..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyayý isteyen bilime sarýlsýn, ahireti isteyen bilime sarýlsýn; hem dünyayý hem ahireti isteyen yine bilime sarýlsýn" -Hz. Muhammed
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > Mehmet Sinan Gür




11 Nisan 2006
Sahalin'de Altý Ay  
Mehmet Sinan Gür
Sahalin, Baþçavuþun eþek kovaladýðý yer


:DEJE:
Bulutlarýn ardýndan kendini gösteren güneþ, bugün biraz zor batacaksýn… Gidiyorum. Batýya, ülkeme. Bir yandan seviniyorum dönüyorum diye, bir yandan içim içime sýðmýyor. Burada edindiðim arkadaþlarý bir daha görmemek üzere gitmek çok üzücü. Bir daha gelemem, gelsem de kalamam ki.

Þimdi Türkiye’deyim. Botlarýmda hala Sahalin’in çamuru var. Ben gittim diye bir kiþi bile üzüldüyse –ki birden fazladýr- onun üzüntüsü beni de sarmýþ durumda. Böyle olacaðýný hiç düþünmemiþtim.

Altý ay önce Sahalin’e gideceðimi söyleyip arkadaþlara nerede olduðunu anlattýðýmda bir arkadaþým, “Yine buldun baþçavuþun eþek kovaladýðý bir yer” demiþti. Berbat bir meslek sahibi imiþim. Ýþ neredeyse oraya gidiyorum. Sözüm ona ikametgah yerim Ýstanbul-Erenköy ama þöyle bir yýl doðru dürüst yerimde duramýyorum. Kök salamýyorum bulunduðum yere. Geçen yýl Irak’taydým, bu yýl Rusya’da. Irak’ta Kürtler, Türkler, Amerikalýlar vardý. Rusya’da Ruslar, Türkler, Amerikalýlar. Amerikalýlarýn Irak’ta petrol nedeniyle bulunduklarýný biliyoruz. Rusya-Sahalin’de de o nedenle bulunuyorlardý. Þirketimiz Amerikan petrol þirketi Exxon için bir toplu konut ve destek yapýlar projesi yapýyor. Sahalin’e özgü kavak türü aðaçlarýn arasýnda 38 çift villa. Ekim ayýnda gittiðimde henüz kar yoktu, Aralýk olmadan baþladý. Döndüðüm Nisan ayýna kadar yerden kalkmadý. Yollardan kürenen kar yol kenarlarýna yýðýlýyor, üzerine yeniden kar yaðýyor, böyle böyle yol kenarlarýnda insan boyunu aþan kar tepeleri oluþuyor. Araçlar ara yollarda 30-40 cm buzun üzerinde gidiyor. Tabi ona göre de lastikleri var.

Sahalin 46ncý, Ýstanbul 42nci paralelde. Yani arada çok büyük bir fark yok. Ama Sahalin’de yalnýz bir ay yaz var. Fýrtýna çýktýðýnda 1 metre ötesi görünmüyor. Kar çölde savrulan kum gibi yapay tepeler oluþturuyor. Bu fark Gulf Stream’den ve Sahra çölünden geliyor. Ruslar karla birlikte gelen fýrtýnaya mitel diyorlar. Kýþýn ilk mitelinde herkes eve kaçarken ben dýþarý çýktým, nasýl bir þeydi mitel, anlamak için. Gözümde kar gözlüðü, yüzümde kar maskesi vardý. Markete gittim, alýþveriþ yapýp döndüm. Hiç kolay olmadý ama bayaðý eðlenceliydi.

Bu Rusya’ya ikinci gidiþim. Biricisinde Kazan’daydým. Kazan Tataristan’ýn baþkenti, Moskova’nýn hemen doðusunda. Ama Sahalin çok uzakta, Sibirya’nýn öte tarafýnda. Gidiþim ve geliþimde birer gün Moskova’da kaldým. Böylece Sahalin’le karþýlaþtýrma fýrsatý bulabildim. Moskova ayný Ýstanbul’a benzeyen, karmakarýþýk, trafik sorunu, tarihi olan, her türlü insanýn bulunduðu bir büyük metropol. Ancak Sahalin Galapagos adalarý gibi uzakta, izole olmuþ, kimsenin uðramadýðý, petrol bulunmasa kimsenin uðramayacaðý bir yer. Aðaçlardan ve kardan baþka bir þey yok. Bir de katýþmamýþ insanlarý, hepsi mavi, gri, yeþil ve tonlarýnda açýk renk gözlü, beyaz tenli, sarýþýn, kumral, Batlýk denizi çevresinde yaþayanlarýn özelliklerini taþýyan güzel insanlar. Az kalsýn Korelilerden söz etmeyi unutuyordum. Sahalin’de Ruslardan baþka büyük bir nüfus olarak Koreliler bulunuyor. Belki her beþ kiþiden biri Koreli. Biz de beyaz tenli ama esmer, kahverengi, kara, ela gözlü Türkler olarak göze batan kiþiler. Nasýl bize onlar ilginç geliyorsa bu özelliklerimizle biz de onlara ilginç geliyoruz. Yabancý olduðumuz hemen anlaþýlýyor.

Pek fazla Koreli arkadaþým olmadý. Ama olanlara Kore savaþýndan, Türklerin Kore’de savaþýp öldüðünden söz edince pek bir þey anlamýyorlar. Bize Amerikalýlar yardým etti diyorlar. Türkleri hatýrlayan yok.

Rus deyince hâlâ birçok kiþinin tüyleri diken diken oluyor, ayný þekilde Türk deyince de bazý Ruslarýn.Yüzyýllarýn getirdiði düþmanlýk ve savaþlar nedeniyle, bir dönem bize en zor anýmýzda yapýlabilecek en büyük yardýmý yapmýþ olmalarýna raðmen komünist olmalarý nedeniyle, son yýllarda da erkeklerimizi ‘ayartan’ kadýnlarýmýzý kocasýz býrakan ‘Nataþa’larý nedeniyle. Dünkü gazetelerden bir haber: Son beþ yýlda 60bin Türk erkek Rus kadýnlarla evlenmiþ. Türkiye’de yaþayan Ruslar ve Rusya’da yaþayan Türkler hýzla artýyor. Önceden çýkmýþ baþka gazete haberleri de var. “Rus sevgilisini kendisini terk edeceðini öðrenince ikinci kattan aþaðý attý.” Altýnda bir resim, bahçe demirlerine saplanmýþ genç bir beden, yanýnda güzel mi güzel bir kadýn portresi.

Ruslar bize ne kadar benziyor, farkýnda mýsýnýz? Ýnsan iliþkilerine en az bizim kadar deðer veriyorlar. Belki bizden bir gömlek iyiler. Þu nedenle söylüyorum. Trafikte ‘saða dönüþte yayaya yol ver’ biçiminde bir kural vardýr. Bu bizde uygulanmaz ama burada uygulanýyor. Þoförler arabalarýný yayalarýn üstüne sürmüyorlar. Klakson da nadir olarak kullanýlýyor. Ýlk geldiðim sýralar buradaki kýzlarýn ne kadar güzel olduklarýndan konuþuyorduk. Bir arkadaþým beni uyardý. “En iyisi seni bir dakikada satar.” Dedi. Bu sözün doðruluðuna inanmak istemedim. Ayný arkadaþ “Bir Rus’un doðum gününe hediyesiz, çiçeksiz gidilmez.” Demiþti. Bir Rus arkadaþýn doðum gününe gidiyordum. Zamansýzlýktan hediyesiz gittiðimde arkadaþým bana “hediye sensin, geldiðin için” dedi. Yani her zaman olduðu gibi insanlar hakkýnda genelleme yaparak söylenen sözler gerçeklerle birebir örtüþmüyordu. Bu yaz içimizden biri bir Rus ile evlenecek. Ýstatistiklere artý bir rakam ekleyecek.

Irak’tan sonra bu kez gözümü yukarýya çevirdim. Rusya’nýn büyüklüðünü gördüm. Bu beni biraz tedirgin etti. Bir anlaþmazlýk olmasý durumunda güney komþularýmýzla her zaman baþa çýkarýz ama Rusya baþka. Cumhuriyetten sonra aramýzda büyük bir sorun çýkmamýþ ama bu çýkmaz anlamýna gelmiyor. Çýkmasýný da istemem doðrusu. Bir ülkenin bu kadar büyük olabileceðini insanýn aklý almýyor. Uçakla saatlerce git bitmiyor. Sahalin’den dönüþte yerel saatle öðleden sonra üçte yola çýktýk. Dokuz saat sonra Moskova saatiyle beþte Moskova’ya ulaþtýk. Bu þu anlama geliyor: güneþle birlikte uçtuk. Bütün Sibirya’yý gündüz gözüyle gördük. O nedenle o gün güneþ biraz zor battý. Çok uzun bir gün oldu. Bazen sanki hep ayný yerden geçiyormuþuz gibi geliyordu bana. Kývrým kývrým giden buz tutmuþ akarsular, aðaçlar, kar, yollar, yangýn çýkarsa bütün aðaçlar yanmasýn diye açýlmýþ izler, petrol kuyularý, git git bitmiyor.

Dönüþte dört kitap birden aldým. Biri Savaþ ve Barýþ. Napolyon’un Moskova seferi, ancak Türkçe deðil, Rusça. Orijinal, Moskova’dan aldým. Buradan da Türkçe’sini aldým. Etti iki. Dil öðrenmek için bence çok güzel bir yol. Tolstoy’u eskiden beri çok severim. Bir kitap Sarýkamýþ, Beyaz Hüzün. Osmanlý ordusunun Sarýkamýþ’a giderken Allahüekber daðlarýnda donarak yok oluþunu roman olarak anlatýyor. Ýsmail Bilgin yazmýþ. Bitirmek üzereyim. Dördüncü kitap Plevne Meydan Muharebesi. Osmanlý ordusuna gönüllü katýlan (kýsaca casus da diyebiliriz) bir Ýngiliz subay, Yüzbaþý Von Herbert yazmýþ. Sahalin’den bir video film almýþtým. Adý ‘Turyetski Gambit.’ ‘Türk Oyunu’ diye çevirebiliriz Türkçe’ye. Yeni yapýlmýþ, 2005 yapýmý bir Rus filmi. Ýçinde Plevne’nin de bulunduðu 1877 Osmanlý-Rus savaþýný kendi açýlarýndan anlatýyor. Ýstanbul’un kapýlarýna kadar gelmiþler. Ne yazýk ki Prestroyka’dan sonra Rusya’da milliyetçilik güçlenmeye baþladý. Baþta gelen düþmanlardan biri de biz oluyoruz. Bunu aþýrý milliyetçiler için söylüyorum tabi. Bayraklarý devrimden önceki bayrak. Hristiyanlýk da eski günlerine dönme eðiliminde. Artýk birçok kiþi üzerinde haç taþýyor. Oradayken ‘Naþý Astrava’ (Adamýz) adlý haftalýk gazetede bizim þirkette çalýþýp ayrýlan bir Rus elektrik teknisyeninin bizi yerden yere vuran bir yazýsý yayýnlandý. Bunlar iyi deðil tabi ama yapacak çok bir þey yok. Ben karþýlýk olarak bir yazý yazdým ancak içinde þirketimizin adý geçtiði için þirketi temsil eden kiþi yazýnýn yayýnlanmasýný istemedi. Yazý yayýnlanýrsa olay týrmanýr durum gerginleþirmiþ. Halbuki yazým gergin deðil, tersine yatýþtýrýcý hoþ bir yazý idi. Ýçinden birkaç satýr: … duraklarda genç kýzlarý görürüm. Ýnce topuklu çizmelerinin üzerinde yere saplanmýþ zýpkýn gibi dururlar… Burada hemen herkesin bir sevgilisi var. Demek o kadar kötü insanlar deðiliz ki onlar bizi seviyor, biz de onlarý…

Bu olayýn üzerinden fazla geçmeden daha kötü bir þey oldu. Disko-barlardan birinde kýz yüzünden bizim iþçilerle Ruslar arasýnda kavga çýktý. Kavganýn yatýþtýðý sanýldýðý bir anda bir Rus bizden bir formeni kýrýk þiþe ile boðazýndan yaraladý. Formen neredeyse ölüyordu, zor kurtuldu. Sessiz bir arkadaþtý formen. Söylendiðine göre kavgaya da karýþmamýþ ancak Rus onu baþka bir iþçiye benzetmiþ veya sarhoþlukla önüne gelen ilk Türk’e saldýrmýþ.

Bununla birlikte iyi þeyler de olmuyor deðil. Bilindiði gibi Tarkan Rusya’da çok seviliyor. Þimdi buna bir de Mustafa Sandal eklendi. Radyolarda sürekli çalýyorlar, CDleri satýlýyor. Bizde bir de ‘Yedi Karanfil’ baþlýklý bir dizi müzik vardý. Onlarý da gördüm CD satan dükkanlarda. Ruslarda bir de oryantal meraký var. Duyduðuma göre :) diskolarda renk olsun diye oryantal kýzlar göbek atýyorlarmýþ. Tarkan’ýn tanýttýðý üç parça hâlâ çalýnýyormuþ. Tamam, itiraf ediyorum, Sahalin’de kaldýðým altý ay boyunca tam olarak, þirketin verdiði yemekler dahil, altý kez evime uyku saatinden sonra geldim. Ýki bazen üç haftada bir, bir gün tatil yapýp günde 13 saat çalýþýyorduk. Bunu da bana çok görmeyin olur mu?

Aklý olan Rusya ile ticaret yapar, bir þeyler satmaya çalýþýr. O kadar geniþ, o kadar büyük bir pazar ki, ne satsanýz gider. Nitekim bazýlarý bunu yapýyor. Sahalin’de marketlerden Duru sabun, Paþabahçe bardak, Türk malý bir gömlek almanýn mutluluðunu yaþadým. Beko, Arko yine buradaydý. Biri metal merdiven ihraç etmiþ, merdiven ta Sahalin’e gitmiþ, alýcý bekliyor. Rusça ve kiril alfabesinin ortasýnda karþýnýza çýkan birkaç satýr Türkçe doðrusu çok hoþ bir etki yapýyor.

Oradan Türkiye’nin görünüþü hiç de iç açýcý deðil. Her gün olay oluyor, dükkanlar taþlanýyor, otobüsler yakýlýyor, bombalar patlýyor. Bana soruyorlar Türkiye nasýl diye, çok güzel diyorum, Ýstanbul’a Antalya’ya doyulmaz. Peki diyorlar madem öyle, neden kalkýp buralara geliyorsunuz? Ýþte diyorum onu ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.

Bu tablo içinde bir de Amerikalýlar var demiþtim. Sahalin açýklarýnda okyanus’ta petrol bulundu ya oraya da el attýlar. Bizim iþverenimiz olan tanýnmýþ bir Amerikan petrol þirketi Exxon Mobil, Rusyaiçin Exxon Neftegas Limited isimli bir þirket krmuþ. Petrol çýkaracaklar. Ayrýca adý hiç geçmeyen iki Rusve bir Japon ortaklarý var. Bir Rus arkadaþa “Haydi,” dedim “yaþadýnýz. Zengin olacaksýnýz.” Yanýtý þöyle oldu: “Yook. Onlar ceplerini dolduracaklar, biz yine havamýzý alacaðýz.”

11.Nisan.2006



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Canlý Balýk
Müzik - Tevekkül
Kopya Verdiðim Kýz Arkadaþým Öldü

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Baraj Sorusu: Beni Seviyor Musun?
Lenin'in Mozelesini Ziyaret
Ölüm Anýnda Görülen Tünel ve Iþýk
Müzik Film - Hair
Cadde'de Eðlence
Önyargý
Çanakkale Gezisi - 2
Ýki Günlük Çanakkale Gezisi - 1
Film Müzik– Batý Yakasýnýn Hikayesi
Müzik– Cats

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.