Kurguyla gerçek arasýndaki ayrým, kurgunun mantýklý olmak zorunda olmasý. -Tom Clancy |
|
||||||||||
|
Son yokuþun baþýna geldiðimde durdum, nefes almalýydým. Gücümü topladým son defa, kapýya kadar bir çýrpýda geldim. Cebimden anahtarý çýkarýp kilitli olmayan kapýmý açtým. Evimde çalýnacak bir þey gözüme çarpmadý. Çok iyi bir oyuncu olduðumu biliyorum. Fakat bu sefer oynadýðým karakteri pek iyi kavrayamadým. Senaristle konuþtum, elbette Sinan ona bir þeyler ifade ediyordu; ben hala çözmeye çalýþýyorum. Senaristin itelemesiyle deðil ama her defasýnda, Sinan'a iki elle sarýlýp oyunculuk kabiliyetimi de kullanarak ufak bir mimikle onu anlamlandýrmak, kanlý canlý biri yapmak için uðraþýyorum. Tamam bu sefer oldu, seyircinin alkýþlarý ayaklarýmý yerden kesti, senaryoda olmayan bir þeyler Sinan'ý yüceltti, Sinan iþte bu! diyecekken yerde yatan Fatma karakterine gözüm çarpýyor kimi zaman; kimi zaman da bir uyarýcýya gerek kalmýyor. Bütün güvenim, inancým buhar olup uçuyor; ben, diyorum artýk Sinan'ý oynamayacaðým. Onu anlamak mümkün deðil. Lezzetli bir sessizliðin çöktüðün, gece pervaz aralarýndan giren hain soðuktan korunmaya ve uyumaya çalýþýrken, söndürmeye cesaret edemediðim ampulün ilk önce titrekleþmesi sonra kesilen elektrikle hepten pes etmesi sýrasýnda hiç düþünmemiþtim ertesi gün tekrar tiyatroya gidip gitmeyeceðimi. Ýþte býrakýyorum, daha fazla irdelemeye ne gerek var diyen bir huzurla dolmuþtum. Ayný huzur sayesinde karanlýkta uyabildim. Ne var ki tekrar uyandýðýmda güneþ henüz doðmamýþtý. Gözlerimi kapadým öfkeyle ve sanki hiç uyanmamýþým gibi davranmaya çalýþarak. Fakat soðuktan deðildi titremem. Baðrýþmalar duyuluyor, küfürler, kýrýlan vazolar, devrilen masalarla üst kat komþum hem karýsýný hem beni sindiriyordu. Sesler bir süre sonra kesilmiþ olsa da sabaha kadar uyuyamadým ve o ara ne düþündüysem tiyatroya ayný saatte tekrar gittim. Iþýklarýn hepsi birden ayný anda yanýyor, yine de seslerin ve görüntülerin saðlayabileceðinden öte, daha çok seyircilerden kaynaklanan bir coþkunluk bütün binayý kaplýyor. En önde yüzünde "nasýl da anladým oyunu" diyen bir kadýn kocaman bir gülümsemeyle ve yetmiþ yýllýk bacaklarýnýn taþýdýðý bir bedenle ayakta duruyor, tüm entelektüel soðuk kanlýlýðýný yitirerek avuçlarý patlayýncaya kadar alkýþýna devam ediyordu. Gözlerinin içi tam da benimkilere bakarak gülümsüyor, tenini kaplamýþ pudra ve dudaklarýndaki kýrmýzý rujuyla en önde ayakta tek baþýna durmaktan çekinmiyordu. Onun coþkusu tüm salonu kapladýðýnda gözlemlenebilecek o kadar çok yüz gülümsüyor, o kadar çok alkýþ birbirine karýþýyordu ki; daha önce seyircilerin tepkisine dikkat etmeyen biri olarak böylesine yalnýzken odamda, görüntüler ve yankýlar beynimde zonkluyordu. Oysa þimdi içinde bulunduðum iþgale açýk bir sessizlikti. Çýkmayacaktý yetmiþ yýllýk o yüz kafamdan ve hiçbir zaman yanýt vermeyecekti "Neden alkýþlýyorsun Sinan'ý, ne anladýðýný bana da anlatsana" gibi sorulara. Üst kattaki komþum sessiz bir gece geçirmeme izin verdi. Bölük pörçük bir uykunun ardýndan bu sefer son, bu sefer fazla oldum diyerek gömleðimi giydim. Sabahýn ayazýna karþý beni koruyacak tek þey bit pazarýndan aldýðým gri kýrçýllý ceketti. Ýnsanlarla ayný yöne doðru yürüyordum. Yanýmda, arkamda benden hýzlý ve yavaþ olanlarla birlikte, ellerinde sigaralar þehre gidiyorduk. Çok utanýyorum, özür dilemek bile anlamsýz geliyor, adýmlarýmý yavaþlatan da bu. Bir yandan düþünüyorum, cevap bulamadýkça yavaþlýyor, yavaþladýkça ateþ basýyor. Yakýnda durma noktasýna geleceðim, sonra ne yaparým bilmiyorum -dönebilir miyim acaba? Sinan'a suç bulsam, yada bir anda açýlan ýþýklara, seyircilerin heyecaný, Fatma da pek iyi bir karakter sayýlmaz aslýna bakýlýrsa, ya Sinan'ýn bir kenara itilmiþ horlanmýþ haline ne demeli? Hayýr, yalan söyleyemem, bahane uyduramam. Peki ne diyeceðim? Tüm samimiyetimle kimseye suç bulmanýn içimden gelmediðini, tüm suçun bende olduðunu söylesem bile; (dün gece daha önce hiç olmadýðý kadar sert bir tokat attým) attýðým tokadýn daha acýmasýz, daha sinsi ve daha yýkýcý bir biçimde bu gece yüzümde patladýðýný anlatabilir miyim, anlaþýlabilir mi? Anlaþýlsa bile, coþkuyla beni alkýþlayan seyircilerden gözlerimi alamayýp yerde yatan Fatma'ya bir an bile dönüp bakmadýðýmý nasýl açýklarým? Bütün bunlarýn bir özrü yok. Biliyorum, ne kadar yavaþlasam da geri dönme þansým olsa da, o tiyatroya gidiyor olmamýn da bir özrü yok.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Utku Gürtunca, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |