Bundan altý yüz sene önce, bir adam vardý. 1432 doðumlu olan bu kiþi, tüm çocukluðu boyunca kendini ilime ve bilime vermiþti. Fen ilimlerinde daha iyi tahsil yapabilmek amacýyla Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve Sýrpça öðrenmiþti. Bu dillerin yaný sýra birkaç dili daha çok iyi konuþan bu þahsiyet, döneminin en büyük alimlerinden uzun süreli dersler almýþtý. Hocalarýný asla üzmez, onlarýn verdiði dersleri birkaç katý ile birlikte yapardý.

Kendisine özel bir sanatý da vardý. Top dökme konusunda uzmanlaþmýþ olup, akþamlarý özel odasýna çizimler yapardý. Ne zaman boþ kalsa, þiirler yazar, daima birþeyler üretirdi. Devlet adamlýðýnda daha iyi piþmek için Manisa Sancakbeyliði yapmaya giderken, yanýnda tüm hocalarýný da götürmüþtü. Muazzam bir bilgiye ve çok yönlü bakýþ açýsýna sahip olan bu kiþi, 1453 yýlýnda Ýstanbul’ u fetih ederek, dünyanýn gidiþatýný deðiþtirdi. Üstelik Ýstanbul halkýna gösterdiði hoþgörü ile tüm dünya kendisini özel bir yere koydu. Bu kiþi, II. Murat Han’ ýn oðlu Mehmet idi. Sonralarý kendisi Fatih Sultan Mehmet olarak anýlacaktý...

Ýkinci anlatacaðýmýz kiþi, yine altý yüz sene önce 1495’ te Trabzon’ da doðmuþtu. Yuvarlak yüzlü, geniþ alýnlý ve ela gözlü bu þahsiyet, çocukluðu boyunca benzeri görülmemiþ bir terbiye ve tahsil gördü. Gençliði boyunca, fen bilimleri, tarih, edebiyat, din ve askerlik konusunda yoðun eðitimler aldý. Birçok dili, hece yapýsýndan çözebiliyordu. Ciddi kiþiliðinin yaný sýra, azim ve irade sahibiydi. Acele etmez, her konuda geniþ düþünür ve bir þey söylediði ya da bir emir verdiði zaman asla geri dönmezdi.

Kýrk altý yýl padiþahlýk yapan bu kiþi, babasýndan 6,5 milyon km2 olarak devir aldýðý ülkenin topraklarýný 14 milyon km2 nin üzerine çýkardý. Çok sýk kanun çýkartýp uygulamaya koymasýndan dolayý bizler onu “Kanuni” ön adýyla tanýrken, tüm dünya onun gücü karþýsýnda boyun eðmiþ ve kendisine ‘Suleiman the Magnificent’ ( Muhteþem Süleyman ) ismini layýk görmüþlerdi. Ayný zaman büyük bir aþýk ve ünlü bir þair olan Kanuni Sultan Süleyman’ ýn þiirlerinden bazý mýsralarý, halen tüm dünya tarafýndan bilinmektedir...

Üçünkü kiþimiz ise diðer iki kiþiden farklý olarak bu yüzyýlda doðdu. Kendisi sýradan bir eðitim aldý. Hatta üniversite bile okumaya gerek görmeyen bu kiþi, ticarete ve siyasete atýldý. Siyasetin kývrak ritimlerine, ayný tempoda yanýt verdi. Mal varlýðý ve kulis yapma yeteneði ile herhangi bir þehirden milletvekili oldu. Aradan yýllar geçmesine raðmen, halen lise son sýnýfta öðrendiði bilgilerin üzerine tek bir taþ dahi koymamýþtý. Boþ zamanlarýnda arkadaþlarýný toplar, ya nargile içmeye gider ve memleket hadiseleri üzerine sohbet eder ya da okey isimli bir taþ oyunu oynardý. Sohbetlerinde sýk sýk “Osmanlý’ nýn baþarýsýndan övgüyle söz eder, dünyayý nasýl deðiþtirdiklerinden bahsederdi” Þu andaki durumu ise ümitsiz olarak niteler, ardýndan nargilesinden derin bir nefes daha çekerdi.

Üçüncü olarak anlattýðýmýz kiþiden bir tane deðil, yüzlercesi var. Çoðu ana dili dýþýnda hiç bir yabancý dil bilmiyor. Hatta uluslar arasý üst düzey görüþmelerde bile tercüman kullanýyor. Bilginin hiç bir zaman bu kadar kolay eriþebilinir bir durumda olmadýðý, bilgi yüzyýlýnda hiç bir þey öðrenmemek için çabalýyor. Birkaç bin avroluk cep telefonlarý alýyor, eþlerinin arabalarýný deðiþtiriyor. Baðlý bulunduklarý parti nezdinde doðru iþler yapabilmek adýna uðraþýrken, yanlýþ kararlara ‘hayýr’ diyemiyor. Zira gelecek dönem vekilliði sýkýntýya girmemeli diye düþünüyor.

Bizler ise dördüncü kiþi olarak yerimizi alýyoruz. Bütün bir millet olarak, okumayan, kendini geliþtirmeyen, nargile salonlarýnda odalarý rezerve olarak duran insanlardan, bu kötü gidiþatý deðiþtirmelerini bekliyoruz. Ülkemizi, kendimizi ve en önemlisi geleceðimizi onlarca yýldýr böyle siyasetçilere býrakýyoruz.

Tüm bu üçüncü kiþiliklerin, yönetici olup birþeyler baþarmýþ tüm insanlarýn hayatlarýný defalarca okumasý ve kendilerine çeki düzen vermesi dileklerimle...