..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dilerim, tüm yaþamýnýz boyunca yaþarsýnýz. -Swift
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Mehmet Sinan Gür




16 Mart 2002
Kabus  
Mehmet Sinan Gür
Bir kabus gördüm. Bazen böyle gerçekmiþ gibi rüyalar görürüm ve beni çok etkiler. Aslýnda onlar günlük yaþantýmdan çýkan sembollere dönüþmüþ þeylerdir.


:BGHF:
Neredeydim ben? Yabancý bir ülkedeydim; evet. Bulunduðum kentle asýl yaþadýðým kent arasýnda bir sýnýr vardý. Ayrý ülkelerdi fakat ikisi ayný kentti. Ýki ülkenin yapýlarý birbirine bitiþikti. Bir su kanalý hatýrlýyorum; içi pislik doluydu; kokuyordu. Ben kanala yakýn bir yerdeydim. Elimde çamurlu, yeþil bir elma vardý. Onu yolda gördüðüm, baþkasýna ait bir bahçe hortumuyla yýkadýysam da daha sonra avucumun içinin biraz çamurlu kaldýðýný fark ettim. Elmayý tam temizleyemedim, o yüzden de yiyemedim; kanala fýrlattým.

Kentin iki tarafýný birbirine baðlayan kestirme yollar, ara geçitler vardý. Ancak serbestçe geçilmesine izin verilmiyordu. Gizli, ara geçitleri kenti çok iyi tanýyanlar biliyor ve kullanýyordu. Ben de bazýlarýný araþtýrarak öðrenmiþtim. Onlar iki ayrý ülkeye ait olduklarý için ara geçitlerden geçiþler yasal deðildi. Kenti ortadan ikiye ayýran su kanalý ayný zamanda sýnýr görevi yapýyordu. Üzerindeki gizli köprüler, yeþillikler ve aðaçlarla görünmeyecek þekilde örtülmüþtü. Yasal yollarý kullanan birinin, arasýndan yalnýzca kanal geçen, birbirini gören iki yerin birinden diðerine gidebilmesi için çok uzak, dolambaçlý yerlerden geçmesi gerekiyordu. Bir sürü iþlem pasaport kontrolü, formalite vs, kimse uðraþmak istemiyordu.

Bir tekerlekli sandalye hatýrlýyorum. Ayaklarým saðlamdý, bir yerimde bir arýza yoktu ama nedense ben biniyordum ona. Düz yolda sürüyordum; evime, ayný zamanda ülkeme dönüyordum. Gizli yollardan birini kullanacaktým. Gide gele alýþmýþtým. Bana pek yasak bir þey yapýyormuþum gibi gelmiyordu. Ancak bu kez bir farklýlýk var gibiydi. Biraz kuþkuluydum. Baþlangýçta yol iyiydi. Rahat gidiyordum. Sonra kötüleþmeye baþladý ve bir zaman sonra çok kötü oldu. Aþýlmasý gereken bir yer vardý. Tekerlekler için hiç uygun deðildi. Sýnýrdan geçmek üzereydim. Geçeceðim yerde sessiz bir sokak, bahçe kapýsýna benzer bir kapý, dikenli teller, çalýlar, aðaçlar ve yayalar için bir köprü vardý. Beni huzursuz eden þey, oranýn yabancý bir yer olmasýydý Kötü yollarý, kapýlarý sandalye ile aþmak zor olacaktý. Onu elime aldým. Yürüdüm. Birden tekerlekli sandalyeyi taþýmanýn gereksiz olacaðýný düþündüm; aldýðým yere býrakmak üzere geri döndüm. Sandalyesiz gitmek daha akýllýca olacaktý.

Çevre aniden deðiþti. Yabancýlarýn kentinde, daha önce bulunduðum yer bir ofis yapýsý idi. Kendimi onun içinde buluverdim. Benim için güvensiz bir yer deðildi. Emniyetteydim. Belki de baþlangýçta öyle sanmýþtým. Yapýnýn çok karmaþýk bir tasarýmý vardý. Kendimi üst katta bir yerde hatýrlýyorum. Aþaðý kattan bir kýz arkadaþým seslendi; beni yanýna çaðýrdý. Yardýma gereksinmesi vardý. Onu galeri gibi bir yerden gördüm. Bana “Gel!”diye iþaret etti. Sonra ortadan kayboldu. Yardým etmeliydim. Aþaðýya inmek istedim. Bir yerden yatýk durumda kayarak indiðimi hatýrlýyorum fakat kaydýðým yer aþaðý inen merdivenin kendisi deðil, tavanýydý. Tek kol inen merdiven kapalý bir kutu gibiydi. Merdivenin içinde olsaydým ona ulaþacaktým. Bir kat aþaðý inmeme karþýn merdiven boþluðuna girememiþ, arkadaþýma da ulaþamamýþtým. Oradan iç taraflara, arkadaþýmýn bulunduðu yere giden bir yol bulmalýydým. Merdiven yanýndan geriye doðru yürüdüm. Biraz gidince saðda, kafa kurtaran yerde, merdivenin altýnda bir geçit buldum. Oradan geçtim. Tekrar saðda bir kapý bulmayý umuyordum fakat hiç kapý yoktu. Her yer duvardý. Herhalde biraz daha uzakta olmalýdýr diye düþündüm. Geçitten yürüyerek merdivenden uzaklaþmaya baþladým. Bir koridordan geçtim, koridor flüoresan lambalarýyla aydýnlanýyordu. Sonunda bir kapý buldum; kapýdan baþka bir yere girdim. Burasý çok geniþ, tavaný yüksek bir yerdi. Ýçerisi çok kalabalýktý. Her yer kýzlý erkekli genç insanlarla doluydu. Bir kafeye benziyordu. Arkadaþým buralarda olabilir miydi acaba? Birçok insan, küçük masalarýn önündeki küçük sandalyelere oturmuþ, konuþup çay ve sigara içiyordu. Salon duman altý olmuþtu. Gözlerim, genzim yandý. Herkese teker teker baktým. Onlar da konuþmalarýnýn arasýnda bana kuþkulu gözlerle baktýlar. Arkadaþým aralarýnda yoktu. Orada daha fazla duramadým. Baþka bir yol olmalýydý.

Girdiðim yerden yeniden koridora çýktým. Koridor ileride ikiye ayrýlýyordu. Kimsecikler yoktu. Ayrýlma noktasýna gelince sol tarafa saptým. Devamýnda birkaç basamakla çýkýlan bir yerde açýk bir kapý gördüm. Ýçeriden ýþýk ve ince bir müzik sesi geliyordu. Basamaklardan çýktým, odaya bakýndým ama kimseyi göremedim. Yanda karþýma baþka kapalý bir kapý çýktý. Bu üniversitede gördüðüm amfi kapýlarýndan biriydi. Duvarda amfi ile ilgili bir plaket asýlý idi. Amfiye bilmem kaç tarihinde ölmüþ bir kiþinin adý verilmiþti. Kapýyý açmak için uðraþtým, açamadým, kilitliydi. Kapýyý sarstým, zorladým, nafile; açýlmýyordu. Geri dönmek zorunda kaldým. Ortalýkta kimsenin olmayýþý rahatsýzlýk vericiydi. Koridorun diðer tarafýna gittim..Orada da ucunda kapý gibi bir açýklýk gördüm. Açýk duruyordu. Girdim, önüme gene duvar çýktý fakat yandan bir yol devam ediyordu. Oraya döndüm. Yol doðal kesme taþlarla döþenmiþti. Yürüdükçe, dönerek yükseliyordu; basamak yoktu; rampa olarak düþünülmüþtü. Bir ortaçað mahzeninin karanlýk koridorlarýna benziyordu. Temiz, rahat nefes alýnabilen, az rutubetli, spot ýþýklarla aydýnlatýlmýþ bir yerdi. Yol yukarýya, üst kata gidiyordu. Çaresiz ben de gittim. Yukarýda, yerlerde çýrpýnan çýplak insanlar gördüm. Ýrkildim. Birden kendimi onlarýn ortasýnda bulmuþtum. Baðýrýyorlar, ayaklarýma tutunup beni çekmeye çalýþýyorlardý. Az kalsýn düþüreceklerdi. Sýçrayarak geri çekildim, ayaklarýmý kurtardým.

Arkamdan bir rüzgar esti. Geriye döndüðüm zaman istemeden yapýnýn dýþýna çýkmýþ olduðumu anladým. Ýçinden çýktýðým yapýnýn önünden toprak bir yol geçiyordu. Her yer çamurluydu. Birkaç insan hala çamurun içinde çýrpýnýyordu. Yolun karþýsýnda set üstünde yeþil, yabani bitkiler vardý. Güneþ aydýnlatýyor ama ýsýtmýyordu. Düzgün bir yolu olmadýðýna göre, anlaþýlan yapý daha yeni yapýlmýþtý. Arkadaþýmý görmek istiyordum. Ona yardým etmeliydim. Yapý onu görmeme izin vermiyordu. Beni alýp dýþarý atmýþtý. Daha önce nasýl girdiðimi bilmiyordum. Yalnýzca kendimi yapýnýn içinde bulmuþtum. Yapýya girmek için baþka bir giriþ kapýsý aramaya koyuldum; fakat bulamadým. Bej renkli boya ile boyanmýþ yapý, dýþarýdan da içeriden olduðu gibi girintili çýkýntýlý idi; ancak görünürde herhangi bir penceresi ya da baþka bir kapýsý yoktu. Olan bitenden haberi yokmuþ gibi ses çýkarmadan duruyordu. Yan tarafýndaki merdivenlerden aþaðý indim. Yapýnýn bir dað yamacýna kurulduðunu anladým. Diðer tarafý bir vadiye, baþka bir tepeye, yemyeþil bir ormana bakýyordu. Gözün alabildiði her yer yeþillikti. Bunun diðer anlamý, çevrede baþka yapý olmamasýydý; kent dýþýnda bir yerdeydim. Yapýnýn normalde kapý pencere bulunmasý gereken yerleri hep güzel sýva yapýlmýþ, bej rengi boya ile boyanmýþ duvarla örülüydü. Yapý hiç açýk vermiyordu. Teras, seyirlik masalarýn olmasý gereken yerler boþtu. Bütün çevresini dolaþtým. Yeniden çýktýðým kapýnýn önüne geldim. Bir tane bile açýklýk bulamadým. Dönüp geldiðim yerde bir sürprizle karþýlaþtým. Çýktýðým kapý da yok olmuþtu!

Ýnsanlar hala çamurun içinde çýrpýnýyorlardý. Ne yapabilirim diye düþünürken çamura bulanmýþ, kararmýþ çýplak insanlar çýrpýnmayý býrakýp ayaða kalktýlar. Bana doðru gelmeye baþladýlar. Yalnýzca kuþku ve nefretle bakan gözleri çamurlu deðildi. Tavýrlarýnýn pek dostça olduðu söylenemezdi. Heyecanlandýðýmý belli etmemeliyim, sakin davranmalýyým, onlarý korkutmamalýyým diye düþündüm. Bana yaklaþýyorlardý. Duvarla onlarýn arasýna sýkýþýp kalmýþtým. Bir tanesi yerden bir avuç çamur aldý. Baðýrmak istedim. Aðzýmý çamurla doldurdu. Sesim çýkmadý. Beni duvara yapýþtýrdýlar. Baþka biri gözlerimi çamurla örtmeden önce arkadaþýmý onlarýn arasýnda görür gibi oldum. Nasýl olur? Ben ona yardým etmeye çalýþýyordum. Hem benim arkadaþým deðil miydi? Neden? Onun hakkýnda daha fazla düþünmeye fýrsatým olmadý. Son olarak yere yýkýldýðýmý hatýrlýyorum. Üzerime çýktýlar. Baðýrýyorlardý. Her yerimde ellerini hissediyordum. Beni çamur içinde býraktýlar. Çýrpýnmam, direnmem fayda etmedi. Aðzým boðazýma kadar çamurla dolmuþtu. Nefes alamýyordum. Sonra öldüm...

Sonra sýkýntýyla uyandým.

15.Mart.2002



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu
Çoban Yýldýzý
Mahalle Baskýsý
Kýrmýzýlý Ev
01 03 Celladýn Önündeki Adam
Trafik Iþýklarýna Uyan Köpek
Üniforma
Balerinin Ölümü
Safiye'nin Püskülleri
Karýþýklýk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
01 02 Yamantau [Roman]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.