..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Figen Kandemir




7 Ocak 2008
Beyaz Leydi  
Figen Kandemir
Yalnýzlýðýný kendi seçmiþti ve bundan sonra da yoluna yalnýz devam edecekti. Belki de bundan sonra tek aþký deniz olacaktý. Bir tek o karþýlýksýz sevebilirdi. Yüreðinde milyonlarca canlýyý barýndýran engin deniz...


:BJAA:
Hayatý boyunca bir þeylerin peþinden koþmuþtu. Aslýnda hayata baðlý biriydi ama yaþadýklarý onu yorgun düþürmüþtü. Gençti henüz, hatta yolun baþýndaydý. Ama hissettikleri...
Zaten hep yaþýndan büyük davranýrdý. Daha küçücük bir çocukken yaþýtlarý sokakta oyunlar oynarlar, o ise camýn kenarýnda oturur, gökyüzünü seyreder, düþünür ve insanlarýn yaþayýþlarýný, amaçlarýný sorgulardý.

Arkadaþlarý amaçsýzca yaþarken onun hep bir amacý vardý. Hayatýný dolu dolu yaþamak, hayatýn içinde farkedilmek istiyordu. O farklý olmalýydý. Herkes gibi olmamalýydý. Yaþamýn içinde kendini kaybetmemeliydi. Sadece yaþamak için yaþayamazdý o.

Bazen tek baþýna dolaþýr, insanlarýn arasýna karýþýrdý. Adeta bir nehrin azgýn sularýna kapýlmýþcasýna yaþamýn içinde sürüklenen insan sürüsünün arasýna...
Etrafýnda koþuþturan bir sürü insan vardý. Ne için koþturuyorlardý. Amaçlarý neydi? Belki de amaçlarý yoktu. Neye hizmet ettiklerini bilmiyorlardý. Ya da ne için yaþadýklarýný! Yaþamak için yaþamak diyordu onlar buna...

Bazen bir deniz kenarýnda oturur, saatlerce denizi seyrederdi. Dalgalarýn kýyýya vuruþunu, kýyýda köpükler oluþturmasýný sonra geri çekilip denizin derinliklerine karýþmasýný izlerdi. Bir gün bir dalganýn içinde, bilinmezliði keþfe çýktýðýný düþlerdi sonra. Derin mavinin içerisinde, engin denizin dibinde ilerlerdi. Milyonlarca balýðýn ve mercanýn arasýnda, denizin altýnda renkli bir dünyaya tanýk olurdu.

Gerçek dünyaya döndüðündeyse kendini iyiden kötü hissederdi. Yaþadýklarý...Pek çok insan tanýmýþtý.
Hayatý boyunca karþýlaþtýðý her insana deðer vermiþti. Çünkü, her insanýn baþlý baþýna bir dünya olduðunu düþünürdü. Her insanýn deðerli olduðunu ve içinde dýþarý çýkarýlmayý bekleyen bir cevher olduðunu...
Ama deðer verdiði insanlar hiç de onun düþündüðü gibi deðillerdi. Kendi varlýklarýna ihanet eden, baþlý baþýna bir deðer olan “insan olma” kavramýna ihanet eden kiþilerdi hepsi...

Ne yaptýðýný bilmeyen, kendini anlayamayan, kendi varoluþunu anlamlandýramayan insanlardý. Onlara acýyarak bakýyordu. Farkýnda olmadan ömürlerini boþa harcayan ve sahip olduklarý deðerlerin ellerinden akýp gitmesine izin veren insanlar... Mutsuzlar hatta ne için mutsuz olduklarýný bilmeden... Mutsuzluðu kendi elleriyle hazýrladýklarýný bilmeden...

Hava açýktý... Denizin huzur içinde salýnan dalgalarý hafif bir meltemi taþýyorlardý kýyýya. Derin düþüncelere dalmýþken bir sesle irkildi:
-     Oturabilir miyim?
Bir rüyanýn içinden çekilir gibi kafasýný güçlükle kaldýrýp genç adama baktý.
-     Tabii, dedi. Tabii oturabilirsiniz. Hafifçe yana kaydý. Yandaki banklara gözü kayýverdi. Hepsi boþtu.
Sonra gözü yine denize takýldý. Martýlar, kanatlarýný kocaman açarak denizin üzerine sakin bir iniþ yapýyorlar ve kocaman pençeleriyle zavallý balýklarý kapýveriyorlardý. Bu arada dalgalar kabarmaya baþlamýþtý. Bir tanesi sertçe kýyýya vurup birkaç damlasýný sýçrattý yüzüne. Yanaðýndan aþaðý süzülüverdi damla...
Birden ayaða fýrlayýverdi, kýyýya kadar gitti, kollarýný iki yana açtý ve derin bir nefes aldý denizin ruhundan. Sonra yine oturdu banka. Çok ilginçti ki genç adam öylece denize bakýyordu. Acaba niye yanýna oturmuþtu?
O da onun gibi yalnýz ve hüzünlü müydü? Sanki neyin var demek istercesine adama doðru döndü.
-     Hayat, deyiverdi adam birden. Hayat muhteþem mi yoksa berbat mý ona karar veremiyorum!
Þaþýrmýþtý. Hiç tanýmadýðý yabancý bir adam yanýna oturmuþ ve ona hayattan bahsediyordu. Anlam verememiþti. Ne olduðunu anlamaya çalýþýrken genç adam devam etti:
-     Deniz, gökyüzü, aðaçlar, kuþlar... Hepsi, hepsi bizim için, sanki bizim mutlu olmamýz için çabalýyor. Mutsuz olduðumuzda hep onlarýn yanýna geliyoruz ve huzur buluyoruz. Ama sonra ya sonra...Yine mutsusuz. Bizi mutlu etmek için çabalayan onca þeye raðmen yine mutsusuz...
Ne diyeceðini bilemiyordu. O da ayný þeyleri düþünürdü hep. Ve o da hiçbir zaman dünyanýn iyi mi yoksa kötü mü bir yer olduðuna karar verememiþti. Bu genç adama ne diyebilirdi ki! Henüz kendisi bu sorularýn cevaplarýný bulamamýþken...
-     Belki de bu sorularý sormamýz için gönderildik buraya, diyebildi. Belki de çeliþkileri yaþamamýz ve kötülüklerin arasýndan iyi olanlarý çekip çýkarabilmemiz için...
Genç adam, doðruldu ve ona baktý.
-     Ýyilikleri görebilmek için mi baþýmýza kötü þeyler geliyor. Bunun için mi deðer verdiklerimiz bizi aldatýyor. Peki, deðer verdiðin bir insanýn seni aldatmasý sana ne gibi bir güzelliðin kapýsýný açabilir?
Derin bir iç çekti ve:
-     Belki de deðer verdiðin insan aslýnda sana uygun deðildir. Ya da sandýðýn gibi ona deðer vermiyorsundur. Sadece yalnýzlýk duygusundan kurtulmak adýna sarýlmýþsýndýr ona... Gerçekten deðer vermen gereken insan baþka bir yerlerdedir ve onu bulman için sana sunulan bir fýrsattýr bu. Düþünsene, yanlýþ insanýn peþinden yýllarca gittiðini. Belki de bir gün gerçek olanýn yanýndan onu hiç farketmeden geçip gideceksin. Ýçinde bir sýzý hissedeceksin, bir anda ellerin terleyecek... Hastalandýðýný zannedeceksin. Ama “O” nun yanýndan geçip gittiðini hiç bilemeyeceksin. Ayrý dünyalarda iki yürek sýzýsý olarak kalacaksýnýz sadece. Hüzünlü kalplerinizle mutlu olduðunuzu zannedip öylesine yaþayýp gideceksiniz... Bu daha mý iyi olurdu?
Adam, þaþkýn ama büyülenmiþ bir tavýrla:
-     Hiç böyle düþünmemiþtim. Gerçekten de öyle olabilir mi? Ben onu yani deðer verdiðimi sandýðým kiþiyi aslýnda sevmiyor olabilir miyim?
-     Ýnsan bazen duygularýna anlam veremez. Sadece hisseder, hissettiðini sanýr. Yalnýzlýk duygusu çoðu zaman insaný bu tip bir çýkmaza sürükler. Ama bu senin suçun deðil. Ýnan çoðu insan böyle çýkmazlara girebiliyor.
-     Gerçekten öyleyse bu durumdan kurtulmam çok iyi olmuþ öyleyse... Biliyor musun? Buraya geldiðimde, neden senin yanýna oturduðumu bilemiyorum. Denizi çok severim, sýk sýk gelir ve uzun uzun seyrederim. Düþünürüm. Bu sefer geldiðimde hayattan bezmiþ durumdaydým. Geldiðimde baktým, bütün banklar boþ...Bir tek sen burada oturuyorsun. Saçlarýn rüzgarla hafifçe dalgalanýyor, ileride martýlar uçuyor ve dalgalar kýyýya vuruyordu. Denizle o kadar bütünleþmiþtin ki sanki bir tablo gibi. Yanýna oturuverdim.
Güldü...
-     Deniz benim için çok þey ifade eder. Ben de bugün buraya geldiðimde biraz kýzgýndým. Denize, kuþlara, biz üzgün olsak da hiç istifini bozmadan güneþin ýþýklarýný bize yollayan gökyüzüne, en çok da insanlara... Sonra, yok dedim. Yok, onlarýn hiçbir suçu yok. Hayat böyle. Hayat, kimi zaman çok þey ifade ederken kimi zaman da oldukça anlamsýz. Ama farkettin mi bilmiyorum. Hayata anlam katabilme yeteneði bize verilmiþ durumda... Yani aslýnda dizginleri elimizde, ama biz hüzünlü yaþamlarýn esiri etmiþiz kendimizi.
Genç adam, saatine baktý ve yüzünü buruþturdu:
-     Bugün bir arkadaþýmýn düðünü var ve ben onsuz yani yanýmda biri olmadan oraya gitmek istemedim. Arkadaþým bana çok çok kýzacak.
-     Gitmelisin, dedi. Gitmelisin. Hayatta sana destek vermiþ, insanlarý en güzel günlerinde yalnýz býrakmamalýsýn.
Adam tereddütle aðzýný açtý:
-     Sen, dedi. Sen kimsin? Adýn ne? Aslýnda adýn çok da önemli deðil... Yani ben seni bir daha görebilecek miyim?
-     Bilmem. Hayat bu... Belli mi olur. Belki yine bir gün bir deniz kýyýsýnda karþýlaþýrýz.
-     Yok, böyle olmayacak. Senden bir þey rica etsem. Benim için yapar mýsýn? Yani aslýnda benim için çok þey yaptýn... Güldü. Benimle düðüne gelir misin? Bana eþlik eder misin? Biliyorum, birbirimizi tanýmýyoruz ama belki de tanýyoruzdur. Ýkimiz de denize hayranýz...
-     Sana eþlik etmek mi? Bilemiyorum. Yani nasýl olur ki. Ben kimseyi tanýmýyorum. Acayip olmaz mý? Hiç tanýmadýðýn birisiyle gitmek!
-     Dediðin gibi, aslýnda ben deðer verdiðimi sandýðým kiþiyi hiç tanýmýyor muþum. Onunla gitmektense, deniz aþýðý biriyle gitmek bana mutluluk verecektir.
-     Peki ama kýyafetlerim?
-     Oldukça güzel görünüyorsun. Hatta deniz kýzý gibi. Gözleri ýþýldadý. Hadi gidelim sonra seni evine ya da nereye istersen býrakýrým.
Gitmekle gitmemek arasýnda gidip gelirken yerinden kalkýverdi. Bir taksiye atladýlar. Düðün açýk havadaydý, kýr düðünüydü... Herkes ona bakýyor, kim olduðunu soruyordu. Samimi, sýcak ve neþeli bir düðündü. Damat bir ara yanlarýna geldi ve genç adama:
-     Bizi tanýþtýrmadýn?
-     A, evet. Bu güzel bayan bir deniz kýzý. Beni hayata yeniden baðlayan sihirli bayan.
Herkes gülüþtü. Onun yüzünde utangaç bir gülümseme vardý.


Hiç tanýmadýðý insanlarýn arasýnda olmasýna raðmen, düðün gayet güzeldi. Masmavi gökyüzünün altýnda gelin, beyaz bir papatya gibiydi. Herkes çok mutlu gibi görünüyordu. Özellikle de gelinle damat. “Umarým, mutluluklarý çok uzun sürer” diye düþündü.
-     Derin düþüncelere dalmýþsýn yine. Sadece biraz þarap almaya gitmiþtim. Yüzünde muzip bir gülümseme vardý.
-     Haklýsýn, gelinle damadý seyrediyordum.
-     Herkes onlara gýptayla bakýyor. En yakýn arkadaþýmdýr ve çok iyi bir insandýr. Gelini pek iyi tanýmýyorum ama iyi birine benziyor. Umarým mutluluklarý sonsuza dek sürer.
Bir an genç adamýn gözlerinin içine baktý. Sonsuza dek sürebilecek bir þey var mýydý ki?
-     Sence sonsuza dek sürebilir mi?
-     Neden olmasýn. Birbirlerine saygý çerçevesinde yaklaþtýktan sonra.
-     Ya sevgileri biterse. Saygý onlarý sonsuza dek götürür mü?
-     Bence sevgi bitmez. Bazen eksilir bazen de artar. Ama asla bitmez. Tabii çok büyük bir þey yaþanmazsa...
-     Bilemiyorum ki. Aslýnda sevginin yüce bir deðer olduðuna ve sonsuza dek süren bir duygu olduðuna inandým hep. Ama yaþadýklarým benim inançlarýmý fazlasýyla sarstý
Genç adam, onun gözlerinin içine sanki yüreðini okumak ve güzel kadýnýn baþýndan neler geçtiðini anlamak istercesine baktý.
Düðün bitiyordu artýk herkes daðýlmaya baþlamýþtý.
-     Biz de çýkalým istersen.
-     Ýyi olur.
Gelinle damadýn yanýna gittiler. Onlara mutlu bir yaþam diledikten sonra çýktýlar. Deniz kenarýnda bir süre yürüdüler. Etraf o kadar sessizdi ki... Simsiyah gökyüzüne serpilmiþ yýldýzlar, denizden gelen hafif meltemle kabaran dalgalar...
-     Sanýrým artýk eve gitsem iyi olur.
-     Tabii, seni býrakabilirim.
-     Yok, gerek yok. Bir taksiye binebilirim.
-     Bütün gününü aldým. Sana en azýndan bunu borçluyum.
-     Gerçekten çok naziksin. Ama taksiyle gidebilirim.
-     Peki sen bilirsin. Ama bir daha görüþemeyecek miyiz? Dur, sana kartýmý vereyim. Ama lütfen arayý fazla uzatma...
Gülümsedi, sonra:
-     Dünya küçük, nasýlsa bir yerlerde yine karþýlaþýrýz.

Elini kaldýrdý. Hýzla gelen taksi fren yaptý. Taksiye atladý. Genç adamýn verdiði kart elindeydi. Karta þöyle bir baktý ve gülümsedi. Pencereyi hafifçe araladý ve kartý atýverdi.
Belki genç adam için bu anlamsýz bir davranýþ olabilirdi ama onun için oldukça anlamlýydý. Baþlarda umut ve sevgi dolu olan kalbi artýk yýpranmýþtý ve bir acýyý daha kaldýramazdý. Bir kere daha ayný þeyleri yaþamak istemiyordu. Bunun için cesareti yoktu.

Yalnýzlýðýný kendi seçmiþti ve bundan sonra da yoluna yalnýz devam edecekti.
Belki de bundan sonra tek aþký deniz olacaktý.
Bir tek o karþýlýksýz sevebilirdi. Yüreðinde milyonlarca canlýyý barýndýran engin deniz...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deniz Kabuðu'nun Öyküsü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kendi Evrenini Yaratmak Üzerine [Deneme]


Figen Kandemir kimdir?

Gördüðüm herþeyi kaðýda aktarmayý sevdim hep, doðayý, insanlarý, duygularý. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Figen Kandemir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.