Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Tarihi çok eskilere dayanan bu ülkede yaþayanlar, zaman içerisinde birleþtirdiklerinden bir sentezle yarattýklarý ortak bir kültürü oluþturmuþlar. Bu ülkede sabaha ve akþama saygý duyulup, en iyi dilekler iletilirmiþ mutlaka. Bütün olmak ve birlikte olmak duygularý ile yoðrulurlarmýþ bebekliklerinden itibaren bu ülkede doðanlar. Bu yeþil, mavi ve büyük ülke insanlarýnýn kaderleri bir gün deðiþmiþ. Önce kendilerini saran o mavi sular kirlenmiþ. Herkes bir baþkasýna “Neden?” diye sormaya baþlamýþ ama aldýklarý saygý yüzünden hiç kimse bir diðerine “Dur!” diyememiþ. Birkaç sonraki nesle kulaç atýlacak kadar berrak sular yerine, “Bakalým bu sene balýk olacak mý?” endiþesi miras edilmiþ. Balýktan umut kesildikten sonra büyükler oturup düþünmüþler ve tarýmla yeni bir gelecek kurmak için kollarýný sývamýþlar. Ülkenin yeþil örtüsünü oluþturan ormanlarýn bir faydasý olmadýðýný düþünmüþler ki hýzla hepsini yok edip o verimli topraklarý ekip biçtikleri tarlalara çevirmiþler. Her þey yoluna girdi artýk diye düþünmeye baþladýklarý andan itibaren de nüfus artmaya baþlamýþ. Artýk barýnacak evler , tarihe mekan olmuþ þehirler dar gelmeye baþlamýþ ülkem insanýna. Bu seferde emlak sahibi olmak miras sayýlmýþ ve yavaþ yavaþ hasadýndan eski bereketi alamadýklarý tarlalarý satýp evler yapýlmasýna izin vermeye baþlamýþlar. Toprak zenginleri olmuþ yurdun yarýsýna yakýn kesimi. Evlerden istedikleri parayý da kazanamamýþ insanlar ve bu seferde sanayiye yetiþmek gerek endiþesi ile yola çýkmýþlar. Ülkenin dört bir yanýna fabrikalar kurmaya baþlamýþlar. Ama o kadar hýzlý geliþmiþ ki bu süreç ihtiyaç ve üretimi dengeleyememiþler bu seferde. Misal bu ya, ülkeye yetecekten çok daha fazla tuðla fabrikasý kurulurken kumaþ fabrikasý kurmak kimsenin aklýna gelmemiþ. Yeþilsiz ve mavisiz kalmýþ bu ülkenin insanlarý, gökyüzüne de veda etmiþ bir süre sonra. Artýk doðan çocuklarýn yaptýðý resimlerde gökyüzü hep griye boyanýr olmuþ. Yeni þeylere kuþkuyla yaklaþsa bile çabucak alýþan insanlar, bir gün teknoloji ile tanýþýp hedeflerini Avrupa ülkeleri kadar modern hayata sahip olmak olarak belirlemiþler ama ne elektrik ne de su artýk temel deðilmiþ ki. Eskiden sahip olduklarý her þey yeni ihtiyaçlarý ve hatta lüks ihtiyaçlarý olarak ortaya çýkmaya baþlamýþ. Tüm yenilikler dünyayý birleþtirirken bu insanlarý biraz daha uzaða itmeye baþlamýþ. Hiçbir hizmet gerektiði kadar ucuza alýnamazmýþ bu ülkede. Zaten ülkenin yarýsý da halka hizmet üreten devlet kuruluþlarýndan maaþ alýrlarmýþ. Elektrik hizmeti ne kadar pahalý olursa, o iþle ilgili memur daha çok kazanacaðýný düþündüðünden, hiç sesini çýkarmazmýþ bu pahalýlýða ama su ile ilgili tüm faturalara söylenmekten geri durmazmýþ. Bilgisayar küçük taksitlerle girmiþ bir sürü eve ama elektrik ve telefon faturalarý yüzünden bir süre sonra sadece masa süsü olarak yer kaplamaya baþlamýþ. Ülkem insanlarý rahat ulaþým yapsýn diye, sahip olunan iç denize iki tane köprü yapýlmýþ. Yapým masraflarý karþýlandýktan sonra geçmek bedava olacakmýþ bu köprülerden ama yýllar geçmesine raðmen bu masraflar hiç kapanmamýþ ki köprülerde hala çalýþan giþe memurlarý varmýþ bu ülkede. Zaten halkta kullaným amacýný deðiþtirip , ölüme koþmak için kullanmaya, þampiyon takýmýn bayraðýný asmaya yormuþ yapýlýþ niyeti. Bu ülke geçmiþine saygý duymaya o kadar itina edermiþ ki, yýllar yýlý siyaset sahnesi bile hep ayný aktörlerle perde kapatmaktaymýþ. Gençler; önceleri pembe bulutlarýn var olabileceðine inanýrken, birden bire bu uykudan uyanmaya ve aslýnda pembenin bir renk olarak bile hayatlarýnda var olmadýðýný fark etmeye baþlamýþlar. Birkaç yüz bin tanesi diðer ülkelerin kendilerini kabul etmesini saðlayýp uçup gitmiþler topraklarýndan ve daha iyi koþullara sahip olabilmek için geri dönmemiþler. Yaþlýlar onlarý hiç anlayamamýþ ve bu ülkeden ayrý kalmak duygusunun kendi bilinçsizliklerinden varolduðunu kabul etmemiþler. Ülke yönetiminde söz sahibi olan insanlar birbirlerinin kafasýna su dökmeye, kitap fýrlatmaya baþlamýþ ama her seferinde geçerli sebepleri varmýþ. Baþbakan o kadar ince düþünürmüþ ki ülke ekonomisi etkilenmesin diye kýrýk kaburga kemiklerini iki yumurtanýn akýndan yaptýðý alçý ile evde kendi kendine tedavi etmeye çalýþýrmýþ. Mecliste meyhanelerin iyi mi yoksa kötü mü olduðuna dair bir tartýþma varmýþ zaten o günlerde ve bu konuda kararý kendisi olmadan da verebilirler diye içi rahat eden baþbakan hastaneye kadar gitmeyi kabul etmiþ. Bazý emsal ülkelerde insanlar yaþadýklarý maddi sorunlar yüzünden tüm kültürlerini hiçe sayarak sosyal patlamalar yaþamaya baþlamýþ ve kalabalýk guruplar halinde yaðma yapmaya baþlamýþlar fakat bizim ülkede asla böyle þeyler olmazmýþ. Sadece hafta da üç beþ banka soyulmaya ve kaptý kaçtý terörü hýzla yayýlmaya baþlamýþ o kadar. Ülke büyükleri sosyal patlamanýn sevinçlerle örtüleceðini düþünmüþler ve suçlulara af yasasý için kollarý sývamýþlar hep birlikte. Öyle bir gün gelmiþ ki hiç kimse artýk yarýnýnýn ne olacaðý endiþesi duymamaya baþlamýþ çünkü endiþeleri bugünü nasýl kurtaracaðýz oluvermiþ. Günlerden bir gün Þanlý Milli Futbol takýmý neredeyse elli yýl sonra Dünya kupasýna girmek için bir þans daha elde edivermiþ. Tüm televizyon kanallarýnda kýrmýzý beyaz reklamlar yer almaya baþlamýþ. Ülkenin kullanacaðý resmi þarký için bir iki tartýþma yaþanmýþ sanatçýlar arasýnda ama halk hepsini yüreðine basýnca problemde kalmamýþ. Güçlü futbol takýmý bu kupayý ülkeye getirmek için söz vermiþler ve kamu oyu takýmýn desteklenmesi ile bunun mümkün olacaðýný ifade ettiði için tüm ülke insanlarý camlarýna , balkonlarýna birer bayrak asmýþ. Halkýn bir bütün olduðunun temsil edildiði reklamlar yayýnlanmýþ tüm organlarda. Birden bire eski günler geri gelmiþ sanki ; artýk denizler eskisi kadar mavi, ormanlar gür ve hava temizmiþ bu ülkede. Halk birbiri ile eski günlerde ki kadar kardeþ olmuþ, unuttuklarý bir duyguya tekrar kavuþmuþ insanlar ve gelecekle ilgili küçükte olsa bir beklentiye sahip olmanýn keyfini yaþamaya baþlamýþlar el ele. Gel gör ki çok uzun sürmemiþ bu bahar da. Birileri kardeþlik türküleri söyleyen sevgi dolu halký, bu rüyadan uyandýrmak için kollarý sývayýp, þüphe ve öfke tohumlarýný ülkenin heryerine boca edivermiþ! Geriye de sadece o türküler kalmýþ...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Simten K. Ataç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |