..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Engin Barýþ Kalkan




24 Ocak 2008
Ölü Monologlar  
Engin Barýþ Kalkan
Açýk kalan gözlerimi hareket ettiremiyor olmama karþýn, sabitlendiði bölgeyi rahatlýkla görebiliyorum ve penceremin dýþýnda tüm hýzýyla akmayý sürdüren hayata dair seslerden tutun da evin mutfaðý ve tuvaletinde bir delikten diðerine koþuþturan farelerin çýkardýklarý týkýrtýlara kadar herþeyi duyabiliyorum.


:AHJI:
Yanyana dizilmiþ altý tane kömürlüðün duvarlarý yýkýlýp farklý bir tertibatla tekrar örülmüþ; bir oda, bir küçük mutfak ve bir tuvalet ile kiraya verilebilir son halini almýþ, kömürlüklerse sokaktan geçiþi metal, uzun bir kapý ile kapatýlmýþ geniþçe arka bahçeye yapýlan yeni yerlerine taþýnmýþlardý. Böylelikle artýk sokak insanlarý soðuktan ve geceden korunmak için baþka bir barýnak aramak zorunda kalacaklar ve apartman sakinleri de yakalarýný bu dertten sýyýrmýþ olacaklardý. Az mý çekmiþlerdi onlarýn kahýrlarýný. Birkaçý biraraya geldiler mi çeneleri bir açýlýr, bir daha sabaha kadar kapanmak bilmezdi. Bu da yetmezmiþ gibi kömürlüklerin dip köþelerini hela niyetine kullanarak, orada barýnmalarýna göz yuman insanlara bir de nankörlük ederlerdi. Aralarýnda gece ýsýnmak yahut mahalle kasabýndan týrtýklanmýþ, leþe çalan etleri kýzartmak için kömürlerini yakanlar bile vardý. Bu da ertesi sabah, kömürlüklerin de üzerinde dizildiði toprak zemine taþlarla çizilmiþ daire ve göbeðindeki küllerden, daha öncesinde ise evlerin, binanýn o cephesindeki pencerelerini kaplayan duman lekelerinden anlaþýlýrdý. Bunlar, apartman sakinlerinin yaþadýðý, bir çýrpýda akla gelebilen birkaç sýkýntýydý sadece. Daha neler vardý, neler...

Bu adamlar medeniyetsizlikte, görgüsüzlükte sýnýr tanýmazlardý. ( Benim de evvelden beri baþým hoþ deðildi onlarla. Sokaklar bir dönem bana da geceli gündüzlü mesken olmuþtu ve ayaðýmý nereye atsam onlar çýkýyorlardý karþýma. Þehir farklý olsa da onlar hep ayný, hep çok sert, hep düþmandýlar. Sokaklar yalnýz onlarýndý fikirlerince. Beni farklý buluyor, dýþlýyor, hayatýmý çekilmez hale getiriyorlardý. Ayazlý gecelerde en rüzgarsýz köprü, balkon altlarý hep onlar tarafýndan iþgal edilmiþ olurdu. Tüm geceyi uygun bir yer aramakla geçirir, nihayet vazgeçip oldukça korunaksýz bir merdiven altýyla – o da onlardan epeyce uzakta - yetinmek zorunda kalýrdým. Ellerinde olsa beni oradan da sürerlerdi ama o soðukta onca çabayý sarfetmeyi göze alamazlardý.) Elbette ayaklarýný bu bodrumdan kesecek saðlam tedbirler alýnacaktý. Bana kiralanan yerin inþasý neticesinde hedefe bir hayli yaklaþýldýðý söylenebilir. Nihayet orada sadece ben -ne þekilde kazanýp ödediðimi burada belirtmekten ar edeceðim belli bir kira karþýlýðýnda- barýnmaya baþladým ki bundan rahatsýzlýk duyan pek kimse yoktu.


Sadece mutfakta bir adet musluk oluþu, bina sahibi tarafýndan dolapsýz mutfaðýn ve susuz tuvaletin her yaný boþ plastik þiþelerle doldurularak problem olmaktan çýkarýlmýþtý. Benim tek yapmam gereken suyun aktýðý saatlerde bu þiþeleri doldurup stoklamak ve bu saatlerin ayýk olduðum saatlerle çakýþmasýný ummaktan ibaretti. Evin tek odasýnýn eþyalarý; yüzlerce yýldýr yýkanmamýþ gibi görünen bir çift perde, bir duvarýný olduðu gibi kaplayan bomboþ bir kitaplýk, dört ayaðý da birbirinden farklý uzunluklarda ufacýk bir sehpa ve otururken yaylarýný kýçýmýn etli kýsýmlarýna denk getirmeye özen göstermek mecburiyetinde olduðum bir koltuktan ibaretti. Koltuk ve sehpa hiçbir zaman tanýmadýðým komþularýmdan birinin hediyesiydi. Hayat, aslýnda evinde yer kalmadýðýndan bodruma indirdiði bu iki parça eþyayý, bana hediye ederek bir yücegönüllülük sergileme þansý tanýmýþtý bu saygýdeðer komþuma. Kendisine müteþekkirim. Perde çiftinin menþesi ile ilgili hiçbir fikrim yok. Esasýnda merakým da yok. Kitaplýðý ise kullanýlmýþ eþya satan bir dükkandan kendim edinmiþtim. Raflarýna dizecek kitabým yoktu ama geçmiþte olmuþtu, ileride neden tekrar olmasýndý.



Tüm bunlarý geçmiþ zaman kipiyle anlatmýþ olmam size þu an farklý bir yerde farklý koþullar altýnda olduðumu düþündürdü büyük olasýlýkla. Bu doðru deðil. Hala oradayým. Fakat küçük bir fark var. Artýk yaþamýyorum. Yani öyle zannediyorum. Soluk alýp vermek veya vücudumu hareket ettirebilmek gibi yaþamsal belirtiler artýk benden tekrar ulaþýlamayacak derecede uzak. Tuhaflýk þu ki; gözlerim ve kulaklarým yaþayan insanlarýnki kadar saðlýklý iþliyor. Açýk kalan gözlerimi hareket ettiremiyor olmama karþýn, sabitlendiði bölgeyi rahatlýkla görebiliyorum ve penceremin dýþýnda tüm hýzýyla akmayý sürdüren hayata dair seslerden tutun da evin mutfaðý ve tuvaletinde bir delikten diðerine koþuþturan farelerin çýkardýklarý týkýrtýlara kadar herþeyi duyabiliyorum. Örneðin þu anda üst katlardan birinin balkonundan biri halý silkeliyor. Bir kadýn sokakta baðrýþa baðrýþa top kovalayan çocuklara küfredip üzerlerine su döküyor. Suyun yere düþtüðü anda çýkardýðý tiz sesi dahi duyabiliyorum. Görmek konusunda duymakta olduðu kadar þanslý deðilim malesef. Sadece odaklandýðým yeri, yani gövdemim bir kýsmýný görebiliyorum. Kafam koltuða yasladýðým yerden sola meyletmiþ olmasýna raðmen gözlerim kucaðýma bakar kalmýþ. Ne yapsam, ne kadar uðraþsam nafile. Azýcýk bile deðiþtiremiyorum görüþ alanýmý.



Ne sebeple öldüðümü bilmiyorum. Bunun için otopsiye ihtiyaç var sanýrým. Daha önce otopsi talep edecek bir yakýna tabii ki. Böyle bir giriþim de bana ýstýraptan baþka birþey vermezdi þu vakitten sonra. Yalnýzlýðýmdan böyle bir fayda saðlayacaðým asla aklýma gelmezdi. Akciðer yetmezliði, kalp krizi, alkol zehirlenmesi gibi bitiþler benim gibiler için uygun birer son olurlardý. Uykumda bunlardan birini yaþamýþ olmam kuvvetle muhtemel. Sýð týp bilgimi, son birkaç senedir yaþadýðým saðlýk problemleriyle birleþtirerek yürütebildiðim tahminler bunlardan ibaret. Yalnýz gözlerim açýk öldüðüm düþünülünce ani bir þok geçirdiðim veya þiddetli bir acý çektiðime kanaat getirilebilir. Her ne olduysa çok kýsa sürdüðü kesin. Hiçbir þey anýmsamýyorum. Belki hep böyle oluyordur, bilemiyorum.



Ýlk gençliðimde, geceleri kilitlenip, hiçbir uzvumu hareket ettiremediðim, tüm uðraþlarýma raðmen dudaklarýmdan dýþarýya tek bir ses gönderemediðim olurdu. Küçücük bir devini yahut tek bir hece bedenimi baðlayan zincirleri kýrmaya yetecekti ama bir türlü olmazdý. Bu tutukluðun etkisini günlerce atamazdým üzerimden. Bu karabasan beni hep uyku halinde yakaladýðýndan tek çaresinin uyumamak olduðunu sanýr, tüm gece beni ayakta tutacak tedbirler aranýr dururdum. Þu halim bana o günlerdeki kabus gecelerimi anýmsatsa da arada çok önemli bir fark var. Tüm varlýðýma – ne kadar kaldýysa – hakim sonsuz bir dinginlik. Handiyse kaybettiðim fonksiyonlarýn deðil de hala sürmekte olanlarýn beni rahatsýz ettiðini söyleyeceðim.



Türlü sesler ve tek bir görüntüyle bir tam gün geçirdim bulunduðum yerde. Gündüzü, içinde bulunduðum vaziyeti idrakle geçirdim. Gece çöktüðünde artýk bu yeni halimi kabullenmiþ, akýbetimi bekler olmuþtum. Ne zaman ve ne þekilde farkýma varýlabilirdi? Bunu saðlayacak bir giriþimde bulunamayacaðýma göre beklemekten baþka çarem yok. Ýsteyip istemediðimden de emin deðilim. Burda ikamet ettiðim süre boyunca mahalle halkýyla neredeyse hiç iletiþim kurmadýðýmdan yokluðumu (cansýzlýðýmý) fark etmeleri uzun zaman alabilir. Esnafla yaþanan zorunlu diyaloglar dýþýnda monologlarla yaþayan bir insandým. Ölmek benim için hiçbir þeyi deðiþtirmedi. Canlý monologlarýn yerini ölü monologlar aldý. Gece devrildi. Güneþ kudretini ispata çalýþýrcasýna þiddetle parlýyor, sýzmadýðý kuytu býrakmýyor. Ýlerleyen saatlerde bezecek olan bu kavurucu ýþýk ikinci defa vuruyor çürümekte olan tenime perdelerden sýzarak. Kýþýn ortasýnda bir güneþli gün daha. Hayattayken de sevmezdim böyle günleri. Kalabalýk sokaklarda kolaylýkla fark edilir, sýðýndýðýmýz kuytulardan kovalanýrdýk. Þimdi de etlerimin çürüyüp daðýlmasýný hýzlandýrýyor, dayanýlmaz bir kokuyla dolduruyor odayý. O korkunç sokak insanlarý. Civarda dolanýyorlar.



Gece çöktüðünden bu yana buralardalar. Gene ne istiyorlar? Seslerini duyuyorum. Etrafa yaydýklarý korkuyu hissediyorum. Birþey tartýþýyorlar. Metalik sesler geliyor kendi sesleriyle beraber. Duyabileceðim kadar yakýndalar artýk. Bir tanesi kapýnýn kilidini kýrýp içeri girmekten bahsediyor. Bir baþkasý ise kilide bir anahtar uydurmalarýnýn daha doðru olacaðýný, böylelikle hissettirmeden , ihtiyaç duyduklarý her gece kömürlükleri kullanabileceklerini anlatýyor. Bu son cümle beni rahatlattý. Buraya girmek deðil maksatlarý. Demir kapý engelini aþýp yeni kömürlüklere girmenin yollarýný arýyorlar. “ Üç kiþiye altý kömürlük, bir oda bir salon kullanýr, keyif çatarýz” deyip gülüþüyorlar. Üçüncü adam diðer ikisi kadar neþeli deðil. Baðýra baðýra, küfrede küfrede sindiriyor ortaklarýný. Müthiþ öfkeli. Kilidi, kapýyý, duvarý... hepsini kýralým diye haykýrýyor. Amacý sýðýnmak deðil. Dert olmak, sýkýntý çektirmek, korkutmak. Gecenin sadakatine bu korkunç adamlarýn gölgesi düþüyor, gündüz ise aleni düþmanlýðýna devam ediyor.



Çürüme bir hayli ilerledi. Bedenimdeki dönüþümü, yokoluþu farkedebiliyorum. Yanaklarýmýn, burnumun, kulaklarýmýn eriyip aktýðýný hissediyorum. Berbat kokuyorum. Tüm insanlarýn tiksindiði o leþ kokusu bu defa benim bedenimden yayýlýyor atmosfere.

Bugün cansýz halimle üçüncü günüm. mahalleli penceremin önünde toplandý. Akýbetim hakkýnda fikirler yürütüyorlar.. Yaklaþýp camdan içeriye bakmaya çalýþan çocuklarý kovuyorlar. Aralarýndan bir tanesi gerçeði tahmin edebildi. Sanýrým içeri girmeyecekler..Bir gün daha bekleyip evin sahibini aramaya karar verdiler. Þimdi evlerinde, huzurlu sofralarýnda aileleriyle beraber akþam yemeklerini yemeleri gerekiyor.



Bu çocuklar da nerden çýktý þimdi? Bir onlarýn tacizi eksikti. Aralýk kalan perdeden içeri bakýp, o karanlýkta görebildikleri her gölgeyi cesede benzetip çýðlýk çýðlýða kaçýþýyor, birkaç dakika sonra en cesurlarýnýn önderliðinde yeni bir korku metasý yakalamak üzere geri dönüyorlar. Görüþ alanlarýnýn dýþýnda olmama raðmen onlarý epey korkutuyorum.



Bitsin artýk bu iþ. Ne olacaksa olsun. Bulunmak istiyorum. Tek silahým kokum. Ne yapsam da tüm mahalleyi, tüm ilçeyi, tüm kenti kokuma boðsam. Boðsam da gelip bana bir son verseler.



Nihayet sevgili komþularým öldüðüme ikna oldu. Öðleden sonra ev sahibiyle birlikte birkaç kiþi içeri girdiler. Etleri yol yol yarýlmýþ yüzüme iðrenerek bakarken anlamadýðým bir þeyler mýrýldanýyorlardý. Ýçlerinden biri aðýr kokuya dayanamayýp öðürerek dýþarý attý kendini. Ayaküstü yapýlan kýsa bir müzakere cenaze masraflarýný hiç tanýmadýðým komþularýmýn karþýlamasýnýn kararlaþtýrýlmasýna yetti. Bu müzakerenin evin içinde para veya paraya dönüþtürülebilecek herhangi bir deðerli eþya olup olmadýðýnýn araþtýrýlmasýndan sonra yapýldýðýný da söylemeliyim. Rutin defin iþlemlerinin tamamlanmasýnýn ardýndan biri ev sahibim, dört kiþi tarafýndan rahatsýz bir tabutun içinde hediye edilen mezarýma taþýndým. Bu esnada evin bir sonraki kiracýsýnýn daha özenli seçilmesinin gerekliliði konuþuluyordu. Tabuttan çýkarýlýp bir kefenin içinde topraða boylu boyunca uzatýldým. Ayný dört kiþi avuçlarýný açmýþ hocanýn bir musiki dahilinde okuduðu duayý periyodik ‘amin’lerle tasdiklerken ben çürümüþ bedenimin üzerine atýlan serin topraðýn ferahlatýcýlýðýnýn tadýný çýkarýyordum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Her Gün Gibi Bir Gün
Yusuf'un Halleri 1


Engin Barýþ Kalkan kimdir?

okuyanýn zihninde uyanan benim için de uygundur.

Etkilendiði Yazarlar:
oðuz atay, vedat türkali, murat gülsoy, ayfer tunç, sabahattin ali, attila ilhan, demir özlü, nedim gürsel jerzy kosinski, charles bukowski...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Engin Barýþ Kalkan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.