..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Paranýz varsa toprak alýn. Artýk üretmiyorlar. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Alp Çetiner




5 Mayýs 2006
Þu Dil Sorunu Dediðimiz...  
Alp Çetiner
Son 40-50 yýldýr süren dil yozlaþmasý-yozlaþtýrýlmasý faaliyetinin mahsullerini son yýllarda topluyoruz: artýk hepimiz Ýngilizce konuþuyoruz!


:HADE:
Siyasal düzlemde kabul görmüþ her yeni anlayýþ, her yeni felsefe dili biraz daha bozdu, birþeyler aldý götürdü ondan. Tanzimat döneminde baþlayan dil yozlaþmasý boyut deðiþtirerek Servet-i Fünun edebiyatý ile sürdü. Cumhuriyet döneminde “dil inkýlâbý” adý altýnda –herne kadar sonradan uygulamanýn yönü deðiþtirilse de- bir kýyýma þâhit olundu. Tarihimiz-geçmiþimizle, kültürel belleðimizle baðlarýmýzý oluþturan kelime haznemiz daraltýlýp bir kültürel tabana oturmayan, kimi zaman dil ve türetme kurallarýna dahi uymayan bir Türkçeleþtirme faaliyetine giriþildi. “Öztürkçe” addedilen bu yeni kelimelerin de pekçoðunun (bir imparatorluk diline uygun olarak) yabancý kökenli ve/fakat zamanla Türkçeleþmiþ kelimeler olduðunu görüyoruz.

Bu kelimelerin önemli bir kýsmý dilimizde bugün yer edinmiþ vaziyette, onlarý fiilen kullanýyoruz. Ancak bunun için, bir dil (ki binlerce yýllýk bir geçmiþe sahip bir imparatorluk dili) ve –dolayýsýyla- kültür adýna hayatî sayýlabilecek ölçüde önemli ödünler vermek zorunda kaldýk. Artýk gençlerimiz, zamanýnda en açýk ve duru bir Türkçe ile yazmýþ olan Ömer Seyfettin, Hâlide Edip ve Reþat Nuri’yi bile sözlük yardýmýyla veya “sadeleþtirilmiþ” basýmlarýndan okumak zorunda kalýyorlar. Tevfik Fikret ya da Hâlit Ziya’dan bahsetmiyorum bile. Bu, toplumun geçmiþini unutmasý, tarihiyle baðlarýný koparmasý demektir.

Verdiðimiz bir diðer ödün anlam kýsýrlaþmasý ile ilgili:

Bir zamanlar dilimizde "güzel"i anlatan onlarca kelime bulunurdu ve bunlarýn herbiri çeþitli kullanýlýþlarýyla, farklý güzelliklerin ifadesi olmuþtur. Bunlardan birkaçýný anlamlarýyla sýralayalým: Lâtif ince, þeffaf hattâ ruhanî güzelliði; zîbâ süslü ve yakýþýklý güzelliði; hoþ bilindiði gibi, hoþ güzelliði; tarâvet tazeliði ve taze güzelliði; dîdâr yüz güzelliðini; râ’nâ, gül-i râ’nâ ve nergiste olduðu gibi, renkli güzelliði, ya doðrudan ya da mecazla ifade ederler. Bunlardan baþka þîrinlik, sabâhat, melâhat, vecâhet, cemal, behâ, hüsün, ân vb. gibi daha nice kelime güzelliðin çeþitli yönleriyle ifadesi olmuþtur (1). Kimi zaman bunlar da yeterli görülmemiþ, hüsn ü cemal, hüsn ü behâ hüsn ü ân þeklinde birarada kullanýlmýþlardýr.

Zamanýn edipleri daha da ileri gidip Farsça gönül demek olan dil kelimesiyle yapýlmýþ ne kadar birleþik sýfat varsa bunlarý, çeþitli güzelliklerin ifadesinde büyük ustalýk ve incelikle kullanmýþlardýr. Bunlardan "dilârâ" (gönül süsleyen), "dilber" (gönül götüren), "dildâr" (gönül tutan), "dilpesent" (gönlün beðendiði), "dilrüba" (gönül çeken), "dilþikâr" (gönül avlayan), "dilfürûz" (gönül parlatan), "dilfirîb" (gönül eðlendiren), "dilmiþin" (gönülde yerleþen), "dilnevâz" (gönül okþayan) güzel demektir ve bunlarýn sayýsý burada sayýlanlardan daha fazla ve çeþitlidir (2).

Bu kelimelerin bugün tamamýna yakýný öldürmüþ durumdayýz. Bir panelde, konferansta, TV’de konuþanlarýn da, sokakta kavga eden çocuklarýn da durumunu “tartýþma” kelimesi ile karþýlýyoruz. "Münakaþa, müzakere, münazara, müþahede, münazaa" kelimelerinden mahrum kalýyoruz.

Hayal yerine imge, ruh yerine tin, mesela yerine örneðin koyup (3) kelimelerin kültürel ve edebî anlamlarýný yok ediyoruz.



Ziya Gökalp’in dediði gibi,

“Uydurma söz yapmayýz,
Yapma yola sapmayýz,
Türkçeleþmiþ, Türkçedir
Eski köke tapmayýz.”

deyip, dilimize yerleþmiþ, “Türkçeleþmiþ” kelimeleri Türkçe’deki kullanýmýyla býrakmamýz gerekir.

Buradan geliyoruz dil yozlaþmasýnýn son ve en önemli halkasýna...

Son 40-50 yýldýr süren dil yozlaþmasý-yozlaþtýrýlmasý faaliyetinin mahsullerini son yýllarda topluyoruz: artýk hepimiz Ýngilizce konuþuyoruz! ‘80’lerden sonra ivme kazanan faaliyetlerle, Türkçe’nin gazete-TV dili gibi günlük kullanýmý da Ýngilizce-(Ýngilizce bozmasý) Tarzanca olarak deðiþti. Caddelerde-sokaklarda Türkçe isimli maðazalara, dükkânlara artýk rastlayamaz olduk. Bu da yetmezmiþ gibi, (çocuklarýn yabancý dil öðrenmesi için!) -günün belli saatlerinde de olsa- Ýngilizce yayýn yapan, çizgi film oynatan TV kanallarý türedi.

Artýk izin deðil “off” kullanýyoruz, ticaret veya alýþveriþ merkezlerine deðil “center”lere gidiyoruz, mankenler “top model” olmak için uðraþýyor, “cash”e ihtiyaç duyuyoruz, “start” veriyoruz, “brunch”lara katýlýyoruz, “CV” yolluyoruz, toplam veya yekün deðil “total” belirliyoruz, “mail”leþip “chat”leþiyoruz, “retail” sektörüne giriþ yapýp “executive” oluyoruz, “CEO”larla çalýþýyoruz, “translate” ediyoruz, “presentable” görünüyoruz...

Hayat gibi kültür ve elbette dil de bir sebep-sonuç zincirlemesiyle yürüyor, deðiþiyor, son buluyor. Bu durumun da müsebbibi birtakým unsurlar var. Türkiye’nin sonu gelmez Batýlýlaþma serüveni bunlarýn baþýnda geliyor. Ama bir de tedbirsizliðimiz, dirayetsizliðimiz, mukavemetsizliðimiz var. Yeniliklere açýk olmak bir tarafa, “bize ait” olanlarýn kopup gitmesine izin veriyoruz. O zaman da biz “biz” olmaktan çýkýyoruz tabii.

Dilde bu minval üzere kurulmuþ bir kurumumuz var. Böylesine hayatî bir mevzuyu, toplum geneline yayýp aklî ve vicdanî duyarlýlýðý tevdi etmek gerekirken yalnýzca bir kurumun çalýþma ve çabalarýna býrakmak olur mu, olmaz elbet ama Türk Dil Kurumu’ndan yine de çok daha etkin bir çaba beklenirdi.


(1): Nihad Sâmi Banarlý, Türkçenin Sýrlarý, Kubbealtý Neþriyatý (16. baský), 1999, Ýst., sf. 161
(2): a.g.e., sf. 162
(3): Üstat Banarlý, dilimize Öztürkçe diye sokulmuþ olan bu kelimenin kökünün de, ekinin de Ermenice olduðunu kaynaklarýyla ispat ediyor. Bkz., a.g.e., sf. 147 “Örneðin Faciasý” adlý bölüm.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Binbir Gece Masallarý Kime Ait?..
Tüketim Toplumu Üzerine
Kitap ve Kelimeler
Porselen Bebek
Sanatýn Ýfade Gücü
Sanat Eseri, Ýzleyici ve "Gerçek"

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duvar [Þiir]
Muhteþem Doðu [Þiir]
Ebedî An* [Þiir]
Tuhaf Gerçek [Öykü]
Hayat Ýnsana Neler Gösteriyor! [Öykü]
Müjdat Abi ve Bizim Mahalle [Öykü]
Büyük Bir Yazarýn Ölümü Üzerine [Öykü]
Hayatýn Anlamý [Öykü]
Hayat Ayrýntýlarda Gizlidir [Öykü]
Doðu - Batý [Öykü]


Alp Çetiner kimdir?

Bir kiþinin kalbinde yer edebilirsem, kendimi boþuna yaþamamýþ sayarým.

Etkilendiði Yazarlar:
Halil Cibran, Tagore, Borges, Hesse, Tanpýnar, Nabokov, Lermontov, Salinger


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Alp Çetiner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.