..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Alp Köklü




21 Aralýk 2006
Bir Sigara Versene  
"Bir zamanlar kendimden bir parçayý devrettiðim bir adama, her ne kadar o bana kýzgýn olsa da..."

Alp Köklü


Yaþanmýþ olanla yaþanabilecek olan arasýnda çok belirsiz bir çizgi var; iþte yazarken sanýrým en çok o eþiði aþabilecek olma ihtimali ürkütüyor bazen beni... Deðerli görüþlerinize sunuyorum saygýlarýmla.


:BADH:
    Ayakta durmakta olan genç adam yerde tek kiþilik yataða yaslanmýþ oturan, kendisine þiddetle benzemekte olan bir diðerine bakýyordu. Benzerlikleri kardeþ ya da yakýn akraba olmalarýndan deðildi, sadece hayatý uzunca bir süre birlikte mesken edinmiþ olmalarýndan ileri geliyordu. "'Üzüm üzüme baka baka kararýr.' demiþ kim bilir kaç yýl önce yaþamýþ bir þom aðýzlý," derdi kimi zaman yerde oturan ayakta durana, "Ama kimse, benim makûs talihim, kadersiz baþým yüzünden senin gibi adamakýllý mantýk zinciri kurmaktan uzak bir yarý-primatýn hayatýma girip, beni de kendisi gibi bir Kaybedenler Kulübü üyesi yapmaya çalýþmasýný isteyip istemediðimi sormadý." Ayakta duransa suratýný buruþturup, yapmacýk olduðu aþikar bir asabiyetle "Eðer isteseydin çok önceleri beni hayatýndan itekleyip çýkarabilirdin, hatta bunu tekme tokat giriþip kafamý gözümü yararak da yapabilirdin. Zira ikimiz de biliyoruz ki aramýzdaki beþ sene alakalý alakasýz uzak doðu sporlarý eðitimi almýþ potansiyel seri katil sensin. Madem o kadar rahatsýzdýn bunu kararmadan önce yapsaydýn." der, yerde oturan garip bir hüzünle gülümserdi "Yapamazdým..." Diðeri sýradan bir diyalogun gereði olarak müteakip gelmesi icap eden "Neden?" sorusunu sormazdý, çünkü cümlenin devamý yerde oturanýn kendi rýzasýyla gelmezse tüm cümle deðerini yitirir, 'Gönülden Söylenen Sözler Borsasý'nda beþ para etmezdi.

    "... fazlasýyla eksik kalýrdým."

    Saçlarý, gülüþleri, sonu gelmeyen cümleleri, dikkat etmeyenin kaçýracaðý ince kinayelerle beslenen sataþmalarý, dinledikleri, yedikleri, yemedikleri, inatlarý ve dahasýyla benzerlerdi birbirlerine. Hayatlarýnýn bir aralýðýnda girip baþka bir tanesinde çýkýp giden bir kýz þöyle demiþti tam olarak ne zaman olduðu unutulmuþ bir zamanda "Sizi birbirinize karýþtýrýyorum çoðu zaman. Simalarýnýz, sesleriniz, duruþlarýnýzdan dolayý deðil; ruhen, tinsel bir yoðrulmadan dolayý birbirinize karýþmýþ sizin birer parçanýz. Kendinizden bir kýsmý diðerine devretmiþsiniz, bizzat taþýmaya üþendiðinizden...". O kýz çekip gitmiþ ama söylediklerindeki gerçeklik payýný beraberinde alýp götürmemiþti, sýrf üþengeçlikten.

    Ne kadar benzeseler de þu anda biri baksa onlarý kolaylýkla birbirinden ayýrt edebilirdi ve bunun sebebi genç adamlardan birinin ayakta dikiliyor, diðerininse bir köþeye atýlmýþ çöp torbasýndan sadece biraz daha haysiyetli bir þekilde oturuyor olmasý deðildi. Ayakta durana göz atýldýðýnda dikkati çeken tek olumsuzluk arkadaþýna dikilmiþ olan gözlerindeki keyifsizlikti. Sýrtýný duvara yaslamýþtý çünkü karþý duvara dayalý olan yataðýn önündeki arkadaþýnýn odayý arþýnlamakta olan hüznü, týpký þiddetli rüzgarýn yelkenleri aþýndýrmasý gibi vücudunu yýpratýyor, direðe baðlý yelken gibi kendine bir destek aramasýna sebep oluyordu. Karþýsýndakinin þu anda hissettiði eksikliðin yerini doldurmak adýna hiçbir þey yapamayacaðýný bilmek kendini aciz hissetmesine neden oluyordu. Yerde oturanýnsa ne kadar bakarsanýz bakýn, olumlu olduðu için dikkat çekecek bir yaný yoktu; Aralýk soðuðunda üþüyen ayaklarýný ýsýtmak amacýyla gri kýrçýllý bir battaniyenin altýna sokmuþ, ayný esnada titremekte olan yüreðini avutmak için ise sol elindeki buruþuk bir kaðýt parçasýna sýmsýký tutunuyordu. Belki de saatlerdir kýpýrdamadan kapalý duran avcunun içini kaplayan ter yüzünden kaðýdýn üzerinde yer yer daðýlmýþ mürekkep lekeleri görülüyordu. Genç adam, kaðýdýn üzerine yavaþça yayýlan her bir harf ruhuna batýyormuþ gibi hissediyor ama kaðýdý sarmalayan ýsrarlý kavrayýþýndan vazgeçemiyordu. Gözlerinin etrafýnda aðlamaktan dolayý yer etmiþ mavi-mor halkalar vardý, tabiri caizse gözyaþlarýndan sýký bir dayak yemiþ gibi duruyordu. Donuk bakýþlarýný karþýsýndaki duvara sabitlemeye çalýþýrken yorgunluktan gözleri devriliyordu. Sanki caninin biri gelmiþ de bir musluk pompasýyla ruhunu söküp almýþ gibiydi.

    Dakikalar sonra, sýrtýný duvara yaslamýþ olan genç adam doðrulup diðerine yaklaþtý. Belki son iki gündür hüzün bu odada tüm þiddetiyle esiyordu ama artýk içersinden geçilebilecek ve seslenilenleri iletecek kadar durulmuþtu. Elini oturmakta olan arkadaþýna doðru uzattý "Cenk, hadi! Kalk artýk!". Kendisine seslenildiðini duyan genç adam baþýný kaldýrýp kimin seslendiðine baktý, gözlerinde ne söylendiðini anlamadýðýna iþaret eden bir ifade vardý. Ardýndan bakýþlarý kendisine doðru uzatýlan ele yöneldi ve sanki gördüðü þey sözcükleri yeni yeni anlamlandýrmasýna neden olmuþ gibi yanýt vermeye çalýþtý. Ýki gündür sayýklamalar haricinde kendi iradesiyle tek bir sözcük bile kurmamýþ olan dudaklarý ilk baþta zihninin arzularýna yanýt veremeyerek yalpaladý, sonra heceler bir fýsýltý halinde döküldü aðzýndan: "Yapamam!".

    Ayaktakinin eli karþýsýnda oturmakta olanýn zayýflýðý yüzünden bir öfke nöbetine kapýlmýþçasýna kasýldý. Aslýnda bu tespit doðruydu, öfkeliydi! Ama bunun sebebinin karþýsýndakinin zayýflýðý olduðunu söylemek sadece bir bahaneden ibaret olurdu. Korkuyordu. Bu adam kendisine o kadar çok, öylesine korkutucu bir yoðunlukla benziyordu ki ayný durumla kendisi yüzleþmek zorunda kalsa orda oturanýn kendisi olacaðýndan korkuyordu. Hiddetinin nedeni, için için bunu biliyor olmasýydý. Bilinçaltý bu basit gerçeði kabullenme fikrinden hoþlanmýyor ve kabahati diðerine yüklemeyi tercih ediyordu. Genç adam tarihin baþlangýcýndan beri kendi gerçekleriyle yüzleþmeyi beceremeyen her âdemoðlunun yapmýþ olduðu þeyi yapmaya karar verdi, diðer adamý gerçeklerle yüzleþtirmeye, "Kabul etsene be adam! Kýz gitti iþte; seni çok sevdiðine, bu zamanda deðil de 1001 Gece Masallarý’nda olmasý gerektiðine inandýðýn o melek aldý baþýný gitti. Ve ardýnda sana ne býraktý? Seni hakkýyla periþan edebilmesi için birbirinden dokunaklý cümlelerle bezenmiþ beyaz bir yaprak. Sonra da döndü gitti iþte. Ya sen ne yaptýn? Bir an olsun uyumadýn, tam iki gündür. Tek bir lokma yemeði o zavallý midene reva görmedin, tam iki gündür! Sen isterik bir krizle karþý koyarken sana tek bir bardak su içirebildim, iki günden beri, onun da yarýsý saða sola saçýldý zaten. Þu anda týbben bir ölü olman gerekir ama sen, talihsiz yüreðinin yeterince ýstýrap çekmediði inancýnda olduðundan, inatla atmaya devam ediyor. Keseðenini kaybetmiþ yedi yaþýnda bir veletten daha acýnasý bir haldesin...". Bir an durup piþmanlýk dolu derin bir nefes aldý, "Cenk, biliyorum acý çekiyorsun ama yeter." elini yeniden diðerine doðru uzattý, "Hadi, kalk artýk; düþ bitti, gerçek dünyaya dönmen gerek.".

    Ardýndan seslendiði adamýn baþýný kaldýrýp kendisine baktýðýný gördü. Bir çift damla yaþ iki gündür seleflerinin ardýnda býraktýðý tuz birikintilerinin arasýndan kendine yol açarak ilerliyordu. "Anlasana Semih! Ýþte bu yüzden kalkamam. O gittiðinden deðil. Ama onunla birlikteyken neredeyse altý ay boyunca bir düþ aleminde yaþadým ben. Açtý kapýyý, aldý beni içeri. Zaman geçti, ben gerçek hayatta neler dönmekte olduðunu unuttum. Derken o ansýzýn düþ alemimden çýkýp gitti, giderken de kapýyý açýk býraktý. Aylardýr dýþarda birikmiþ olan gerçekler birer alacaklý edasýyla üstüme çullanýyor þu anda. Eðer ayaða kalkmaya yeltenirsem tüm o gerçeklerin aðýrlýðý üzerine bindiðinde irademin beli kýrýlacak. Ve keçileri kaçýracaðým. Beynim gargara yapýyormuþ gibi Semih. Sanki içimde bir yerlerde bir kara delik açýlmýþ da tüm umutlarýmý, düþlerimi, beklentilerimi açgözlülükle yutuyor. Sanki biri gelmiþ kalbimi eðeliyor, ruhumu çitiliyor. Semih, öylesine caným yanýyor ki hiçbir þey hissetmiyorum. Öylesine..." genç adamýn sözcükleri günlerdir ýslanmaktan men edilmiþ boðazýnýn isyanýyla yarýda kaldý. Ayakta duran arkadaþýna doðru uzattýðý parmaklarý titriyordu. "Bir sigara versene...".

    Diðer gencin suratý kýsa bir þaþkýnlýk ifadesi tarafýndan ziyaret edildi, "Cenk, delirdin mi oðlum sen, sen sigara içmezsin ki.". Oturanýn ince dudaklarýnda periþan halinin üzerine fotomontajla eklenmiþ gibi duran, ironi dolu bir gülümseme belirdi. "Ýçmem, çünkü zihni uyuþturur. Ama benim zavallý beynim son altý ay boyunca haddini bilmez bir mutluluk tarafýndan mütemadiyen sarhoþ edildiði için þu anda kendisine nüksetmeye davranan gerçeklere bir UFO’dan henüz inmiþ bir uzaylýymýþ gibi tepki veriyor. Ve ben onu bir þekilde yatýþtýramazsam muhtemelen dehþete kapýlýp kafatasýmýn içinden kaçýp gidecek.". Sigara kullanan, cebinden bir Marlboro paketi çýkarýp içindeki son üç daldan birini sallayarak paketin aðzýna sürdü ve diðerine uzattý. Öteki, yapmakta olduklarý þeye alýþýk olmayan parmaklarý arasýna iðreti bir þekilde yerleþmiþ olan sigarayý arkadaþýnýn uzattýðý ateþte beceriksizce yaktý. O ilk nefesini çekerken diðeri arkasýný dönüp odanýn kapýsýna yöneldi.

    "Hayrola, onca ahkâm kestikten sonra gidiyor musun þimdi?" dedi yerde oturan hâlâ hayal kýrýklýðýna uðrayabildiðini kanýtlamak istermiþçesine bir sesle, ayaklarýný battaniyenin altýndan çýkarýp baðdaþ kurarken. "Senin düþüncelerini barýndýran o garibim aklýn tek bir sigaraya tav olacaðýný mý sanýyorsun?" diye yanýtladý öteki ardýna bakmadan. Ayaklý askýlýkta duran pardösüsünü aldý, onu giyerken ayaðýna bir çift terlik geçirdi. Sokak kapýsýný çekip çýktý.

    Çok geçmeden geri döndü. Mutfaða gidip bir çift su bardaðý aldý ve hiç konuþmadan gelip diðerinin yanýna oturdu. Siyah bir poþetin içinde duran üç þiþeden birini çýkarttý, soðuk Tekel votkasýný doldurduðu ilk bardaðý soluna uzattý, ardýndan da bir kadeh kendine doldurdu. Hiç konuþmadýlar, içtiler. O gece sabaha kadar hiç konuþulmadý, yavaþ yavaþ da olsa hep içildi. Alkol baðýrsaðýn surlarýný aþýp vücudun muhtelif bölgelerini ele geçirirken baþ baþa verilip sözcükler israf edilmeden dertleþildi. Onun yerine gözyaþlarý sarf edildi, güzel anýlar akla geldikçe zaman zaman ufak gülümsemeler nüksetti simalarýna. Ýnatçý bir zihin ýslah edildi, insanýn içinde bir yerlerde tüm umudunu emen bir kara delik yamandý; bedende damýtýlan alkol sinsice beyni zayýf düþürdüðünde uzun süredir muhatap olmadýðý gerçekler yavaþ yavaþ enjekte edildi; alkolün etkisiyle sýzan umutsuzluk, mutsuzluk ve hüzün yaka paça tutulup dýþarý atýldý...

    Sabahýn ilk ýþýklarýyla birlikte en baþýndan beri yerde oturmakta olan genç adamýn boðazýndan bir hýçkýrýk azat oldu ve delikanlý hâlâ elinde tutmakta olduðu buruþuk kaðýdý hýþýmla odanýn köþesinde duran çöp sepetine savurdu. Iskaladý, buruþuk kaðýt dolabýn ardýna doðru yuvarlandý. Eðer bu kadar yorgun ve sarhoþ olmasaydý hayatta ýskalamazdý. Her þeye raðmen umursamadan olduðu yerde doðruldu ve kan çanaðýna dönmüþ gözlerini yanýndaki dostuna çevirdi.

    "Teþekkürler" dedi bitkince.

    "Hoþ geldin." dedi diðeri sigarasýndan son bir nefes çekmeden önce. Külü yanýnda duran boþ votka þiþelerinden birine silkerken suratýnda bir zamanlar birinden emanet olarak alýnmýþ kinayeli bir gülümseme vardý, "Geri döndüðüne sevindim.".



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Köpekleri Anlayan Þair [Þiir]
Çaðrý [Þiir]
Hasýr Altý Mýsralar [Þiir]
Sýr [Þiir]
"Belki de Sen Þiirsin" [Þiir]
Düðüm [Þiir]
Yanýtlara Mühür Vurmuþsun [Þiir]


Alp Köklü kimdir?

Ýlk gençliðinde zorla resim koluna alýndýðý için resim yapmayý, koroya alýndýðýnda da müziði terk eden, çok þükür ki edebiyat öðretmenleri tarafýndan fark edilmeyerek sanata bir yerlerinden tutunabilen bir þahýsla tanýþýyorsunuz.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Veli Kanýk, Özdemir Asaf


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Alp Köklü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.