Ýzmir’e göçtüðümden beri bende bir þýmarýklýk sormayýn. Ýlk defa denize bu kadar yakýn yaþamaktan mýdýr? Ýkliminden, havasýndan, suyundan mýdýr ?
Bilmiyorum. Herþey bana ilginç geliyor ve gördüðüm her kapýdan içeri dalýp aklýma takýlaný soruyorum. Ne utanma, ne çekinme... Ýzmir’e ilk geldiðimde
Palmiyelere bayýlmýþtým. Önüme gelene, "Siz buradan gelip geçerken palmiyeleri farkediyor musunuz? " diye soruyordum. Suratýma tuhaf tuhaf bakanlar olmuyor deðildi ama hiç aldýrmýyordum... Çünkü insanoðlunun huyudur bu. Alýþtýðý þeyleri görmez, farketmez olur. Bir ara da vapurlar benim için geçiyor diyetutturmuþtum. Öyle bir salýnýyorlar ki nazlý nazlý, hele geceleri, ýþýklarý öylebir vuruyor ki denize, allý yeþilli. Ýnandýrmýþtým kendimi benim için
geçtiklerine. Hem, kime ne zararý var ki böyle düþünmenin.

Þehri tanýdýkça, kaybolmadan biryerlere ulaþmaya alýþtýkça, Karþýyaka sýnýrlarýndan öteye geçmeye baþladým. Kah Vapura kah otobüse atlayýp, Alsancak
senin Konak benim geziyorum. Yeni yeni yerler keþfetmenin heyecanýyla dolaþýyorum sokaklarý, caddeleri. Galiba ben bu þehire aþýk oldum. Hani, insan birine aþýk olur da herþeyini ögrenmek ister ya. Hani aþk, insana tuhaf bir cesaret verir ya. Iþte benimki de aynen öyle.

Ýlk, Otobüsle Karþýyaka’dan Alsancak’a geçerken gördüm PÝYALE Fabrikasýný ve ‘’Aaaa!! Benim makarnam da Ýzmirliymiþ’’ dedim. Þaka deðil, PÝYALE benim makarnam. Senelerdir, Piyale yerim ben. Makarnaya düþkünlüðümü bilmeyen yok. Nedeni de; Makarna beni mutlu ediyor ve Makarna benim için AÞK’la ilintili bir yiyecek

Sevgilinden mi ayrýldýn? Bunalýma, depresyona girmeye hiç gerek yok. Al bir paket Piyale Mantý. Bir baþ soðaný ince ince kýy. Ýçine kýymayý kat, tuz,
karabiber bir de yumurtayý kýrýp yoður. Sonra otur bir masanýn baþýna, herbir salyangoza etleri týkýþtýrýrken söylen, baðýr çaðýr aðla, kýz... Son mantýyý dolduruken burnunu çeke çeke "Zaten bana layýk deðildi" deyip, kendini teselli edersin. Kýzgýnlýðýný, öfkeni týktýðýn mantýlarý, atarsýn kaynar suya... Bir güzel haþladýktan sonra üzerine bolca sarýmsaklý yoðurt, biraz tereyað, salça gezdirirsin. Ne aþk acýsý kalýr, ne ihanet sýzýsý. Aðzýnda nefis bir tatla yeniden yaþamaya baþlarsýn.

Yeni bir sevgili mi buldun? Al bir paket PÝYALE Spagetti. Ýnce uzun çubuklarsuyun içinde kaynarken, þaraplarý koy kadehlere. Biraz sarýmsak, biraz salça,
bol kekikli bir sos hazýrlayýp, üzerine döktüðün makarnalarý, tüte tüte dumaný getir sofraya .. Aldýðý koku, karþýndakinin kanýný kaynatacak, aþkýný
fokurdatacak emin ol.
Bu arada bir öneri yapmadan geçemeyeceðim. Bu durumda asla iki tabak koyma sofraya. Ortadan yemeyi öner. Bakarsýn 101 Dalmaçyalý filmindeki gibi,
spagettinin bir ucundan sen baþlarsýn, bir ucunda o. Hüüüp diye birbirinizi içinize çekersiniz, makarnayla birlikte...

Makarna aþkýn yiyeceði diye boþuna söylemedim ben. Çocukluðumdan beri tanýrým Piyaleyi. Aklýmda kalan baþka bir þey daha var. Dalgalý saçlý, gözleri
mutlulukla hafif kýsýlmýþ, dudaklarý aralanmýþ, þuh bir kadýn ve altýnda, "ÝKÝ SEVGÝLÝ" yazan çok eski bir Piyale reklam afiþi..

PÝYALE Fabrikasý'nýn Ýzmir’li olduðunu farkettiðimden beri... Þeytan; "Mutlaka arþivlerinde vardýr. Git çal kapýlarýný, iste o eski reklam afiþini " diye beni dürtüp duruyordu.

Dedim ya. Huyum deðiþti benim Ýzmir’de. Utanmam, çekinmem kalmadý ve geçen hafta gittim fabrikanýn kapýsýna.

Danýþmada derdimi anlatýnca, beni Ýdare Ýþleri Müdürü Halit Ihlamur’a götürdüler. 22 yýldýr PÝYALE'de çalýþýrmýþ Halit Bey. Hava kuvvetlerinden emekli Pilot Yarbay. Nazik, zarif, centilmen bir Ýstanbul beyefendisi.. ‘"O afiþi Pazarlama Departmanýnda gördüm. Resimdeki kadýn biraz sizi andýrýyor. Afiþe ondan mý bu kadar isteklisiniz" diyerek yanaklarýmý kýzarttý.

22 senenin anýlarýný yudumladým Halit beyden. Fabrikanýn kurucusu Hasan Tahsin Bey’i anlattý bana. Selanik göçmeni olan Hasan Tahsin PÝYALE, 15 yaþýnda un ticaretiyle iþe baþlamýþ. 1921 yýlýnda Ýtalya’da Pavan Makarna Fabrikasýný ziyaret edip, bu ürünü ülkesine getirmeye karar vermiþ. 1922 'de Türkiye’nin ilk
makarnasýný, el presleriyle üretmeye baþlamýþ. Ýlk baþta günlük kapasite 660 okka olarak geçmiþ kayýtlara. Kýsa bir süre sonra Ýtalya’dan getirilen ilk makarna kalýplarýyla, Alsancak’ta günlük kapasitesi 2000 okka olan yeni bir fabrika ve 5 ton kapasiteli yeni bir deðirmen yaptýrmýþ. Hasan Tahsin bey. Yýl 1930..

II. Dünya Savaþi sona erdikten sonra da degirmen ve fabrika kurma koþulu ile alýnan Sanayii ve Kalkinma Bankasi kredisiyle, 1954'te 49 bin metrekarelik alan
üzerine Izmir Bayraklý'da kurulmuþ Fabrika. Halit bey, bu zeki müteþebbis için "Birlikte çalýþmak kýsmet oldu. Kendisi harika bir insandý" dedi.

Anýlarda dolaþmak güzeldi ama aklýmýn afiþte olduðunu bildiðinden Halit bey beni, genç, güzel ve yetenekli Pazarlama Müdür yardýmcýsý Sibel Yýldýrým Ersin’in odasýna gönderdi.

Odaya girer girmez, çenesini hafifçe yukarý kaldýrmýþ, dalgalý saçlý, aralýk Dudaklý, hoþ kadýn afiþinin, duvarda asýlý olduðunu gördüm. Aradýðýmý bulmanýn
heyecanýyla kalbim çarptý.

Sibel Haným Mülkiye mezunu, 21. yüzyýl Türkiye’sine ve Piyale Fabrikasý'na yakýþýr bir pazarlamacý. Modern, iþine aþýk, konusuna hakim bir genç haným.
Piyale'nin Türkiye’de ilkleri gerçekleþtirdiðini anlatýrken, hizmet verdiði müesseseden duyduðu gururu hissediyorsunuz.

PÝYALE;
- Türkiyenin ilk Makarna Fabrikasý (Cumhuriyetten bile eski)
- Ýlk altýn madalyalý makarna ünvanýný 1923'te almýþ
- Ýlk Makarna Ýhracatýný gerçekleþtirmiþ
- 1950 li yýllarda, Türkiye’nin ilk grafikerlerinden ÝHAP HULUSÝ ile reklam çalýþmalarýna baþlamýþ. Reklam sektöründe Logo ve amblemin birarada kullanýlmasý
konusunda da ilk olmuþ. (Beni buraya çeken kadýn afiþi de, onun bir çalýþmasý)
- Radyo reklamlarýnda da ilk firma Piyale. ‘’PÝYALE ADI AÐIZ TADI’’ sloganý hala akýllarda.
- 1980 yýlarýnda ilk olarak vitaminli, sütlü, domatesli kepekli makarna üretmiþ.
- 1994 yýlýnda, Gýda sektöründe Ýlk ISO 9001 belgeli makarna olmuþ.
- 1997 yýlýnda ilk internet sitesine sahip olan firmalardan biri.
- 2001’ de Warner Bross ile yapýlan anlaþma sonucu, Türkiye de ilk defa makarna, lisanslý olarak üretilmiþ ve PÝYALE PÝYOTTO ile çocuk markasý yaratýlmýþ.

Kaliteli, saðlýklý ve besin deðeri yüksek ürünler üreterek insan saðlýðýna ve damak zevkine katkýda bulunan PÝYALE, üreten, istihdam saðlayan, ülke
ekonomisine katkýda bulunan bir kurum. 80 yýldýr, sosyal yardým kuruluþlarýna,eðitime, saðlýða, sanata, vakýflara ve gençlere yönelik spor kulüplerine yardým
ederek sosyal yükümlülüklerinin de bilincinde olduðunu ispat etmiþ ciddi bir kurum. Kurumun þu anki yönetim kurulu baþkaný, Hasan Tahsin Bey’in oðlu OktayPiyale. Babasýndan aldýðý bayraðý, ayný kaliteyi koruyarak, kendinden sonraki nesillere aktarmak ve PÝYALE’yi daha iyiye ulaþtýrmak için çalýþýyor.

Piyale’de çok eski bir dostumu ziyarete gelmiþim gibi bir duyguya kapýldým. Orta þekerli kahvemi ikram eden hizmetli Ahmet Ateþ; kahve fincanýnýn tabaðýna, yeni koparýlmýþ bahar çiçekleri koymuþ. Halit bey beni, Piyale Makarna çeþitlerinden bir koli, hediye paketiyle uðurladý, Þoför Sezgin bey beni evime
kadar taþýdý.

Yüzümdeki gülümsemenin en büyük nedeni de þu an önümde duran, dalgalý saçlý güzel kadýnýn afiþi.

Akþam evde baðdaþ kurup oturacaðým ve çocukluðumdaki gibi yýldýz þehriyeleri suluboya ile rengarenk boyayarak kolyeler yapacaðým. Dilimde
eski bir reklam þarkýsý olacak. BÝZ PIYALECÝYÝZ, ONLAR PIYALECÝLER, SÝZ PÝYALECÝMÝSÝNÝZ.???… PIYALEEEE...