..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk > Serhat Kaya




1 Mart 2006
Son Mektup...  
Sadece içimde verdiðim savaþý dile dökemeyeceðimden tüm korkum…

Serhat Kaya


“bir yaným seviyorsan gitme tehdidin de, seviyorsan kal diyemiyor dilsiz yüreðim...”


:AGIA:
Þuanda bu satýrlarý neden yazýyorum bilmiyorum…

Ama artýk yazmam gerekiyor yoksa gerçekten delirdiðimi düþünmeye baþlayacaðým.

Kafayý yemekten korktuðumdan deðil sakýn yanlýþ anlama..

Sadece içimde verdiðim savaþý dile dökemeyeceðimden tüm korkum…

“bir yaným seviyorsan gitme tehdidin de,

seviyorsan kal diyemiyor dilsiz yüreðim...”

Diyemiyorum iþte, ne yapayým. Bunu demeyi çok isterdim. Yani seviyorsan kal diyebilmeyi. Bu ne kadar doðru olurdu. Böyle bir þey söylemeye cesaretim olur muydu?

Gençlik denen yaz yaðmurunun saðanaðýna keþke hiç yakalanmasaydýk ...

Çünkü çoðunlukla mutsuz oluyoruz.

Bazen keþke camdan seyretmekle yetinseydik dedirtiyor insana... Camdan seyretseydim de bu kadar acý çekmeseydim. Bir sürü þey var iþte.

Yaþam o kadar garip ki...

Çeliþkiler ve mutluluklar yumaðý. Senin mutluluðun benim acý çekmem ya da tersi... Ama ayný anda ikimiz de mutlu olamýyoruz iþte. O zaman bir baþkasý mutsuz oluyor.



Neden ama, neden böyle?

Bir gece yataða girdiðinde, bir daha hiç kalkamayacaðýný düþündün mü?

Yaþam bu kadar kýsa iþte.

Ne yapmalý o zaman. Neyi yapmak istiyorsan onu...

Geceler...

Yine karanlýk, ýslak ve neon ýþýklarýyla keskin gölgelerle parçalanmýþ...

Arka sokaklar yaþamýn yoksullaþan yüzü, kahramanlar, sýradýþýlar, sýradan insanlar... Ve bu arka sokaklarda, dýþardan bakýldýðýnda cazibeli, içeri girmek için can atýlan mekanlar. Bu mekanlardan herhangi birinde her akþam ayný tanýdýk yüzler, hiç deðiþmeden anlatýlan bildik hikayeler...



Þehir ve gece...

Kornalar, egzost, asfalta yapýþmýþ kedi ölüsü, çöp kamyonu, çýldýrtýcý ambülans sireni, arka sokaklarda patlamýþ kanalizasyondan akan pis sular, birbirini tanýmayan insanlarýn doldurduðu caddeler...

Çiftlikte caddesindeki dondurmacýnýn önünde çalan “Yalnýzlýk Kemaný”...

Ve.. Sanal aþklarýmýz...

Bir rüyadaydým dün gece

Umudumun iplerini ben mi koparmýþým

Benim mi bu okunaksýz yazýlar

Senin mi?

Balýklama daldýðým yaz yaðmuru

Bir yaným eski bir haziran baþý

Bir yaným kurumaya yüz tutmuþ papatya

Kaç,

Kaç git uzaklara...



Yaþam bir rüya mý, ya da rüyalarýmýz mý gerçek olan...

Yaz yavaþ yavaþ bitiyor.

Bugün Samsun rüzgarlý ve serindi...

Orasý hala sýcak mý?

Televizyonda hava durumu sunucusu Pazartesi’nden itibaren serin ve yaðýþlý bir havanýn etkili olacaðýný söylüyor. Baþýmý çevirip gökyüzüne bakýyorum. Bir tek bulut bile yok... Keþke her þey gökyüzüne bakar gibi kolay olsaydý. Keþke yaþamýmýzdaki her þey az bulutlu ve güneþli olsaydý... Ne yazýk ki deðil iþte... Yaz, güze dönüyor...

Ama bu neyi deðiþtirir ki...Yalnýzca kendimi biraz daha yaþlanmýþ hissediyorum. Bir kez daha gelecek mi aþk bana, gelmeyecek mi? Nasýl bir aþk, büyük mü, ufacýk mý? Gerçek mi, yalancý mý? Sorularýna cevap arayarak koca bir mevsimi, uzun, upuzun bir yaþamý geçirebilir miyiz?

Belki böylesi daha iyiydi...

Yaþamý anlamsýzlaþtýrmak ya da kendimizi inandýrmak.

Böylece ha gri–siyah gökyüzüne bakmýþýz doya doya ha sevgilinin gözlerine, ne farkeder...

Deðil mi sevgili “ARKADAÞIM”..

Yanýlmak her þeyi yeni baþtan görmek demek mi?

En son ne zaman yanýlmýþým?

Ya sen, sen ne zaman yanýldýn en son...

Çok olmadý sanýrým. Bu kadar çok yanýlýyorsam kusuru kendimde mi aramalýyým? Eðer bu yanýlgýlarý kusur olarak kabul edersem dönüp kendime mi bakmalýyým?



Güven, önyargý ve yanýlgý...

Sonra her þey silbaþtan. Yeniden baþladýðým noktadayým. Yirmi yaþýný aþmýþ bir adamýn hayatýný oluþturan insanlarý, anýlarý, benliði oluþturan ayrýntýlarý... Bir noktadan sonra bütün bunlar o adamýn hikayesi olmaktan çýkar. Hepimizin yaþam deneyimleriyle benzerlik taþýyan, hayatýn anlamý üzerine düþünen þiirsel bir film haline gelir...



Artýk bu filmde kiþisel olmayan anýlar, belgeler, görüntüler vardýr. Sonra sende yanýldýðýný, ve her þeyi silbaþtan görür gibi olduðunu hissedersin.



Ah be sevgili!

Elimizden neyi aldýlar da biz kendimizi yeni ve canlý tutmaktan vazgeçtik.

Yaþamýn normal , güzel ya da hayal edilebilir olduðunu bildiðimiz halde neden kendimize hüzün kentleri imal ettik...

Bizi ne kurtaracak?

Günlük yaþamýn günlere ve saatlere bölünüþü,

Çalýþma ve kendi baþýna býrakýlýþýmýz, özel ve ayrýlmýþ zamanlarýmýzýn olmasý veya olmamasý mý?

Ýnsana ait var olma üslubunun ve kendini yeniden üretebilmenin, bu bölünmüþlüðün içinde mutlak bir yabancýlaþmaya ve ortak deneyime dönüþmesidir bu az önce sözünü ettiðimiz film...

Hafta ortasýnda çalýþýp, hafta sonlarýnda dinlenir ve hala yeteneðimiz kaldýysa fantezi kurabilir, öyküler yaratabiliriz... Yaþamý, kendini ve toplumu yeniden üretmek birbirinden ayrý düzenlenmiþ, uzmanlýk isteyen eylemlere dönüþmüþtür çünkü...



Ah Pazar günleri...
Bir hiç olmanýn ve bunu hatýrlamanýn günleri...

Bir Pazar kalkar, bir hiç olduðumuzu hatýrlayarak kendimize gelir ve yeniden yaþamý, kendini, toplumu üretebilecek bir varlýk olarak yeniden bulabilmek için arta kalan zamaný kullanabiliriz.

Ýnsanlarýn kendi dünyalarýný yeniden kurma ve üretebilme ihtiyacýyla herkesin kendi öyküsünü yaratabileceði, herkesin bir senaryosunun ve yönetecek bir filminin olabileceði bir gerçek... Bu gerçek bizi filmin tam da ortasýna çeker. Sadece onu hissetmek yeter. Yirmisini aþmýþ bir adam düþlerinden yararlanarak bir film çekmek istiyorsa ve senin de o film içinde olmaný istiyorsa hiç düþünme...

Ýçindeki yaratýcý insaný yok etmek isteyenlere acý bir manifestodur bu film...

Zaman zaman yanýldýðýmýzý düþünsek de iþte bu yanýlgýlardýr bizi her zaman en baþa götüren. Baþlangýç noktasýna her döndüðümüzde daha duyarlý, daha üretken olduðunu unutma ...



Geçen sürede ne çok yanýldýðýmý gördüm yeniden.

Baþlangýç noktasýna her dönüþümde daha üretken, daha duyarlý olduðumu anlýyorum. Gerçekten...

Þimdi sen,

Deðer verdiðim ne varsa en baþýnda geliyorsun. Yanýlýyor muyum?

Hayýr...

Aynaya baktýðýmda yorgun, asýk, sakallý yüzümü gördüðümde soruyorum kendime.

“Bir kez daha yanýlmaya hazýr mýsýn” diye...

Ben kimim, ne yapýyorum.

Bugün neler konuþtum, neler düþündüm...

Uyuyup uyandýðýmda neler hatýrlayacaðým dünden.

Yaptýklarýmla konuþtuklarým örtüþüyor mu ...

Yanýlmak her seferinde en baþa dönmek miydi sahiden?

Bu kez yanýlmak istemiyorum. Yeniden baþa dönmek istemiyorum.

Sonunda yine bir baþýma kalacaðýmý biliyorum. Ama en azýndan yanýldýðýmý hemen görmek istemiyorum.



Sensizlik ne kadar zor. Bunu sen bilemezsin.

Acý çekiyorum evet. Hele þimdi, bu maili yazarken.

Sen burada olmazsan acý çekmeyeceðimi mi sanýyorsun.

Her an yanýnda olma isteði olacak. Geldiðimde seni ne kadar görebileceðim, ya da görebilecek miyim?

Gelmeyiþin ikimiz için de yenilgi. Bunu kabul et. Ve ben yenilgiyi sindiremiyorum artýk.

Biliyor musun?

Her yakýnlýða aþk dediklerinde boynu bükülmüþtü aþkýn...

Benimki yalnýzca yakýnlýk mýydý sence?

Çok sevdim iþte seni. Ne var?!

Her öpüþe, her sarýlýþa, aþk dediklerinde ölmüþtü aþk...

Ben seni hiç öpemedim, sarýlamadým ki...

Uykuydu zaman.

Dokunamamanýn cehennemi.

Bir þey daha;

Uykusuzluk özlemi

Seviþirken ve bir çocuða kýzarken ve kucaklarken bir çocuðu farklýydý onlar.

Ne oldu, deðiþen ne?

Uykularýný bölecek bir patlama gerekli

Hemen þimdi... Acele...



Papatyanýn hangi yapraðýnda geldin

Yaseminin hangi yapraðýnda gittin hatýrlamýyorum bile.

Uykuda düþ

Uykusuzlukta þiir olmayanlar aþk olamazlar ki... Þimdi nasýlda yalnýzým.

Saat gece yarýsýný geçeli çook oldu.

Radyoysa hala açýk

Ama ne çalýyor duymuyorum hiç. Kulaðým ve gözüm sadece telefonda. Hani olur ya… Belki ararsýn diye…

Aradým seni ama telefonuna ulaþýlamýyordu.



“Günler gitgide kýsalýyor. Yaðmurlar baþlamak üzre. Kapým ardýna kadar açýk bekledi seni. Niye böyle geç kaldýn ?”

Bu dize Nazým Hikmet’e ait.

Ve devam ediyor Nazým Hikmet.

“....Ben galiba þahsi hayatýmda, anlýyor musun, sýrf þahsýma ait ve hiç kimseyi ilgilendirmemesi gereken hayatýmda bir dönüm noktasýndayým”

Hepimizin yaþamýnda dönüm noktalarý olmuþtur.

Ve yaþamýmýzýn bu dönüm noktalarýný týpký Nazým gibi, yalnýzca sevdiklerimizle ve yanýmýzda hissettiklerimizle paylaþýrýz.

Bazen de kimseyle paylaþmak istemeyiz. Ýþte o zaman belki de en üretken günlerimizin baþýndayýzdýr.

Sonbahar gibi...



Ve þimdi mevsim sonbahar. Ama ben hiç de üretken deðilim. Elim kolum baðlandý sanki. Hiçbir þey yapmak istemiyorum. Belgesel de çekmek istemiyorum.

Ama bu geçici bir durum diyeceksin. Belki öyledir.

Senden beni sevmeni isteyemem.

(Bu dünyanýn sonu gibi bir þey olurdu herhalde. Ama burada olmaný isteyebilirim.)


Aþk nedir, bilmiyorum deðil... Onu nasýl tanýmlayacaðýmý bilmiyorum...

Ama artýk tanýmlayabilirim.



Bu kadar zamandan sonra... Gülme ama. Biliyorum gülüyorsun þimdi.

Aþk; bir türlü fotoðraflayamadýðým senin gülüþün iþte.

Evet aþk budur.

Belki sence aþk’da o çok sevdiðin adamýn gülüþüdür.



Daha çok yazmak istiyorum. Ama vakit geç oldu.

Yarýn bir dolu iþim var. Daha valizimi bile hazýrlamadým mesela… Geldiðim günki býraktýðým yerde býraktýðým þekilde öylece duruyor…



Bana acý çektirmek istemediðini söylemiþtin.

Artýk nerede olursan ol ben acý çekeceðim. Ve biliyorum ki sen de çekeceksin.

Yüreðim kanýyor, ciðerim yanýyor

olmasaydý sonumuz böyle..

O zaman neden ayrý kentlerde acý çekelim ki

Ve neden be kent Eskiþehir olmasýn ki...

Eðer acý çekmek özgürlükse

Ýþte ikimizde özgürüz

Acý çekmek aþk demekse ikimizde aþýk’ýz

Farklý insanlarla olsak da... Ne çýkar bundan.

Senin burada olman gerekiyor.

Yanýmda olman gerekiyor.

Ben senin yanýnda olamasam da...

Senin için her þeyi yapacaðýmý biliyorsun.

Beni senden mahrum etme n’olur

Neden seni bu kadar çok seviyorum ki...

Bunu hiç düþündün mü ?

Ne var sende?

Yalnýzca fotoðraflayamadýðým gülüþün mü? Ya da koklayamadýðým tenin, dokunamadýðým saçýn, tutamadýðým elin, öpemediðim dudaðýn mý?

Eðer sen olmayacaksan ben neden olayým ki ?

Neden ama neden söyler misin bana,

Seni her þeyden ve herkesten çok seviyorken birbirimize acý çektiriyoruz.

Neden benin acýlarýmý sen, seninkileri de ben dindiremiyoruz.

Buna ne engel ki... Bunu neden anlamýyorum.

Ama galiba böyle olmasý gerekiyor… Galiba kavuþamamamýz gerekiyor…

Galiba seninde dediðin gibi daha fazla acý çekmemek için uzak durmamýz gerekiyor birbirimizden…

Ama gerçekten bu bir þeyleri deðiþtirecek mi emin olamýyorum hiç… Zaten kafam bi dünya oldu… Hiç biþi düþünmek istemiyorum artýk… her þeyi olduðu gibi yaþamak istiyorum… hiçbir þeye dokunmadan…

Kimbilir belki de böyle yapmamýz gerekiyordur… Hayata anlam katmadan odun gibi yaþamamýz gerekiyordur… Oynanan oyunu kuralýna göre oynamamýz gerekiyordur… Biz galiba bu kurallarýn dýþýna çýktýk zamanýndaki hiçbir þey yolunda gitmedi… Bakalým þimdi nasýl olacak… Sen de ben de göreceðiz…

Her þey çok geç olduktan sonra… Dönüþü olmamaksýzýn…


Bana çok kýzýyorsun biliyorum. Bu mektuptan sonra benimle bir daha konuþmak bile istemeyeceksin belki. Baðýþla n’olur.

Þunu sende çok iyi biliyorsun ki seni çok ama çok sevdim ve seviyorum… ama artýk gerçekten bir þeylerin deðiþmesi gerekiyor galiba…

Nereye kadar çekeceðiz bu acýyý?! Doymadýk mý acýya???

Eðer gücüm olsaydý inan yine savaþýrdým… Benim inan hiç gücüm kalmadý bir þeyleri deðiþtirebilmek için…

Ýçim acýyor... Bunu ne tarif edebiliyorum nede dýþa yansýtabiliyorum…

Keþke okey’e hiç gelmeseydim demeyeceðim hiçbir zaman. Bunu benden bekleme. Ýyi ki geldim ve iyi ki seni tanýdým. Bunun için kendimi mutlu sayýyorum…

Hayallerimizi gerçekleþtiremedik belki ama o hayaller seninle birlikte kaybolacak bundan emin olabilirsin… Senden baþka kimseyle kurmadýðým o küçük beyaz köpek’i, kýr düðününü… Tekneyle dayýnýn teknesine yaklaþýp güller savururkenki aþk ilanýmý… evlenme teklifini.. hepsini sadece senle yaþayacaktým…

Senden sonra kimseyle de bu hayalleri kurmayacaðým… kuramam… bu önce sana sonra bana çok büyük haksýzlýk olur… yediremem kendime…

Gönlün ferah olsun…


Seni üzmek için yazmadým tüm bunlarý lütfen aðlama olur mu? :’(

Seni etkilemek için de deðildi bilesin…

Yalnýzca…

Yazmam gerekiyordu iþte..



Uyumak istemiyorum.

Baþýmý yastýða koyduðumda aklýma hep sen geliyorsun…

Sen þuan ne yapýyorsun bilmiyorum.

Eskiden olsa sabah olmasýný isterdim bir an önce… Sesini yeniden duyabilmek için…

Offf… Of…

Dayanmalýyým... direnmeliyim...



Ben burada acýdan geberirken sana mutluluk dilemek erdem midir yoksa baþka bir þey midir bilemem.

En iyisi bir süre bu þehirden, bu ülkeden gitmek olacak.

Gerçi zaten Kýbrýs’tayým biliyorsun… Oradan bir müddet çýkmamam lazým… Kafamý daðýtmam lazým… Derslerle ilgilenmem lazým… Evet kafayý yiyeceðim belki… Ama inan dersler yüzünden olmayacak bu… Sadece seni aklýmdan çýkaramadýðýmdan…

Seni unutmak mümkün deðil ama ne kadar uzak olursam o kadar iyi.

Ama þunu unutma. Bir gün ikimizin bu kýsa öyküsü bir film olarak karþýna çýkarsa þaþýrma.

Yalnýzca;

Dur,

Düþün,

Ve aðla...

Ve beni hatýrla olmaz mý ?

De ki; “bu adam beni gerçekten de çok sevmiþti”

Onu anlamýþtým, bende çok sevmiþtim… ama yapacak bir þeyimiz de yoktu de...

Mutlu olmak varken bu dünyada,

Kendimize hüzün kentleri imal ettik ya ona yanarým.

Eðer her þeye raðmen bir daha görüþemeyeceksek, ve sesini duyamayacaksam eðer, gözlerindeki ýþýltý hiç sönmesin. Ve o gülüþünün fotoðrafýný kimse çekmesin.

Çünkü o bana ait.

Onu bari bana sakla olmaz mý?

Kendine iyi davran.

Ve Sevgiyle kal her zaman...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Serhat Kaya kimdir?

Duygusal. . Biraz gerçekçi. . Biraz Hayalci. . Ama istediði þeyi elde etmek için soluksuzda kalsa peþinden koþmaya gözü kapalý gidecek birisi. . yani ben. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Serhat Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.