Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Bir sarmaþýðýn dalýna tutunarak çýkabiliyorum evin çatýsýna. Köylerde bütün evlerin bahçesi vardýr; ve o bahçeye tepeden bakmak neredeyse bütün çocuklarýn vazgeçilmez tutkusudur. Kiremitleri kontrol etmek için çýkan babalarýn unuttuðu merdivenler,onlara yapýlan en büyük kýyaktýr. Tahta tavanlý evlerde oturanlar için yaðmur, topraklarýný besleyip ardýnda býraktýðý koku adýna güzeldir sadece. Hep dýþarýdadýr yaðmurun cazibesi. Her yaz, bir sonraki kýþýn yaðmura nefret büyütmemesi için, kiremitler kontrol edilir; ve aralýklarý kapatýlýr. Büyüyüp baba olunduktan sonra, sarmaþýklara tutunmak, yüz kýzartýcý bir suç gibidir. Sarmaþýðýn dallarýna olan özlemden olsa gerek, merdiveni unutmamayý defalarca hatýrlatýrlar kendilerine. Bir çocuk için anlaþýlmazdýr bu özlem ve içten içe kýzgýnlýk duyulur giden merdivenin ardýndan. Zaten ilk özlemler çoculluðun býrakýldýðý an baþlar. Bir sarmaþýðýn dalýna tutunarak çýkabiliyorum evin çatýsýna. Ben o evin torunuyum. Dedem, daha çok uzaklaþmýþ çocukluðundan, daha çk özlem biriktirmiþ ve merdiveni hiç unutmuyor ardýnda. Ama ben diðer çocuklar gibi kýzmýyorum ona. Çünkü diðer çocuklarýn babalarý, içlerindeki özlemi saklamak zorunda hissediyorlar kendilerini ve onlarý sarmaþýklarda gördüklerinde küplere biniyorlar. Oysa bütün dedeler, kendi çocuklarý büyüyene kadar zar zor taþýyabildikleri diktatör ruhu, ilk torunla tamamen geçmiþe býrakýyorlar. Þimdi anlýyorum evin her tarafýndan yükselen sarmaþýk dallarýnýn nedenini. Hepsinden birer kez çýkmýþlýðým var çatýya. Çatýdayken, taþlarýna takýlýp yürüyemediðim bahçe öyle güzel görünüyor ki, atlayasým geliyor. Bir gün ters dönmüþ bir kaplumbaða görüyorum bahçede. Öylesine çaresiz debeleniyor aþaðýda. Ben, önce oyun oynadýðýný zannediyorum. Hatta 'aptal kaplumbaða' diyorum topraðý deniz sanýp, sýrt üstü yüzdüðünü düþündüðüm için. Oysa acýlý seslerin yankýsý, hemen farkediliyor dikkat edilince. Çatýdan inip dedemin yanýna koþuyorum ve kulaðýna eðilip anlatýyorum. Birlikte gidip kaplumbaðayý kurtarýyoruz. Bunlarýn hepsini hýnzýr çocuklar gibi büyük bir izlilikle yapýyoruz. Anneannem görürse tutup kaplumbaðayý bahçenin dýþýna atýyor. Aslýnda korkuyorum kaplumbaðadan; ama çaresizlik içinde gördüðümde de dayanamýyorum. Çatý muhabbetim de o günlük sona eriyor. Zaten iyice yaklaþan akþam yemeðinden önce, yapmam gereken çok þey var. Týrnaklarýmýn arasýna dolan çamurdan asta kalýntýlarýný temizleyebilmek için epeyce zamana ihtiyacým var. Yemeðe oturuyoruz; benim ekmeklerim yine birer lokmalýk parçalara ayrýlmýþ. Bu yüzden, hep dedemin yanýna oturuyorum. O çok sevdiðim küçük ekmeklerden olsa gerek, göbeðimi bir güzel þiþiriyorum. Göbeðimdeki deliðin karasý da büyyortabi. Anneannem bana 'kara göbek' diyor. Ben, onu dedeme þikayet ederken 'kara löbek' diye çeviriyorum yumurcak dilinde. Günün orgunluðu masallarý dinlememe engel olmuyor; ama masallar biter bitmez de uykuya dalýyorum. Sabahýn taze yumurtalý kahvaltýsýndan sonra, yine çatý yollarý gözüküyor. O gün daha güzel bir þey keþfediyorum. Bahçedeki çok büyük gördüðüm dut aðacýla ayný boydayým, çatýda otururken. Büyük bir hýrsla ayaða kalkýyorum ondan uzun olmak için. Senden büyüðüm deyip, seviniyorum. O anda birkaç kiremit düþürüyorum. Bir çatý ve gelecek kýþ için en kötü þeyi yapýyorum. Suçumu yanýma alýp, dedeme boynu bükük anlatýyorum. ' Üzülme, zaten bahardayýz; yaza hallederim' diyor. O günlerde garip bir telaþ yaþanmaya baþlýyor. Dedemn ellerinde kocaman kapkara kaðýtlar görüyorum. Merak edip sorduðumda. ' Ýçimi görmek istedm' diyor. Ben de istiyorum, diyorum. ' Daha çok küçüksün' diyor. Haziran sonunda bir akþam, artýk ekmeðimi ýsýrmayý öðrenmek zorunda kalýyorum. Çünkü dedem, yemeðini yataðýnda yiyor. Yemekten sonra yanýna gidiyorum; masalýmý dinleyip uyuyorum. Sabah kahvaltýdan sonra, beni zorla amcamlara gönderiyorlar. Gitmeden dedeme uðruyorum. ' Dede, yaz geldi; çatýya çýkýp kiremitleri yerine koymayacak mýsýn?' diyorum. Ýçimden de 'Hem belki merdiveni orada unutursun' demek geçiyor. ' Hadi, sen þimdi git git' deyip, sarýlýyor. Amcamlarýn kapý önünde bir yokuþ var; ve köyün ana yoluna bakýyor. Orada çocuklarla oynarken, aþaðýda bir kalabalýk görüyorum; ve aralarýnda kocaman yeþil dikdörtgen kutuyu farkediyorum. Onun içinde ne var, diyorum karþýmdaki kadýna. Hiç duraksamadan, 'Deden...' diyor. O yaþýmda sadece dönmeyeceðini bildiðim için; yere çömeliyorum, ellerimi yanaðýma dayayýp, 'Niye?' diyorum. 'Öldü ' diyor. Ne de kolay söylüyor. Eve gidiyorum; herkes aðlýyor. Ben yine sarmaþýklara tutunup çatýya çýkýyorum; ve aðlamaya baþlýyorum. Aðlarken bir kiremit daha düþürüyorum; ve o kýþýn saðanak yaðan her yaðmurundan nefret edileceðini düþünüyorum. Yýllardan sonra öðreniyorum, kocaman kara kaðýtlarýn röntgen olduunu.Benim için ölüm, içini göstermekle baþlýyor.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © NURGÜL SEVÝNÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |