Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
60 yaþlarýnda; beyaz tenli, mavi gözlü, göçmen iþi oyalý yemenisi, açýk yakalý bluzu ve üstünden hiç çýkartmadýðý yeleði ile birbirinden farklý, çiçek desenli basmadan dikilmiþ etekliklerinden birini giyinmiþ halde; aniden, güneþin þýmarýk çocuk arsýzlýðýyla jaluzilerin arasýndan sýzdýðý bir perçem huzmeyle beliriverdi iþte... týpký eski günlerde olduðu gibi. Onun bahçesinden içeri girdiðimde, içimde binlerce yeni çiçek birden açardý. Ortancalar, sardunyalar, güller, aslanaðýzlarý ve zambaklarýn dikili olduðu, irili ufaklý bir sürü saksý çiçeðine eklenirdi içimde açan çiçekler. Ýlkbahar boyunca üzerlerine týrmanmaktan bedenimde türlü çiziklere, kesiklere yol açan dikenli ve güzel kokulu akasya aðaçlarý, mis kokulu leylaklar, hanýmelleri ile karným aðrýyacak kadar çok üzümünü yediðim, þýrasýný içtiðim, aðlatmak için dallarýna türlü þeylerle vurduðum asma onun bahçesindeydi. Tadýný bugün baþka hiçbir hazýr, memba suyunda bulamadýðým, içinden þehir þebeke suyu akan aðzýmý dayayarak kana kana içtiðim, eski püskü çeþme ve küçük tuvaletli bu ön bahçe; bana göre dünyanýn türlü zenginliklerini kalbime yerleþtiren anneannemin komuta merkezi gibiydi. Musluðun bulunduðu, evin duvarýnýn köþesinden dönünce, alt komþunun bahçesiyle bizim arka bahçemizi ayýran dikenli çitin bitiminde, o zamanki yaþýma göre bana uzun gelen bir patika vardý. Dar patikayla birlikte uzayýp giden bal arýlarýnýn polen topladýðý dikenli çit ile birlikte arka bahçeye ulaþýrdým. Dikenli çit, bahçenin sonuna kadar devam ederdi. Çitin dibine baharda budanan aðaçlarýn dallarý kurumak üzere býrakýlýrdý. Bu evde en sevdiðim þeylerden biri asla susuz kalmamamdý. Bahçenin iki tarafýnda da doyulmaz tattaki soðuk þehir þebeke suyu akan çeþmeler; "anneee su veeer!" gibi anlamsýz bir muhtaçlýk duygusunu hiç yaþatmadý bana. Arka bahçedeki otlar bakýmsýzlýktan aþýrý derecede uzundu her zaman. Korktuðum zamanlarda içine yatýp kaybolurdum. Mesela mahalledeki çocuklardan birini dövdüðümde, dayak yiyen çocuk, kardeþleriyle birlikte beni yakalamak için bahçeye daldýklarýnda otlarýn içine yatarak saklanýrdým. O zamanlar bir çocuk efsanesi geliþtirmiþtim. On metrelik kalýn siyah bir hortumu baþ kahraman yapmýþtým. Arka komþumuzun bahçesini ayýran taþtan çitin dibine býrakýlmýþ bu hortumu, mahalledeki çocuklara yýlan diye yutturmuþtum. O yüzden çocuklardan hiçbiri bizim bahçenin en ucundaki yere gelmeye cesaret edemezdi. Bende ne zaman yaramazlýk yapsam kaçýp oraya saklanýrdým. Gerçi bu masalýn büyüklerde bir iþe yaramadýðýný anladýðýmda caným epey yanmýþtý. Ýlkokul birinci sýnýftan arkadaþým Suat anneannemin evine çok yakýn oturuyordu. Evinin yokuþ aþaðý yolun sonunda, anneannemin evinin daha aþaðýsýnda kalmasý ve benden güçsüz olmasý onun için talihsizlikti. Ben onun kepçe kulaklarýyla dalga geçerdim. Hoþ, o yaþtaki tüm erkek çocuklar biraz kepçe olmaz mý? Suat, bana kýzýp hýncýný çýkartmak için saldýrdýðýnda, deðiþik þekillerde kendisini döverdim. Ama en son dalga geçip dövmeye kalktýðýmda, planlý bir tuzaðýn içinde olduðumu anlayamamýþtým. Meðer benim sürekli dalga geçtiðim Suat, annesiyle iþbirliði yapýp bana pusu kurmuþlar. Annesi yukarýdan Suat'ý izlemiþ ve ben Suat'a dalaþýnca, kadýncaðýz da oðlunu düþtüðü bu durumdan kurtarmak için saldýrýya geçmiþti. Ben önce karþý komþunun bahçesine kaçýp, bahçenin etrafýnda bir tur atmýþ; kadýndan kurtulamayýnca kendi bahçemize yönelip her zamanki yýlanlý duvarýn dibine yatmýþtým. Fakat kadýncaðýz küçüklerin inandýðý hikayeyi bilmediði için ve uzun boylu olmasý sebebiyle beni arka bahçede otlarýn içinde eliyle koymuþ gibi bulmuþtu. Ve kulaðýma hatýrý sayýlýr bir þekilde týrnaklarýný geçirip, canýmý fena halde acýtmýþtý. O olaydan sonra ben Suat karþýsýnda, annesinin ona saðladýðý avantaj nedeniyle hep biraz mazlum durmuþtum. Suat da sanki tek baþýna zafer kazanmýþ gibi bir edayla kapýmýzýn önünden rahatça geçmeye baþlamýþtý. Aslýnda bu nevi hatýrý sayýlýr yaramazlýklarýmýn anneannemin de sabrýný taþýrdýðý dönemler olmuyor deðildi. Asmanýn gölgesinde sallayýp uyutmalarýnýn dýþýnda bana çok sefer tahammül edemediðini hatýrlarým. Fakat bir tanesini hiç unutamam. Bir keresinde, iþe giden annemin arkasýndan her küçük çocuk gibi aðlamayý fazla abartmýþ, anneannemin elinden kurtulup annemin peþinden bayýr yukarý doðru koþmaya baþlamýþtým. Annem yolun yarýsýnda durup beni eve geri getirmiþ ve iþine doðru tekrar yola çýkmýþtý. Bu durumda ananem benimle baþa çýkamayacaðýný anlayýnca, köpeðimizin baðlý olduðu zinciri köpekten çýkartýp beni týpký kýzýlderililerin yaptýðý gibi briketten sütuna zincirle baðlamýþtý. Ona o gün bile kýzamamýþtým. Çünkü annem yeterince uzaklaþýp ben onu yakalama umudumu yitirince hemen gelip zinciri çözmüþtü. Ve benim kokusuna bugün bile dayanamadýðým tuhaf otlardan meydana gelen, bol sana yaðlý ve poylu belediye ekmeðini elime tutuþturmuþtu. Tabii bu dayanýlmaz yiyecek karþýsýnda ben aðlamayý kesip günlük olaðan azgýnlýklarýmý yapmak üzere arka bahçeye doðru yola çýkmýþtým. Kendime yuva yaptýðým ayva aðaçlarýndan birine týrmanýp afiyetle yemiþtim elimdeki poylu ekmeði. Poy... nasýl bir tattýr öyle. O güzel koku; farklý otlar ve tuzdan yapýlýr. Ekmek üstü poyu, hep tamamen fakirlik icadý olan tuhaf bir katýk olarak düþünmüþümdür! Katýk; anneannemin en çok kullandýðý laflardan biridir. - "Ha kýzaným domatisi (domates) katýk et." derdi. Anneannemin yemek listesinden bugün bile unutamadýðým ve çocuðum olduðunda da sýklýkla yedirmeyi düþündüðüm mönü þöyledir; * Sana yað sürülmüþ ekmeðin üstüne toz þeker (bu birinci sýradadýr, yeri asla deðiþemez). * Sana yaðlý poylu ekmek. * Bir dilim ekmek, yarým domatis. * Sonralarý adýnýn 'krep' olduðunu öðrendiðim ama anneanneme göre: toz þekerli akýtma. * Ekmek-tuz-biber. * Bazlama. * Hamur kýzartma ve beyaz peynir. Bu yiyeceklerdeki tatlarý; çok sonralarý gitmeye baþladýðým pahalý ve þýk lokantalarda yediðim yemeklerle karþýlaþtýrdýðýmda o zaman yediðim ve aldýðým lezzeti, þimdi bile alamadýðýmý söylemeliyim. Üzerine kolaylýkla silinebilsin diye muþamba serilmiþ tahta masanýn bulunduðu mutfaða her sabah erkenden girer, bana hazýrladýðý kýkýyý (yumurta) güzelce soyardý. Þimdilerde çok moda olan kýrmýzý-beyaz parçalý porselen çay tabaklarýndan birine kýþtan yaptýðý ayva marmelatýný, diðerine de bir parça beyaz peynir koyardý. Rengi yeþile kaçan küçük bir çay bardaðýnda þekerini içine atýp hiçbir zaman kimsenin karýþtýramayacaðý bir hýzda karýþtýrýrdý paþa çayýmý. Çay her zaman ayný soðuklukta olur, ben ayný sýrayla yiyecekleri tumbaama (mideme) indirirdim. Çocukluktan kalma alýþkanlýklarým ergenlikte de olduðu gibi hala devam etmekte. Bazý tanýmadýðým ortamlarda yað sürülmüþ ekmeðe tuz serpip yememle birlikte çevremde bakýþlardan oluþan bir hare oluþtuðunu fark ederim. Buna benzer yeme ve alýþýlmýþýn dýþýnda rahat davranýþlarým, benim þu an içinde bulunduðum çevreden farklý bir çocukluk yaþadýðýmý düþündürür zaman zaman. Anneannemin bana yaþattýðý onca güzellik ve kalbime doldurduðu sevgiyi maalesef ben ona karþý gösterecek zamaný bulamadým. Onun kendine has güzelliðine þefkatimi ve sevgimi ifade edemeden uçtu gitti. Beni sabah sabah þimdiki anýn boþluðundan alýp, o yýllarýn muhteþemliðine sürükleyen, karþýmdaki berjer koltukta hayalini unutan kadýným... Düþünüyorum da... benim þefkate deðil, þefkatimi gösterebileceðim bir anneanneye ihtiyacým var. Anneannemi geri istiyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |