..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilmek kadar kuþku duymaktan da zevk alýyorum. -Dante
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > zumrut sarikartal




20 Aðustos 2006
ve Kazanan...  
zumrut sarikartal
Kuru kuruya kahvaltýsýný ederken gözü kolundaki saatine iliþti. Öðleden sonra ikiyi gösteriyordu. Tüm gece poker oynamýþ biri için hiç de geç sayýlmazdý. Hayattaki tek eðlencesi buydu iþte, poker... Ailesini, iþini, uðrunda feda etmiþ, tek baþýna, sadece onun için yaþamaya baþlamýþtý. Gündüzler, geçirilmesi gereken boþ saatlerken, geceler hayatýný adadýðý pokere aitti.


:BAFF:
          Ve kazanan....
Basma kumaþtan yapýlmýþ perdenin örtemediði pencereden içeri giren ýþýkla kendine geldi. Gözlerini zar zor açabildi. Tek kiþilik, yatak niyetine kullanýlan yaylý divandan doðruldu, ayaklarýný aþaðý sarkýtarak oturdu. Gözlerini ovuþturuken ayaklarý da çýplak zeminde terlik arýyordu. Buldu eski yadigarlarý, giydi, tuvalete yöneldi. Küçük bir alaturka tuvaletti bu. Uzun zamandýr temizlenmemiþ lavabo, onun üstünde duvara asýlmýþ, ancak bir yüzün sýðabileceði büyüklükte ayna onu bekliyordu. Dolmuþ idrar torbasýný boþaltýp rahatladý. Aynadaki aksine baktý. Üç günlük sakallar, tepesi dökülmüþ, yanlarý ise beyazlamýþ saçlar, altlarý mor halkalarla çevrili gözler. Altmýþ yýldan çok daha fazla yaþamýþ gibi duran, yaþlanmýþ bir bezgin bakýþ. Eðilip yüzünü yýkadý, aðzýný çalkaladý. Akþamdan kalýnca aðzý kururdu hep. Yatak odasýna dönüp ýslanan fanilasýný çýkardý, duvarda çiviyle tutturulmuþ askýdan az giyilmiþ bir gömlek geçirdi üstüne. Pantalonunu divanýn altýndan çýkardý, kýrýþýklýklarý gitsin diye iki gün önce koymuþtu oraya. Gerçi ev sahibi Piraye Haným ütü konusunda yardýmcý olacaðýný söylemiþti ama baþkalarýndan medet ummayý yýllar önce býraktýðý için bu teklifi de kulak ardý etmiþti. Yavaþça giyindi, salona yöneldi. Küçük bir salondu bu. Ortada kare tahta bir masa, karþýlýklý iki iskemle, duvara dayalý eski camlý bir büfe, üstünde en az otuz yýllýk olduðu belli olan radyo. Yatak odasýndaki perdenin bir eþi de, salonu meraklý gözlere karþý koruyordu. Yer çýplaktý, ne bir halý, ne bir kilim döþenmiþti. Cilasýz , yer yer kýrýlmýþ ahþap parke, mekaný daha bir tozlu gösteriyordu. Büfenin çaprazýndaki pencerenin altýna hizalanmýþ divan, sokaktan geleni geçeni seyretmek amacýyla konumlandýrýlmýþtý. Kahvaltý için masanýn üzerine bir gazete sayfasý yaydý. Mutfak demeye bin þahit isteyen o küçük yerden, sararmaya baþlamýþ bir parça peynir, kuru iki dilim ekmek getirip masaya koydu. Biraz da zeytin bulmuþtu kenarda, onu da ekledi sofrasýna. Kuru kuruya kahvaltýsýný ederken gözü kolundaki saatine iliþti. Öðleden sonra ikiyi gösteriyordu. Tüm gece poker oynamýþ biri için hiç de geç sayýlmazdý. Hayattaki tek eðlencesi buydu iþte, poker... Ailesini, iþini, uðrunda feda etmiþ, tek baþýna, sadece onun için yaþamaya baþlamýþtý. Gündüzler, geçirilmesi gereken boþ saatlerken, geceler hayatýný adadýðý pokere aitti. Gençken tanýþmýþtý bu oyunla. Giderek daha çok alýþmýþ, sonunda onsuz olamaz hale gelmiþti. Arkadaþý Hüseyin, þimdi rahmetli olmuþtu, tanýþtýrmýþtý onu pokerle. Önceleri ayda bir-iki kez bir kaç saatliðine takýlýyorlardý. Derken daha sýk, daha uzun oynamaya baþladýlar. Ve iþte, bugün olduðu yerdeydi. Piþmanmýydý, hayýr. Bu kadar keyifli akþamlarý ne ailesi verebilmiþti ona, ne de iþi.
Kahvaltýsý bitince yerinden kalktý, büfeye gitti. Büfeyi hafifçe çekip duvardan ayrýlmasýný saðladý. Eðilip aralýða elini uzattý, ufak bir paketi yakalayýp doðruldu. Büfeyi yerine itip mutfaða geçti. Küçük paketi açtý, içinden çýkan ince tabakayý bir parça aliminyum folyoya sardý. Ocaðý yakýp folyo paketini ateþe tuttu bir maþayla. Ýki-üç dakika sonra ateþi kapayýp folyo paketçiðini yere attý. Terliðinin topuðuyla kuvvetlice ezdi. Ýþlem tamamdý. Masaya dönüp tütününü ve sigara kaðýtlarýný çýkardý. Paketin içindeki yeþil tozu, sarmak üzere olduðu sigaraya kattý. Biraz sonra divana uzanmýþ, tüttürüyordu dolu sigarasýný. ‘Ýçkiyle beraber sakýn ha içme’ diye uyarmýþtý Hüseyin. ‘Esrar’ demiþti, ‘sevmez alkolu’, ‘bitirirler birbirlerini’. Ne çok þey öðrenmiþti Hüseyin’den, hey gidi koca Hüseyin. Ölümü ani olmuþtu. Dayanamamýþtý yaþlý bedeni tartaklanmaya. Ufak bir borcu kalmýþtý kumarhaneye. Fedailer gözünü korkutmak istemiþlerdi. Ama ellerinde kalmýþtý Hüseyin daha ilk tokatta. Sigarasýndan bir nefes daha çekti, þimdi de sýra kendisindeydi. On günü vardý. Ya bulacaktý parayý, ya da ... ‘Atýn ölümü arpadan’ deyip ciðerlerindeki dumaný havaya savurdu.
Çok geçmeden çalýnan kapýyla irkildi. Sigarasýný masadaki küllüðe býrakýp kapýyý açtý. Tahmin ettiði gibi Piraye Haným’dý gelen. Elinde, üstünde dumanlarý tüten bir tabak, yüzünde samimi ama utangaç bir gülüþ, kapýdaydý.
- Umarým rahatsýz etmiyorum Hayrettin Bey. Çorba yapmýþtým, tavuk suyuna. Vakit de öðlen, daha yemediyseniz...
Zoraki bir gülümsemeyle uzanýp aldý tabaðý. Piraye Haným konuþmaya devam ediyordu, ama artýk anlaþýlmaz olmuþtu. Bir an önce kapýyý kapatmak istedi, çünkü esrarýn etkisiyle her þey aðýr çekime dönüþmeye baþlamýþtý. Kelimeler havada asýlý kalýyordu, Piraye Haným ise aðzýndan kelime çýkaran bir volkana dönüþmüþtü. Zar zor teþekkür edip kapattý kapýyý. Divana attý kendini. Hala Piraye Haným vardý gözlerinin önünde. Tüm apartmanýn sahibi, dul Piraye Haným... Yaklaþýk altý ay önce, daireyi kiralamak istediðinde tanýþmýþtý onunla. Elli-ellibeþ yaþlarýnda, ufak – tefek, neþeli bir kadýn. Kocasýný on yýl önce trafik kazasýnda kaybetmiþ, çocuksuz, yalnýz bir kadýn. Hakkýnda tüm bildiði bu kadardý. Bir de kadýnýn kendisine olan özel ilgisi. Sürekli yemek getirmeler, her karþýlaþmalarýnda atýlan utangaç bakýþlar. Düþünmeye baþladý, belki de bu kadýn onun çýkýþý olabilirdi. Tek yapmasý gereken biraz güven uyandýrmaktý. Her ayýn baþý, tüm apartman sakinleri , kiralarýný Piraye Haným’a teslim ederlerdi elden. O da, biriktirip, kimbilir ne zaman bankaya giderdi. Bazen iki-üç ay gitmediði olurdu. Çok konuþtuðu için, her karþýlaþmalarýnda anlatýrdý bu detaylarý kadýn. Fazla da karþýlaþmazlardý ya, neyse...
Gecenin karanlýðý ortama hükmettiðinde uyandý gündüz düþlerinden. Saatine baktý, gitme vakti yaklaþmýþtý. Kalkýp giyindi. Bir tek bu zamanlar keyifle hazýrlanýrdý. Sabaha kadar sürecek eðlencenin, heyecanýn hazzýný duymaya baþladý. Kapýyý yavaþça kapayýp çýktý evden. Apartmandan uzaklaþtýðýnda binanýn tüm ýþýklarý sönmüþtü. Piraye Haným kimbilir kaçýncý uykusundaydý...
               *     *     *
Sabaha karþý yatmasýna raðmen erkenden uyandý. Çabucak kalkýp giyindi, traþ oldu. Bugün, kurtuluþ planýnýn ilk günüydü. Sonu Hüseyin gibi olmayacaktý. Daha oynayayacaðý yüzlerce heyecanlý el vardý, kimse onu bundan uzaklaþtýramazdý, en azýndan þimdilik. Özenle giyinip evden çýktý, çarþýya uðrayýp alýþ-veriþ yapmasý gerekiyordu. Cebindeki son paraya baktý, eli kötüydü belki ama, karþýdaki blöfü yutacak kadar saftý. Bu el onundu. ‘Rest’dedi kendi kendine...
               *     *     *
Piraye Haným’ýn kapýsýný çaldýðýnda, elinde kuruyemiþ dolu bir tabak vardý. Kadýnýn dün getirdiði çorba tabaðý. Güzel bir jestle baþlamalýydý oyun. Bu tabak , ortaya konan ilk paraydý. Kadýn kapýyý açýnca, þaþkýnlýk dolu gözlerle baktý ona. Hayret ve sevinç okunuyordu yüzünden. Heyecanla tabaðýný geri alýp teþekkür etti. Zahmete deðmeyeceðinden falan bahsetti önce , sonra da içeri davet etti onu, bir kahve almaz mýydý acaba? Memnuniyetle kabul edildi teklif. Oyun baþlamýþtý...
               *     *     *
Piraye Haným, kahvelerini içerken hiç susmadan konuþtu. Rahmetli eþinden, kiracýlarýndan, apartmanýn sorunlarýndan, konusu hiç bitmiyordu maþallah. Bir yandan dinler gibi yapýp diðer yandan gözleriyle evi kolaçan ediyordu. Acaba parayý nereye koyardý bu kadýn? Salon büyüktü. Bu ev kendi kaldýðý delikten en az iki kat büyüktü. Üstelik bakýmlýydý. Duvarlar yeni boyanmýþ, parkeler cilalý. Eþyalar eskiydi tabi ama sahibi de eskiydi zaten. Kadýn, boþ fincanlarý mutfaða götürdüðünde, yerinden kalkýp salonu dolaþmaya baþladý. Parayý saklayacak bir düzenek yok gibi duruyordu. Kadýn döndüðünde yerine oturmuþtu bile. Bir süre daha dinlermiþ gibi yapýp, izin istedi. Yapacak bir sürü iþi vardý ne de olsa. Kadýn bu ziyaretten ne kadar hoþnut olduðunu belli etmek istercesine kapý önü sohbetini uzattý. Yalnýzlýðýn zorluðundan, tek elin sessizliðinden, bahsetti durdu. Kapý sonunda kapandýðýnda adam derin bir oh çekti. Rahmetli eþe büyük bir saygý duydu, ne de olsa Allah kurtarmýþtý adamý. Evine dönüp üç gün sonrasý için ayrýntýlý bir plan yaptý. Tüm kiralarýn Piraye Haným’a ulaþtýðý o büyük gün. Herþey hazýrdý, tek yapmasý gereken beklemekti. Zaten o da fazla uzun sürmeyecekti.
               *     *     *     
Sonraki iki gün, karþýlýklý ziyaretler devam etti. Piraye Haným hiç zaman harcamadan, olayý soðutmadan samimiyeti arttýrmanýn peþindeydi. Ne de olsa kaybedecek fazla zamaný yoktu. Sonunda beklenen davet geldi, Piraye Haným bir sonraki akþam, evine yemeðe çaðýrdý onu. Bu da kadýnýn ortaya sürdüðü karþýlýktý farkýnda olmaksýzýn. Oyun giderek heyecanlý hale gelmiþ, orta yükselmiþ, adamýn son hamlesini bekler olmuþtu. Teklif kabul edildi, iki taraf da davete hazýrlanmaya baþladý.
               *     *     *
Elinde bir demet çiçekle kapýyý çalarken ne de masum görünüyordu. Eve girdiðinde, çiçekler en güzel vazoya yerleþmiþ, masadaki yerini almýþtý bile. Sofra mükemmel hazýrlanmýþ mezelerle doluydu. Raký soðuktu, hatta Piraye Haným udunu bile çýkarýp koltuðun üstüne koymuþtu. Gecenin keyifli olmasý için elinden geleni yapmýþtý kadýncaðýz. Kendisine gösterilen yere oturdu hafif rahatsýz. Baþ köþeydi burasý, muhtemelen rahmetlinin eski yeri. Cebindeki býçaðý rahmetli görüyor muydu yukarýdan? Bir süre havadan sudan sohbet ettiler. Sonra sofraya geçildi. Herþey gerçekten özenle hazýrlanmýþtý, çok da lezzetliydi. Uzun zamandýr böyle bir ziyafet çekmemiþti kendine. Piraye Haným udunu eline almýþ, konsere baþlamýþtý. Cebindeki býçak rahatsýz etmese, kendisini kapýp koyverecekti neredeyse. Bir ara kadýn mutfaða gittiðinde kalktý yerinden. Son hamlenin vakti gelmiþti . Biraz baþý dönüyordu, rakýdan mý adrenalinden mi, anlamadý. Kadýnýn ardýndan gitti. Yavaþça arkasýndan yaklaþýp boðazýný sað koluyla kýskývrak yakaladý. Kadýn daha gýk diyemeden sol eliyle býçaðýný çýkarýp kurbanýnýn yüzüne yaklaþtýrdý. Býçaðý gören Piraye Haným’ýn eli ayaðý kesilmiþ, aðlayarak yalvarmaya baþlamýþtý. Ýstediði paraysa, sakladýðý yeri gösterecekti, yeterki kendisini öldürmesin. Kadýný, tarif ettiði odaya doðru sürükledi. Parayý ortaya çýkarmasý için serbest býraktý. Piraye Haným elleri titreyerek giysi dolabýna gitti, içinden kilitli bir kutu çýkardý. Zar zor açtý. Ýçindeki para düþündüðünün en az üç katýydý. Uzanýp paralarý aceleyle cebine doldurdu. Kadýn, hayalkýrýklýðý içinde ona bakýyordu. Bu hamle tamamdý þimdilik, ama kadýný canlý býrakamazdý. Yarýn polis kapýsýna dayanýrdý. Çaresizce iç geçirdi, kadýna doðru ilerledi, býçak havaya kalktýðýnda son gördüðü þey, Piraye Hanýmý’ýn korku dolu gözleriydi...
                    *     *     *
-Daldýnýz Hayrettin Bey, hayýrdýr, bir þey mi geldi aklýnýza? Piraye Hanýmý’ýn sesiyle birden kendine geldi. Halen sofrada oturuyorlar, Piraye Haným ise udunu çalmayý býrakmýþ sevecenlikle ona bakýyordu. Aceleyle elini cebine attý. Býçak orada sakince sýrasýný bekliyordu. Gülümseyip izinle sofradan kalktý, tuvalete doðru gitti. Ýçeriye girince kapýyý kilitleyip býçaðý cebinden çýkardý. Tuvalet penceresini açýp býçaðý dýþarý fýrlattý. Üstünden aðýr bir yük kalkmýþtý þimdi. Lavaboya eðilip musluðu açarken , gözü aynadaki görüntüsüne takýldý. ‘Hey koca Hüseyin, sýkýlmýþýndýr orda sen.’ Dedi kendini seyrederken. ‘ Merak etme on gün sonra yanýndayým. Beceremedim bu son oyunu çünkü. Masa kazandý. Bu arada Piraye Hanýmýn rahmetli eþine söyle, dertlenmesin. Daha rahatý bozulmayacak yukarda uzun süre. Keyfini çýkarsýn.’
Salona geçtiðinde tüm içtenliðiyle kadýnýn çaldýðý parçaya eþlik etmeye baþladý. Ne de olsa artýk oyun bitmiþti...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Býçak

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Jartiyer
Çýt Yok
Ýmdat , Doðuruyorum!
Yýrtýk Etek - Vadim O Kadar Yeþildi ki
Dedemin Küçük Sýrrý
Parti
Bir Ayrýlýðýn Anatomisi
Sýr

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aþk Hakkýnda Bir Yazý [Deneme]
Hiç Olmayan Sevgiliye [Deneme]


zumrut sarikartal kimdir?

Küçücüktüm, okuyanlara özendim, okumak istedim. Daha küçüksün, okulda öðrenirsin dediler. Söz dinledim, okulu bekledim. Sýnýfta ilk ben okudum, çok mutlu oldum ama hep susturuldum. Tahtadaki yazýyý ilk ben söyleyince sýnýf beni takip ediyormuþ. Keyfini çýkaramadým. Ama evde hep okudum. Sonra yazmak istedim, ilk romaným için bir defter aldým, ismini en baþa yazdým, ''gökten inen merdiven''. Annem gördü, güldü , inanmadý. Daha sekiz yaþýndaydým , yazmaktan vazgeçtim. Büyüyünce yazmalýymýþým dedim. Ama zaman geçtikçe sadece okumaya vakit kaldýðýný farkettim. Yazmayý unuttum, erteledim, istemezmiþ gibi yaptým. Derken bir gün, bir gece sabaha kadar oturup aklýma gelen herþeyi yazdým. Ýþte o gün benim doðumgünüm, büyüdüðüm gündü. Þimdi sadece yazmaya vaktim var, baþka hiçbirþey için kýlýmý kýpýrdatmam ( çocuðum hariç). Peki sizin beni okumaya vaktiniz var mý?

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin ile büyüdüm. Oðuz Aral idolümdü. Gýrgýr, Fýrt, Çarþaf , Limon düzenli takip ettiðim yayýnlardý.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © zumrut sarikartal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.