..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Sedat Akýncý




15 Ocak 2008
Yasa Üzerine...  
Sedat Akýncý
Yasa kavramý, yaþamý daha derinden kavrayabilmek için, üzerinde çok düþünülmesi ve tartýþýlmasý gereken kavramlardan biridir..Yasa, bir sistemler bütünlüðünü dile getirdiði için ve felsefe de sistemli düþünme olduðuna göre; felsefeyle ilgili olan herkesin bu konuda bir düþüncesi olmasý gerekir..


:CFID:
Yasa üzerine....

Doðasal ve toplumsal, tüm olgularýn, oluþum ve geliþimlerini belirleyen, zorunlu, nedensel ve nesnel iç iliþkiler bütünlüðü, yasa kavramýnýn içeriðini oluþturur.
Zorunluluk, nedensellik ve nesnellik kavramlarý, doðanýn, toplumun ve bilincin yasalarýnýn anlaþýlabilmesi ve onlara egemen olunabilmesi için, insan zekasýnýn yarattýðý kavramlardýr. Bu üç kavram birbirinden koparýlamaz bir bütünlük oluþtururlar ve bu bütünlük, doðada, toplumda ve bilinçte yaþam bulan tüm süreçlerin bilimsel tanýmlarýný verir.

Ýnsanýn, algýlama yeteneði bakýmýndan yasa kavramý; üç temel kategoride ele alýnabilir.
1. Ýnorganik doða yasalarý.
2.Organik doða yasalarý
3.Toplumsal geliþme yasalarý..
Bu gün elde edilmiþ verilere dayanarak, dünyanýn ilk oluþum halinden, organik doðanýn ortaya çýkýþýna kadar geçen sürenin, yaklaþýk iki milyar yýl olduðunu söyleyebiliyoruz. Bundan þu anlamý çýkarabiliriz, demek ki iki milyar yýl boyunca dünyamýza egemen olan yasalar, inorganik doðanýn yasalarýdýr. Bu iki milyar yýllýk zaman dilimi içerisinde organik doðanýn ve toplumun nesnel varlýklarý olmadýðý için, yasalarý da yoktur.
Ýnorganik doða iki milyar yýllýk bir evrimin sonucunda inorganik yapýdan organik doðaya sýçramýþ ve ancak bu sýçramanýn sonucunda organik doðanýn yasalarý, inorganik doðanýn yasalarýyla diyalektik bir birlik oluþturup birlikte çalýþmaya baþlamýþlardýr. Diyalektik yasalýlýðýn üçüncü basamaðý olan toplumsal geliþme yasalarý, günümüzden yaklaþýk 30-35 milyon yýl önce insanlaþma yoluna giren primatlarýn varlýðýyla kendini göstermiþ, örgütlü iþin yarattýðý el, dil, beyin diyalektiðiyle organik doðadan toplumsal doðaya sýçramýþtýr.
Her sýçrama, eþ deyiþle her nitel deðiþim, bir öncekinden kesin kopuþu dile getirir. Ancak bu kopuþ bir öncekini de içeren daha üst düzeyde bir birlik kuran anlamýyla diyalektik bir bütünlük kazanýr. Yaklaþýk iki milyar yýllýk bir nicel birikimi gerçekleþtiren ve inorganik doðadan koparak kendini ortaya koyan organik doða, hücresel nesnel gerçeklik yasalarýný yaratmakla kalmayýp, hücrenin nesnel gerçekliði olan inorganik doðayý da kapsamýþ ve yaklaþýk iki buçuk milyar yýllýk bir evrim sonucunda insaný da yaratmýþtýr.
Toplumsal geliþim yasalarýnýn ortaya çýkýþý ise, toplumsal emeði üreterek organik doðadan kopuþu gerçekleþtiren insanla baþlamýþtýr. Ancak organik doðadan bir kopuþ gerçekleþtirerek kendini varlaþtýran insan, organik ve inorganik doðayý da kapsayarak, diyalektik bir varlýk olarak yaþamýný sürdürmektedir. Örnekleyecek olursak, birey olarak bir insan yaþadýðý her an içerisinde, hem inorganik bir varlýktýr, hem organik bir varlýktýr, hem de toplumsal bir varlýktýr. Ýnorganiktir, varlýðýnda her an, demir, fosfor vb madenleri içerir; organiktir, hücresel bir yapýya sahiptir; toplumsaldýr, toplumsal üretimle insanlaþmýþtýr.
Toplumsal geliþme yasalarý bakýmýndan alet üreterek insanlaþan doðal varlýk, üretim araçlarýnýn üzerinde özel mülkiyet yaratarak ilkel komünal toplumdan sýnýfsal bir kopuþ noktasýna ulaþmýþ, ürün fazlasýný özel mülkiyete dönüþtürerek, yeni bir sýçramayla, ilkel komünal toplumdan, sýnýflý köleci toplum biçimine geçiþi gerçekleþtirmiþtir. Böylelikle sýnýfsýz toplum yasalarýný aþýp sýnýflý toplum yasalarýný yaratan insan, daha sonraki süreçlerde sýrasýyla önce feodal toplum, daha sonra kapitalist toplum ve son olarak da sosyalist toplum biçimlerini gerçekleþtirmiþtir. Sýnýfsýz toplumun en üst düzeyde yeniden kurulmasýna ulaþmakla da sýnýflý toplumun yasalarýný ortadan kaldýracak, sýnýfsýz toplum yasalarýnýn yaþam alanlarýný ortaya koyacaktýr..
Bilimsel felsefe, yasalarý üç temel gurupta ele alýr.
1. Tek ya da az sayýdaki olgularda geçerli olan tikel yasalar, örneðin toplumdaki sýnýf savaþýmý yasasý
2. Çok sayýdaki olgularda geçerli olan genel yasalar, örneðin toplumdaki üretim iliþkilerinin üretim güçlerine uygunluðu yasasý..
3. Nesnel gerçekliðin tüm alanlarýnda geçerli olan evrensel yasalar..
Bilimsel felsefe, üç büyük evrensel yasa saptamýþtýr ki nesnel gerçekliðin tüm alanlarýnda ( doðada, toplum da ve bilinçte ) geçerlidirler. Evrimin kökenini ve itici gücünü açýklayan -zýtlarýn birliði ve savaþýmý yasasý-, tüm niceliksel deðiþmelerin sürekli ve sýçramalý olarak niteliksel deðiþikliklere dönüþtüðünü açýklayan -nicelikten niteliðe geçiþ yasasý-, evrimin sarmal biçimindeki karakterini açýklayan -olumsuzlamanýn olumsuzlanmasý yasasý-..
Bu yasalar, tek hücreli bir canlýnýn yaþamýndan bir toplumun yaþamýna, bir düþünce öðretisinden bir galaksinin yaþamýna kadar tüm evrensel geliþmenin nasýl gerçekleþtiðini açýklarlar.
Tikel, genel ve evrensel yasalar birbirleriyle diyalektik bir bütünlük oluþtururlar. Genel yasalar birçok tikel yasalarýn, evrensel yasalar da bir çok genel yasalarýn ortak unsurlarýný içerirler. Bu bakýmdan yasalar, temel yasalar ve türev yasalar olmak üzere iki bölüme ayrýlabilirler. Türev yasalar, bir temel yasadan türeyen ve o yasayý somutlaþtýran yasalardýr. Türev yasalar, temel yasanýn egemen olduðu tüm tikel alanlarda iþlerler ve temel yasaya baðýmlý olmalarý dolayýsýyla bütün bu tikel alanlarý birbirlerine baðlayýp somutlaþtýrýrlar. Herhangi bir alaný, o alanýn temel yasasýna baðýmlý olan bir türev yasalar hiyerarþisi iþletir. Türev yasa, somut olaylara, temel yasadan daha yakýndýr. Örneðin kapitalist üretim düzeninin temel yasasý, artýk deðer yasasýdýr. Ama bu temel yasanýn türevleri olan deðer yasasý, emek yasasý, yeniden üretim yasasý gibi yasalar, kapitalist üretim düzeninin tikel olaylarýný iþleterek tüm kapitalist düzende geçerli temel yasa olan artýk deðer yasasýný bütünlerler ve somutlaþtýrýrlar. Yasalar, olgular arasýndaki nesnel, nedensel ve zorunlu iç iliþkileri yansýtýrlar. Evrende böylesine iç iliþkileri olmayan hiçbir olgu yoktur, demek ki evrende yasasýz hiçbir olgu yoktur.
Yasalýlýk bilimin temelidir. Bilim, olgulardaki bu yasalarý bulmakla geliþmiþ ve insanlarýn, olgu ve olaylara egemenliðini saðlamýþtýr.
Hukuk açýsýndan yasa kavramý, toplumsal iliþkileri düzenlemek için devlet tarafýndan konulmuþ kurallar anlamýný taþýr. Bu kurallarýn temelini ve devlet yapýsýný biçimlendiren ilkeler de anayasa kavramýnýn içeriðini oluþturur.
Hukuksal anlamda yasa da, devlet ve hukuk gibi, tarihsel bir olgudur. Tarihin uzun bir döneminde yoktu, köleci üretim düzeninin gerçekleþmesiyle ortaya çýkmýþtýr. Ýlkel komünal toplumda kamu düzeni, gelenek ve görenekleriyle, tüm toplumun ortak çýkarlarýný temsil eden yaþlýlarýn otoritesiyle saðlanmaktaydý. Ýlkel komünal üretim düzeni, köleci üretim düzenine dönüþünce, yaþlýlarýn otoritesi yetmez olduðu gibi, ortaya çýkan yeni bir sýnýfýn, egemen köle sahipleri sýnýfýnýn çýkarlarý, toplumun çýkarlarýna ters düþtü. Köle sahipleri azýnlýktaydýlar, çoðunluðu oluþturan kölelerden korkuyorlardý. Onlarý baský altýnda tutarak çalýþtýrabilmek için silahlý bir örgüt kurmak eþ deyiþle devleti örgütlemek zorunluluðunu duydular. Kurulan bu devleti kölelere kabul ettirmek içinse, devletin iþleyiþ biçimine uygun kurallar koydular. Bu kurallarý da hukuk ve yasa kavramlarý içerisinde biçimlendirdiler. Devlet, hukuk ve yasa birbirleriyle de baðýmlý olarak böylece doðmuþ oldu. Tarihsel süreçteki ilk yasalar, örneðin Hamurabi yasalarý, kölelerin çalýþtýrýlmasýna ve köle mülkiyetinin korunmasýna iliþkin yasalardýr. Özellikle köleci üretim düzeninde ortaya çýkan özel mülkiyet kurumu da, korunabilmek için, belli kurallarý, eþ deyiþle yasalarý gerektirmiþtir.
Doðanýn düzenli iþleyiþinin birtakým yasalara baðlý olduðu düþüncesi, düþünce tarihi bakýmýndan oldukça eskilere dayanýr. Toplumun da doða gibi nesnel yasalarla geliþtiði, tarihsel materyalist düþünme yöntemiyle keþfedilmiþtir. Metafizik düþünme yöntemi, yasa kavramýna metafizik bir anlam vermiþtir. Metafizikte yasa kavramý, kapalý ya da açýk, Tanrý buyruðunu dile getirir. Metafizik dilde eski yasa, Musa yasalarý demek olan Tevrat’ý ve yeni yasa, Ýsa yasasý demek olan Ýncil’i niteler. Metafizik düþünce, doðanýn düzenli iþleyiþini bir önceden belirleme sayar ve bunu birtakým doðaüstü güçlere baðlar ki sonuç olarak, kullanýlan terim ne olursa olsun, bu güçler Tanrý iradesini dile getirirler. Descartes, Leibniz, Hegel gibi ünlü metafizikçiler bu türden görüþleri savunurlar. “Tanrý, kendi büyüklük ve gücünün hayret verici kanýtýyla, yasasýný meydana koydu” biçimindeki düþünceler, metafizikçi düþünürlerin genel olarak ortak görüþlerini dile getirir. Ýslam felsefesi de gerçek yasa olarak tanrýsal yasayý öne çýkarýr ve baþka türlü düþünülemeyeceðini savunur
Heraklitos evrendeki düzenliliði, eþ deyiþle yasalýlýðý bir uyum olarak nitelemiþti. Ona göre bu yasalýlýðý gerçekleþtiren logos’tu. Yasa kavramýný doðadan çýkarsayan stoacý düþünürlere göre yasaya uygunluk, doðaya uygunluk olarak ele alýnmaktaydý. “Doðal yasa, insanýn doðasýnda taþýdýðý varsayýlan ülküsel yasalardýr ki, insanýn doðaya uygun davranýþlarýnda kendini gösterir.” Biçiminde düþünüyorlardý. Stoacý düþünürlerin doðal yasa varsayýmý, giderek, bir insanýn yasalardan baðýmsýz olarak insanlýðýndan ötürü taþýdýðý varsayýlan haklar anlamýndaki doðal hukuk varsayýmýný doðurdu.
Antikçað yunan bilgicileri, insanýn koyduðu yasalarla, doðanýn koyduðu yasalarýn iliþkisini incelediler. Platon yasalar adlý yapýtýnda, yasa kavramýný, anayasal hukuk açýsýndan ele aldý. Anayasa hukukunun geliþimine bu noktadan katký saðladý. Aristoteles için ise yasa, hukuksal bir kavramdýr ve adaletli olmakla ayný anlamý taþýr. Ona göre yasalara uyan insan adil, yasalara uymayan insansa adaletli deðildir.
Stoacýlarýn ortaya attýðý doðal hukuk kavramýný geliþtiren insan olarak karþýmýza çýkan kiþi, Romalý Marcus TulliusCicero’dur. Cicero þöyle düþünür “ Yasa, doðanýn içine yerleþtirilmiþ egemen akýldýr. Bize yapmamýz gerekeni buyurur. Yapmamamýz gerekeni de yasaklar. Ýyi bir yasayý kötü bir yasadan ayrýþtýrabilmek için elimizdeki tek ölçüt doðadýr. Doða, hukuku adaletsizlikten ayrýþtýrmamýzý saðlamakla da kalmaz, ahlak açýsýndan iyi þeyleri, kötü þeylerden ayrýþtýrmamýzý da saðlar. Çünkü her yere yayýlýp sinmiþ bir çeþit zeka, bize bütün bunlarý tanýtýp bildirir ve ruhlarýmýzý, iyi þeyleri erdemlere ve kötü þeyleri erdemsizliklere özdeþ kýlmaya yöneltir.” Ne var ki Cicero, bu düþünceleri ileri sürmekle birlikte, Stoacýlarýn, doðal hukuk anlayýþýna aykýrý olarak, insanlarý eþit saymýyordu; eliþleriyle uðraþanlarýn aþaðý bir durumda olduklarýný ve bir köle doðasýna sahip bulunduklarýný çok rahat bir biçimde savunuyordu..
Doðasal geliþme gibi toplumsal geliþmenin de yasalara baðlý olduðu keþfedilmiþ ve tarihsel materyalizm öðretisinde en ince ayrýntýsýna kadar açýklanmýþtýr. Tarihsel materyalizm, toplumsal geliþmenin genel yasalarýnýn bilimidir. Ýnsan, toplumsal evrimin yasalarýnýn bilgisiyle toplumun yapýsýný deðiþtirir. Toplumun yapýsý ve evrimsel niteliði aydýnlanýncaya kadar, toplumsal evrimin birtakým ne olduðu belirsiz metafizik güçlerce yönetildiði sanýlýyordu. Bilimsel toplumbilim bu idealist inançlarý kökünden yýkmýþ ve toplumun da, doða gibi, insan bilincinden ve iradesinden baðýmsýz nesnel yasalarla oluþup geliþtiðini, her kesin çok kolaylýkla anlayabileceði bir þekilde, net bir dille ortaya koymuþtur.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Devinim... (Hareket) Üzerine...
Diyalektik Üzerine...
Felsefe ve Þiir
Uzam...
Ýçtenlik...
Eðitim ve Felsefe Ýliþkisi Üzerine Bir Deneme...
Uzay ve Zaman Üzerine...
Düþünce Üzerine...
Düþünce Üzerine Bir Deneme
Felsefe Nedir...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sanal Sanrýlar... [Þiir]
Diyalektik Dizeler [Þiir]
Diyalektik Dizeler [Þiir]
Diyalektik Dizeler [Þiir]
Diytalektik Dizeler [Þiir]
Diyalektik Dizeler [Þiir]
Yeryüzü... [Þiir]
Diyalektik Dizeler... Esrik 1 [Þiir]
Sevmek... [Þiir]
Kaldýrým Taþlarý [Þiir]


Sedat Akýncý kimdir?

Felsefe ve þiirle uðraþýyorum. Tarihsel ve diyalektik materyalist felsefe ozel ilgi alanimdir.

Etkilendiði Yazarlar:
Serol Teber..Friedrich Engels..Orhan Hançerlioðlu..Aydýn Çubukçu..Anton Cehov..Sabahattin Ali..Nazim Hikmet..Dostoyevski..Ilya Ehrenburg..


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Sedat Akýncý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.