..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Nilgün SARIGÜL




28 Kasým 2006
"Bir Garip Aþk Hikayesi"  
Nilgün SARIGÜL
Hava güneþli olmasýna güneþliydi ama, Ilgaz daðlarýnýn eteklerinde bulunan iki katlý ahþap evin bacasý tüm endamýyla dumanýný savurmaya devam ediyordu.


:BCBG:


Bu hikâye gerçek bir olaydan esinlenilmiþ olup, mekân ve þahýs isimleri olayýn kahramanýnýn isteði üzerine deðiþtirilerek kaleme alýnmýþtýr.

Mayýs ayýnýn ikinci hafta sonuydu. Güneþ tüm içtenliði ile yeryüzüne gülümsüyor, bin bir renge bürünen bitki örtüsü börtü böcek ayný içtenlikle ona karþýlýk veriyordu.

Hava güneþli olmasýna güneþliydi ama, Ilgaz daðlarýnýn eteklerinde bulunan iki katlý ahþap evin bacasý tüm endamýyla dumanýný savurmaya devam ediyordu.
Yetiþkin kýzlarý olmasýna raðmen, evlatlarýnýn uykusunu bozmaya kýyamayan evin yaþlý hanýmý yaþýnýn getirdiði tüm aðrýlara sýzýlara aldýrmadan evinin iþini kendisi yapmak isterdi.
Bu yüzden sabah ezanýndan önce kalkýp sobayý ve ocaðý yakmýþ, kahvaltý sofrasýný hazýrlamaya baþlamýþtý. Allah ne verdiyse dedikleri sofralarýnda bir kuþ sütü eksikti. Domates, biber, salatalýk hepsi dalýndan tazecik koparýlmýþ, yumurtalar yeni toplanmýþ, sabah erkenden saðýlan sarý kýzýn sütü, ocakta kaynatýlmýþ, nar gibi kýzarmýþ ekmekler sofrada yerini almýþtý. Rabbim bu topraklara oldukça cömert davranmýþtý.
Kahvaltý hazýr sesiyle, odalarýn kapýsý birer birer açýlmaya baþladý. Sabah mahmurluðunu üzerinden atmaya çalýþan ev ahalisi, sofra baþýnda toplanýp kahvaltýya baþladý. Sýcacýk çayýn buharý ve bardak þýngýrtýlarý birbirine karýþtý.

Güneþin ilk ýþýklarý, aralýk perdenin arasýndan süzülerek, Burhanýn uykudan þiþmiþ gözlerine vuruyordu. Gözlerini ovuþturdu. Yataðýn içinde uzun uzun gerindi, yastýðýna yorganýna sarýldý, ana sesiyle uyanmak, ateþ gibi yanan sobanýn içinde odunlarýn har har gürleyen sesini duymak, mis gibi ekmek kokularý...
Sofa dan gelen konuþmalara dayanamayarak kalktý. Yataðýnýn yaný baþýnda duran komedinin üzerinde ki aynaya baktý. Kahretsin! bugünde çok yakýþýklýyým diye geçirdi içinden, sinsi sinsi gülümsedi. Üzerini giyerken, içinde tarifsiz bir heyecanýn yüreðini esir aldýðýný hissediyordu.

Ailece yapýlan kahvaltýdan sonra, ben hayvanlara bakayým diyerek dýþarý, avluya çýktý. Burhan yedi kardeþin en küçüðüydü. Henüz on altý yaþýnda, ergenlik çaðýnýn tüm delidolu kanýný damarlarýnda taþýyan bir gençti.
Ýstanbul’da devlet bursu kazandýðý bir okulda yatýlý olarak okumaktaydý. Okullar tatile girdiði için, oda köyünün yolunu tutmuþtu.
Köyünü evini çok özlemiþti þimdi olmak istediði yerdeydi ve evde olmak çok güzeldi.
Gömlek cebinde sakladýðý sigarasýndan bir dal çýkarýp yaktý. Var gücüyle bir nefes alýp, býraktý... Sigaranýn dumaný esen meltem rüzgârýyla savruldu gitti. Sonra bir nefes bir nefes daha...

O gün ev halkýnda tatlý bir telaþ sürüp gitmekteydi. Bu telaþýn sebebi, karþý köydeki akrabalarý þerbetçilerin düðününe katýlmak içindi.

Saat on gibi, babasý, anasý, aðabeyleri, ablalarý hepsi düðün için hazýrlanmýþlardý. Eski traktörün arkasýna, yine kendi kadar eski bir kilim ve bir o kadar eski minderler konuldu. Herkes yerini aldýktan sonra yola çýkýlmak üzere, ya Allah bismillah diyerek kontak çevrildi, þarkýlar, türküler, maniler eþliðinde düðünün yapýlacaðý kýnalý tepe köyüne doðru yola düþüldü.

Düðün evinin etrafý uzaktan gelen misafirlerin arabalarý, traktörleri ile çevrelenmiþti. Evin bahçesine tahtadan, plastikten büyük küçük sandalyeler sýralanmýþtý. Evin içi de, dýþý kadar kalabalýktý. Kadýnlar misafirlerle, yemeklerle haþýr neþir olurken, erkekler bahçede güneþin sýcaklýðýna kendilerini teslim etmiþ, sigaralarýný tellendirip, eskilerden, yenilerden, geleneklerden, göreneklerden bahsedip anýlarýný yad ediyorlardý. Uzaktan gelen ve yaþlý olan büyüklere kahveler piþiriliyor, rahat etmeleri için ellerinden ne geliyorsa yapýlýyordu.

Bahçenin bir köþesinde, kavak aðacýnýn gölgesine saklanan emektar tulumbanýn sessizliðini, etrafýný saran çocuklarýn þen kahkahalarý bozuyordu.

Birbirine karýþan yemek kokularý mutfaktan süzülüp etrafa yayýlýyordu. Keþkek, etli ekmek, kuru fasulye, tereyaðlý pilav, çekme helvasý… Hepsi usta hanýmlarýn ellerinde hazýrlanmýþ, kurulacak ziyafet sofrasý için beklemekteydi.

Evde, bayram ve matem havasý birlikte yaþanýyordu. Gelin kýz, hem giderim hem aðlarým sözünü doðrularcasýna bir gülüyor bir aðlýyor, bugüne kadar kendisine bakan, büyüten insanlarýn sýcacýk yuvasý olan baba evinden ayrýlýrken, geride býraktýklarý için gözyaþý döküyor, sevdiði erkeðin kadýný olacaðý, evini, aþýný, hayatýný paylaþacaðý içinde yüzünde güller açýyor. Etrafýna gülümsüyordu.

Burhan, düðün evine varmadan köyün giriþinde arkadaþlarýný görüp atlamýþtý traktörden. Hepsi filinta gibi gençlerdi. Sarýldýlar, kucaklaþtýlar, birbirlerinden otlandýklarý sigaralarý tellendirip, oradan buradan konuþtular. Kendilerince haklý olduklarý konularda büyükleri gibi ahkâm kesmekten geri kalmadýlar.

Ama en çok merak edilen ve konuþulmak istenen, Burhanýn Ýstanbul’da gördükleriydi.
Onlar, anlatsana oðlum! Ýstanbul nasýl? Dedikçe,
Ýyidir. Size selamý var deyip, dalga geçti durdu Burhan.
Býrak zevzekliði de anlat!
Kýz arkadaþýn var mý oðlum?
Güzel mi büyük þehir kýzlarý?
Ve buna benzer sayýsýz soru birbirini takip etti durdu.

Burhan, Ýstanbul kýzlarýnýn çok güzel, cilveli iþveli olduðundan bahsetti. Kendisinin kýz arkadaþý olmadýðýna arkadaþlarýný ikna edene kadar akla karayý seçti. Yinede onlarýn hýþmýndan kurtulamadý.
Aman be oðlum, senden ne köy olur ne kasaba, bizde seni zevki sefada sanmýþtýk. Meðer sen gözün kapalý geziyormuþsun diye dalga geçtikten sonra, gel biz seni bizim köyün kýzlarý ile tanýþtýralým da gözün gönlün açýlsýn dediler.

Kýzlarýn hemen hemen hepsi düðün evindeydiler. Gençler, küçük çocuklarýn ceplerine leblebi, þeker sýkýþtýrýp içeri haber göndermek için büyük çaba sarf ettiler. Nihayet, bir kaçý emeline ulaþtý. Bahçe duvarýnýn ardýndan bakýþmalar, iþaretleþmeler yapýldý, randevular verildi. Her þey iyiydi hoþtu ama Burhana göre deðildi. O hayatýnda bir defa sevdalanmak ve sevdalandýðý insanla bir ömür geçirmek istiyor bunun hayali ile yaþýyordu.

Öðlen namazý okunmaya baþladýðýnda, düðün evinde hazýrlýklarý tamamlayan genç kýzlar, kýyafetlerini deðiþtirmek için evden ayrýlmaya baþladýlar. Bunu bilen genç delikanlýlar, topluluk halinde güle oynaþa daðýlan kýzlarýn ardýndan yavaþ yavaþ ilerliyorlardý.
Bir ara kýzlardan biri, Neslihan yok! Diye baðýrdý. Geri dönüp seslenmek üzereydiler ki! Bahçe kapýsýnda al yazmasý, çiçekli fistaný, ile Neslihan belirdi. Geliyorum diye seslendi. Burhan, o an için baþýný çevirip kýza bakmýþ ve bir daha gözlerini ayýramamýþtý. Nefes bile almadan kýza bakýyordu. Ýçinde tarifsiz bir heyecan vardý. Kalbi, dur durak bilmeyen zapt edilemeyen bir tay misali dörtnala koþuyordu. Yanaklarý alev alev olmuþtu. Beyninde karýncalar gezinmeye baþlamýþtý. Ne olduðunu kendisi de anlamamýþtý. Ýyiyim dese deðildi. Kötüyüm dese hiç deðil…

Kýz bu kadar dikkatli kendisine bakan delikanlýyý fark etmiþ, ama hiç tanýmadýðý biri tarafýndan göz hapsine alýnmak hiç hoþuna gitmemiþti.
Burhanýn önünden geçip arkadaþlarýnýn yanýna geldiðinde, arkasýna dönüp tekrar bakmýþ ve Allah Allah der gibi baþýný sallamýþtý.

Burhanýn bu garip durumunu fark eden arkadaþlarý sýrtýna bir yumruk indirip ne oldu be oðlum? Dilin mi tutuldu? Diye alay etmiþler ,oda, yok bir þey diyerek geçiþtirmeye çalýþmýþtý.

Amcaoðlu Ýbrahim’i oldum olasý severdi. O diðer arkadaþlarýna benzemezdi daha mazlum, daha aðýr baþlý bir gençti. Bir aralýk fýrsatýný bulup o kýzýn adý ne? kimlerden? Diye sordu.

Ýbrahim kafasýný kaldýrýp, Burhanýn al al olmuþ yanaklarýna bakarak, adý Neslihan amcaoðlu dedi.
Kendi halinde sessiz bir kýzdýr ama, bildiðim kadarýyla senden iki yaþ büyük, sevdiði falan da yok galiba dedi.

Burhan, demek adý Neslihan! Ne güzel isim demekle yetindi ama o dakikadan sonra ondan baþka bir þey düþünemez oldu. Sanki ayaklarý yere basmýyordu. Daha önce kapýsýný çalmayan bu duygu hem ürkütmüþ hem de etkilemiþti onu.

Eðlenceler baþlamýþtý. Davul zurna sesleri köyün her bir yanýndan duyuluyordu. Düðün hengâmesinde bile Burhanýn gözleri dört bir yanda Neslihan’ ý arýyordu. Ama yoktu. Bu duruma caný çok sýkýlmýþtý.

Bir süre sonra, amcaoðlu Ýbrahim’i bulup, içim sýkýldý sizin arabayla az uzaklaþalým mý buradan diye sordu. Ýbrahim, olur gidelim ama bizim Ömer’i de alalým iyi çocuktur baksana oda sýkýlmýþ dedi.

Ýbrahim’in kullandýðý araba, babasýnýn gözü gibi baktýðý kýrmýzý murat 124 marka bir arabaydý. Gerçi çok yeni sayýlmazdý ama, babasýnýn deyimiyle iyi kaçýyordu. Düðün evini üç mahalle kadar geçmiþlerdi ki! Burhan çeþme baþýnda su doldurmakta olan Neslihan’ ý gördü.

Dur Ýbrahim dur! Diyerek arabadan aþaðý uçarcasýna indi.
Çeþme baþýnda þaþkýnlýkla kendisine bakan kýza merhaba dedi.
Çekinen ve utanan kýz da merhaba dedi.
Benim adým Burhan.
Olabilir ne yapayým, hem sen neden bana öyle dik dik baktýn?
Yok bir þey, öyle iþte dedi. Burhan.
Bir tas su verir misin?
Kýz çekinerek bir tas su uzattý.
Bu arada sabah ki güneþ gitmiþ, yerini yaðmur yüklü esmer bulutlara býrakmýþtý ve sonunda yaðmur çiselemeye baþladý. Ýbrahim kornaya basarak artýk gelmesi gerektiði iþaretini verdi. Yaðmur hýzýný artýrmaya devam ediyordu. Çeþme baþýndaki çocuklar ýslanmamak için çil yavrusu gibi kaçýþmýþlardý.

Baþörtüsü, elbiseleri sýrýlsýklam olan Neslihan, ben gidiyorum sende yoluna git deyip ayrýlmak istedi. Burhan son bir hamle ile bir dur, ben seni seviyorum benimle evlenirmisin? Dedi.
Neye uðradýðýný þaþýran zavallý kýzcaðýz var git iþine eðlenecek baþka birini bul deyip geri dönüp kaçmak isterken, çamurdan ayaðý kayýp yere düþtü. Bunu fýrsat bilen Burhan, arabanýn içindekilere iþaret ederek yanýna çaðýrdý, sonrada yere kapaklanan kýzý kaldýrýp arabaya doðru sürüklemeye baþladý. Ýbrahim ve Ömer neye uðradýklarýný þaþýrmýþ halde þaþkýn þakýn olan bitene bakýyorlardý.

Burhan, gök gürültüsünü andýran bir kükremeyle çabuk bana yardým edin, niyetim ciddi çabuk diye baðýrdý. Neslihan korkudan avazý çýktýðý kadar baðýrýyor, aðlýyor, çýrpýnýyordu. Ama nafile... Üç erkekle baþ edememiþ sonunda zorla arabaya bindirilmiþti. Ýki köylü kadýn baðýrtýya sokaða fýrlamýþ kýzýn kaçýrýldýðýný görmüþlerdi. Feryat figan edip baðrýþmaya, etrafa haber yetiþtirmek için koþuþturmaya baþladýlar. Düðün evine vardýklarýnda davul zurna birden sustu, kadýnlar hala avazlarý çýktýðý kadar baðýrýp dövünerek, yetiþin Neslihan’ý kaçýrdýlar arabayla kýzý götürüyorlar diye baðýrýyorlardý.

Köyün muhtarý olan Neslihan’ýn babasý Mehmet Aða, öfkeden deliye dönmüþtü. Burnundan soluyor, çaresizce etrafýndaki insanlarý itip kakýyordu. Damatlarýný da yanýna alarak hemen yola düþtü. Herkes þaþkýnlýk içindeydi. Bu arada yaðmur bardaktan boþalýrcasýna yaðmaya devam ediyordu.

Tanýmadýðý bir erkek tarafýndan sürüklenerek arabaya bindirilen ve kaçýrýlmaya çalýþýlan genç kýz benim babam Muhtar, yaþatmaz sizi býrakýn beni Allah aþkýna býrakýn diye feryat ediyordu.

Her yer çamur deryasýna dönmüþtü. Daha fazla kaçamayacaklarýný anlayan Burhan ve arkadaþlarý arabayý yol boyunca uzanýp giden çay’ýn içine sürdüler. Su tekerlek boyuna gelmiþti bile, arabanýn içine kadar giren suya aldýrmadan son bir süratle hýzla geçtiler çayý. Mehmet Aða onlara yetiþtiðinde ise sular çoktan bir insanýn diz boyunu aþmýþtý.

Sinirinden çýlgýna dönen baba, belinden çýkardýðý silahýyla ateþ etmeye baþladý. Aðzýndan anlaþýlýr anlaþýlmaz bir sürü küfürler dökülüyordu. Oda akan çay gibi çaðlýyor, sinirden köpürüyordu. Çayýn karþýnda ise Neslihan baba kurtar diye feryat ediyordu.

Babasý ve eniþteleri, yarý bellerine kadar suya girip karþýya geçmek istedilerse de hýzla akan su buna izin vermedi.

Burhan ve arkadaþlarý tekrar arabaya bindiler aceleyle þehre doðru yol almaya baþladýlar. Bir saat sonra þehir dýþýna çýkýp gözden ýrak bir bað evine geldiler. Burasý suç ortaklarý Ömer’in halasýnýn eviydi. Ve halasý kullanmadýðý için boþ durmaktaydý.

Aradan üç gün geçmiþti. Neslihan’ýn gözyaþlarý bir nebze olsun dinmiþti. Tanýmadýðý biri tarafýndan kaçýrýlmýþtý bu çok korkunç bir þeydi. Çok korkuyordu. Tek tesellisi tanýmadýðý bu erkeðin kendisine hiç zarar vermeden onu incitmemiþ olmasýydý.

Burhan ilk görüþte kendisine vurulduðunu, niyetinin ciddi olduðunu, evlenmek istediðini, ama Ýstanbul’da okuduðu için ailesinin okulunu býrakmasýna izin vermeyeceðini, bunu bildiði içinde ani bir kararla bu yola baþvurduðunu anlatmaya çalýþtý.

Aradan bir hafta geçti, amcaoðlu Ýbrahim ve Ömer arada uðrayýp erzak býrakýyorlar, köyden kulaklarýna gelen haberleri söylüyorlardý.
Ýki aile birbirine girmiþ silahlar çekilmiþti. Mehmet Aða jandarmaya haber vermiþ her yerde kýzýný aratýyordu. Ýþler içinden çýkýlmaz bir hal almýþtý.

Ýyi olan tek þey iki gencin birbirine yakýnlaþmaya baþlamýþ olmasýydý Burhan o kadar iyi ve anlayýþlý davranmýþtý ki, kýz bütün bunlar karþýsýnda kayýtsýz kalamamýþtý.

Aradan iki hafta geçmiþti. Bir sabah kahvaltý ederlerken Neslihan, Burhanýn elini tutara, artýk köye dönmeleri gerektiðini söyledi. Kendisiyle evlenecekti. Oda Burhandan etkilenmiþ onu sevmeye bile baþlamýþtý. Burhan çok mutluydu ayaklarý yere basmýyordu.

Kendilerini nelerin beklediðini az çok tahmin etmeye çalýþarak, köyün yolunu tuttular. Eve geldiklerinde ana babasý sinirden deliye dönmüþtü ama elden bir þey gelmiyordu. Bir iki baðýrýþ çaðýrýþtan sonra her þey süt liman olmuþtu. Burhan jandarmaya gidip teslim olmuþ, kýz da kendi rýzasýyla kaçtýðýný, zorla kaçýrýlmadýðýný, birbirlerini sevdiklerini ama ailelerin karþý çýkacaklarýný düþündükleri için böyle bir þeye kalkýþtýklarýný anlatmýþtý. Köyün büyüklerinin de araya girmesiyle kýsa zamanda uzlaþma saðlanmýþtý.

Daha sonraki günlerde Burhan yaþýný büyütmek için mahkemeye baþvurdu. Neslihan on sekizini doldurmuþ reþit olmuþtu ama Burhan henüz on altý yaþýný yeni bitirmiþti. Tüm bu kargaþa sona erip gerekli formaliteler yerine getirildikten sonra davullu zurnalý telli duvaklý düðün yapýldý.

Ýki genç mutluydu. Daha önce birbirlerine giren aileler þimdi dünür olmanýn keyfini yaþýyorlardý.

Burhan okulunu býrakmýþ geleceðiyle ilgili hiç beklemediði bir anda ani kararlar vermek zorunda kalmýþtý. Hayatýnda ilk defa sevmiþ, sevdiði insan dan vazgeçmek istememiþti.
Önceleri köyde babasýnýn evinde oturdular bað bahçe iþleriyle uðraþtýlar, sene 1995’i gösterdiðinde ise bir arkadaþýnýn iþ teklifiyle hem þanslarýný denemek hem de daha iyi yaþam þartlarýndan faydalanmak için Ýstanbul’a geldiler.

Önceleri Burhan iþine, Neslihan da büyük þehre alýþana kadar zorluk çektiler ama mertlik ve dürüstlüðü sayesinde Burhan girdiði iþ yerinde pek sevildi. Patronunda yardýmlarý ile önce kendine bir arsa aldý sonrada evini yaptý. Bu arada Orhan ve Serkan adýnda iki oðlu oldu.

Þu an eþiyle mutlu bir evliði olan Burhan, mutluluðu erken yaþlarda ve beklenmedik bir zamanda bulmuþ, hayatýnýn akýþýný bir anda deðiþtiren ani kararlar vermek zorunda kalmýþtý.

Ama anlattýðýna göre yaptýðý hiçbir þeyden asla piþmanlýk duymamýþtý.

Ve hala bu garip kýz kaçýrma hikâyesini anlatýrken býyýk altýndan gülümsemeyi ihmal etmez.

Yaptýðýn her þey yanlýþlarýnla doðrularýnla senin ! Ömrün uzun, mutluluðun daim olsun sevgili Burhan…

27.11.2006 / Nilgün SARIGÜL



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kýrmýzý Domatesler
Uçurtmam Bayrak Olsa
"Üç Kadýn Bir Düþ"

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gece ve Kadýn [Þiir]
"Yol ve Ayrýlýk" [Þiir]
"Gece" [Þiir]
"Aþk Bitmeseydi" [Þiir]
Bir Damla Sen, Bin Damla Ben [Þiir]
"Bugün Unuttum Belki Yarýnda Unuturum Seni" [Deneme]
"Sevmek Bir Ömür Boyu" [Deneme]
"Her Aðaç Bir Ömürdür" [Deneme]
Sen Canýmsýn [Deneme]
Ben Seni Unutmak Ýçin Sevmedim [Deneme]


Nilgün SARIGÜL kimdir?

Hayata gülümseyerek bakmayý seviyorum. Ama arada kapris yapmaktan kaçýnmýyorum. Evimde ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Ýnsanlara onlarý sevdiðimi söylemeyi ve bunu ifade etmeyi seviyorum. Çocuklarla vakit geçirmeyi, yaþlýlarla sohbet etmeyi seviyorum. Zamanýn çok deðerli bir kavram olduðuna ve her þeyin en iyi ilacý olduðuna,hayat boyu önüme çýkan tüm zorluklarý, sevgiyle, sabýrla, dürüstlükle ve azimle aþtýðýma inanýyorum. Saðlýklý bir insan olduðum için ve bana bahþedilen her þey için þükrediyorum. Sorumluluk almayý ve bunu layýkýyla yerine getirmeyi seviyorum ( Ne de olsa Oðlak burcuyum )) Tarihi çok sevdiðim için, arkeolog olmak istemiþtim, Spor yapmayý sevdiðim için, tenis oynamak istedim. Yazý yazabilmeyi seviyorum, ve en büyük düþüm bir gün bir kitap yazabilmek. Allah’ ým ne olur en azýndan bu konuda bir þeyler yapabilmem için, bu istikrarsýz kuluna yardým et ))) Sevdiklerinize onlarý sevdiðinizi söylemek için lütfen asla yarýný beklemeyin. Yarýn , asla olmayabilir.

Etkilendiði Yazarlar:
Ayþe KULÝN, Tuna KÝREMÝTÇÝ, R.Nuri GÜNTEKÝN, Ahmet ALTAN,Emýle ZOLA,Dostoyevski, Gorki,Victor HUGO,Puþkin


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nilgün SARIGÜL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.