640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
Var! Bir tutku gibi, kahve gibi örneðin… Kendi içinde büyüsü olan bir hal. Nedenini bilmediðimiz bir durum. Sebep ararken zorlanýyoruz. Bazen bulduðumuzu sanýyoruz, farklý bir bakýþ açýsýyla karþýlaþýnca þaþýrýyoruz. Cümlelerini fazla “kesin” bulduðumu söyleyince, neden yazý yazdýðýný anlattý bir arkadaþým bana geçenlerde. Her yazarýn bir iç yansýmasý varmýþ ve bunu ifade etmek için yazarmýþ. Burasý tamam. “Kalemi eline aldýðýnda, aslýnda “kesin” bilmediklerini, “kesin” biliyormuþ gibi anlatmalýymýþ yazar ki okuyucu iyi ya da kötü bir yargýya varabilsin.” Düþündürdü beni bu cümle. Kelimeleri özenle seçip, yan yana getirdikten sonra estetiðine hayran kalabileceðimiz cümleler kuran bu arkadaþým, bütün bu cümleleri okuyucu iyi da kötü bir yargýya varsýn diye mi kuruyordu yani? Tüm çaba okuyucu için miydi? Ýç yansýmasý ve yazmak istedikleri çeliþki halindeyken nasýl bu kadar baþarýlý olabiliyordu? Ýþin bir de duygusal boyutu var tabii. Kelimeleri bir oyuna alet etmek gibi bir þey bu aslýnda. Harfleri, noktalama iþaretlerini, heceleri kullanarak hiçbir zorunluluðu yokken bir yalan söylemek gibi bir durum sanki… Abartýyor da olabilirim, bunu da yazý yazmayý sahiplenmeme veririm. Potansiyel bencil deðil miyiz bizler? Doðuþtan getirmiyor muyuz bu özelliðimizi? En çok kendimizi ve bize ait olanlarý önemsemez miyiz aslýnda? En çok kendi düþüncelerimizi, kendi ailemizi, kendi vatanýmý, dostlarýmýzý, sevdiklerimizi… Öyleyse… Kendimiz için de yazmaz mýyýz? Yazýlarýmýz arasýnda þahsi olanlar da vardýr elbette. Hatta bunlar çoðunlukta olabilirler. Çünkü kendini tanýmak, “iç yansýmasýný” daha rahat ortaya çýkarmak, bir süre sonra bu yazdýklarýný okumak için yazanlar da yok mu benim gibi? Ya konuþarak anlatamadýklarýný, yazarken daha kolay dile getirebileceðini düþünenler… Ya da iyi bir konuþmacý olduðunu düþünmeyip, kaleme kaðýda sýðýnanlar… Düþünce ve duyuþlarýný içinde tutmayý tercih edip, satýrlara patlayanlar yok mu? . . . Nedeni olmak zorunda deðil elbette. Sadece sevmek yeterli. Ancak sebep aramak gerektiðinde de okuyucu odaklý bir sebepten çok daha mantýklý sebepler var… Amacý okuyucu odaklý olan yazýlar da olur haliyle, ama yazarýn amacý tamamen buna dayanýyorsa çeliþkiye düþerim, düþünürüm ben de. Ben yine de sebepler arayarak bu durumun büyüsünü bozup daha fazla somutlaþtýrmamaktan yanayým. Varsýn o da gizemli kalsýn!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hatice Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |