Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Soðuk, ellerimde ki siyah eldivenlere raðmen ellerimi üþütebiliyordu. Ona deseydim "tut ellerimi, üþüyorum" diye þaþýrýrdý herhalde. Hem o kadar da cesur deðildim ki. O yürüyordu önüm sýra ben onun gölgesine bakýna bakýna yürüyordum. Nasýl olduysa artýk yan yana yürüyorduk. Soðuk, yeni baþlayan incecik yaðmur ve suskun iki beden... bir de ayazlý sabahýn seheri. Aklýma öyle þeyler geliyordu ki ve ben bildiðim bütün kelimeleri hýzla tarayýp ona hitap edeceðim üslubu belirlemekle meþgulken, soðuða karýþan ince ve kibar bir sesle "gözlerinizden yalnýzlýk okunuyor, biraz da çaresizlik" deyiverdi. Ben o þaþkýnlýkla bildiðim bütün kelimeleri unuttum ve hiçbir þey söyleyemeden biraz daha yürüdük. Sonradan topladým kendimi ve "bunu önceleri gizlemeye çalýþýyordum, herkesi ötesi de kendimi kandýrýyor; beceremediðim zamanlarda kendime kýz arkadaþlar buluyor ve hiç istememe raðmen onlarla oluyordum sýrf yalnýzlýðýmý örtbas edebilmek için... ancak þimdilerde rahatým çünkü karþýma henüz benim diðer yarýmým olan parça çýkmadý ve ben hala arayýþ içinde , hala yalnýzým" dedim. Acaba çok mu açýk söylemiþtim içimden geçenleri. Onun yüzüne dönüp baktým bir an cesarete gelerek ve hayal kýrýklýðýna uðradým. Sanki beni dinlemiyor gibiydi. Kafasýný kurcalayan biþeye odaklanmýþ ve caný sýkýlýyor gibiydi. Onun bu halini görmek beni iyice suskunlaþtýrmýþtý, baþýmý önüme eðmiþ ve konuþmaz olmuþtum. Biraz da utanmýþtým aslýnda neden olduðunu bilmememe raðmen... Yavaþ yavaþ hava aydýnlanýyor bir yandan da ýsýnýyordu. Onu süzmeye baþlamýþtým kaþ altýndan. "neden susuyordu acaba ne derdi vardý?" diye soruyordum kendime. Bunca belirsizliklerle dolu yüzü soluktu, ufaktý. Gözleri o kadar küçüktü ki sanki yok gibiydi ve uzun saçlarýný yalayan rüzgara karþý yürüyorduk. Güneþ ýþýnlarý da , rüzgar da , yaðmur da sadece onun için vardý sanki... sanki yaþam sadece o var olduðu için vardý. Ne bileyim belki de tanrý bile onunla olmak için hep yakýnýmýz da dolanýyordu sanki.. Küçükken arzu ettiðim þeyleri gizlerdim. Güzel olana ve isterikliðini dýþa vuran her nesneye karþý vurdumduymaz davranmaya çalýþýrdým. Her þeyi gizlemeyi ve susmayý tercih ederdim aslýnda hiç istemememe raðmen. Ýþte þimdi de ayný durumdaydým; o karþýmdaydý , etkilenmiþtim ama susuyordum. Ve bana kalsa bu suskunluðum sürecekti. Bakýþlarýný bana yöneltti ve ayný ince, kibar sesiyle "bende yalnýzým aslýnda ve de evliyim. Eskiden olsa sana mutlaka karþýna biri çýkacak ve o seni tamamlayacak derdim ama þimdi buna inanmýyorum. Çünkü her insan yalnýzdýr ve her kimle olursa olsun bu deðiþmeyecektir. Çünkü kimse seni senin gibi tanýyamayacak ve seni tamamlayamayacak. Beraber olduðun insan seni sýnayacak, sana haksýzlýk edecek, seni aþaðýlayacak, üzecek ..." bir an sustu, ben gözlerimi yerden kaldýrmýþ onun gözbebeklerine bakýyordum ve belki de nefes dahi almadan onu dinliyordum. "belki de terk edecek ve sen yine yalnýz kalacaksýn, yine yaralanmýþ, incinmiþ ve haksýzlýða uðramýþ olarak. Sonra kendini toparlayabilirsin elbet ve hayattan bir þeyler bekleyebilirsin ama asla birine bel baðlamaz ve onun gelip seni yalnýzlýðýndan arýndýrmasýný beklemezsin, bekleyemezsin. Kendi kendine yetmeye çalýþýrsýn ve açýklarýný kendin kaparsýn. Yani önceden kendini yarým görürken ve birinin gelip seni yamamasýný ve bütünlemesini beklerken þimdi kendini bütün görürsün baþka biri olmadan..." Kendince haklýydý elbet söylediklerinde. Ve epeyce bir karamsar düþünüyordu. Belli ki bir darbe almýþ ve acýsýný hala unutamamýþtý. Ama yine de benden bir adým öndeydi yaþamýþlýkta. Ben hala iz býrakacak bir insan arýyordum o ise o izi çoktan beri taþýyordu. Sustum, söyleyecek çok þey olmasýna raðmen susmayý tercih ettim. Konuþtukça bir yerlerinin acýyacaðýný,onu mazisinin kötü köþelerinde dolaþtýracaðýmý anlamýþtým. Sustum çocukluðumdaki gibi çarçabuk... Güneþ iyice yükselmiþ ve yaðmur yaðmaktan yorulmuþtu. Kent normal yaþamýna dönmüþ ve binlerce insan tarafýndan istila olmuþtu. Artýk ayrýlma vakti gelip çatmýþtý. Elini sýkarken titrediðimi fark etmiþtim o da bunun farkýnda idi ama umarsýz davranýyordu. Bende çocukluðumdan tecrübe edinmiþ olduðum gibi davrandým. Ve o güneþe karýþtý gitti, tanrý da peþinden... Ceza evinin kapýsýndan içeri girdiðimde vakit öðleyi geçmiþti. Eski dostumun gözü yolda kalmýþ ve beni görür görmez paylamýþtý. "Ýnsan söz verdiði zaman mutlaka bunun arkasýnda durmalýymýþ ve tam saatinde randevusuna gitmeliymiþ." O bunlarý söylerken ben -yargýlandýðýmý ve kýrýldýðýmý- düþünüyordum. Bana geç kalma nedenim sorulmadan geç kalýþým hakkýnda yorum yaptýðý içinde dostuma kýzýyordum için için... Hayat ayný programý içinde devam ediyordu benim için. Ýþ, ev, eski ve yeni dostlarla iliþkiler, uzaktan gelen cevaplanmasý gerekli mektuplar ve kavga... ama eskisi kadar bunalmýyor ve eskisi kadar fazla kafa yormuyorum hayat üzerine. Ki o bile þimdilerde beni görse gözlerimden yalnýzlýk okuyamaz. Çünkü ben bir bütünüm artýk...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ali SEVÝNÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |