Yaþamýn tanýmý yoktur. -Halikarnas Balýkçýsý |
|
||||||||||
|
”Gönderilmemiþ Mektuplar” filmini izlediðim de ise bir kez daha içimin kýpýr kýpýr olduðunu hissettim,Amasra’nýn doyulmaz güzelliði karþýsýnda. Herkes bilir ya, Batý Karadeniz’in çok çok þirin bir ilçesidir Amasra , Bartýn’a baðlý.Çeþm i cihan bir yer- Cihan gözdesi. Bir Bakacak Tepesi vardýr; Bartýn’dan Amasra’ya giderken , sahile doðru inmeden sol kolunuz üzerinde kalýr.Dayanamaz inersiniz zaten görünce , henüz varacaðýnýz yere ulaþmadan.Müthiþ bir manzara nefesinizi keser, baharsa hele mevsimlerden genzinizden ciðerlerinize doðru kýr çiçeklerinin kokusu yayýlýr.Menekþeler, papatyalar, çuhalar…Tepeden koya bakarken bir kuþ olma isteðiniz tavan yapar.Aldýðýnýz oksijen baþýnýzý döndürür, hele bir de aþýksanýz deðmeyin keyfine.Yol kývrým kývrým iner, aþaðýya doðru.Kendine aþýk olunduðunu bilen daha da cilve yapan, aþýðýna acý çektirmekten zevk alan bir siyah gözlü arap dilberi edasýyla; leylaklarýn, irislerin kokusunu sürünüp kývrýlan bir dilber. Rivayet odur ki; Fatih Sultan Mehmet meþhur lalasýyla bu tepeden manzaraya bakmýþ ve þöyle demiþ; “Lala, Lala, çeþm i cihan bu mu ola?” Þimdilerde bu tepeye ýþýklý bir pano yerleþtirmiþler ve panonun bir tarafýnda Fatih, bir tarafýnda Atatürk silueti, doyulmaz güzelliði içmektedirler yudum yudum. Ýlk gittiðimde aylardan nisandý.Sabredemedik arkadaþýmla Amasra’ya kadar , yarý yolda indik.Çuha çiçeklerini saksý dýþýnda ilk görüþümdü bu.Her yan yeþilin bin bir tonuyla kaplýydý.Ihlamur aðaçlarý gökyüzüne doðru uzanmýþ, asýrlýk ömürlerinde görüp geçirdiklerini rüzgarýn esintisiyle hýþýrdayarak usul usul fýsýldýyorlardý.Altlarýnda arsýz , þýmarýk sarmaþýklarla süslü koyu , davetkar gölgeler oluþturuyorlardý.Papatyalarýn çok renklisi vardý orada sadece beyaz deðil; sarýlar , pembeler, eflatuna dönük olanlar… Yorulduysanýz dinlenesiniz diye , þöyle bir elinizi yüzünüzü yýkayýp kendinize gelmeniz için yol kenarýnda küçük ama çok þirin bir de çeþme yapýlmýþ.Ýster Çoban Çeþmesi deyin , ister yolcu çeþmesi , isterse aþýklar çeþmesi…Çeþmenin minik havuzunda bozuk paralar ýþýl ýþýl parlýyordu , sanki Roma’dakine inat edercesine. Kimbilir hangi dileklerle atýldý o paralar, kimlere umut oldular? Amasra’ya doðru tekrar yola koyulunca heyecanlandýk.Yolda ilerledikçe limanýn görüntüsü açýldý önümüzde ki nasýl, deniz çarþaf gibi serildi . Yeþille mavi böyle ahenkle mi danseder her yerde , yoksa doðanýn Amasra’ya lütfu mudur bilinmez.Kimi yerde yeþil hakimdi maviye, kimi yerde mavi egemendi manzaraya. Kýyýlarda çok hoþ birkaç masalýk küçük restoranlar vardýr, çoðu aile iþletmesi olan.Taze mezgit yenmeli ilkin, yanýnda karýþýk yeþillik salatasý.Artýk gönlünüz ne çekerse , o eþlik etsin sofranýza. Gün doðumlarýný ve batýmlarýný da kaçýrmamak lazým, özellikle iskeleden. Ýskele duvarýndaki þiirlerde öyle samimi, öyle çeker ki kendine . Onlar da aslýnda cesaret edilip söylenememiþ , yazýlýp gönderilmemiþ mektuplardýr aslýnda.Aþkýn , sevdanýn çok naif bir ifadesi. Kýyýdan içeri doðru bir arasta vardýr ; ahþap ürünler ve yöresel dokumalarýn, tel kýrmalarýn bulunduðu arasta. Arastanýn küçük bir meydaný ve bu meydanda sýklýkla yerel oyunlarý sergileyen bir ekip.Öyle þaþkýn þaþkýn bakakalýrsýnýz.Sanki sizin için özel hazýrlanmýþ bir festivalde hissedersiniz kendinizi.Tavþan kaný çayýnýz gelir, çok geçmeden.Etrafýnýzda halinizi hatýrýnýzý soran esnaflar, genç öðrenciler.Satýn almasanýz da dükkanlardan hiçbir þey; yine de kimse yüzünü ekþitmez, gülümseyerek yolcu ederler kapýdan. Arastanýn sonunda minicik bir dükkanda emekli bir öðretmen ( vardý ya hala var mý bilmem) doðal malzemelerden takýlar yapar; akasya çekirdeklerinden, Antep fýstýðý kabuklarýndan… Tavþan Adasý (deðildir adý muhtemelen ama ben üzerinde gördüðüm çok sayýda tavþandan dolayý onu öyle sýfatlandýrmýþtým) tarafýna doðru sabah erken saatte bir tekneyle gezilir.Su çok soðuk olduðu için sadece denize bakýlýp iç geçirilir ama o havayý solumak da ayrý bir mutluluk verir.Bir kaç gün sonra dönerken kendinizi evinizden ayrýlýyormuþ gibi hissedersiniz.Doða, insanlar ve tarih o kadar sarýp sarmalar ki, memleketiniz gibi oluverir Amasra. Aradan zaman geçince özlersiniz, týpký benim gibi. Eðer giden olursa benim için de yaþasýn yukarda anlattýklarýmý, benden de bir selam sarkýtsýn mutluluða. Saðlýcakla… 31.05.2007
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © nalan gök, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |