..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir öðretmen deðil, bir uyandýrýcýyým. -Robert Frost
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Politika > Seval Deniz Karahaliloðlu




23 Ocak 2006
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'  
Herostratus sadece tapýnaðýný yakmakla kalmaz, toplumdaki ‘hukukun üstünlüðü ilkesini’ de adaletin terazisine oturtur, yasalarýyla ünlü Efes Kentinin gerçekleriyle yüzleþmesini saðlar.

Seval Deniz Karahaliloðlu


‘Ben Herostratus. Artemis Tapýnaðýný ben yaktým. Benim adým çaðlar boyunca anýlacak ama sen Kleon, Efes kentinin baþ yargýcý. Seni kim hatýrlayacak? Hayýr, sen de beni yargýladýðýn için anýlacaksýn.’


:EHHG:
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'

Seval Deniz Karahaliloðlu

‘Ben Herostratus. Artemis Tapýnaðýný ben yaktým. Benim adým çaðlar boyunca anýlacak ama sen Kleon, Efes kentinin baþ yargýcý. Seni kim hatýrlayacak? Hayýr, sen de beni yargýladýðýn için anýlacaksýn.’

Megalomaninin üst sýnýrlarýnda gezinen Herostratus oyunun bir yerinde seyirciye döner ve þöyle der ‘Artemis tapýnaðýnýn mimarý kim bileniniz var mý?’ Salonda çýt çýkmadýðýna göre, cevabý bilenin olduðunu sanmýyoruz. Ýþin kötü yaný, naçizane biz de bilmiyoruz. Kendinden emin, kibirli Herostratus, derin sessizlikten hoþnut, devam eder. ‘Ama benim adým hep bilenecek. Artemis Tapýnaðýný yakan Herostratus, çaðlar boyunca anýlacak’

Milattan Önce 356, yer Efes Kenti. Liman Kenti olarak bilinen Efes, Antik dünyanýn en seçkin ticaret ve kültür merkezlerinden biri. Dahasý politik bakýmdan çok hassas bir dönem yaþýyor. Çünkü, kent Pers istilasý altýnda ve Pers Valisi Tsafernes (Safernes diye okunuyor) tarafýndan yönetilmekte. 21 Temmuz gecesi, çýlgýn esnaf Herostratus tarafýndan Artemis Tapýnaðý yakýldýðýnda, artýk hiç bir þey eskisi gibi olmayacaktýr. Çünkü Herostratus sadece tapýnaðýný yakmakla kalmaz, toplumdaki ‘hukukun üstünlüðü ilkesini’ de adaletin terazisine oturtur, yasalarýyla ünlü Efes Kentinin gerçekleriyle yüzleþmesini saðlar. Laik sistem, din devlet iliþkisi ve hukukun egemenliði tartýþmasý belki ilk kez Efes’te, bundan tamý tamýna 2356 yýl önce, ‘Gavur Ýzmir’ diye anýlan bu topraklarda, hem de gavuruna yapýlmýþtý.

Rus yazar Grigory Gorin’in kaleme aldýðý, Filiz Ofluoðlu’nun dilimize kazandýrdýðý ‘Bir Efes Masalý’ isimli oyun, tarihi gerçeklerden yola çýkýlarak tüm zamanlara yayýlan kavramlarý bir kez daha sorguluyor. Konu öylesine taze ki sanki bugün yaþanýyormuþçasýna güncelliðinden hiçbir þey yitirmeden karþýmýza çýkýyor.

Yönetmen Bülent Arýn’ýn sahneye koyduðu ve dramaturjisini Haluk Iþýk’ýn yaptýðý oyunu maalesef izlemek artýk olasý deðil. Çünkü, açýk açýk repertuardan kaldýrmak yerine, Ýzmir Devlet Tiyatrosu oyunu, bir iki defa sessiz sedasýz sahneledikten sonra, hiçbir gerekçe göstermeden oyun programýndan siliverdi. Adaletin gözü kapalý terazisine ‘hukukun üstünlüðü ilkesi ve din olgusu’ bir arada fazla gelmiþ olmalý ki, terazinin ibresi týpký Neron’un baþ parmaðý gibi aþaðý dönüverdi. Sonuçta, tüm zamanlarýn en güzel oyunlarýndan biri olan ‘Bir Efes Masalý’ isimli oyun, Ýzmir Devlet Tiyatrosu’nun repertuarýndan sessiz sedasýz, yangýndan mal kaçýrýr gibi kaldýrýlýverdi.

‘Ben Herostratus. Straton’un oðluyum. Efes’te doðdum. Özgür bir Efes vatandaþýyým. Balýk, sebze ve yün satardým pazarda, iflas ettim. Ticareti býraktým. Tapýnak yakýcýsý oldum.’ diye tanýtýr kendini þu bizim çýlgýn Herostratus. Baþ yargýç Kleon’un ‘Neden?’ sorusunun cevabýný ise çok basit bir biçimde yanýtlar. Þan, þöhret sahibi olmak, çaðlarca boyunca anýmsanmak ve unutulmamak.

Herostratus’da insaný dehþete düþüren hastalýklý yan, çýkarmýþ olduðu yangýný, yarattýðý eserden haz duyan bir sanatçýnýn duyarlýlýðý ile anlatmasýdýr. Artemis Tapýnaðýný yakmaktan duyduðu hazzý, bir övünme vesilesi haline getirir. Baþ yargýç Kleon’un ‘neden’ sorusunu yanýtlarken olaylarý sanki bir kez daha yaþar.

‘Artemis Tapýnaðýný ben, kendi baþýma yaktým. Bu zaferi baþkalarýyla paylaþamazdým. Ben, korkunun bütün basamaklarýný tek tek çýktým. Her aþamasýný iliklerime kadar yaþadým ve bitti. Birincisi, yaptýðým þeyi ilk düþündüðüm an duyduðum korkuydu ama þan ve þöhret kazanacaðýmý bildiðim için bu korku uçup gitti. Ýkincisi, beni tapýnaðýn içinde yakaladý. Duvarlara zift sürüp çýrayla tutuþtururken. Bir kaç vuruþ, o korkuyu da alýp götürdü. En berbatý üçüncüsüydü. Tapýnak yanýyor, tavan çatýrdýyor, sütunlar devriliyor, mermer parça parça oluyordu. Ýnsanlar çýðlýk çýðlýða saçlarýný yolarak benim yaktýðým ateþi görmeye geliyorlardý. Bunu da çabuk atlattým. Yanan tapýnaðýn yanýnda bir tümseðe çýktým. Ve haykýrdým. Heeeey, beni dinleyin. Bu tapýnaðýný ben yaktým. Ben, Herostratus. Beni duydular, birden sus pus oldular. Ortalýkta sadece yanan tapýnaktan çýkan sesler vardý. Sonra, üstüme doðru gelmeye baþladýlar. O suratlar. Gözlerindeki alevleri gördüm. Ýþte o an dördüncü korkuyu duydum. Ölüm korkusu. En cýlýzý da buydu. Çünkü, ben ölüme inanmam. ’

Oyun basit bir kundaklamadan öte, hayatta kaybedecek hiç bir þeyi kalmayan Herostratus’un, görünüþte mükemmel yasalarla idare edilen Efes’in yozlaþmýþ düzenine bir çeþit baþ kaldýrýþý. Kapitalist sistemle yönetilen zengin Efes kentinde, dürüstlükle her þeyini kaybetmiþ olan sýradan bir esnafýn adým adým devletin en tepesine kadar nasýl ulaþtýðýnýn hikayesi anlatýlýyor. Bunu yaparken, yaþadýðý acý deneyimlerle insan karakterini ve en önemlisi insan zaaflarýný çok iyi öðrenen Herostratus’un herkesi parmaðýnda nasýl oynattýðýný görüyoruz. O sistemi zayýf karnýndan vurur. Ýnsan zaaflarýndan yola çýkar. Yönetmen Bülent Arýn, antik çaðýn kapitalist Efes’i için mükemmel bir profil çiziyor. ‘Dönemin Efes kentinde, zengin daha zengindir, yoksul daha da yoksullaþmaktadýr. Çünkü, Lidya’da para ortaya çýktýktan sonra, toplumsal yapýda dengeler bozulmuþ, yozlaþmalar ortaya çýkmýþtýr. Tefecilik, özellikle küçük esnafý bunaltmakta ve giderek yok etmektedir. Böyle bir sosyo-ekonomik yapýya bir de dönemin çok tanrýlý din anlayýþý eklendiðinde sistemin bir noktada týkanmasý kaçýnýlmaz görünüyor.’ Gerçekten de, kayýnpederi Efes’in ünlü tefecisi Krisipus, kýzýný Herostratus’a verdiðinde çok sevinen esnaf, kýsa bir süre sonra hamile bir kadýnla evlendiðini anlayacaktýr. Aldatýlmanýn acýsýyla kadýný, baba evine geri gönderdiði için Krisipus’a borçlandýrýlmýþ ve varýný yoðunu kaybetmiþtir.

Yeni moda deyimle, ‘kaybetmeye mahkum’ adam tipini baþarýyla canlandýran Herostratus, her bakýmdan tam manasýyla ‘dibe vurur’. Artýk kaybedecek hiçbir þeyi kalmamýþtýr. Ve artýk sýra Herostratus’a gelmiþtir. Birilerinin bu yaþadýklarýný ‘ödemesi’ gerekir ve o da içinde bulunduðu sistemi hedef olarak seçer. Çevresindeki bireyleri kurduðu planda aþama aþama kullanýr.

Herostratus’u belki de en iyi anlatacak olan yine oyunun yönetmeni. Ona aradan tam 2356 yýl sonra sahnede de olsa hayat veren adam, Bülent Arýn. Bizim çýlgýn esnafýmýzý yönetmeninden daha iyi kim anlatabilir ki? ‘Herostratus, sistemin içinde ezilen, köþeye sýkýþmýþ bir esnaf. Doðrusu yaþam ve sistem ona, kendini var etmesi ve korumasý için pek de olanak tanýmamýþ. Türlü oyunlara kurban gitmiþ ve sonunda iflas etmiþtir. O artýk her þeyi yapacak bir noktadadýr. Yapar da. Herostratus’un çýkýþ noktasý þudur: Toplumsal güçler dengesinin ‘arýzalý’ olduðunu bilmek ve böyle bir sistemin yarattýðý insanýn yapýsýný iyi tanýmak. O bütün bunlarý iyi kullanýr.’

Ýþe eski kayýnpederi Efesli tefeci Krisipus ile baþlar. Yumuþak karnýndan, en çok sevdiði yerden vurur eski kayýnpederini. Paraya olan tutkusundan. Onu kaldýðý zindana çaðýrtýr ve ne yapar eder o müthiþ ikna kabiliyeti ile el atýndan binlerce altýn liraya satýlacaðýna inandýrdýðý papirüsü çoðaltmasý için Krisipus’a satar. Sadece para kazanmakla kalmaz ayný zamanda onu amacýna ulaþmak için bir maþa olarak da kullanýr. Sonradan Efes þehrinde elden ele dolaþacak ve bir tane kopyasýný bulabilmek için Vali Tsafenes’in binlerce altýn lira ödeyerek aldýðý imzalý papirüste aynen þunlar yer alacaktý. ‘Canýnýn istediði gibi yap. Ne tanrýlardan ne de insanlardan kork. Böylelikle sonsuz zafere ve onura eriþirsin. Ýmza Herostratus’. Açýktan açýða bir isyan çaðrýsý ile halký sisteme karþý kýþkýrtmayý amaçlar. Bizzat tefeci, eski kayýnpeder tarafýndan bastýrýlan ve piyasaya sürülen kopyalardan biri Kleon’un eline ulaþtýðýnda, baþ yargýç tehlikenin vardýðý boyutlarý ancak kavrayabilecektir.

Krisipus’ den aldýðý bir kese altýný görünüþte çok saçma, aslýnda çok akýllý ve sistematik bir plan dahilinde kullanýr. Parayý, Efes’in en meþhur meyhanesinde bütün sarhoþlarýn þerefine kadeh kaldýrmasý için yollatýr. Hayatý günü birlik yaþayan insanlarý, en zayýf yerlerinden kör kursaklarýndan yakalar ‘akýllý’ delimiz. Þerefine kalkan her kadehte, onun ismi daha gür bir sesle anýlýr. ‘Yaþþaaaaa Herostratus. Þerefine. Sen çok yaþa.’ Bir meyhane dolusu çakýrkeyif sarhoþun baþlattýðý hareket, kýsa zamanda ciddi bir yandaþlýða dönüþür.

Sadece ayaktakýmýyla yetinmez, Efes’in seçkinleriyle de yakýndan ilgilenir. Mesela, Efes’i yöneten Pers Valisi Tsafernes’in Efes’li güzel karýsý Klementina’nýn kadýnsal zaaflarýndan yararlanýr. Bütün kadýnlarýn en büyük hayali, kendileri uðruna feda edilecek kutsal deðerler deðil mi? Mesela bir tapýnak. Neden Herostratus, Artemis Tapýnaðýný, güzeller güzeli Klementina’nýn aþký uðruna yakmýþ olmasýn ki? Nesillerden nesillere aktarýlan hikaye zamanla efsaneye dönüþür ve dünyalar güzeli Klementina da Tanrýçalýða terfi eder. E, fena mý olur yani? Ýçten içe bu ‘tanrýçalýk düþleriyle’ ortalarda salýnan güzelimiz, bu isteðini ‘kimse benim için bir tapýnak yakmadý’ serzeniþiyle ortaya koyar.

Rüþvet her kapýyý açar. Gardiyan, mahkumdan alacaðý birkaç gümüþ para için her þeye göz yumar. Hücreye taþýnan iyi cins þaraplardan, kimliði gizlenen ‘hatýrlý’ ziyaretçilere kadar. Kimler yok ki, Krisipus, Klementina hatta Tsafernes’in bizzat kendisi. (Yýldýzlar geçidi gibi ziyaretçi listesiyle Herostratus’un zindaný bize, günümüz babalarýný ziyaret eden bazý ‘hatýrlý’ konuklarý ve sonradan skandallar olarak gazete sayfalarýna yansýyan iliþkilerini anýmsatýyor) Öte yandan, zindancýnýn bir türlü susturamadýðý vicdanýnýn sesi, günümüzde bize o çok aþina gelen repliði söyleyiveriyor. ‘Keþke devlet bana daha fazla para verseydi de bu adamýn aðýz kokusunu çekmeseydim.’ (Bu replik, bir yerlerden ‘benim memurum iþini bilir’ sözünü çaðrýþtýrmýyor mu?)

Peki, o görkemli Artemis Tapýnaðýný nasýl yaktýn sorusunun cevabý ise insanýn tüylerini diken diken edecek kadar basit. ‘Bir çanak zift ile. Tapýnaða, akþamüstü her kesin gözü önünde ana kapýdan girdim. Rahipler, genelde zenginlerin getirdiði çanaklarla ilgilenir. Benim çatlak çanaðýmla kimse ilgilenmedi.’

Ýþte, bu kadar basit. O dönemlerde de yolsuzluklar vardý. Kimi kayýtlardan, Artemis Tapýnaðý rahip ve rahibelerinin zenginlerin tapýnaða sunmak amacýyla getirdikleri baðýþlarla çok ciddi bir kazanç kapýsý edindiklerini öðreniyoruz. Tapýnakta birikmiþ olan adak ve ganimetlerin paylaþýlmasý ya da ‘iç edilmesinde’ rahip ve rahibelerin parmaðý olduðuna dikkat çekiliyor. Herostratus ‘benim çatlak çanaðýmla kimse ilgilenmedi’ derken alaycý bir dille bu gerçeði kastediyor.

Efes halký, kutsal tapýnaðý yaktýðý için Herostratus’u linç etmek üzere zindana geldiðinde karþýlarýnda Efes kentinin baþ yargýcý Kleon’u bulurlar. Kleon, bu gün de geçerli olan unutulmaz tiradýný çaðlar ötesinden sanki bugüne, bugünün ‘linç meraklýlarý’ için söyler. ‘Halk beni baþ yargýç seçti. Ben Kleon, baþ yargýcýnýz olduðum sürece bu kentte yasalar ve düzen egemen olacaktýr. Yasa þöyle der ‘duruþmasýndan önce, bir tutukluyu öldüren de bir cinayet iþlemiþ sayýlýr.’ Oyunun yönetmeni Bülent Arýn linç giriþimini ‘hukuka olan güvensizlik’ duygusuyla açýklýyor. ‘Hukuk baðýmsýz deðilse, pozitif hukukun gelenekleri, yerini ‘linç’ ve ‘kiþisel öç’ duygularýna býrakýr. Hukukun olmadýðý yerde, devlet ve birey iliþkisi örselenir ve ters iþlemeye baþlar. Hukuka olan güvensizlik, bireysel yöneliþleri ya da ‘kendi adaletini kendin yerine getir anlayýþýný’ ortaya çýkarýr. Bireylerin önüne geçilemez kiþisel zaaflarýný açýða çýkararak ‘linç’ olgusunu yaratýr. ’

Oyunda aklý baþýnda görünen tek karakter Efes’in baþ yargýcý Kleon’dur. ‘Herkes kanun önünde eþittir ama bazýlarý iki defa eþittir’ sözünü çok sýk duyduðumuz bu günlerde, bakýn bundan 2356 yýl önce Kleon ne demiþ? ‘Efes hükümdarýnýn eþi, bir Efes vatandaþýdýr ve Efes yasalarýna uymak zorundadýr ve dokunulmazlýðý yoktur’ Bunu Allah’tan Ankara’daki Büyük Millet Meclisindeki dokunulmazlýklarý tartýþýlmaz olan saygýdeðer vekillerimize söylemiyor. Hitap ettiði kiþi, dönemin Pers Valisi yani Efes’in meþru hükümdarý Tsafernes’in karýsý Klementina. Kleon bununla da kalmýyor, Klementina’nýn bütün itirazlarýna ve tehditlerine aldýrýþ etmeden onu bir güzel sorguya çekiyor. Üstelik tehditler yaðdýran Klementina’nýn aðzýnýn payýný vermeyi de ihmal etmiyor. ‘Ben kimseden korkmam ve tek hükümdar tanýrým. Beni seçen Efes Kenti’. Peki, Tsafernes’in tek sözüyle baþýný kaybedeceðini bilen Kleon, bu gücü nereden alýyor? Tabii ki sonuna kadar inandýðý Efes yasalarýndan ve bu yasalarýn temelini teþkil eden ‘hukukun üstünlüðü ilkesinden’.

Bütün Efes halký Herostratus’un öldürülmesini isterken Tsafernes’in huzuruna çýkan Artemis Tapýnaðý Baþ Rahibesi Erita iþleri iyice karýþtýrýr. Beklenenin aksine Erita, Herostratus’un mahkemesinin ‘geciktirilmesini’ ister. Gayrý ihtiyarý, Kleon’la birlikte koca salon dolusu seyirci de ayný anda, ayný soruyu sorar. Neden? Erita’nýn kendince çok iyi bir açýklamasý vardýr. Bu deliyi, yine Tanrýça Artemis’in kendisi cezalandýrmalýdýr. ‘Biz Tanrýça Artemis’in iþine karýþamayýz’ der. Ýþte burada mantýðýn sesi Kleon, Rahibe Erita’ya sorar. ‘Peki, kendi tapýnaðý yakýlýrken Artemis’in aklý neredeydi? Tanrýça Artemis kendi tapýnaðýný yangýndan ve Herostartus’tan neden koruyamadý?’ Erita’nýn yanýtý, akýl izan sahibi herkesin dimaðýný durduracak cinstendir. ‘Tanrýça Artemis, 21 Temmuz gecesi, Büyük Ýskender’in doðumunu yaptýrmak üzere Yunanistan’a gitmiþtir ve onun yokluðundan yararlanan deli de tapýnaðý yakmýþtýr’. (Ne ilgisi var diyenler için Tanrýça Artemis’in ayný zamanda Ebelik Tanrýçasý olduðunu da hatýrlatalým) Ýþte bu noktada, din (tanrýsal hukuk) ve hukuk devleti anlayýþý çakýþýr. Bu çakýþmayý önleyecek kiþi ise dirayetini bir türlü gösteremeyen, yetkilerini kullanmaktan aciz Tsafernes’tir.

Erita’nýn bu tavrý, Herostratus için beklenmedik bir hediyedir. Erita ona, en çok ihtiyacý olan þeyi, ‘zamaný’ verir. Çünkü ‘zaman’ onun için çok önemlidir. Mahkeme ne kadar gecikirse, yanýna o kadar çok insan çekebileceðini, sinsi biçimde yürüttüðü planýný iþletebileceðini bilir. Parayla satýn aldýðý yandaþlarý artar. El altýnda Efes’te daðýtýlan papirüslerle, zihinleri bulandýrýr. Akýllarý çeler. Yasaklanan bu papirüsler, altýn fiyatýna yok satar. Mahkeme ertelendikçe Herostratus’un nüfuzu, parasý ve yandaþlarý o denli artar. Akýllý ‘delimiz’, yavaþ iþleyen adaletin terazisini kendi lehine çevirmeyi ‘neredeyse’ baþarýr. Hukukun geciktirilmesi, geç uygulanmasý, toplumda hukuka duyulan ‘güveni’ sarsacaktýr. Hukuk ve otorite boþluðunun toplumda yaratacaðý karmaþadan bilin bakalým en çok kim faydalanacak? Bildiniz. Bu kavramlarýn kendi çarpýk zihniyetine göre yeniden sorgulanmasýný isteyen Herostratus!

Oyunun yönetmeni Bülent Arýn, toplumun böyle zamanlarda, üzerinde durduðu ‘býçak ucu’ olarak tanýmlanabilecek bu hassas dengeyi çok güzel anlatýyor. ‘Millattan Önce 356’da, ‘tanrýsal hukuk’ ve ‘pozitif hukuk’ ayrýmýnda ‘din’ belirleyicidir. Bu ayrýmýn net olarak belirlenmesi için otoritenin ‘hukuk, tanrýlarýn iþi deðildir’ demesi lazým. Tsafernes, sömürge valisi olarak, yabancýsý olduðu bir yerde bu gücü gösteremiyor. Korkuyor ve hukukun iþleyiþine dinsel unsurlarýn müdahale etmesine engel olamýyor. Böylece ‘din’ ile ‘hukuk’ arasýnda bir çözümsüzlük ortaya çýkýyor.’

Otoritenin yetki boþluðunun ve yetersizliðinin yaratacaðý kargaþayý en iyi Tsafernes’in tutumunda görüyoruz. Olaylarý akýþýna býrakmayý tercih eden ve dahasý ‘sorun belki de kendiliðinden çözülür’ mantýðýyla hareket eden Tsafernes, adaletin gecikmesine neden olur. Hukukun üstünlüðünün çiðnenmesine ‘göz yummanýn’ ve adaletin gecikmesinin ya da kasýtlý olarak ‘geciktirilmesinin’ ne tür sonuçlar doðurabileceði ‘Bir Efes Masalýnda’ tüm çýplaklýðýyla anlatýlýr.

Anlatýlan tarihsel gerçeklerin günümüze kadar ulaþmasýný saðlayan tarihçilere kocaman bir teþekkür borçluyuz derken, oyunun yönetmeni Bülent Arýn bir kez daha temkinli davranmamýzý tavsiye ediyor. Ve oyundaki biri yaþlý diðeri genç iki tarihçiyi iþaret ediyor. Bütün bir oyun boyunca aralýksýz yazan ve metrelerce papirüs tüketen iki kafadarýn zaman zaman aralarýnda nasýl çekiþtiklerine þahit oluyoruz. Peki, bu adamlardan hangisinin yazdýðý ‘tarih’ günümüze ulaþtý acaba? Biz yine bir bilene Bülent Arýn’a soralým. ‘Tarih anlayýþýna gelecek olursak, oyuna eklediðimiz (orijinal metinde bu iki tarihçi olmadýðý için bizzat Haluk Iþýk ve Bülen Arýn tarafýndan yaratýldýlar) ve neredeyse Gorin’in tümcelerini kullanarak konuþturduðumuz ‘Saray Tarihçileri’, tarihe iki farklý bakýþýn temsilcisi. Ýki tarihçiyi, antik dönemin ‘prolog-epilog’ tekniði ile kullandýk. Böylece hem antik oyun estetiðini, hem de tarih bilinci konusunda ironik bir yaklaþýmý yakalamaya çalýþtýk. Dramaturg Haluk Iþýk’a göre, her tarihçi, tarihsel gerçekliði kendi yaklaþýmýyla yeniden üretir. Böylelikle ‘söz’ünü söylemek için tarihten yararlanmýþ olur. Genel geçer tarih anlayýþýna egemen olan bakýþ, salt sonuçlarý dikkate alýr. Oysa sonuçlarý doðuran nedenler vardýr. Bu nedenlerin ‘kurcalanmasý’, özellikle ‘resmi tarih anlayýþýnýn’ pek hoþuna gitmez..

Bülent Arýn ve Haluk Iþýk hiç de yalnýz sayýlmazlar. Bizzat Vali Tsafernes de tarihçilerden bayaðý þikayetçi. Geçenlerde baþýna gelenleri Kleon’a þöyle anlatýyor. ‘Bu sabah kalktýðýmda, sýrtým kaþýndý. Sýrtýmý kaþýmak için þu sütunlardan birine yaslandým. Bir de ne göreyim, (eliyle harýl harýl yazmakta olan tarihçileri iþaret ederek) papirüslerini çýkarmýþ yazmýyorlar mý? Klementina da, beni her sabah erkenden uyandýrýyor. Güya tarihi bir misyon üstlenmiþiz. Bana ‘Kalk, Tsafernes tarih beklemez’ diyor. Ne yani tarih bir yere mi gidiyor?’

Peki, tarih nasýl yazýlmalý? Oyun boyunca papirüsleri heba eden yaþlý tarihçimiz, diðer meslektaþýna göre, hem kýdem hem de yaþça büyük olmanýn avantajlarýný kullanýyor. ‘ Ýki satýrda tarih yazýlmaz oðlum. Þöyle biraz süslemelisin, renklendirmelisin, içine biraz heyecan katmalýsýn.Unutmamalýsýn ki tarih, ne kadar kalýn yazýlýrsa o kadar etkili olur ve bir o kadar da saygýnlýk kazanýr.’

Tabii genç tarihçinin de söyleyeceði birkaç kelime var bunun için. ‘ Tarih korkuyla, olup biteni saklayarak deðil, gerçeðe saygýyla yazýlýr. Ve tarih, gerçeði bilmek isteyenlere, bu gerçeði saklayýp kendilerince akýllarýnda tutanlar arasýnda bir savaþ alanýdýr. Asýl önemlisi, sana raðmen ve bana raðmen yaþayacak olan gerçektir. Ýþte, bunu bilmek bana yeter’
diyerek son noktayý koyar.

Sonuçta, bundan 2356 yýl önce, Efes Antik Þehrinde yaþanmýþ, sýradan bir kundaklama olayý. Tarihsel bir öykü yani. Herostratus, Tsafernes, Kleon, Klementina, Erita ve þu iki tarihçiye bakýnca onlarý sanki bir yerlerden tanýyacakmýþýz gibi duruyorlar. Yani, o kadar aþina, o kadar tanýdýk geliyorlar ki insana. Ama ne de olsa alt tarafý bir tarihi öykü. Allah’tan anlatýlanlarýn, günümüzle, yaþadýðýmýz toplumla uzaktan yakýndan bir ilgisi yok. Öyle deðil mi? Efendim?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.