..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Taki Akkuþ




7 Aðustos 2006
Umut Yalan  
Taki Akkuþ
"Kýþýn bizim sobamýz, bu hayvanlarýmýz iþte oðul. Toplanýrýz çoluk çocuk, kuru ekmek soðan aþýmýzý yer, üstüne tas tas kar suyu içeriz.


:CBBG:
"Kýþ bir baþkadýr, Beydað’ýnda ve yöresinde oðul. Haziran sonlarýna dek tepesindeki kar durur Beydað’ýnýn. Kimi yýllar yeni kar, eski karýn üzerine yaðar. Her yan buzlarla kaplý olur. Pir Gökçek Deresi’ndeki çay kabarýr ha kabarýr!.. Buz tutmuþ vadide kýþlar sessiz olur çoðunlukla. Kadýnlar, kýzlar kýþýn dondurucu soðuða aldýrmadan, Pir Gökçek Deresi’ne dek iner, yüklendikleri çalý çýrpýyla birlikte, soðuða ve tipiye karþýn, buzlu patikalardan düþe kalka köye varýrlar oðul. Tipi amansýzca savrulur. Beydað’ýndan kalktý mý Pir Gökçek deresi’ni dumana boðar... Yaþmaklar, taze gelinlerle, kýzlarýn yüzünde bir tahta, bir buz parçasý olur. Ýþte o günlerde vadide uzun bir suskunluk baþlar. Sessizliði bozan tek þey, kadýnlarýn ve kýzlarýn yanýk ezgileriyle, ayaklarýnýn altýndaki karlarýn çýkardýðý sestir. Bu sessizlikte en büyük düþman çýðdýr. Çýð bir baþka düþmandýr oðul. Hayindir, pusudaki düþman gibi fýrsat kollar. Tümüyle yoksulu yakalar... Varsýlýn yanýna uðramaz hiç. Hayýn olduðundan mýdýr ne?.. Ulu daðlarýn eteðinde de pek beklemez..." dedi, Seydo. Hasan'ýn yüzüne acýyla bakarak konuþmasýný sürdürdü.

"Kýþýn bizim sobamýz, bu hayvanlarýmýz iþte oðul. Toplanýrýz çoluk çocuk, kuru ekmek soðan aþýmýzý yer, üstüne de tas tas kar suyu içeriz. Yýllar yýlý yediðimiz içtiðimiz deðiþmedi. Bu yaþantýmýzýn bir parçasý oðul... Hayvanlarýmýzla bir arada yatar, bir arada kalkarýz. Onlar gübrelerinin üstüne, biz de onlarýn yanýna; yarýmýz da minderimsi kara çullarýn üstünde dalarýz uykuya!.. Üþüdüðümüzde de sýkýca sarýlýrýz hayvanlarýmýza... Gurbet elde yine de özlüyor insan bu yoksulluðu.

Çoðu kez oðul, bizlerin, yalnýz birkaç ev dýþýnda, mart'ta biter unumuz. Hele bir var ki arpa unu bulabiliyoruz. O'da bulunmazsa hepimiz göçeriz bu dünyadan. Gün boyu umutsuzluklar sarar içimizi, bir tek göz damda bir sürü canla... Umutsuzluk kýþa, tipiye, yoksulluða sýrdaþ. Çaresizlik çýyan aðýsý, aðýlý bir ok... Ok böðrümüze saplanýr!.. Ama ehbablarýmýz var, birbirimizin elinden tutarýz. Sen ehbabsýz edebilir misin?..Kýþýn tipi kamçý gibi çarpýp, kapýlarýmýzý açar sonuna dek. Çoðu zaman ölülerimizi kaldýramayýz günlerce. El ulaþmaz, ün çatmaz.. Dedik ya bavo, çaresizlik aðýlý bir ok. Ok böðrümüze, böðrümüze saplanýr!..

Düþünsene be oðul!.. Ölenlerimize bir doyunca aðlayamýyoruz. Ýþiten olur, gören olur korkusu. Oysa aðlayan insan rahatlar, bir ferahlýk, bir hoþluk kaplar içini. Ýçimizdeki kini nefreti gözyaþlarý siler süpürür... Ama biz öyle deðiliz. Kinle, acýyla hýçkýrýklar yýðýlmýþ boðazýmýza. Düðüm, düðüm... Düðümü çözdük mü bir... Çözdük mü kurban, sesimiz sel gibi gürül, gürül akar. Ýþte o zaman, anýnda biter bu amansýz acýlar. Böðrümüzdeki sancýlar yok olur..."

Cebinden çýkardýðý tabakadan bir sigara sardý. Acý acý çekti birkaç kez ardý ardýna. Yerinden yekinip tekrar oturdu. Altýndaki çulu düzelttikten sonra sürdürdü konuþmasýný:

"Bize umut olanlar, umut deðilmiþ meðer oðul. Umut sözü bir yalan bir safsata. Tek umudumuz ala daðlarýn, karlý daðlarýn dalý oðul... Düþündük taþýndýk, insanýn umudu kendisidir. Ýyi de oldu. Beyinsizliðimiz, bu avanaklýðýmýz baþkalarýný umut sanmamýza neden olmuþtur..

Bak oðul, kýþ yaklaþanda, kudurgan kancýktan da beter tipi baþlamadan önce ne ettin, ettin. Yoksam tipi köyü, dört bir yandan yutmaya baþladý mý gayrý çýrpýnmak boþa. Aha köþede yýðýlý kevenleri görü yon ya, onlarý güzden sökmeseydim, ineðimle eþeðim açlýktan ölürdü. Demem o ki zamanýnda tedbiri elden býrakmamalýyýz... Aha þimdi umut baðlamýþýz da ne etmiþiz. Elimiz kolumuz baðlý araba urganýyla. Yorgunuz, aç ve çaresiz, ama daha son olmadan , bir yol, bir çare bulmak gerek. Yoksa Mart'a varmadan içerdeki malýmýz-maralýmýzla birlikte ölürüz.

Bak oðul, ne zaman karnýmýz tok, sýrtýmýz pekse, o zaman umutsuzluk yok olur, tipi yok olur. Çaresizlik çýyan aðýsý deðil, bal olur... Böðrümüzdeki aðýlý ok, gül olup çiçek açar kýzýl, kýzýl...

Aman ha aman!..Siz,bizim gibilere bakmayýn. Kendi kendinize umut olun. Umudu baþkalarýndan beklemeyin. Baþkasýndan beklenilen umut engerek yýlanýn aðýsýdýr. Girdi mi damarlarýmýza iflahýmýzý keser, öyle kývrandýrýr ki anamýzý aðlatýr. Ferin, çekilir tüm kanýn beynine hücum eder. Ýþte o zaman oðul, iþte o zaman beyninde bir acýyla, göðsündeki aðýlý oka çare bulunmaz. Ýnsanýn umudunun kendisi olmasý öyle mi ya?.."

Güllü, soðuktan sýzým, sýzým girdi içeri. Durmadan ellerine hohlayýp pufluyordu. Gitti köþedeki yýðýlý, mal gübresinin içine soktu ellerini... Dýþarýda tipi ile birlikte soðuk da giderek þiddetini arttýrýyordu. Acý bir soðuk... Güllü bir serçe; donmaktan kurtulan biri... Bir karaltý gibi, gübrenin önüne çömeldi. Uzun süre ses etmeden bekledi. Isýnýr gibi olunca aðýr, aðýr doðrulup babasýna yaklaþtý. Hasan'la göz göze geldi. Güllünün içinde bir sýcaklýk, bir hoþluk aktý!... Gitti. Ýki tezek getirip attý teneke sobanýn içine.Tezeklerin önündeki küle biraz gaz yaðý döküp, kibriti çaktý.

Birkaç gündür kesilip, karýn altýna istif edilen yaþ tezeklerden birkaçýný, sobanýn altýnda kurutmaya býraktý. Yeniden Hasan'la göz göze geldi. Seydo, kýzýnýn acelesine bir anlam veremedi. Kýzýný hiç böyle görmemiþti. Ahýrýn yeðnilce ýþýðýnda sürdürdü söylenmesini:

"Ateþ, yakacaða; tipi de kara, kamçý oðul. Sevgi aþka, inanç da ölüme kamçý. Kiþi oðlu sevmeye inanmaya görsün. Ýþte o zaman ne aðýlý ok, ne de ölüm göze görünür. Ama açlýk acýlý bir hançer, yüreðine saplanmaya görsün, ne sevgi kalýr ne de inanç... Ýþte o zaman var olma, yok olma uðraþý baþlar!.." dedi.

Güllü sevecenlikle baktý Hasan'a yeniden. Bir kuþ gibi çýrpýndý yüreði, usuldan kaygusuz, bir küçücük umuda doðru!...

"Umut çok uzaklarda, karlý daðlarýn ardýnda. Beydað’ýnýn duldalarýnda, sevgililer naçar oðul," dedi, Seydo yeniden.

"Acýktýnýz, yiyecek bir þeyler getireyim mi baba," dedi, Güllü.

"Heee Yaaa!.. Getir kýzým getir!.." dedi, Seydo.

Gözerin içinde bir tasta yeþillenmiþ çökelekle, bir baþ kuru soðan, bir sürü arpa ekmeðini ev damýndan alýp, gerisin geri ahýra döndü.

Hasan:
"Bana müsaade Seydo amca," dedi ve kalkmak için yekindi. Seydo, Hasan'ý omzundan bastýrarak:

"Hele dur oðul, iki lokma bir þeyler atýþtýrýp, birkaç söz daha edelim. Gidip de neydeceksin. Hem baksana oðul, dýþarýdaki tipi kancýktan da beter... Otur, otur..." dedi Seydo.

Hasan'ýn canýna minnet. Olduðu yere býraktý kendini yeniden. Güllü ile göz göze bakýþtýlar yeðnilce ýþýkta. Ýkisinin de yüreði çýrpýndý gürp, gürp. Güllünün içini tatlý bir hoþluk sarmaladý yeniden. Sobanýn sýcaðý yüzüne vurmuþçasýna kýzardý. Geri, geri çekildi direðin duldasýna.

Güllü, sobanýn üzerindeki yaþ tezekleri kaldýrýp, yerine arpa ekmeklerini kýzdýrmaya býraktý.

Seydo, ekmek, çökelek ve soðaný dürüm yapýp iþtahla yedi. Hasan'da onu izledi. Yediklerinin üstüne tas, tas kar suyu içtiler. Güllü zevkle izledi ikisini. Sonra da ekmek gözeriyle inek ve eþeðin yemini daðýttý. Samanýn üzerine dövülmüþ birkaç koþam keven serpti. Artan ekmekle soðaný gerisingeri evdamýna götürdü. Sonra da gelip karanlýk bir köþeye çekildi. Dýþarýdaki tipi ve fýrtýna yavaþ, yavaþ kesiliyordu. Yemekten sonra ahýrda bir sessizlik baþladý. Tek ses inekle eþeðin kevenle samaný kütür, kütür yemeleriydi.

Seydo, cebinden çýkardýðý tabakasýndan aðýr, aðýr sigara sarmaya baþladý. Sýrtýný direðe bir iyice yasladýktan sonra sürdürdü söylencesini:

"Bizim buranýn köyleri böyle iþte. Yaþantýlarýmýz tümden ayný. Ayrýmýz gayrýmýz yok. Gözün görüyor iþte. Þehre gitsek de yine deðiþmez bizim için. Barýnaklarýmýz her yerde ayný. Tümümüzün yaþantýsý ayný, yediklerimizde içtiklerimiz de..."

Ahýrýn içindeki alaca karanlýðýn yerini, koyu karanlýk alýnca, sesler kesildi. Yalnýz sobanýn içindeki ateþ yalýmlarý parýldýyordu.

Güllü:
“Umut biziz Hasan’ým” dedi, kendi kendine...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçük Nur Ali

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Toplumsal Barýþ - Eleþtiri - [Deneme]
Etnik ve Kültürel Kimlikler/çaðdaþ Eleþtiri [Deneme]
Ekoloji ve Çevre - Eleþtiri - [Eleþtiri]
Öykü Türü - Eleþtiri - [Eleþtiri]
Yaþamdan Öyküye [Eleþtiri]
Sarissa Ortak Kitap 2 [Ýnceleme]
Kültür ve Sanat Projemiz [Ýnceleme]


Taki Akkuþ kimdir?

1947 Sivas zara doðumlu, Sivas Ýlk öðretmen okulu mezunu. 1985 yýlýnda 4 Eylül yayýnlarýný kurdu. Eylül sanat edebiyat dergisi çýkardý, yönetti (1985-1986. 12 sayý) 4 Eylül ortak kitap çýkardý( kitabýn içeriði Dil, Sanat, Edebiyat, Felsefe, Toblumbilim, Halkbilim. ( birinci kitap 1985'te 170 S. Ýkinci kitap 1986'da 275 S. Yine 1986'da Impetus (Toplumsal Bilimler ve Felsefe için) adlý ingilizce Türkce kitabýn yayýnýný yönetti. Edebiyata 1972 baþladý. sýrayla Ilgaz, Öykü,Varlýk ,Oluþum,Karþý edebiyat, Edebiyat 81, Öðretmen dünyasý, çevrem, temmuz, Dönemeç, Eylül sanat ve edebiyat , Yaba dergilerinde öyküleri yayýnlandý. Cennetlik, dul ilk öykü kitabý 1985'te yayýnlandý. Edebiyatta en çok uðraþtýðý alan, roman, öykü ve çocuk edebiyatý ile ilgili on beþ dosyasý var. Sarissa ortak kitap 1 çýktý. Ederi 10 Ytl 320 sayfa isteyene ödemeli gönderilir. Yapýtlarý Koçgiri Roman 382 sayfa sarissa yay. Umut Yalan Öyküler 152 " " Gençlik kitaplarý Kýrçiçekleri mas-öy 80 " " Altýn Kuþ " " 80 " " Zümrüd-ü anka " 80 " " Uðursuz Köþk " 80 " " Köyüm roman 80 " " Renkli resimli çocuk kitaplarý 16 sayfalýk 1-Kanaatsýz Leylek 2-Kelo ile Selo 3-Topal Karýnca 4-Yürek Ana 5-Kýnalý Kuzu ile Zýp Zýp Kurbaða 6-Terminatör Kýrmýzý Karýnca 7-Bilge Kaplumbaða 8-Minik Karýnca ile serçe 9-Kýzak 10-Kedicik ile Martý Baskýda olan 16 sayfalýk renkli resimli çocuk kitiplarý -Havhavcýk ile Miyavcýk -Ýhtiyar Musa'nýn Ýnadý -Yýlan ile Tilki -Mahalleyi Cinler Bastý -Keloðlan ile Kuyudaki Dev -Keskin Niþancý -Sýðýrcýklar -Ana Kadýnla Tilki -Horoz Gýygýdi Gooo -Çilli Tavuk

Etkilendiði Yazarlar:
Elbetteki bende dünya edebiyatýnda ve Türk edebiyatýnda etkilenmiþimdir. Sevdiðim yazarlar Gorki, tolstoy, Sabahattin Ali banzeri yazarlardan


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Taki Akkuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.