..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Feraye




31 Aralýk 2007
Yarým  
Feraye
Eðer bir aþký yüreðinde öldürebilmek güçse, ne kadar güçlü olduðumu ispat ettim sana da kendime de. Her gün bir gün öncekinden daha eksikti yüreðim, ama bir önceki güne göre daha güçlü uyandým her sabah.


:BJIE:
Bir gidiþ kaldý sana, bir kendini reddediþ bana o günden. “Amacýna ulaþmamýþ bir geri dönüþten daha trajik ne olabilir ki?” diye sormuþtun döndüðünde, hem de artýk seni beklememeye karar verdiðim, kendime yalancý mutluluklar edindiðim günlerde. “Ölüm fikrine alýþmýþ bir idam mahkumunun cezasýný müebbete çevirmek.” dedim. Anlamadan baktýn gözlerime. “Ölüm fikrine alýþýlabilir mi?” derken sesinde ölmek üzere olanlara ait bir korku vardý. “Ben senin gidiþine bile alýþtým.” deyip gözlerine bakmadan ayrýldým yanýndan. Baksam ayrýlabilir miydim hiçbir zaman öðrenemeyeceðim.

Herkesten sakladýðým bir aþk vesikasýsýn yüreðimde þimdi, kendime bile itiraf edemediðim günahýmsýn. Adýnýn geçtiði her yerde iki damla yaþ akýyor yüreðime, içimi temizliyorum adýnla, yaþamadan atlanmýþlarý yaþýyorum anlýk göz dalgýnlýklarýnda.

Sen ve ben… Ýki ayrý kentin birbirine karýþan havasýný soluyarak güne baþlayan iki yarým… Ýki zalim belki, belki de iki mazlum. Hayatla oyun oynamaya kalkýþan ve sonunda onun oyuncaðý olan iki güçsüz. Bunu kabul etmezsin, edemezsin. Hayatýnýn dizginlerini elinde tuttuðuna inanlardan oldun hep. Zaaflarýn, zayýflýklarýn içinde sabýrsýz bir çocuk gibi kabýný zorlarken, yýkýlmaz bir sur gibi dururdun insanlarýn arasýnda. Kalabalýklar arasýnda anlýk göz çarpýþmalarýnda yalnýz benim görebildiðim o kýpýrtýya teslim olmuþtum ben. Yaþamýn boyunca karþýlaþtýðýn tüm insanlardan farklý olarak o surlarýn saðlamlýðýna deðil, içindeki çocuðun ýþýl ýþýl gözlerine vurulmuþtum. Biliyordum o surlarýn birgün benim için de aþýlmaz olacaðýný, herkesten saklamaya çalýþtýðýn o çocuðu alýp götüreceðini benden.

Yine yaðmur yaðýyordu, loþ bir odadaydýk, arasýra çakan þimþeðin ýþýðýnda görüyordum, içindeki savaþýn yüzündeki yansýmasýný. Çocuk aðlýyordu. Sense onun göz yaþlarýna aldýrmadan aramýza girmeye çalýþýyordun. “Gitmeliyim!” derken ikimiz de biliyorduk bunun bir son olduðunu. Önceki gidiþlerin gibi deðildi bu, gidiþ-dönüþ deðildi biletin bu kez. Biri opsiyonlu iki bilet koymuþtun masaya. Hayatýmý deðiþtirmek için, senden ya da senin dýþýndaki herþeyden vazgeçme kararýný vermek için iki günden daha az zamaným vardý. Sonunda senden vazgeçtim. Ya da o an öyle düþünüyordum.

Vazgeçemediðimi anladýðýmda uçaðýn havadaydý. Kulaklarý saðýr eden bir sesle havalanan o demir yýðýnýnýn yükseliþine bakarken Türk filmlerine ait bir son bekliyordum. Arkamý döndüðümde orada olacaktýn ve “Gidemedim!” diyecektin. Uzun zaman dönemedim arkamý. Belki de bu hayalin seninle ilgili son umutlu hayal olduðunu bildiðimden, uzayabildiði kadar uzasýn istiyordum. Onlarca uçak kalktý peþinden, hepsinin kalkýþýný ayný yürek boþluðuyla izledim. Sonra izlediðim tüm türk filmlerine ve mutlu sonlara lanet ederek güçlükle ayrýldým havaalalanýndan.

Artýk yoktun. Gitmeliydin, gittin. Kalmalýydým, kaldým. Uçak havalanmalýydý, havalandý. Yüreðim boþlukta asýlý kalmýþtý. Eve gidemezdim bu durumda, aslýnda hiçbiryere gidemezdim. Ama uyumak istiyordum bir an önce. Uyumak ve uyandýðýmda bunlarýn hepsinin bir kabus olduðunu düþünmek. Senin evine gittim. Yapýlabilecek en kötü þey olduðunu biliyordum bunun, ama baþka hiçbirþey yapmak istemiyordum. Alýþveriþ yaptým giderken, o çok sevdiðin kruvasanlardan aldým kahvenin yanýna. Bunu niye yaptýðýmý bilmiyorum, belki birkaç saniyeliðine evde beni beklediðin o anlardan birini yaþamak istedim.

Kapýyý anahtarýmla açarken hala Türk filmi senaryolarý uçuþuyordu kafamda. Belki içerdeydin. Belki ben içeri girince “Gidemedim!” diyecektin. Nefesimi tutarak girdim.
Yoktun… Sana ait hiçbirþey yoktu. Kitaplarýn, giysilerin, cdlerin, o çok aþina olduðum daðýnýklýðýn. Hiçbiri yoktu. Ýlk kez bu kadar derli toplu görüyordum bu evi. Daðýnýklýðýný istiyordum, seni istiyordum. Seninle kruvasan yemek istiyordum. Ve yüreðimde dayanýlmaz bir aðrý yapýyordu, bunlarýn bir daha asla olmayacaðýný düþünmek. Kaç gün kaldýðýmý bilmiyorum o evde. Güneþ kaç kez doðup, kaç kez battý. Kaç kez aðlayarak uykuya dalýp, kaç kez yürek sancýlarýyla uyandýðýmý hatýrlamýyorum.

Günler sonra dýþarý çýktýðýmda uzun süre bakamadým güneþe. Zamanýn geçiþini sadece takvimlerden anlýyordum. Gece-gündüz anlamsýzlaþmýþtý. “Neyin var?” diye soran herkesten uzak kalmak için harcýyordum bütün enerjimi. Boþ bir kabuk gibi dolaþýyordum insanlarýn arasýnda, sert esen bir rüzgara bile direnecek gücü yoktu dizlerimin. O þehir tüketiyordu beni geçen her saniye.

Oraya ulaþýp yeni görevine baþladýðýný duymuþtum ortak tanýdýklardan. Yeni telefon numaraný da vermiþsin, “ihtiyaç duyarsanýz arayýn” diyerek. Ýlk okuyuþta ezberledim numaraný, oysa bilirsin ezberim zayýftýr. Bunu takib eden haftalar boyunca mücadele edeceðim zararlý bir bilgiydi bu bana. Gözüme çarpan her telefonla akýl almaz bir savaþ yaþadým içimde. Ama tek bir kez bile tuþlamadým o numarayý. Sesini tek bir kez daha duyabilmek için canýmý bile verirdim oysa. Kendime gücümü ispat etmeye çalýþýyordum sanýrým. Eðer bir aþký yüreðinde öldürebilmek güçse, ne kadar güçlü olduðumu ispat ettim sana da kendime de. Her gün bir gün öncekinden daha eksikti yüreðim, ama bir önceki güne göre daha güçlü uyandým her sabah.

Aylar sonra birgün seni yeniden odanda gördüðümde yýðýlýp kalmadýysam oracýða, iþte bu güç sayesinde. Dünyanýn en doðal sesini çýkardýðýmý sanýyorum sana “Hoþ geldiniz!” derken. Oysa tam altý ayýn uykusuz geceleri hesap soruyordu gözlerimde, farkettin mi bilmem. “Hepsi bu mu?” derken, ne beklediðini biliyordum aslýnda. O odada benim seni görmemi beklerken ne senaryolar kurmuþtun kimbilir kafanda. Nasýl bir karþýlaþma hayal etmiþtin. “Senin için döndüm!” dedin hayal kýrýklýðý dolu bir sesle. “Gidenlerin ortak yanýlgýsýdýr bu, herþeyin bizi býraktýðýmýz gibi beklediðini sanýrýz!” derken bilinçsizce parmaðýmdaki alyansla oynadýðýmý farkettim. “Amacýna ulaþmamýþ bir geri dönüþten daha trajik ne olabilir ki?” dedin parmaklarýmý incelerken. “Ölüm fikrine alýþmýþ bir idam mahkumunun cezasýný müebbete çevirmek.” dedim. Anlamadan baktýn gözlerime. “Ölüm fikrine alýþýlabilir mi?” derken sesinde ölmek üzere olanlara ait bir korku vardý. “Ben senin gidiþine bile alýþtým.” deyip gözlerine bakmadan ayrýldým yanýndan.

Baksam ayrýlabilir miydim hiçbir zaman öðrenemeyeceðim.


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: selam
Gönderen: Hiþyar Arýkan / Ýstanbul/Türkiye
28 Ocak 2008
Hoþ bir çalýþma olmuþ. Tebrikler..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gönderilmeyecek Mektuplar
Rüzgarla Gelen Kadýn


Feraye kimdir?

bildiðim kendimi bildim bileli aþýk olduðum, bildiðim ancak aþýkken var olduðum. . . iþte bu yüzden, benim için aþýk olmak; çoktandýr hasretine katlandýðým yokluðum. 'eðer aþktan söz edildiðini duymamýþ olsalar hiçbir zaman sevemeyecek olan insanlar vardýr, ' demiþ La Rochefoucauld benimse hep böylelerini severek baþladý vurgunum. . . (M. Mungan)

Etkilendiði Yazarlar:
Murathan Mungan, Ahmet Altan, Aragon, Neruda...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Feraye, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.