahmetsiz. Bir dizi kelime-krizaliti...

Yazý-ölçer için ýþýk haydutlarý var sanki, ýþýðý çalacak olan "fütur" olunca. Ama harekete duyarlý "Siz" kadar direk var önümde. O kadar direkten döneceðim yani... Bununla da bitmeyecek. Yola puslu kaçanlarýnýz, miatlarýnýz, maskeleriniz de var. Tutkularýnýz, hava yastýklarýnýz var. Ýçinde kütür kütür elmanýz, sulu; aðacýný hepten suya atmak isteðiniz ile var. Ýnsan-tipi topluluðu, korumasa da DNA-þemsiyeleriniz var. Ýstediðiniz dile ve bedene senkronize, benim de buraya tutunan metodist bir "tanem" var.

Aþinalýðýnýzý burada gülümsetecek, kendini-birþey-sanmayan kelimeler olacak. Dil-takýlarý çekecek sizi! En uzaktan da dil-ataklarý... Çünkü ekran-kelimelerden kalktýk. Bitti. Altýný kýstýk onun. Artýk kendileri mutfakta; bir eleþtiriyi bekliyor, hem de nasýl! bir görseniz, en çikolatalý haliyle uzanmýþ...!

"Dönmüyor muyuz...? Demlenenin buruklaþmamasý için!"... Eveeet, yazýlar soracak bunu. Mutfaktan çýkýn, da diyebilirdi size. Ben sizi mutfakta sevdim be! Ýçinde belirtili börek taþýyacak... Daha ne olsun? Özne kaç sene okundu da ne oldu????

'07
Muna Genç T.