..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Figen Kandemir




25 Aralýk 2007
Deniz Kabuðu'nun Öyküsü  
Hiç deniz kabuðu, denizden ayrýlabilir mi?

Figen Kandemir


Ýnsan bazen kendi yaþamýný yönlendirmekten aciz olabiliyor! Belki de bu durum, ne istediðini tam olarak bilememesinden kaynaklanýyor bazen... Her ne olursa olsun kýsacýk yaþamýmýzda kimsenin ya da hiçbir þeyin yapmak istediklerimizi engellemesine izin vermemeliyiz, bu kendimizde olsak!


:BDEA:
Hýzla ilerleyen arabanýn içinden camý yalayarak düþen yaðmur damlalarýný seyrediyordu. Yemyeþil çayýrlarýn, bahar sevinciyle rengarenk açmýþ aðaçlarýn yanýndan geçiyorlardý. Baþýný kaldýrýp masmavi gökyüzüne baktý. Kuþlar kanatlanmýþ uçuyorlar sanýrým buradan gidiyorlar, diye düþündü. O da buralardan uzaklaþmak istiyordu. Keþke bende bir kuþ olsam, farklý diyarlara uçsam, tüm yaþadýklarýmý geride býrakarak...
Sessizdi arabanýn içi. Hem de çok sessiz... Düþünceleri ile baþbaþa bilmediði bir yerlere gidiyordu. Daha doðrusu götürülüyordu. Þimdiye kadar yaþadýklarýný düþünüyordu da herþey kendi dýþýnda geliþmiþti ama hep zarar gören o olmuþtu. Derin bir nefes alarak altýnda hýzla akýp giden yola baktý. Trafik çizgileri bir yýlan gibi uzanýrken anýlarý bir film þeridi gibi gözünün önünden geçiyordu.
Küçücük bir kýzken yaþadýklarý evi hatýrladý birden. Evlerini bahçesine bir salýncak kurmuþtu babasý. Salýncaðý çok severdi, bütün gün üzerinden inmez, indiðinde de kendini bir dönmedolap’ta gibi hissederdi. Bahçelerinden deniz kenarýna bir merdiven iniyordu. Ama nedense o denize girmeyi deðil sadece seyretmeyi severdi. Saatlerce kumsalda oturur, dalgalarýn kýyýya vururken çýkardýklarý sesleri dinlerdi. Küçüklüðünden beri tek baþýna hissederdi kendini. Engin okyanusa atlayýp tüm gücüyle yüzmek sadece yüzmek istiyordu. Okyanusun diðer ucu ne tarafa çýkýyor acaba? Bazen yunuslar ya da balinalar geçerdi oralardan. Balinalarýn su püskürtmesi, onun için hep çok enteresan bir þeydi. Denizin dibini merak ederdi; mercanlarý, rengarenk balýklarý ile okyanus baþka bir dünyaydý. Herkesten ayrý, kendi halinde dolanýr, deniz kabuklarý toplar bazen kumsalda uyuya kalýrdý. Annesinin sesiyle uyanýrdý hep; Shell(deniz kabuðu)...
Rüyasýnda bir deniz kýzý olurdu Shell. Engin okyanusu keþfe çýkardý böylece. Gümüþ balýklarý ile dalgalardan atlar, yunuslarla köpekbalýklarýna karþý savaþýr, okyanusa açýlan gemileri gözlerdi. Annesi hep alýr, koparýrdý onu. Kýzgýnca kalkar, evin yolunu tutardý. Yemekten sonra da çýkmasýna izin vermezdi. Bu yüzden hep kýzardý annesine. Yemeðini acele yer hemen yatar, gözlerini sýmsýký kapatýrdý ki çabucak uyusun da hemen sabah olsun diye.
Ailesi hiçbir zaman anlayamamýþtý onu. Düzenli olarak tüm gün boyunca kumsalda oturup denizi seyretmenin onun için ne ifade ettiðini asla anlayamazlardý. Çünkü Shell kendi dünyasýnda yaþýyordu. O aslýnda her gün ayný yere deðil, farklý yerlere gidiyordu. Hayal dünyasý o kadar geniþti ve küçük þeylerden o kadar zevk alýyordu ki!
Topladýðý deniz minarelerini ve içi sedefli midyeleri, yataðýnýn yanýnda duran komodinin üzerine dizmiþti. Birçok deniz kabuðu toplamýþtý ama bir tanesi onun için çok özeldi: Minik bir deniz minaresi...
Çok güzeldi. O kadar güzeldi ki ýþýða tuttuðunda bir gökkuþaðý yaratýyordu adeta! Ýlk bulduðu deniz minaresiydi o. Ayrýca içlerinden en güzeliydi. Ýçi pembe parlak sedefliydi. Üstündeki her kývrýmýnda baþka bir renk tonu vardý.
Shell bu minareyi hep yanýnda taþýrdý. Ayný denizin ruhunu taþýr gibi...
Onun uðuruydu ve o yanýnda olduðu zaman kendini çok güvende hissederdi. Ömrünün sonuna kadar da onu býrakmayacaktý.
Bir keresinde kumsala inerken yanýna almayý unutmuþ, elini cebine atýp onu bulamayýnca kan ter içinde hýzla koþarak odasýndan minik deniz minaresini almýþtý.
Shell, hiçbir zaman diðer çocuklarla oynamak istememiþ, onlarýn oynadýðý oyunlara özenmemiþti. O farklýydý. Düþünceleri, hayalleri, umutlarý ile diðerlerinden çok farklýydý.
Engin okyanuslarý aþmak, martýlarla birlikte uçmak, yunuslarla dalgalardan atlamak istiyordu. Özgür hissetmeyi seviyordu hep. En azýndan özgür hissedebilmek. Tamamen özgür olabilmek ne mümkün.
Okula gitmeyi sevememiþti hiç. Ne gerek vardý ki insan kendi baþýna da öðrenebilirdi. Hem de görerek, yaþayarak, hissederek! Oysa ki okulda, o kasvetli binalarýn içinde en fazla birkaç satýr yazý ezberlenir, duvarlarýn arasýndan çýktýktan sonra da unutulur giderdi. Yaþam okulu öyle miydi ama?
O herþeyi yaþayarak öðrenmiþti; aðlamayý, gülmeyi, sevmeyi, nefret etmeyi, acý çekmeyi, mutlu olmayý...
Annesi hep üniversite okumasýný istemiþti. Sýkýntýlý bir lise öðreniminden sonra Güzel Sanatlar Akademisi’ne gitmiþ ve heykeltraþlýk bölümü’nden mezun olmuþtu. Elleri ile çamura þekil vermeyi çok seviyordu. Yaptýðý heykeltraþlar arasýnda, yunuslar, deniz kabuklarý, kuþlar vardý.
Ýlk sergisini açtýðýnda annesi onunla gurur duymuþtu. Sergide dolaþmýþ, önüne gelen herkese iþte bu benim kýzým, bunlar da kýzýmýn yaptýklarý demiþti. Oysa ki Shell, onun kadar mutlu olamamýþtý. Onun istediði, yaptýklarýný sergilemek deðildi. Sadece yapmaktý. Ýçinden geldiði gibi yapmak...
Deniz kenarýndaki evlerinin terasýný kendi için ayarlamýþtý. Heykeltraþ’ý yontmaya baþlamadan önce deniz kenarýna iner, okyanusu uzun süre seyreder, dalgalarýn sesi ile kendinden geçerdi. Sonra arka taraftaki ormanlýk arazide gezinir, kuþlarýn yuva yapýþlarýný, minik sincaplarýn koþuþturmalarýný gözlemlerdi. Doða onun için huzurdu. Ve birazcýk bile olsa huzur onun için herþeydi. Ciðerlerini mis gibi çam kokusuyla doldurduktan sonra geri dönerdi.
Odasýna girip saatlerce çýkmazdý sonra. Çamura þekil deðil hayat verirdi adeta.
Tüm hayatý, deniz, orman ve heykeltraþ olmuþtu artýk. Gözü baþka hiçbir þeyi görmüyordu!
Sonra bir gün Fransa Büyükelçiliði’nden bir mektup aldý. Annesi mektup elinde koþarak Shell’in yanýna gelmiþti. Gözlerini iri iri açmýþ, Shell’e mektubu göstererek seni Fransa’ya çaðýrýyorlar. Heykeltraþlarýný çok beðenmiþler. Ýstersen sana orada bir ev verebileceklerini belirtiyorlar.
Shell, þaþkýn bir ifade ile annesine, gidemeyeceðini, kendisinin buraya ait olduðunu söylemiþti. Ancak annesi, daha çok para kazanabileceði ve çok ünlü olabileceðini söyleyerek diretmiþti. Shell, özgürlüðüne çok düþkündü ama her nedense annesinin rica ettiði þeyleri yapmadan edemezdi.
Ýçine, kalbinin tam ortasýna bir sýkýntý oturmuþtu þimdi. Çocukluðundan beri yetiþtiði ve büyük bir sadakatle baðlý olduðu bu yerleri nasýl býrakacaktý. Orada nasýl yaþayacaktý?
Tüm bu korkularýna raðmen yoldaydý iþte! Koskoca binalarla çevrili o yer onu mutlu edecek miydi? Sýkýldýðýnda rahatlamak için gittiði kumsala, ciðerlerini havasýyla doldurduðu ormana gidemeyecekti artýk!
Uzun ve düþünceli bir yolculuktan sonra kalacaklarý eve varmýþlardý. Ev taþtan yapýlmýþtý, dýþý kiliseyi andýrýyordu ve ilk görüþte insanýn içine sýkýntý veren kasvetli bir görünümü vardý. Shell’in evi düzene sokmasý bir haftayý bulmuþtu. Bir odayý, önünde bir tek aðacýn bulunduðu odayý çalýþma odasý olarak hazýrlamýþtý. Minik deniz kabuðu’nu tam karþýsýna koyuyordu çalýþýrken. En azýndan okyanustan bir hatýra olsun istiyordu. Ama her geçen gün onun için büyük bir sýkýntýydý. Bazen geceleri yatarken, herkes uyuduktan sonra camýn kenarýna oturur, saatlerce aðlardý. Bu hasret içinde büyük bir yara olmuþtu.
Bir gece rüyasýnda okyanusu gördü. Turkuaz rengi gözünü alýyordu. Yavaþça ilerledi suya doðru. Su ayaklarýna deðdiði anda kendini okyanusun derinliklerinde buldu. Yunuslarla beraber yüzmeye baþlamýþtý. Ýþte deniz minareleri de oradaydý. Pýrýl pýrýl yüzeyleri ile ona göz kýrpýyorlardý. Ama özellikle bir tanesi incecik kumlarýn arasýndan ýþýldýyordu. Uzandý onu alabilmek için. Ama o da ne! Minik deniz kabuðu deðil miydi bu? Evet evet oydu. Iþýldayan da göz yaþýydý. Aðlýyordu. Aðlýyordu çünkü, Shell onu okyanustan uzaklaþtýrmýþtý. Onu ait olduðu yerden koparmýþtý. Hýzla dýþarý çekildiðini hissetti sonra ve yine dört duvarýn arasýndaydý. Ama bu sefer ki farklýydý.
Shell kararýný vermiþti artýk. Hýzla yerinden fýrladý. Minik deniz kabuðunu cebine koyarak aþaðý kata koþtu. Ailesine herþeyi açýklayacaktý. Buralara ait deðildi o. Odanýn kapýsýný çalýp içeri girdiðinde, annesinin bavullarýný topladýðýný farketti. Þaþkýnlýk içinde annesinin yüzüne bakakalmýþtý.
O zaman anladý aslýnda okyanusun tüm ailesini esir aldýðýný! Bu sefer ki yolculuk farklýydý. Sevdiði yere gidiyordu. Ruhuna tekrar kavuþmuþtu. Artýk yaðmur, hüzün deðil mutluluk taþýyordu onun için. Kuþlar bir baþka uçuyorlardý. Yeþiller bir baþka yeþil, gökyüzü daha maviydi sanki.
Yol bu sefer yýlan gibi uzamýyor, ulu daðlarý, engin denizleri aþar gibi hýzla yol alýyorlardý. Nihayet engin mavilik yüzünü gösterdiðinde Shell, kanatlanýp uçacaktý adeta.
Arabadan fýrlayýp kumsala uzandý hemen. Gözlerini kapatýp denizin sesini dinledi bir süre. Deniz kabuðunu cebinden çýkartarak denize fýrlatýverdi. Hoþça kal minik deniz kabuðum ve mutlu kal! Kendini okyanusa býraktý sonra onu kucaklarcasýna...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beyaz Leydi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kendi Evrenini Yaratmak Üzerine [Deneme]


Figen Kandemir kimdir?

Gördüðüm herþeyi kaðýda aktarmayý sevdim hep, doðayý, insanlarý, duygularý. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Figen Kandemir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.