"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Yýllar önce Ýstanbul borsasýnýn bir yarýþmasýnda, ödüllerin, jüri üyelerinden birinin asistanýna, birinin de öðrencisine verilmesini eleþtirdik. Oysa demokratik ülkelerde bu tür ödüllere jüri üyelerinin birlikte mesai yaptýklarý isimlerin girmesi etik karþýlanmaz ve yarýþma dýþý býrakýlýr... Yýllar sonra Aydýn Doðan 2006 (resim) ödülünü sorgulamak durumu doðdu... Ödül yarýþma yönetmeliðinde belirlenenin aksine, açýklanmasý gereken tarihten 5 hafta önce duyuruldu. Oysa yarýþma yönetmeliðinde 15 Nisan 2006’da açýklanacaðý belirtilmiþti. Bu konuda acele davranýlmasý akla þu sorularý da getiriyor. 1-Yarýþmanýn son günü 1 Mart 2006 olarak belirlendi ve son dakikaya kadar müracaatlar sürdü. Yarýþmaya 120 aday katýldý ve adaylarýn görsel dökümanlarý yarýþma merkezine ulaþtýrýldý. Nasýl oldu da 120 adayýn deðerlendirilmesi 9 gün içinde bitirilebildi... 2-Yarýþmada jürinin izleyeceði kriterler þöyle açýklanýyordu: ‘’Jüri, deðerlendirmesinde, sanatçýnýn özgün üslubunu, ulaþmýþ olduðu görsel dil zenginliðini, sanat alanýna katkýsýný ve yaratmýþ olduðu etkiyi, bütün yapýtlarýnýn birikimini göz önüne alacaktýr.’’ Özgün uslup denilince aklýmýza sanatçýnýn kendisine özgün uslubu gelir ki, bu uslýbun kesinlikle baþka bir ustadan apayrý olmasý gerekir, baþka bir uslubu çaðrýþtýrmaz... Adnan Varýca’da böyle bir uslubun bulunduðu nasýl açýklanabilir... Demek ki ödül özgün uslup açýsýndan deðil, bir ressamý onurlandýrma açýsýndan verilmiþtir. Görsel dil zenginliði denilirken sanatçýnýn eserlerinde ortaya koyduðu özgün dil bütünlüðü ve ayný çizginin özgün devamýný düþünmek gerekir. Bu kriterler resim sanatýný bilen ve sevenleri de ilk gördüklerinde heyecanlandýrýr... Herhalde baþvuru yapan 120 ressamda bu özellik bulunmadýðý için(!) ödül sayýn üstada verildi... Uzun yýllarýný sanata adamýþ olan sanatçýlara onur ödülü verilebilir fakat, kriterler konulmuþ bir yarýþmada kriterler göz önüne alýnmadan onur ödülü vermek ne derece doðrudur, isteyenle istediði yerde tartýþabiliriz... ‘’ Aydýn Doðan Vakfý tarafýndan her yýl farklý bir alanda verilen Aydýn Doðan Ödülü, bu yýl resim dalýndaki sahibini buldu. Ödüle sade üslubu ve mütevazý kiþiliðiyle tanýnan, usta ressamlarýmýzdan Adnan Varýnca layýk görüldü.’’ Bu satýrlarý yarýþma haberini veren bir gazeteden aldým. Haberde özgün uslup açýklamasý havada kalýyor. Mütevazi kiþilik deyimi ise bence herþeyi açýkça ortaya koyuyor... Dünya sanat tarihine girmiþ olan isimleri genellikle sanatýndan ödün vermeyen, insanlarý þok edici duruþlarýyla hatýrlýyoruz. Bir Jackson Pallock mitevazi diye sanat tarihine girmedi. Dali, Picasso gibi isimlerde öyle. Andy Warhol mütevazi davranýp kendisini ‘grafiker’ diye adlandýranlara mütevazi davransaydý Pop Art doðmazdý... Yakýndan tanýdýðým Frank Stella normalin dýþýnda mütevazi bir kiþilik sergiliyor fakat aldýðý ödüllerde müevazi kiþiliðinin zerre kadar dikkate alýndýðýný sanmýyorum ve sanat tarihinin göbeðinde yer alýyor... 3-11 isimden oluþan ‘’Seçiciler Kurulu 9 Mart 2006 Perþembe günü Doðan TV Center'da Prof. Ressam Adnan Çoker'in baþkanlýðýnda toplanarak, "sanatýnýn baþýndan bu yana izlediði inançlý ve kararlý, ayný zamanda çaðdaþlýk ölçütlerine açýk sanatçý tutumu, pentür deðerlerine öncelik veren dikkat çekici eðilimi nedeniyle" Ressam Adnan Varýnca' yý ödüle deðer gördü.’’ Yarýþma sonucunun açýklandýðý haberde yer alan yukarýdaki satýrlar, insanýn aklýný karýþýrmaktan öteye gitmiyor. Pentür deðerlerine önem vermeyen kaç ressam var ki... Çaðdaþlýk ölçülerine açýk fakat gözle görülebilir özgün bir örnek ortaya koyamayan sanatçý tutumu mu önemli yoksa, çaðdaþlýðý birebir özgün tavrýyla ortaya koyup üstüne üstlük yabancý eleþtirmenlerin de ilgisini çekmek mi... Sanatýyla ülkemizin sanat misyonerliðini yapabilmek mi... ‘’Dikkat çekici eðilimi’’ lokal dikkat çekicilik mi yoksa uluslararasý alanda dikkat çekicilik mi? buda açýklanmalýydý... Uluslararasý bir baþarýsý var ise bunun da belgeleri ile topluma açýklanmasý gerekmez mi... Bugün ülkemizde Varýnca’dan çok daha dikkat çekici eðilimi bulunan ressamlarýn da bulunduðu bir gerçek deðil mi... Ayrýca 120 adayýn dosyalarý 9 gün içinde 11 jüri üyesi tarafýndan nasýl deðerlendirilebildi. Jüri kaç kez toplandý ve her sanatçýya her jüri üyesi ne kadar zaman ayýrabildi? Acaba jüri üyelerinin hemen hepsi mi Adnan Varýca’yý ödüle layýk gördü... Yarýþmaya katýlan hangi sanatçý kaç oy aldý... Yoksa diðer adaylar detaylý olarak deðerlendirilmeden mi ödül Varýca’ya verildi... Kýsacasý bu yarýþma bir anlamda sanatýn gücüne verilecek diye açýklandý fakat sanatýn gücüne verilmedi. Varýnca sanata hangi yeniliði getirdi veya bir akýmýn doðmasýnda yer aldý... Ülkemizde yenilikçi bir akým mý ortaya koydu da bu ödül kendisine verildi? Sanata profesyönel olarak31 yýlýný vermiþ biri olarak, kusura bakmasýnlar resim sanatýna hiç kimsenin özendirmesiyle deðil, kendi yeteneðimin gücüyle özendim ve Varýnca’nýn reiimlerini de bu yarýþma sonucunda inceleme gereðini duydum... 4-Sonucun 9 gün içinde açýklanmýþ olmasý, bu ödülün sahibinin zaten önceden belirlenmiþ olabileceði sorusunu da akla getirmiþ olmuyor mu? Ülkemizde bugün her alanda olduðu gibi sanat alanýnda da bir yarýþma, en iyiyi, en yeniyi ortaya koyma kaygýsý var. Sanatta markanýn kaliteden ve ince kriterlerden yola çýkýlarak saptanmasý gerekir. Duayen penceresinden bakýlarak yapýlandýrýlan onurlandýrma ödüllerinin, kriterler konulan yarýþmalardan soyutlanmasý gerekir... Bunun dikkate alýnmamasý, ülkemizde kitlelerin sanata özendirilmesini olumsuz etkileyeceði gibi, uluslararasý platformda da dikkate alýnmamýzý doðurur... Burada kesinlikle Aydýn Doðan Vakfý için bir eleþtiri söz konusu deðil. Ayrýca tüm jüri üyelerinin de bu ödül konusunda bir dayatmasý olduðunu düþünemiyoruz. Bence bu yarýþmada(!) sivri, uç isimlerden, uç sanattan çok, herhangi bir sürtüþme çýkmamasý açýsýndan ödülün bir duayen isme verilmesi uygun görülmüþtür ki yine kendi fikrim bu anlayýþ yalnýþtýr. Bu duruþ, gerçekten ödülün verilmesi gerekenlere vede Türk resim sanatýna haksýzlýktýr. Yuc111@aol.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yücel Dönmez, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |