"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Peþimde bir alýcý kuþ: hayat; hiç bir dalýnda meyvesi olmayan kuru bir aðaç. Yalnýzlýðýn duldasýnda yitip giden zevksizliðin ve yüzeyselliðin baðdaþ kurduðu, hoyrat ve renksiz dudaklarý doymaz bir iþtiha ile emziren dul kadýn; hayat. Zamanýn gergefinde süslü ve þuh bir kadýn gibi etrafýndaki bütün mahlûkatlarý peþine takýp her birine ayrý ayrý hazlar vadeden yosma. Zavallý naif yürekleri zücaciyeci dükkânýna çeviren, doymazlýk ve tatminsizlik zehrini usta bir hokkabaz maharetiyle ruhlara üfleyen, billur ve naif ne varsa tersine çeviren sihirbaz. Zevk sefa varlýk ve saadet içinde yaþanan yoksunluk, yoksulluk, yokluk… Yorgun bakýþlarýyla ýssýzlýðý döven þehir, gözlerinde gayesizlik, o hýnzýr anlamsýzlýk, nereyesizlik, nedensizlik. ürküten bir heybet, o kadar samimiyet içimden ünleyen ses: “kimsin sen!” bu ne þevkat, ne merhamet. “kaçýyorum ben, peþimde hayat, eskimiþ, pörsümüþ daðýlmýþ ruhum, dar günlerin kaçamaðý sevinçlerim, hayattan kaçýyorum” “ mümkün mü mahmuzlamadan atý daðlarý aþmak, Eyüp olmadan huzura ermek, kanatmadan yüreðini ellerine alabilmek, sarmadan Yusuf’ u Yakup olmak, saçlarýný ýslatmayan yaðmur, ellerine düþmeyen güneþ, mümkün mü? ” Ah, sesinde öldürücü sukûnet, tenhalýk. “ yaðan, yaðmur deðil ki saçlarýn ýslak olsun, kanadý yok ki, ruhun kuþ olsun, uçsun. Gideceðin yer, beklendiðin yer, zaman ve mekân, kimbilir sen, ben þu kasaba, þu masa, çaycý, þu beyhude telaþ; arayýþ. Kapat kapýsýný hanenin, çiçeðe su ver, kuþlara yem, yüzünü dön kalabalýða, gülümse. Sil kalavýný gönlün, acý ve merhamet et… ” Gece; yalnýz ve somurtkan bir deli kýz, sahipsiz ve ýssýz bir rüzgâr, periþan ve izbe sokaklar, hayata sýrtýný dönmüþ haneler, insanlar, bu kentin insanlarý, bu kalplerinden çürümeye baþlayan insanlar, bu aþksýz, umarsýz insanlar, hayallerini yitirmiþ, umutlarýný örselemiþ insanlar... þimdi acep perdeleri çoktan çekilmiþ evlerinde hangi saadet ve huzur, hangi acý ve ýzdýrap, hangi kavga ve öfke nöbetlerinde? Saat gecenin uyuyan sesi, adýmlarýmda ürkek kediler, bir yerlere yakýþtýramadýðým mekânsýzlýðým, bedenime sýðmayan zamansýzlýðým, ve hayat; her zerresinden yemiþler fýþkýran bir aðaç: hayat. Umutsuzluðun, huzursuzluðun, envai çeþit ýzdýrabýndan ardýnda ebedi saadet. Oluþ sýrrýnýn nakýþ nakýþ iþlendiði kalbin, suretin ve ruhun zerre zerre pasýný silen iksir. Virane ve metruk bir hane suretinde som altýndan usta nakkaþýn ruhuyla bezediði saray. Öyle bir hal ki cismani ve ruhani, nurani ve kalbi, iç içe. Görebilmek, duyabilmek ve dokunabilmek maharet ve feragat isteyen, usta iþi… Uyumasam olur muydu bu gece, bir sokak lambasý gibi çöksem koynuna gecenin sabah olur muydu? Yorgun argýn ve bezgin âlemin düþlerine deli bir nehir gibi dökülsem olur muydu? Uykularýna bir hýrsýz gibi sýzsam ayva sarý nar kýrmýzý olur muydu? Gecenin koynuna bir yýlan gibi sokulsam, acep mevsim bahar olur muydu? Aðaçlarda hýþýrtý, bir serseri rüzgâr, baþýmýn üzerinden uçup giden gece kuþlarý… Birkaç adým attýk geceye, bir kurþun gibi gözlerimize deðen bizi tarifsiz kederlere salan geceye. Susmuþtuk belkide yorgunduk. Belkide gözlerimizdeki o kusursuz hüzün düþmüþtü sözlerimize. Belki de hayat çýrpýnýyordu dudaklarýmýzda, biz yoktuk. Yorgun ve bezgin, saçlarý tarumar bir kadýn gibiydi omuzlarýmýzda; öyle sessiz öylece mazlum öyle naçar ellerime aldým; tren istasyonlarý arasýnda kimsesiz duraklar gibi, hiçbir taraftan ne itibar ne arzu vesilesi. Renklerinden sýyrýlmýþ kokularýndan arýnmýþ biçimsiz ve manasýz. Ne baþý ne sonu ile de olsa hayra ve hayýrsýzlýða uðramayan meçhul… Hayat veren sularý çoktan kurumuþ elden ayaktan iþten düþmüþ bozkýrýn ortasýnda metruk bir deðirmen, ýþýklarý sönmüþ insanlarý yorgun bir taþra kasabasý. Yataðýnda umutsuz hasta, yolunu bulamayan yolcu… Ýçimde bir yaðmur serinliði, ihtiyarýn ayak sesleri, Yakub’ un gözyaþlarý… Dönsem yüreðime yaðmur diner mi? Öpsem gözlerinden hayatýn, akasyalar açar mý?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Muhittin Ulupýnar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |