..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Kent > gazi bozkurt




31 Ocak 2006
Ýstanbul: Boðaz Sanrýsý  
gazi bozkurt

:AHBF:
     
ÝSTANBUL: BOÐAZ SANRISI
Bir adam ellisinde
bankta oturuyor
gölgeler uzun
Elinde kalýn bir kitap
mezarlýk Kültürü olmadýðý kesin
Fakat yýlgýnlýk var yüzünde
aðýr bir iþten çýkmýþ veya aðýr bir iþe girecek
yahut hiç iþi yokmuþ gibi
Bazen eli kitabýnýn arasýna kayýyor
birkaç sayfa ya da bir iki satýr
Belli ki toplayamýyor kendini
fakat yýlgýnlýk var yüzünde

Az ötede bir martý tünemiþ yüksek duvara
Belki az önce bir lüferin canýný okumuþ
tüylerini düzeltiyor düðüne hazýr
Onu görmezlikten gelen bir kumru cami avlusunda
sekiz çiziyor kuyruðunun ertesinde
Birazdan gelecek çifte kumrusu kadar

Ellisindeki adamýn bir gözü martýda, kulaðý kumruda
“Ne yapýyorlar acaba?”
Martý yeni fark ediyor kumruyu
Kumru fark etmediðini fark ettiriyor ettirebildiði kadar
Geriye yaslanýyor adam sað bacak sol üzerine
nöbet onda, deðiþecek birazdan karýncalanmalara kadar

Soluyor adam bulutsuz göðü, tarýyor havayý her yeri
kumru kadar, martý kadar
Fakat o da ne bir ses
kumrudan:
“-Martýsýn ki bilirim soyun haytadýr; uçarýlýk ne de yakýþýr sana
Yorgunsun sebebin kadar”

istanbul: bir boðaz resmi sanrýsý sonrasý
maverdî akþamlarý düþlüyor kanatlarým
istanbul sayha olmuþ çýðlýklarýmda yok yere düþ sayýyorum
yorgunluk sonrasý ilkgençlik aþklarým kadar

“-Fakat sus, yavaþ konuþ duyacak Ýstanbul
kaybediþ çaðýndasýn
ki formundasýn
Neden kabul etmezsin yenildiðini ki köhneliðin kadar?”

adýn yok sanýlmýþ düþler arasý
sen kuytu bir sancýnýn düþ öncesi
sana akýllara donuk bir kaykýlýþla gelsem ey incilerin incesi
her sözümün öncesi
derler ki aðaçlar yapraklarýný sayarmýþ bahardan önce
sen ey istanbul kaç mevsim geçti
hala damarlarýnda kokmuyor adým
asit yýðýltýlarý arasýnda bile geçmiyor
ha düþtü ha düþecek diyen yetim göz yaþlarýmdan mý unutulmuþluðum

“-Ne çabuk unuttun
Sen yerde basacak yer bulamazken türlü nedenlerle
Ben saraylarda büyüdüm, ulu mabetlerde, þehrin yürek emaneti
Çarþý baþlarýnda hayat kadar”

çocuksu kokularla bezenmiþ
muþtu mýrýldanýr analarýmdan
sokak aralarýnda bahardan, uykudan
ve nedense en son akla gelenden bir kurtuluþtur istanbul
seninle düþ kurabilmek aydýnlýk bir gece sonrasýydý
düþ ülkesi
uzak ülkeler
metruk bir arayýþýn önlenmezliði kadar

“-Sarayda birkaç döküntü, mabetlerde avuç açmalar
Ne gün geçecek boðazýndan taze bir lokma ki nefsine sorumluluðun var?”

karýnca ötesi umarsýzlýklarla refüj dostluklarýnda
bir çitlembik
bir uçarýlýk arama
ey istanbul diyebilsem ki düþ yakamdan
hayret baþka, ölüm bir baþka
eser lodos kudurganlýðýnda vakit ayaz, gözlerim martý çýðlýðý
avurtlarýmda çiðnenen bizans artýðý kadar

“-Eyvah yine baþladý ayný lakýrdý
Güya galipmiþ
fakat duymasa bari sevgili
Aþkýn garazýna gelmiþ
Birkaç sözü anlamlara anlam katarak
Bir parça tat alabilmek deðil mi muradýn
Sevgilinin etinden bir dalýþta uskumru gibi
Sonra derinden bir unutuþ gerek oluncaya dek?”

nereden baþlamalý ve nereye ulaþmalý
baþladýðýn yere bir daha dönmeden
bu mudur senin usanç veren kaderinde uyanmak
bak yeniden uslanýyor insanlar
bak erguvanlar daha sessiz
uðultu veren unutkanlýklarýmýz kadar
bana bir baþlangýç bir de istanbul’u verin
sonra da yok sayýn cehennemi
o zaman anlar insanlýk
insanlýk kadar
çünkü kagirdir sanat
unutkandýr mevsim
yastýk
yorgan
paslý çivi
güvertelerde bir bir satýlmýþ suçlular


“-Sevgiliyi öpmekten ne çýkar ve neden vardýr sevgili
Uzaktan bir bakýþ çoðul anlaþýlýr deðil
Ýlk gençlik aþkýdýr, uzak aþklar usandýrýr cananý”

ölüm sonrasý iktidarýný kendi saltanatýna veren
duyun ey dostlar
bugün yangýn yeri aðlayýn a dostlar çünkü bu tren soysuzluðu getirdi bize
buradan ve aðlayarak çýkacak
yalnýz þamandýrasý kalana kadar

“-Þüphesiz sen de kuþsun rabbim yarattý, lakin huyunda var
Býrakýp gitmek kalmayýnca kemikte et kaðýt mendil kadar

ey ahiret sancýsý taþýyan
ey yüce þehir
senden mi beklemeliydik
ibrahimî diriliþi
oysa sen damarlarýmýzda zehir
oysa sen
sen gelmeden önce gelen heyula
bak bahar ne de sýrýtýyor
unutulana kadar

“-Yas tutup durmak da ne akýllara ziyan
Býrak bir ömrü birkaç nesli birden diri diri gömersin bu kasvetinle yeni yetme ihtiyar”

günaydýn
günaydýn
bir bekleyiþin sonrasý rehaveti ile geldin soframýza
kuskus aðaçlarý ve sonbahar
aramýzdan sýyrýlana kadar

“-Yenisi deðilim buralarýn: en son gelenle yudum uykumu
Dindi sanma yürek atýþým
buldum ritmimi Ýstanbul kadar”

sen ey þehremeni
tuzaklardan tuzak beðen
bu sadece baþlangýç
bundan sonradýr yalnýzlýklar kadar

“-Biri dahi gelse sonradan yeni bir iddia ile
Yine sen dalarsýn suyuna
bu huy da sende var”

uçarý bir kaykýlýþla bekle beni Süleymaniye, dursun ayak uçlarýn
fakat üsküdar neden bu kadar nazenin
yoksa buralarda dalgalanan
sade züleyha’nýn yalancý düþleri mi inanç bulacak
yusuf sonrasý kuytu köþeler kadar


“-Haberini aldým artýk gelemeyecek Yüce Kaynaktan
Giden gelecek elbet ama yeniden tertemiz suyu ile ve Bir’den.
Bekleme sen, gelemeyecek senin umduðun kadar”

siz ey sur dibinde umut verilenler
kendiliðinizi nereye savurdunuz
çaða ve insanlýða
ömre ve istanbula dair
uygun adým gidilen gönencelerden uzak
katlanan ve daha da katlanan korku düþ arasý?

“-Kim? Ben mi imanýndaki kirli?
Ben daim temiz
ben hep suyun içinde
Sen ise kokuþmuþ bir tas suyunla kire yakýnsýn benden uzak kadar”

buyurgan ifadelerden arýnmýþ baðdat saraylarý
ben her istanbul dediðimde yeni bir istanbul çýkar
diðerlerine tezat
kullar satýlýr haraç mezat
bunu duyuramazsýnýz çünkü
öðütlemesiyle öne çýkar bizzat
duyup da gelinmeyene kadar

“-Hep sudasýn bunu bilmez deðilim
ihtiyacýn var
Sen de bilir misin þunu
her kir suyu kaldýrmaz
tuz da kokar korkunun büyüklüðü kadar
Ve neden ayrýlamýyorsun bir adým kýyý bir adým duyana kadar”

bulutum evet her þeye inat
mahþer rüzgarlarýyla geldim kapýna
ne mem görmüþ
ne de zin
sen leyla’nýn battýðý akþamýn þehla ruhusun
-allah korusun-
beni sözlük arasý yakarýþla eðer sorarlarsa bizans kalýntýlarýnda
o her zaman yaþamdan uzak
yalnýz saldýrganlýklarýyla anýlýr deme
çünkü o gün derdest edilmiþ dostluklara
kýrkikindi uyanýþýný sunarýz körüklü bahtiyar ve
kapýndan ilk kovuluþu resmedene kadar

“-Aklýn sýra beni yollayýp daðlara yerime konacaksýn ey kumru
Bil ki Ýstanbul benim, benim Ýstanbul olduðum kadar”

bir mitralyöz akþamýyla baþlayan sancýlamanýn
erguvan mevsiminde
yeniden soluyor ayrýk otlarý düþleri
bir sis perdesi ama nereden
sen ey sarhoþ beyoðlu kundaðýn nerede ve nereye kadar?


“-Kenan da senindi Lut’u býrakýp gidene kadar
Yýkýlýþýn arkasýndan arkana bile bakmadan”

hiç olmazsa ayna sun
bilinmez bir yolculuklarla bizimkisine
yýldýrým arasý korku
nedensizliklerde bakýn
bakýn kim geliyor
sana nöbetleri sonrasý?


“-Görüyorum lakin her dem uykudasýn
Bu miskinlik mi seni konuþturan”

-“Oldu evet, Lut gömüldü bir anda
Yandý ama aramýzda olan bitenden sana ne
Hem sen yoktun ki onca aradan tufan kadar?”

ben aðlamak kadar sahiciyim oysa o aðlayan kadar
baharýn solgun duvarlarý bekle susuzluðu
aðlayan gözpýnarýnýn kuruluðunu yýkayýncaya kadar


“-Dün de demiþtin sonralýðýmý, insaf bir bak bana
Benden baþka kaç kuþ bulabilirsin tarih kokan benim kadar?”

buyurgan bir baharla geliyor çamlýca’dan istanbul
bir neslin uykusuz düþleriyle bakýyorum istanbul’a
çünkü düþ görmek aðlamak kadar önemlidir

“-Övünüp durursun fakat nereye kadar
Kaç yangýný söndürdün yanan Ýstanbul kadar?”

buluþ ötesi yargýlamalarýyla
sarýp sarmalýyor her þeyin anasý
bir doðasý var ki bunu yalnýz istanbul anlar
nedensiz bir kaçýp gitmeydi
onunki aslýnda
kaldýrým yoksunu bir devriliþ
yaþýyordu insanlýk o gelene kadar

“-Yandým evet ama Ýstanbul’un ateþiyle
Bak rengimde hâlâ külleri var
Kaným kuruttu ya bir kavý
Bir damlacýksam bunda ne kusurum var
Yanan Ýstanbul kadar”

ayýklanmýþ adýmlarla geliyor yeniden ve kime dair
ben bir baþkalaþýmýn doruðunda
uzak en az istanbul kadar

“-Anlaþýldý þair saydýrmak deðil niyetin istanbulu’un tepelerini
ki yüzü aþtý
Söyle neden dillendirdin bizi
biz ki nutk-î bâtýnî iken
Ve sabahýn bu saatinde buraya niye geldiðini bile bilmeyen bu âdemi
Ki Ýstanbul bizden memnun biz Ýstanbul’dan iken”

insan lâl olur lâlaç olur bazen þair de olsa
anlatamaz dertlerini
söyleyemez söyleyeceklerini
tutuluverir her þeye dili
dillendirir
bu dil kimi zaman taþ olur
börtü böcek olur
kimi zaman diðer bir insan
kimi zaman da bu kuþ olur
en az kuþlar kadar
bazen de dili açýlýr þairin
budadýðý aðaçlarýn aykýrý düþen dallarýný
gözyaþý seli olarak aktýðý
karanlýk bezirganlarýnda paylaþýlmasý ihmaline kýzar
yargýlar sunarken çetrefilli bir düþmanlýk
bizi bizden alýr ve götürür bizsiz yerlere
umacý görmüþ bir neslin rüyalarýnda elbette ýþýksýzlýðý arar
yaðma tarihini yaþarken yeniden
devinimler çizer tarihi yeni bir þans vermek için
kölelerin ellerindeki boðum boðum sancýlarla yeniden kurdurmak için dünyayý
yalnýz çocukluklarýný saklar bir perinin elinde tuz buz olana kadar

Gazi BOZKURT Mayýs 2005
     




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bekleyiþin Kýyýsýnda
Güz Yapraklarý


gazi bozkurt kimdir?

yeni edebiyat; yaþam dokusunu kaybetmeyen edebiyat

Etkilendiði Yazarlar:
çocuk edebiyatý, þiir ve öykü...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © gazi bozkurt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.