..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir dünya yurttaþýyým. -Sokrates
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > güliz dülgeroðlu




18 Aralýk 2005
Madame Butterfly  
Bir ressamýn ölümcül aþký

güliz dülgeroðlu


Aþk uðruna neler yapýlmaz ki.. Ölüm? neden olmasýn..


:CJFD:
Pierre, boynuna kadar aþkýn içine batmýþtý. Sevgili dostum, hayatýný sadece bir kadýn için karartan bahtsýz erkeklerden. Sonu da aynen bu metafor gibi oldu zaten. Tam anlamýyla ‘karardý’ diyebiliriz.

Ah, onu andýkça içimde bir yerler sýzlýyor. Zavallý adam her erkeðin eninde sonunda yakalanacaðý bir aða takýldý. Hem de oldukça genç yaþta. Bu aðý ören örümceði ise kasabaya yeni gelen ama geldiðinde bir çok þey deðiþtiren May’di. Adý kadar kendisi de güzeldi. Esmer teni güneþin altýnda terle pýrýl pýrýl parlardý. Uzun ve gece kadar karanlýk saçlarý vardý. Gözleri sürmeli ve kalýn dudaklarý viþne rengiydi ki onlarý hangi erkek görse tadýna bakmak için can atardý. Rüzgarla açýlan kýrmýzý elbisesiyle geçtiði her yeri eritirdi. Pierre, May’i her gördüðünde oturduðu tabureden kaldýrýma kayar oradan eðimle sokaktaki ýzgaralardan aþaðýya dökülürdü. Ýþte çoktan Eros iþ baþýna geçmiþti bile.Altýn okunu dostumun kalbine fýrlatmýþ ama ne acýdýr ki May’i unutmuþtu.

Siz benim anlattýklarýmla Pierre’i zavallý biri olarak düþünüyorsunuz eminim, hakkýnýz da var. Ama o kadýn gelmeden önce oldukça güçlü biriydi. Ayrýca çok da yakýþýklý bir gençti,
kýzlar çevresinde dört döner ama o sadece çizimleriyle ilgilenirdi. Evet, Pierre bir ressamdý. En delisinden hem de. May’i tanýdýktan sonra tablolarýnýn renkleri deðiþti durdu. Baþta ilk heyecanýnýn, kalp çarpýntýlarýnýn ve öleceði sandýðý aþk nöbetlerinin yansýdýðý tablolar rengarenkti. Onlarý gören herkes sebepsiz yere kendini aþýk hissedebilirdi. Ama resimleri de duygularýyla beraber deðiþti. Sevinç darbelerinin yerini acý alýnca renkler soldu, yüzler aðladý, desenler boynunu büktü, çizdiði tüm bulutlar yaðmurla doldu. Tablolar da sahibi gibi yalnýz kalmak istiyorlardý ve onlarý gören herkes sebepsiz yere aðlayabilirdi.

Sevgili dostumun katili de onun gibi bir sanatçýydý. Bir opera sanatçýsý. Ekibiyle beraber oldukça büyük ve görkemli antik tiyatromuzda sahne alacak gösteri için gelmiþlerdi. Sessiz kasabamýzý canlandýrmaktý amaçlarý belki ama bence bunun için tek baþýna May’de yeterli olabilirdi.
Ekibin kaldýðý otel, kasabanýn erkeklerinin genelde bütün gün boyunca uðrayýp oturduklarý, masalarý terasýna taþmýþ, tahtadan eski bir barýn önündeydi.Bende bu barýn sahibi ve ayný zamanda barmeniydim. Bu yüzden her þeyden haberim olurdu. Konuþulanlar sanki havada rahatça okuyabilmem için asýlý dururlardý. Benden asla bir þey kaçmazdý diyebilirim. Pierre, sadýk bir müþteri, çýlgýn genç bir dosttu benim için. Ama çoðu zaman onun konuþmasýna gerek yoktu, sadece orada oturmasý yeterliydi. Bazen kucaðýnda sayfalar, cebinde boyalarla gelir, terasta bir masada oturur uzun saatler boyunca bir þeyler çizip dururdu. Çoðu zaman aklýna aniden bir fikir gelir, tuvalinin baþýna geçmek için koþarak evine dönerdi. Tabi son günlerdeki rotasýnda May’in katkýsýyla deðiþiklik olmuþtu. En çok bulunduðu yer oteli gören terastaki masaydý, daha sonra opera ve tablolarý dýþýnda kýsaca May’in gittiði her yer denilebilirdi.

Antik tiyatro bizim kasabada yaþayan insanlarýn ayný anda bir oyuna gitmesiyle dolabilir ayný zamanda bu durumda bütün kasaba bomboþ kalabilirdi. Evet, küçük bir kasaba yada büyük bir tiyatro diye düþünülebilir. Her ikisi de bir þekilde doðru. May’in ekibi sergileyecekleri oyuna çalýþýyorlardý ve büyük geceden sonra tekrar yola koyulacaklardý. Baþka bir kasabaya baþka insanlara. Yaptýklarý plan buydu. Ben de May’in bir an önce gitmesinin dostum için en iyi þey olduðunu düþünüyordum.

Artýk kendini unutmuþ ve bir gölge haline gelmiþ Pierre, sonunda May’den bir karþýlýk aldý ve bir geceyi otel odasýnda onunla geçirdi. Tam olarak ne yaþadýklarýný tabi ki bilmiyorum ama sevgili dostumun anlattýðýna göre, ki anlatmasýna hiç gerek yoktu, kelimeleri kullanmadan da suratý kendini ele veriyordu zaten, özellikle yanaklarýný saklayacak kadar kocaman bir sýrýtýþla açýlmýþ aðzý mutluluðunu tek baþýna anlatmaya yetiyordu. Neyse ne diyordum? Evet, dostumun anlattýðýna göre ona olan aþkýnýn farkýna varan May (fark etmese þaþardým) onu çok çekici bulduðunu söylemiþ ve portresini çizip çizemeyeceðini sormuþ. Pierre odaya çýktýklarýnda kadýnýn nü çizimlerden bahsettiðini anlamýþ ve geceyi onun koynunda geçirmiþ. Ýki sanatçýnýn aþk yapmasý sanýrým gerçek bir sanat eseriymiþ. Bana onu öptüðü dokunduðu aný anlatýrken, Pierre arkamda bir yerlerde boþluða gözlerini dikmiþ bakýyordu. Gerçeði söylemeliyim ki her ne kadar meraklý olmasam da, anlattýklarý beni etkilemiþti. Kadýnýn çýplak vücudunu bir ressam gözüyle anlattýðýnda sanki uçsuz bucaksýz vadileri anlatýyormuþ gibi kelimelere eðim vermiþti. Vücudunda dolaþtýktan sonra, teninin tadýný tortulaþmýþ eski ve deðerli bir þaraba benzetmiþ ve sarhoþ olduðunu söylemiþti. Yaðmurun ýslattýðý, rüzgarla insanýn kucaðýna taþýdýðý, toprak gibi kokuyormuþ. Taptaze bir havayý ciðerlerini derin bir iç çekmeyle doldururmuþçasýna kokluyormuþ kadýný. Bu aþký resmetmeye kalksa doðanýn daha önce olmayan yepyeni renkler yaratmasý gerekirmiþ.

Pierre sonunda gökyüzünden yataða indiðinde May’in yanýnda olmadýðýný fark etmiþ. Banyoda, sýcak suyla dolu küvetin içine uzanmýþ kadýný bulduðunda yanýna yaklaþmýþ ve bir sigara yakmýþ. Kadýn onun elinden aldýðý sigaradan bir nefes aldýktan sonra, bir duman bulutuyla beraber artýk gitmesi gerektiðini söylemiþ. Pierre, bir randevu daha teklif edecekken kadýn onu öpmüþ ve baþka bir akþam resmini tamamlamasýný istemiþ. Sevgili dostum, dolanan ayaklarýna evinin yolunu tarif etmek zorunda kalmýþ. Burada Pierre’in gözleri sabitlendiði noktadan bana soru sorarcasýna döndü. Ben önce ne diyeceðimi bilemedim ama sonunda bu kadýnýn gideceðini hatýrlatarak ona fazla baðlanmasýnýn doðru olmayacaðýný söylemeye karar verdim. Bunu söylediðimde hiç þaþýrmayan ve bunu kabullenmiþ gibi gözüken suratý birazcýk burkuldu. O anda, uyarým için artýk çok geç olduðunu fark ettim.

Ekip yavaþ yavaþ hazýrlýklarýný bitiriyordu. Pierre dekora yardým ediyor ve elinde fýrça varken sahnede prova yapan May’i gözleriyle takip ediyor, tiyatroda yankýlanan sesini ne kadar zaman geçerse geçsin unutmamak için dikkatle dinliyordu. Bir akþam daha May’in odasýna resmini tamamlamak için gitti ve geri döndüðünde ayný ilk gün olduðu gibi mutluydu. Ama bu son gidiþi olmuþtu. Çünkü May artýk baþka erkeklerle görünüyor, kasabada adýnýn çýkmasýndan endiþelenmeden bir çoðunu odasýna davet ediyordu. Pierre, ne diyebilirim ki, önce anlamamazlýktan geldi ama sonunda mecburen bu kadar açýk ve net olan gerçeði kabul etmek zorunda kaldý. Kadýn için hiçbir önemi yoktu. May’in gözünde baþkalarýndan bir farký yoktu. Sadece diðerlerinden biriydi. Bir diðeri.

Zavallý dostum, konuþacak cesareti bulamýyor yada kelimeleri yerli yerine koyamýyordu bir türlü. Bir süre boþ tuvale bakarken, boyanýn üstünde kuruduðu fýrçasýna aldýrmadan öylece oturdu. Çizemiyor, yemek yiyemiyor, kadýný ne görmeden yapabiliyor ne de görmeye dayanabiliyordu. Bu karýþýk duygularýný resmetmek için doðada yeterli renk olduðuna karar vermiþ olacak ki, tekrar resim yapmaya baþladý. Evet haklýydý, tabiattaki bütün hüzün verici renkleri bulmuþtu. Tuvallerini görenler þaþýrýyor, ona acýyor ve aniden havanýn gerçekten kapatýp, deli gibi birdenbire çýkan bir fýrtýnayla onlara saldýracaklarýndan korkuyorlarmýþ gibi kaçýp gidiyorlardý. Ben ise resimlere sahibine duyduðum acýma hissiyle deðil, sonunu tahmin eden endiþeli gözlerle bakýyordum. Cesaret verircesine sýrtýný sývazladým ve kafamý kaldýrýp manzaraya baktýðýmda, þaþýrdým. Bu kadar güzel bir günü, masmavi gökyüzünü ve kýrmýzý gelincikleri eðen rüzgarlý yemyeþil vadileri nasýl böyle resmetmeyi baþarmýþtý anlamamýþtým. Sonunda hayal gücüyle onu yalnýz býrakmaya karar vererek yanýndan ayrýldým.

Üç gün sonra artýk hazýrlýklar tamamlanmýþtý. Büyük gün gelmiþti iþte. Oyun saatinden biraz önce insanlar kasabayý boþaltmaya ve tiyatroya dolmaya baþlamýþlardý. May’in aþýklarý ön sýralardaki yerlerini almýþlardý bile. Ben elimdeki duyuruya baktým, Madame Butterfly yazýyordu. Daha önce hiç seyretmemiþtim. Ýlk defa göreceðim oyun için heyecanlanla sahnenin önünde ki koltuklardan daha arkada kenarda bir yer seçtim kendime. Gözüm Pierre’i arýyordu. Acaba merakýný bastýrýp kasabadaki tek kiþi olmayý mý seçecekti, yoksa aþkýnýn ýstýrabýna göðüs gerip özlem dolu gözlerle tutkunu olduðu kadýný izlemeye gelecek miydi? Sahnenin kýrmýzý aðýr perdesi kalkarken tiyatro karanlýk ve sessizdi. Oyun baþladý. May sahneye Japon bir kadýn kýlýðý içinde çýktý. Yüzüne renkli bir makyaj yapýlmýþtý, Pierre’in tablolarýndan biri gibi. Hayranlýk dolu bakýþlar onun sesiyle irkiliyordu. Ýnce tiz bir sesle acýlý bir kadýnýn aðzýndan bilmediðim bir dilde, anlamadýðým kelimelerle aryasýný söylüyordu. Ama ben dahil herkes canlandýrdýðý kadýnýn sesindeki umutsuzluktan ve hüzünden etkilenmiþ, ona büyülenmiþ gözlerimizi ayýramadan bakýyorduk.

Bir aþk acýsýydý, sevgilisi için, bir yabancý için duyduðu. May rolünü gerçekten yaþýyormuþ gibi oynuyordu. Kendini kaptýrmýþ sahnede olduðunu unutmuþ ve bizi de gittiði yere götürmüþtü. Oyunun son perdesinde kadýn dizlerinin üstüne çöktü ayný zamanda acý dolu þarkýsýný söylüyordu. O sýrada salonda karanlýklara saklanmýþ, bana yakýn bir yerde çaprazýmda duran Pierre’i gördüm. ‘Demek ki dayanamayýp gelmiþ’ diye düþündüm. Suratý yorgunluktan çökmüþ, gözlerinin altý mosmor ve torba torba olmuþtu. Hiç de iyi görünmüyordu. Ama bakýþlarý May’i izlerken parýldýyordu. May’in dile getirdiði hüznü biliyor ama kadýnýn bu duyguyu gerçekte hissettiðinden þüphe duyuyordu. Ona karþý bu kadar zalim davranmýþ, aþkýyla oynamýþ, baþkalarýnýn olmuþ bir kadýný nasýl böyle delice sevebilirdi ki bir insan? Eskiden antik çaðda yaþamýþ bir yazar geldi aklýma, Catullus, bir tek o yapardý böyle bir þeyi. Ama hayýr, bir örneði karþýmda duruyordu iþte. Gözlerindeki yaþlarý gördüðümde Pierre’in, baþýmý sahneye çevirdim. Japon kadýn dizlerinin üstüne koyduðu kýlýca iki eliyle sarýlmýþtý, sýký sýký tutarken bir yandan da þarkýsýný söylüyordu ve aniden kýlýcý karnýna sapladý, kýsa acý çýðlýklarýyla kesiliyordu þarkýsý ama daha kuvvetli bastýrýyordu kýlýcýn sapýna, daha içeri itiyordu. Ta ki bir tek kabzasý görünene kadar, sonra aynaya uzandý ve kendine baktý. Þarkýsý dudaklarýnda kurudu. Sessizce, notalar yerde yatan bedeni terk etti..

Oyun bittiðinde herkes þaþýrmýþ, büyülenmiþ birbirlerine bakýyordu. Alkýþlamayý cesaretlendirmek için bir iki elden ses geldi ve yavaþ yavaþ þoktan kurtulan salon deli gibi alkýþlamaya baþladý. Ýtiraf etmeliyim ki ben de çok etkilenmiþtim. May’i hiç tanýmasaydým veya dostuma çektirdiði acýlara þahit olmasaydým, belki zavallý kadýn için üzülebilirdim. Ama ancak canlandýrdýðý karakter Chu Chu’nun acýsýný paylaþabildim. Oyun bittiðinde aceleyle dýþarý çýktým. Kalabalýk içinde Pierre’i seçmem mümkün deðildi. Bara doðru koþtum ama orada deðildi. Evinde de yoktu. Hiçbir yerde yoktu. Yokluðun içine sýðýnmýþtý. Yalnýz kalmak istiyordu. Ama May’i görmeye gitmiþ olabileceði fikri akla yatkýn geldi. ‘O zaman May’i bulmalýyým’ dedim. Otelin önünde ekipten birkaç kiþiyle oyun hakkýnda bir þeyler konuþuyordu. Pierre yanýnda deðildi. Ona doðru yaklaþtým ve dostumu görüp görmediðini sordum. O da uzun zamandýr görmediðini söyledi bana. Kelimelerine giydirdiði o alaycýlýk hiç hoþuma gitmemiþti. Buna karþýlýk çenemi kapatýp ayný alaycýlýkla onu boydan boya süzdüm ve yanýndan ayrýldým. Pek alýndýðýný söyleyemem. Siz de anlamýþ olmalýsýnýz oldukça havalý ve çekici bir kadýndý. Çevresindeki erkeklerden bir iki tane eksilse bir þey kaybetmezdi. Günün sonunda her þeyi olduðu gibi býrakýp yatmaya karar verdim.

Sonraki gün bara indiðimde otelde oyun ekibinin hazýrlýk yaptýðýný gördüm. Evet, gitmeye hazýrlanýyorlardý. Bu iyi diye düþündüm artýk dostum bu acýya daha fazla katlanmak zorunda kalmayacak. O kadýn gidecek ve Pierre bir süre sonra onu unutacak. Pierre! Onu dün bulamadýðýmý hatýrlamýþtým. Evine doðru hýzla koþtum. Hava kapalýydý yaðmura yakalanmamak için geri dönüp üstüme palto almayý düþündüm ama artýk yolun çoðunu katetmiþtim, bu fikirden vazgeçip devam ettim. Eve yaklaþtýðýmda yaðmur çiselemeye baþlamýþtý. Pierre’in evinden bir müzik sesi geliyordu. Dün dinlediðimiz kadar acýklý bir þarký çalýyordu. ‘Eski dostum sanýrým þiþenin dibinde uzanýyor olmalý’ diye düþündüm. Kapýyý yumruklayarak seslendim. Ama cevap vermedi. Müzikten baþka kimse yoktu sanki içerde. Endiþelenerek kapýyý omuzladým. Zaten çok eski olan tahta kapý bir kerede açýldý. Onu yerde yatarken gördüðümde midemi yüksek bir yerden hýzla düþüyormuþçasýna bir boþluk hissi kapladý. Zavallý dostum, daha fazla dayanamamýþ ve dün gece Chu Chu’nun yaptýðý gibi onurlu bir þekilde hayattýn yolundan çekilmiþti. Kendini býçaklamýþ kanlar içinde yerde yatýyordu. Yanýna yaklaþtýðýmda, gözlerinin May’le ilk beraber olduðu geceyi bana anlatýrken arkamda bir yerlere baktýðýndaki ayný ifadeyle dolu olduðunu gördüm. Yüzü son yaptýðý tablolarý gibi soluk ve karanlýktý. Ama yine de dudaklarýnda huzur olduðunu, mutluluðu gittiði yerde biraz da olsa tattýðýný gördüm.

Dostumun artýk ruhu gibi özgür olan bedenini gömme hazýrlýklarýný baþlatmak için kasabaya haber yolladým. Pierre’i, fýrçasýndan rengarenk boyalarýn sýçradýðý bir çarþafa sardýk ve dört kiþi omuzlayýp kasabaya doðru yol aldýk. Dostuma karþý son görevimi yerine getirmeye gidiyordum. Onu içine koyacaðýmýz ýslak topraktan, baþka canlýlar hayat kazanacaklardý. Bu düþüncelerle yürürken hissiz bedenin aðýrlýðý altýnda, onu gördüm. May haberi almýþ donuk ve ilginç derece de nemli gözlerle bana bakýyordu. ‘Aðlýyor olamaz sanýrým yaðmur suratýný ýslatýyor olmalý’ diye haince düþündüm kendi kendime. Bizi mezarlýða kadar takip etti. Ve bir gece öncesinde sahnede söylediði þarkýyý söylerken cesedin baþýnda diz çöktü. Artýk aðladýðýndan kuþkum kalmamýþtý çünkü Madame Butterfly hüzünlü þarkýsýný söylerken, kýlýcý bedenine soktuðunda duyduðu acýyla ayný acý çýðlýklar bölüyordu þarkýsýný. Toplanan herkes ben de dahil olmak üzere bu sýradýþý cenaze törenine kederle ve yasla göðüs geriyorduk. Pierre’i May’in kollarýndan aldýk ve ait olduðu derinliðe býraktýk. May’in acýlý sesi, o tiz arya rüzgarla kulaklarýmýzdan geçip yeþil vadilere yayýlýyordu. Buna daha fazla dayanamadým ve ayaða kalkýp arkama bakmadan bara doðru ilerledim. Ýçeri girdim ve bardaðýmý bir saniye de olsa bana bu dehþeti unutturacak sert bir þeylerle doldurdum. Ama olmadý, unutturamadý. Hiçbir içki yeterince sert ve hiç bir saniye bir öncekinden daha hýzlý deðildi.

May o gün simsiyah yas elbisesiyle kasabaya veda etti. Bir daha onu hiç görmedim. Ama yanýnda Pierre’in çizdiði kendi resimlerini de götürdüðünü biliyorum. Ne olursa olsun, ikisinin de hayatýna aþk girmiþti. Bazýlarý bir kiþiyi sever, bazýlarý bir çoðunu. Bazýlarý aþkýn ne olduðunu bilmez, yaþamadan yaþlanan bu insanlar, zavallý hayatlarýnýn bir an önce sona ermesi için yada aþkla bir yerlerde karþýlaþmak için Tanrý’ya yalvarmalý bence! Ben mi? Beni hiç sormayýn dostlarým. Sonum arkadaþýmýn ki gibi olmasýn yeter! Huzur içinde yat sevgili Pierre!


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: çok etkilendim
Gönderen: gülru önder / Ýstanbul/Türkiye
13 Ocak 2006
çok etkilendim.çok güzel hikayaler üretiyosunuz...hikayelerinizden her okumamda etkileniyorum.ve severek okuyorum:)

:: her erkek
Gönderen: silgi / Ýstanbul/Türkiye
25 Aralýk 2005
eninde sonunda nereye takýlýr? sorular sordurdu bana yazdýklarýn. cevaplar kimde?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Törensiz Gömülmüþ Bir Aþk
Yalnýzlýðýn Senfonisi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cennet'ten Düþüþ
Yazar ve Hayal Gücü
Bir Kaþýn Yarýlmasý
Kuyunun Ýçinde
Perilerim Sende Kalsýn
Ýliþkiler ve Kýrýklarý
Yas Yaðmuru ve Þemsiye

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Keþke [Þiir]
Düþündüm Bulamadým [Deneme]
Kartonpiyerli Dusler [Deneme]
N. K (60) Eski Eþini ve Bir Araba Satýcýsýný Bir Kutu Viagra Ýçirerek Hunharca Katletmekten Aranýyor! [Deneme]
Kim - Sessizlik [Deneme]
Baþlýðý Siz Koyun [Deneme]
On Dokuz Dönüm Yalnýzlýk [Deneme]
Kýþamrak Rib Kþa [Deneme]
Okuyuculara Duyurulur! [Deneme]
Ýzedebiyat Kardeþini Seç ile Kardeþ Olsun Mu? [Ýnceleme]


güliz dülgeroðlu kimdir?

Yazar Tanýtýmý öykülerinde ve denemelerinde bulunmaktadýr.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © güliz dülgeroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.