..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiðim tek þey, ben bir Marksist deðilim. -Karl Marx
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Þairler > Serkan Türk




19 Ocak 2007
Göçmüþler Bahçesinde Bir Yazlýk Sevi*  
Serkan Türk
kýyýlar, kýyýya çekilmiþ sandallar yavaþ yavaþ karla örtülecek." ilk masaldan bir cümle. ‘ardýndan el sallayan’ ý okurken, yazar, mevsimin deðiþimini anlatmaktan öte anlamlarý irdeliyor; kýþ ve yalnýzlýk. kim bir orfinoz kadar suyu yutacak ve denizin milyonlarca yýldýr saklamaya çalýþtýðý gizleri fýsýldayacaktýr balýkçýnýn kulaðýna?


:BBIB:
bir aðaç gölgesinin altýnda baþlayýp otobüs koltuðunda devam eden, okumalar arasýnda öyle cümlelerle karþýlaþýrsýnýz ki, yazar ve okuyucu arasýnda ikisinin dýþýnda kimselerin anlayamayacaðý bir köprü kurulur ve siz o köprüden her geçiþinizde baþka tepeler, baþka adacýklar, yalnýz sahiller edinmek zorunda kalýrsýnýz. ‘göçmüþ kediler bahçesi’ ni okurken benimde benzer halleri yaþadýðýmý söylemeliyim. çoðumuzun günlük yaþantýmýzda þahit olacaðý olaylar baþka bir ânýn fotoðrafýna dönüþür. iç dünyanýzda gizli kalmýþ, yaþarken bir yerlerden edinilmiþ izlenimler okuyucu dünyasýnda derin kýrýklarýn belirginleþmesine sebep olur. siz de bilge karasu'yu geç tanýmýþ olmaktan üzüntü duyacaksýnýz. yitip giden deðerler soyunuk bir beden gibi dururken, aynada yansýyan yüzünüz kâh ara sokakta geceleyin karþýlaþtýðýnýz bir kirpiyi dillendirecek, kâh bir yengecin donkiþot oluþuyla ürpereceksiniz. deðiþimi benimsemeyen insanýn mücadelesi körlüðe dönüþecektir.
     "kýyýlar, kýyýya çekilmiþ sandallar yavaþ yavaþ karla örtülecek." ilk masaldan bir cümle. ‘ardýndan el sallayan’ ý okurken, yazar, mevsimin deðiþimini anlatmaktan öte anlamlarý irdeliyor; kýþ ve yalnýzlýk. kim bir orfinoz kadar suyu yutacak ve denizin milyonlarca yýldýr saklamaya çalýþtýðý gizleri fýsýldayacaktýr balýkçýnýn kulaðýna? "oysa ölümle bir araya gelmeden, acýlar çekip parça parça olmadan, gönlün tazelenmez, yeniden doðamazsýn."derken bile zamanýn aðýr aðýr geçip gittiði anlarý düþünürsünüz.
her yer deniz gibi karanlýk ve sessizdi bu akþam saatlerinde. üç beþ saat öncesini düþlerken birkaç çocuðun çýðlýðý gelip geçti içimden. kumlarýn üzerinde küçücük ayaklarýyla koþuyorlardý. kovalara doldurduklarý taþ parçacýklarýný kumdan tepeciklerin üzerine dökerlerken yavaþ yavaþ üzerlerine doðru gelen dalganýn hýþýrtýsý iþitiliyordu. eskiden kendi de kaleler yapardý. kalp resmi çizdiði de olurdu, sonra silinip giderlerdi suyun altýnda, su her þeyi karanlýðýna alýnca. isimlerinin baþ harflerinin yitip gittiði o günler içinin sýzýsýný saklamaya çalýþtýðý zamanlar-soru sormayýn da demezdi kimselere- her yer daha sessizleþirdi. bir kýr kahvesinin önüne atýlmýþ sandalye. sýrtýný dayadýðýn aðaç bir kaç adým öteye çekilmiþ olsa, orfinozun kolunu yuttuðu bir adam yavaþ yavaþ omzuna doðru...
     denizle insan iliþkisi bir alacak verecek davasýyla mý baþladý bilemiyorum ama kimi gün balýkçýlar kimi gün deniz kazanmýþ olacak ki kýrgýnlýklarý uzun sürmüyor. denize ilk gözyaþýný düþürdüðünü de unutmaz insan, ilk misinayý baðrýndan çekiþini de. "deniz, analar gibi sevdiðini, dölyataðýnda tutup saklayacaktýr, bir daha doðurmamak üzere" cümlesi ile bitiyor ilk masal.
     bir kumlukta oynamaktasýn. güneþ yengeç burcunda mýdýr? taþýn altýnda bir serinlikte gizliyse bir yengeç neden güneþe göz kýrpsýn ki? gücünü nereden alýr; bu öykü ona bir övgü ise neden bir kutu içine konulup saklansýndý yazarýn ifadesiyle kýsacý. delikanlý, suya girdiðinde tutup çýkarmýþ yengeci koymuþ bir taþýn üzerine."dalgýrlý mavi-yeþil renkli, kocaman bir þey" diyor anlatýcý onun için. bizim serinlik düþkünü onu tutup havaya kaldýranlardan biri ile garip bir savaþýn içine girmiþ. küçük çýrpýnýþlarýna sesi de karýþmýþ. "yengecin seçtiði düþmaný olmayý kabul etmiþtir." hem gurur, hem öfke...filmlerden edindiðimiz savaþ görüntüleri gibi karþý karþýya ikisi. gözleri birbirinin hareketinde. biri, azýcýk dalgýnlýða düþecek olsa, diðerinin iþini hemencecik bitirecek. yengeç kendine yukarýdan bakan adamýn kýskaçlarý ile yürüse de üzerine bir baþkasý-onu sudan çýkaran- tepesine indirmiþ sopayý. çökmüþtür mavi-yeþil sýrtý. güneþten kaçýp sýðýndýðý kayanýn altýnda onu koruyan kabuðu çatýrtýlar içinde daðýlmýþtýr ama yengeç öfkesi içinde, düþmanýn hüznü gözlerindedir. tutulup suya atýlýr daðýlmýþtýr ve kan sýzmaktadýr kabuklarý arasýndan. taþýn altýndaki kovuðunda saklanmaktadýr. kan kokusunu alýr çýyanlar. yaklaþanlarý son bir güçle savuþturmaya uzak tutmaya çalýþýr. düþman bellediði adam dayanamaz biraz önce üzerine yürüyen yengecin çýyanlara canlý lokma olmasýna. suyun içinden kaptýðý gibi parçalar ayaðýnýn topuklarý ile yengeci ve incinmiþ gururunu. ve saklar bir kýsacýný bu öykü için.
     yaz, kendini iyice hissettirdiði son günlerde iki yabancý gibiyiz. bahçemdeki kavak aðaçlarý yavaþ salýnýþlarý ile içimde bir serinlik duygusu oluþturamazken, karþý sokakta bir yabancý yüzü gibi gelip yerleþti içime masalýn gölgeleri. az önce pencerenin önündeki çiçekleri suladý kadýn ve gökyüzüne bakýndý iþitir gibi seslerini. uzun sessizliklerin ardýndan mý çýkýp gelmiþti de, göz göze bakýnmak hem heyecan hem de ürkünç hissettiriyordu. odalarý karþýlýklý olsa bile iki yabancý ancak baþka masalarda oturmalýdýr.
kocaman bir yað kutusunda her yýl biraz daha azalan topraða tutunmuþ bir dikenli çiçek dururdu köylük yerdeki bir bacada. zaman zaman sarý çiçekler verirdi dikenlerin arasýnda. birilerinin çiçekleri koparmak ya da sulamak için evin çatýsýna, bacasýna çýktýðý da olmazdý. baþka evlerde bacalarda balkon ve bahçelerde ortancalar köpürürken, hercai, menekþe ve sardunya yetiþtirildiðini de görmüþtüm. kitabýn sayfalarýný karýþtýrdýðýmýz sýrada karþýlaþtýðýmýz ‘alsemender hikâyesi ‘ baþlý baþýna dünya ile hesaplaþacaðýmýz bir zemine çekiyor bizi. alsemender yetiþtirmek kimsenin aklýna gelmemiþ miydi ya da bu çiçeðe benzer ismini kimsenin hatýrlamayacaðý bulunmayan baþka tür çiçek. lâleye benzetiyor yazar çiçeði. yapraklarýný yiyen kiþiye tesir eden bir etkiden bahsediyor. gizlice çiçek yetiþtiren bir araþtýrmacý ve etrafýnda yaþayan insanlar arasýnda geçen bir hikâye. bir yapraðýný yiyen yalan söylemeyi istese de söyleyemiyor. iki yapraðý bir çýlgýnlýðýn eþiðinden geçiriyor sizi. XIII. yüzyýldan kalma bir kitap veya daha önceki yýllardan kalma bir yazma eserde karþýnýza çýkmasý olasýlýðý olmayan, hayali bir çiçek adý alsemender, onuncu masal niyetine çýkýyor karþýmýza.
     nasýl bir oyun içindeyiz, kim farkýnda? bazen kendinizi bir taþ gibi hissettiðiniz, bir piyon gibi söyleneni yaptýðýnýz olmadý mý? bir þehirde yabancý olmak; müzelerini, parklarýný, bahçelerini gezerken edinilecek gizli bir bakýþ gibi. otel odasýnda kartpostallar arkasýna acele ile yazýlmýþ dilekler. insan yaþarken yeni keþifler yapar ve eski alýþkanlýklarýný yer yer býrakýr, terk eder. bir zaman gelip ayný þeyle-bildiðinizi düþündüðünüz- karþýlaþtýðýnda en sýska acemimizin göstermeyeceði beceriksizliði gösterip sonunu hazýrlar.
     hayatýnda bir kirpi ile söyleþmiþ kaç insan vardýr evrende? hikâyelerde her þeyle söyleþebilirsiniz. kimi gün bir masa, eskimiþ bir daktilo veya bisikletin pedalý konuþmaya baþlar aniden. susturmak istemezsiniz. dikenlerini gösteren, sizi düþmaný belleyen bir kirpiyi geceleyin bir duvar dibinde görüp sesini iþittiðinizde buna þaþýrmayacaksýnýzdýr. insanlarýn kendisini yemek için paylaþamadýðýný düþündüðü gibi, iyi insanlarýn da yaþadýðýný düþünecektir belki. doðup büyüdüðü eve giderken baþýna geleceklerse sadece hayal dünyanýzda canlandýracaðýnýz bir þey deðil. eski oyunlar oynadýðýnýz arsalar kazýlmýþ, anýlarýmýz çalýnmýþtýr. yaþadýðýmýz evlerin yýkýklarý arasýndan geçip gitmiþ bir hayatýmýzý düþünmek ne kadar üzücü. giderek mekanikleþmiþ yaþamlarýn hepimizden aldýklarýný bir kirpinin dilinden dinlemekse ürpertici.
     bir ip cambazý ölümü görürse bir ben'dir ölüm ansýzýn yüzünüze gelir yerleþir."ölüler içinden soðumaða baþlar galiba." hayatýnýz boyunca bütün öðretilerin, bütün yaþanýlanlarýn sizi gün gelip bir boþ arsaya býrakacaðýný bugünden bilemezsiniz.
     göðsünüze gelip dolacak, yer edecek hýçkýrýk benzeri bir an yüzünüze bakacak ne az insan varmýþ, hayýflanacaksýnýz. yazar hikâyesinde kahramaný gökyüzü ile karþý karþýya getiriyor ve "oysa gökyüzünde görülecek bir þey yoktu." diyerek sizi boþluklara býrakýyor.
     þehrin kalabalýk caddelerinden geçerken mi görürsünüz kartpostal satýcýlarýný? baþka manzaralar, kent görünümleri. tatil beldeleri hep sizi kucaklamaya hazýr gibi duran daracýk sokaklarý, merdivenli sokaklarý ile birkaç haftalýk yorgunluklarý saklar. kýyý kahveleri yalnýz âþýklarý, mutlu bir görüntü sergilemeye gelen aileleri ve daha nicelerini çaðýrmýþtýr uzaklardan. size de olmuþ mudur uzaklar çaðýrdý mý, sesini iþittiniz mi gitmeseniz içinizdeki kuþ ölecek sanýrsýnýz. onu kafesinden salýverseniz konacak bir dal, çiçeðini yeni açmýþ bir kayýsý veya çok yapraklanan bir kavak hýþýrtýsý, rahata ermesini saðlar mý dersiniz içinizin?
     gidip görmelisiniz, tarih kitaplarýnda adýný bildiðiniz, kimi zehirli bir içki ile ölüp gitmiþ, kimi kýlýç darbesiyle son nefesini vermiþ kahramanlarýn yaþadýðý sokaklarý. ‘geceden geceye arabayý kaçýran’ isimli hikâyede yýllarca hayalini kurduðu sazandere’ye gidemeyiþini, gitme isteðini her duyduðunda baþka nedenlerle bu isteðini yerine getiremeyiþini yazar anlatýlýyor. çarpýcý bir son bekliyor okuyucuyu. karanlýk gece, alýþýldýk sesler duyamamak ve 'buna da alýþýrým' diyebilmek. üþümüþlüðünü yanan odun ateþi ile giderme ve etrafýnda diþsiz aðýzlar, çökmüþ avurtlar, çukurlaþmýþ gözler… ve ölüm bir yol alma isteðidir.
     göçmüþ kediler bahçesi’nin sayfalarý arasýnda sizi bekleyen þiirsel bir anlatým. þu koca evrende-bazen tersini de düþünürsünüz- yere saðlam basacak ne kadar az yer var. bilge karasu, hikâyelerini saðlam bir zemine oturtuyor. yýllara yayarak tamamladýðý hikâyeleri beklentilerinizi gün aydýnlýðýndan karanlýða doðru yaklaþýrken sorguluyor.



* bilge karasu’nun ‘göçmüþ kediler bahçesi’nde kitabýnda geçen bir cümle.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Baþka Bir Ülke"de, Katya"nýn Yazý


Serkan Türk kimdir?

Uzak Yaz'larda iþtahla ýsýrdýðýmýz o elmalarýn tadýný alabildiðimi düþüyorum bunu anlatýrken. O tadý bir fotoðraf karesine dönüþtürüyorum yazarken.

Etkilendiði Yazarlar:
Selim Ýleri, Turgut Uyar, Bilge Karasu


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Serkan Türk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.