Yaþamýn tanýmý yoktur. -Halikarnas Balýkçýsý |
|
||||||||||
|
“Seni düþünüyordum... Düþünmekten de öte... Bilinçaltýmda bir fotoðraftýn sen, hiç göremediðim... Gözlerimim önünde capcanlý duran bir hayaldin, hiç dokunamadýðým... Ýçimden bir parçaydýn, hiç sahip olamadýðým... Kadehimdeki þarap, elimdeki kitaptýn, en çok sevdiklerimdin sen... Sevmekten hiç usanmadýðým... Seni seviyordum... Sevmekten de öte... Kesintisiz düþüncemdim sen, inandýkça daha çok var olan... Yaþama sebebimdin, umut ettikçe daha çok yakýnlaþan... Yüzümdeki tebessümdün, o tebessüme en çok layýk olan... Ýçtiðim su, aldýðým nefestin, en vazgeçilmezlerimdin sen... Maddeden öte manada var olan... Kadehimi senin þerefine kaldýrdým dün gece... Senle birlikte kaldýracaðýmýz nice kadehin þerefine... Þarabýmý seninle birlikte yudumladým dün gece... Seninle birlikte yudumlayacaðýmýz þaraplarýn hayaliyle... Gece uzun, gece soðuk, gece karanlýk, gece acýmasýz... Ben sensiz yalnýz, gece sensiz anlamsýz... Sensiz anlamlar tanýmsýz, tanýmlar açýklamasýz... Sensizlik tarifi imkansýz garip bir boþluk yalnýz... Kim bilir nerdeydin... Belki koskocaman, bakýmsýz bir kütüphanenin raflarýnda bulduðun toz kokan bir kitapla avunuyordun... Sen de bazen beni tozlu bir kitabýn sayfalarýnda buluyor muydun... Sonra gece, beni bulduðun kitabý yastýðýnýn yanýna koyup benimle birlikte uyuyor muydun... Sen de beni benim seni aradýðým kadar arýyor muydun… Belki de kimsesiz bir sahil lokantasýnda sakin, sessiz ve biraz ümitsiz oturuyordun… Hava soðuk, buz gibi… Gökyüzü karanlýk, deniz gri-siyah… Etrafýný çepeçevre saran camlarda yaðmur damlalarý yukarýdan aþaðýya aðýr aðýr yürüyor sanki canlýymýþçasýna… Tek umudun elindeki kitap hayatta bulamadýðýn hayatýnýn aþkýný anlatan… Yüzümde huzurlu bir tebessüm hayalin… O kadar bensin ki sen… O kadar bendensin ki… Ve o kadar benim deðilsin ki… O kadar hayal ama bir o kadar da canlýsýn ki… O kadar beyaz ama bir o kadar da siyahsýn ki…” “Þaþýp kalýyorum kendime… Þaþýp kalýyorum halime…” … “Þaþýp kalýyorum kendime… Þaþýp kalýyorum halime…” dedi, belki yarým saatten bile daha uzun süredir odaya sinmiþ olan sessizliði bozduðunun farkýnda olmadan. Camlardan yaðmur damlalarý süzülüyordu, O’ysa aðýr aðýr süzülen damlalarýn gel-gitinde uyuþmuþ beyninin eþlik etmediði ve uzun süredir kýrpmadýðý için acýdýðýný fark etmediði gözleriyle sadece uzaklara bakýyordu. Gözleri uzaklara öyle saplanmýþ, düþüncesi öyle uzaklara saklanmýþtý ki... Sanki uzaklarda, çok uzaklarda aradýðý bir þeyler vardý... Bir gölgenin, bir hayalin, bir rüyanýn, bir olmayanýn, bir imkansýzýn peþindeydi sanki gözleri... Öyle umutsuz, öyle yorgun, öyle çaresiz, öyle kederliydiler ki... Kýzýnýn üzerindeki dalgýnlýða zaten içten içe üzülmekte olan annenin keyfi kýzýnýn bu anlayamadýðý, anlamýnýysa soracak cesareti kendinde bulamadýðý sözlerinin üzerine iyice kaçtý. Çaresizlikle karýþýk üzüntüden buðulanan gözleriyle kýzýna bakakaldý. Ne kadar istese de nefesi ses olup kýzýna, kýzýnýn ruhundaki karmaþaya akamadý... Acaba fikren ve manen kýzýný anlayabilecek kadar kýzýna yakýn mýydý?.. Bu düþünce þimdiye kadar hiç aklýndan geçmemiþti, bu kez de geçmedi... Neden sonra gözleri annesinin gözyaþlarýyla buðulanmýþ hareli gözlerine takýldý. Ne güzeldi annesinin gözleri... Her bir yýl gözlerinin etrafýna büyüklü küçüklü çizgiler armaðan ederek geçip gitmiþti... Annesinin gözleri yýllarýn çizgileriyle birlikte daha da anlamlý daha da özeldi. Bir süre baktý annesinin gözlerine, nemli gözleriyle... Söyleyecek söz bulamadý... Annesine o kadar mý yabancýydý?.. Hissettiði yabancýlýktan sýkýlarak, sýkýlmaktan da öte utanarak bakýþlarýný yere indirdi. O an yalnýzlýk kaçýp kurtulunmasý imkansýz güvenli bir sýðýnaktý sanki... … Camlardan yaðmur damlalarý süzülüyordu, O’ysa aðýr aðýr süzülen damlalarýn gel-gitinde uyuþmuþ beyninin eþlik etmediði ve uzun süredir kýrpmadýðý için acýdýðýný fark etmediði gözleriyle sadece uzaklara bakýyordu… “Sen de bensiz yalnýz mýydýn, benim sensiz yalnýz olduðum kadar... Sen de bensiz yarým mýydýn, benim sensiz yarým olduðum kadar...” Gözleri uzaklara öyle saplanmýþ, düþüncesi öyle uzaklara saklanmýþtý ki... O an yalnýzlýk kaçýp kurtulunmasý imkansýz güvenli bir sýðýnaktý sanki... SERAY ANIL, 2008
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © SERAY ANIL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |