Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Kötü hava koþullarý nedeniyle zaten çoðu seferler iptal edilmiþti. Ortalýkta temizlik yapan birkaç temizlik görevlisi dýþýnda, elindeki sigarasýný yasak olmasýna raðmen çaktýrmadan içmeye çalýþan bir polis memuru dolaþýyordu. Hava alanýnýn dýþ hatlar terminalinin alýþýlan yoðunluðundan uzak bir gece geçiriyor olmasý en çok onun iþine yarýyordu. Gecenin loþluðuna sakladýðý can dostu sigarasý ile gecenin yalnýzlýðýný gideriyordu, sigara içmesini saðlayan yalnýzlýðý. Gece üçe doðru Amerika’dan gelen bir uçak piste iniþ yaptý. Amerika’daki ortaklarýnýn yanýndan dönen birkaç iþadamý ve magazincilere yakalanmamak için gecenin bu saatinde ülkesine dönmek zorunda kalarak gönüllü sürgün rolünü oynayan birkaç sanatçý hemen göze çarpýyordu. O da inmiþti uçaktan. Sene içinde yalnýzca bir kez gelebildiði ülkesine artýk temelli dönüþ hayalleri kurmaya baþlamýþ ve sonunda bunu gerçekleþtirmiþti. Bavullarýný aldý, kendi eþyalarýnýn yanýnda eþe dosta almasý gereken hediyelerinin de çantalarýný iyice aðýrlaþtýrdýðýný düþündü. Dýþ hatlar terminalinin, hele de gecenin bu saatinde Amerika’dan dönen, yolcularýna uygulayacaklarý fahiþ taksi fiyatlarýyla sigarasýný rahatça içen polis memuru ile birlikte gecenin en karlý insanlarý olan taksicilerin yanýna doðru hareketlendi. Onu karþýlayan hiç kimse yoktu. Kimsenin kendisini karþýlamasýný istemediði için annesine ve kardeþine bir hafta sonra döneceðini söylemiþti. Bunu söylerken sürpriz yapmak gibi bir niyeti yoktu sadece ülkesine döndüðünde yalnýz baþýna eve giderken, ona karþý duyduðu özlemi derinden bir acý olarak hissetmek istemiþti. Ama acý çekmeyi bile tam olarak baþaramayacak derecede ilginç biriydi, bu yüzden gece dönmüþtü. Güneþin bile üstünü örten karanlýðýn, acý hatýralarýn, kaybolmuþluklarýn,yokluklarýn da üstünü örteceðini, unutturacaðýný düþünüyordu. Gecenin karanlýðýnda taksicilere doðru ilerlerken anladý ki, karanlýk da bir iþe yaramayacak. Çünkü karanlýk diye bir þey yoktu, biz ýþýðýn olmadýðý vakte karanlýk diyorduk. Iþýða baðlýydý karanlýk, oysa onun içindeki özlemi aydýnlatan, sýzlatan güneþ kendi yüreðinde parlýyordu, hem de kesintisiz. Bu yüzden hiçbir karanlýk örtemeyecekti, kalbindeki derin sýzýyý parlatan güneþi. Çaresiz onu hissetmeye baþladý. Ýlginç biriydi. Aklýna o gelince, gözlerinin önüne onun muntazam gülüþü, kulaðýna onun kendisi için yazdýðý þiirler, mektuplar, þarkýlar geliyordu. Teninde ona dokunduðu hissini veren bir yanma baþlýyor, elleri karýncalanýyor ve dudaklarý sanki onu öpüyormuþ gibi tatlanýyordu. Oysa hiç öpüþmemiþti onunla, onun yanýnda baþkalarý ile öpüþmüþ müydü? Aklýna bir anda bu soru gelmeye baþladý. Yanýtýný tam olarak vermese de ona deðer vermediði anlarýn acýsýný çekmeye devam ediyordu. Demek ki öpüþmüþtü. Taksinin arka koltuðuna oturdu. Adresi usul usul tarif etti, anlaþýlan þoförle bir daha konuþmamak niyetindeydi. Ýki senedir kelimelerden tasarruf etmeye baþlamýþtý. Eskiden onunla konuþurken uyguladýðý bu anlamsýz tasarrufu, onu kaybettikten sonra herkese uygulama baþlamýþtý. Kimsenin hayatýnda yer almak istemiyor, konuþmazsa, anlatmazsa insanlarýn hatýralarýnda silik bir ifade ile yer edineceðini düþünüyor, bu düþünce içini rahatlatýyordu. Müþterisine sorma gereði duymadan radyoyu açmýþtý taksici, radyo kanallarýndan hangisinin misafiri olacaðýný bilemeden, birinden birine atlýyordu. Genelde türkü yayýný yapan bir kanalda, Sezen Aksu’nun insanýn ruhuna dokunan sesi ile gecenin karanlýk boþluðunu dolduruyordu Daimi’nin dizeleri: Ne aðlarsýn benim zülfü siyahým Bu da gelir bu da geçer aðlama Bilmediði bir adamýn taksisinde, bilmediði bir gecenin ortasýnda, istemediði bir geçmiþten yepyeni bir geleceðe adým atmak için geçmeye baþladýðý köprüdeydi ve bir türküden oluþan korkuluklara tutunarak geçmiþten geleceðe ürkek adýmlar atabiliyordu. Ýçindeki keder, gözlerindeki acýnasý bakýþlarda kendini gösteriyordu. Geçmiþteki hatalarýn aðýr vebalini taþýyan bu iki göz umutsuzluktan mýdýr bilinmez iyice karamýþtý. Ama bu kararmaya raðmen göz bebeklerinin içindeki ýþýk parlak bir meþale gibi yanýyordu. Yangýnlar yaratan Nero’nun meþalesinden de, dostluk ve kardeþliðin buluþtuðu olimpiyat meþalesinden de izler vardý o ýþýkta. Hayatý hep gri tonlardaydý. Arada bir siyaha iyice yaklaþýr ama hiç beyazlaþmazdý yaþadýklarý týpký duygularý gibi. Birini sevemez sadece sever gibi olurdu, gerçekten aþýk olduðunda ise artýk araya onarýlamayacak yýkýntýlar girmiþti, kýrýk bir kalbin yýkýntýlarý. Tekrar türküyü anýmsadý. Anýmsamasýyla onun yokluðunu kalbinde sert bir býçak yarasý gibi hissetmesi bir oldu. Þimdi geriye dönüp baktýðýnda, yaptýklarýnýn ve özellikle yapmadýklarýnýn hayatýndan ne kadar çok þeyi çaldýðýný fark ediyordu. Kendi ruhunu soyan bir hýrsýzdý o. Kulaðýna “Ne aðlarsýn benim zülfü siyahým Bu da gelir bu da geçer aðlama” diye fýsýldayacak kimse kalmamýþtý. Zaten herhangi birinin deðil onun bunu yapmasýný istiyordu. Sonra aklýna onun kendisi için yaptýklarý geldi. Bütün bunlarý karanlýk gecelerde, ailesinden çok uzakta, daha da önemlisi sevdiði insandan uzakta iken yapmýþtý o. Ayrýca sevgilisine ruhen de uzaktaydý. Onun için uðraþýrken, ondan hiçbir ýþýk alamamýþ, ama yýlmamýþ birisiydi . Onu eþsiz kýlan, boþluðunu dolduramayan da buydu galiba. Ýçindeki hayali yaþatabilecek ve onu sevebilecek kadar aþk konusunda yetenekli olmasý ile hayali bir kahramana aþýk olabilecek kadar deli olmasý ve en önemlisi bunlarýn arasýnda bir fark olmadýðýný bilmesiydi. Aþk delilik, delilik de aþktý onun için. Belki de onun gibi yapmalýydý artýk. Hayal kurmalýydý, onun kendi kulaðýna bu türküyü fýsýldadýðýný hayal etmeliydi. Hayallerimiz bize ait tek þeydi. Ýçimizdeki daðlarda özgürce yetiþtirdiðimiz laleler, akarsularýmýzda su içirdiðimiz ve çobanlýðýný yaptýðýmýz koyunlardý hayaller. Biz onlara su verdikçe, araya giren daðlara raðmen onlarý sevdikçe, onlara kalbimizden gelen ezgileri kavallarýmýzda çaldýkça büyüyor, besleniyorlardý ve gün geliyor tam da yaþamdan umudu kestiðimiz anda gerçekleþiveriyorlardý. Taksi gecenin karanlýðýna tutulmuþ bir fener gibi aydýnlattý sokaðý. Evinin önüne gelmiþti. Annesi ev iþlerindeki hamaratlýðýný bahçeye de yansýtmýþ, çiçeklerle bezemiþti her tarafý. Taksinin farlarýndan yayýlan ýþýk çiçeklerin oluþturduðu renk cümbüþünü ortaya çýkartmýþtý. Taksiciye parayý uzattý ve bavullarýný da alarak evin sarmaþýklarla süslenmiþ dýþ kapýsýna kimseyi ürkütmek istemeyen aðýr adýmlarla ilerledi. Yavaþça zile bastý,. Ortalýkta bir tek sokak lambasýnýn ýþýðý yanýyordu. Taksici gecenin bu saatinde evine býraktýðý müþterisinin, evin içine sað salim ulaþmasý için bir süre daha bekledi evin önünde. Sonra karanlýðýn içinden yavaþça gelen yirmili yaþlardaki delikanlýyý görünce tekrar gaza bastý; yepyeni insanlara ve de onlarýn hayat hikayelerine sessiz tanýklýk edeceði karanlýk geceye geri döndü. Hiç beklemediði bir anda ablasýný karþýsýnda gören genç çok þaþýrdý, ama hiçbir þeyin uzamasýna izin vermeyen gece bu þaþkýnlýðý gencin üzerinden aldý. Gece hep geç kalmýþlýðýn, kýsa anlarýn simgesiydi. Belki de geceleri daha doðrusu uyuduðumuz anlarý yaþýmýzý hesaplarken göz ardý etmemiz gerekir. Gece hayat trenine yetiþemeyen yolcularýn uðrak yeriydi.Para kazanmak için vücudunu satan fahiþelerin, kendi hayatýný hiçe sayýp baþkalarýnýn hayatlarý koruyan nöbetçi askerlerin, ya da az önceki kýz gibi hayat trenine geç kalan yolcularý taþýyan taksicilerin vaktidir gece. Normal bir hayat süren, insanlarýn ya uykuda geçirip anlamadýklarý bir vakit ya da seviþmenin hazzýna kapýlýp dünyadan soyutlanarak anlamadýklarý, ruhlarýný ve varlýklarýný katmadýklarý vakittir gece. Belki de bu yaþlý dünya ayný anda hepimizin ruhunu, varlýðýný, dolayýsýyla kötülüklerini kaldýramadýðý için dünyanýn yarýsý geceyi , yarýsý gündüzü yaþar ayný anda. Olamaz mý? Annesi kýzýný karþýsýnda görünce, dayanamayýp mutluluk gözyaþlarý dökmeye baþladý. Annesinin yanaklarýndan dökülen gözyaþlarý elinin içi ile sildi. Sonra sýkýca sarýldý ana kýz. Kardeþi bir kenara geçmiþ, onlarýn mutlulukla hüznü ayný anda harmanlayan ‘su sýzdýrmayan sarýlmalarý’ný izliyordu. Annesi neden bir hafta erken döndüðünü sormamýþtý kýzýna. Kýzýný iyi tanýyor, yaþadýðý hayal kýrýklýklarýný bir nebze de olsun anlayabiliyordu, insanlardan kaçýþýný da tabii ki. Aç olup olmadýðýný sormadan yemek hazýrlamaya koyuldu annesi, oðluna da banyoyu hazýrlamasýný söyledi mutfaða giderken. Banyodan çýktýktan sonra, annesinin hazýrladýklarýný atýþtýrdý. Yorgundu, annesinden ve kardeþinden iyi geceler öpücüðü alýp, yataðýn yolunu tuttu. Yastýðýna baþýný koydu ve düþünmeye baþladý. Geçmiþi eskitemediðimizi düþündü, her an yenileniyordu geçmiþimiz. Katili arayan bir dedektif gibi nereye gitsek peþimizden geliyor, attýðýmýz her adýmda, yaptýðýmýz ve ‘yapmadýðýmýz’ her iþte yenileniyor, katilinin ruhunu anlamaya her an biraz daha yaklaþýyordu. Katilini hiç yakalamayacaktý geçmiþ, bu yüzden ona acý çektirmenin baþka yollarýný bulmuþtu. Ona öldürdüðü þeyleri, yani kýrýk dökük geçmiþini, kýsacasý kendisini hatýrlattýkça ondan intikamýný aldýðýný sanýyordu. Belki haklýydý da. Mis gibi börek kokusunun tatlý günaydýný ile baþladý güne. Oysa biliyordu ki, ne kadar güzel baþlasa da güne, onu düþündükçe eksikliðin ve yoksunluðun giderilemeyen acýsýný derinden hissedecekti günün geri kalanýnda. Yataðýnda bir süre daha vakit geçirdi. Ne yöne baksa onun hayalini görüyor, birlikte geçirdikleri kýsa ama dopdolu anlarýn hazin hatýralarý ile kanayan yerleri iyice depreþiyordu. Ne yapmasý gerektiðini bilmiyordu, zaten bu konudaki en önemli ve daimi sorunu bu olmuþtu. Bu sorunla yüzleþmeyi ve bir çözüme gitmeyi denememiþ, beklemeye geçmeyi ya da herhangi bir þey yapmamayý yeðlemiþti her zaman.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Onur Erdoðan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |