Ýnsandaki gerçek güzelliði ancak yaþlandýkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
Böylece sensiz geçirilecek karanlýk saatlerin baþladýðý da ilahi bir resmiyet kazanýyordu. Yine de þirketin oralardan hemen ayrýlmamý engelleyen bir þeyler vardý. Senin yürüdüðün yollarda baktýðýn vitrinlere baktým. Senin belki de birkaç dakika önce karýþtýðýn kalabalýklara karýþtým. Sonra, gördüðüm ilk marketten ikizlere iki çikolata alýp, otobüsle doðruca eve geldim. Sorumlu bir dayý gibi kanepe, koltuk, halý demeden boðuþtum psikopatlarla. Bütün gün ablamý mahvettikleri yetmiyormuþ gibi, benimde hakkýmdan geldiler... Arada hem annelerine, hem benim anneme saydýrdý durdu aðzý bozuk serseriler. Ama ne ki, bizim eðlenceli çýðlýklarýmýz bile evdeki kasveti bastýramýyordu. Bir süre bulaþýk ve televizyonla birbirinden uzak duran taraflar ateþkesi bozup, bu kez ablamýn erkek gibi, kýsacýk kestirdiði saçlarý üzerinden tutuþtular akþam kavgasýna. Gereðinden fazla söz söyleniyordu. Gereðinden fazla sesli. Çünkü aldatmak her cümlede gizli özne. Yemeðin tuzunda, eve geç gelmelerin sýrrýnda ve ablamýn tüm kadýnlýðýný ikizlere adamasýnda... Eniþteme göre ablam kocasýný bir yana býrakýp tüm sevgisini, ilgisini ve zamanýný çocuklara sunduðu için, o kadýn gözüne çarpmýþtý. Ablama göreyse o kadýndan baþkasýný gözü görmediði için o kendini ikizlere kapatmýþtý. Tüm hikaye buydu. Bütün sözler, bütün cümleler buna açýlýyordu. Ýkizler yalnýzca bir mutluluk kaynaðý deðil kimi zaman bir mazeret kimi zaman bir dert oluyordu. Ne eniþtemin çalýþtýðý galeriye araba almaya gelen eczacý kadýnýn giderken yanýnda telefon numarasýný da götürmesi, nede sýk sýk ateþlenen ikizlere yardýmý dokunacak bir ilaç için eniþtemin tez zamanda kapýsýný aþýndýrmasý... Aldatmak kendinden önceki bütün açýklamalarý siliyordu. Nasýl olduðu, niye olduðu, nerede olduðu hiç bir cevap, hiçbir gerekçe iyileþtiremezdi ki ruhundaki dayak izlerini... Eþlerden biri kendi dünyasýnýn kontrollü coðrafyasýndan firar edip belki de daha önce hiç varolmadýðý bir ortamda lambalarý söndürürken, diðeri gündelik iþine gömülmüþ alýþýlmýþlýðýn sýnýrlarý içinde yaþýyordu, mesela çamaþýrlarý makineden çýkarýyordu... Savunma gücü yoktu. Engelleme hakký yoktu. Durumu deðiþtirme þansý yoktu. Ýkizlerle neþeyle oynamaya devam ediyorduk; iyi kalpli dayýlarý olduðunun memnuniyetiyle çýðlýk çýðlýða gülüyorlardý. Þakayla yakasýndan tutup havaya kaldýrdým birini. Gözlerinde bana olan güveni ve sevgiyi görüyordum. Bir tokat attým. Caný yanmýþtý. Ama onun canýný asla yakmayacaðýma olan inançla hala gülmeye devam ediyordu. Bir tane daha yapýþtýrdým, boþ boþ baktý; tanýmaya çalýþýrcasýna. Her zaman onunla oynayan, onu koruyan ve korumasý da gereken dayýsý olup olmadýðýný anlamak istercesine. Ellerimi üzerinden çekip boþluða býraktým. Ayný anda yüzünde ihanet sancýsý belirdi. Dizlerinin üzerine gürültüyle düþtü; sesini özgür býrakýp, acýyla aðlamaya baþladý. Ýyice gerileyip karnýna bir tekme vurdum. Ýki üç metre savruldu, kanepenin köþesine çarptý sýrtýný. Elinden hiç bir þey gelmiyordu. Çaresizce aðlamak, baðýrmak, çýðlýk atmak dýþýnda. Dünyanýn en büyük acýsý odanýn duvarlarýnda yankýlanýyordu. Eðildim, narin suratýnýn ortasýna var gücümle bir yumruk attým. Koca yumruðum bütün yüzünü kapladý. Hiç sesi çýkmýyordu artýk. Minik burnundan kan fýþkýrýyordu; sanýrým kýrýlmýþtý.. Ayak bileklerini kavradým. Avuçlarýmda onlara aldýðým gazoz þiþeleri gibi kýrýlgan duruyordu. Doðruca duvara fýrlattým. Kafasý korniþin hemen altýna çarptý. Kocaman bir kan lekesi kaldý duvarda. Kafa üstü zemine duvarýn dibine düþtü. Vücudundaki bütün kemikler kýrýlýncaya kadar tekmeledim. Yumrukladým. Ayak topuðumla yüzü dümdüz olana dek ezdim. Savunma gücü yoktu. Engelleme hakký yoktu. Durumu deðiþtirme þansý yoktu. Aldatmak, seksen kiloluk bir yetiþkinin, üç yaþýndaki bir çocuðu bütün gücüyle dövmesine benziyordu. Savunma gücü yoktu. Engelleme hakký yoktu. Durumu deðiþtirme þansý yoktu. Çünkü o, o sýrada ant içtikleri yaþamýn devamý için bir þeyler yapýyordu: Çamaþýrlarý asýyordu! Eminim kime sorsam bir çocuðu böyle öldüresiye pataklamanýn vahþilik, hayvanlýk, iðrençlik olduðunu söyler. Dahasý bildikleri en sunturlu küfürleri sýralar içtenlikle. Ama eminim içlerinden bazýlarý gözünü kýrpmadan aldatýr. Yere eðildim, ikizleri kucakladým. Öpücüklere boðdum. O acý dolu sesler bir an kulaðýmda çýnladý da, utançla öyle bir sarýldým ki az kullanýlmýþ diþleriyle kolumdan koca bir parçayý kopardýklarýný bile fark etmedim. Ben bu zibidileri deðil dövmek, kýzmak, incitmek bakmaya bile kýyamam. Týpký sana bakmaya kýyamadýðým gibi. Umarým anlamýþsýndýr, neyi vaat ettiðimi... Ve senden neden bu kadar çekindiðimi...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © TRN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |