Ýste, sana verilecektir; Ara, bulacaksýndýr; Çal ve kapý sana açýlacaktýr -Ýncil |
|
||||||||||
|
‘Saat epey ilerlemiþ olmalý.Off! Ne zaman gideceðiz þu kibirli papatyalara günlerini göstermeye?’ dedi þiþman olaný.Genç arkadaþý,þiþman solucaný duymamýþ gibi iþine devam etti.Genç solucan, o sýrada yuvasýnýn önünü kapatan inatçý yapraklarý oradan gitmeye zorluyordu.Yapraklardan bir tanesi,inatla ‘Ama biz burayý çok sevdik!Ben gitmek istemiyoruum!’ diye diretiyor,kendisini itelemeye çalýþan genç solucanýn tehditlerini duymamýþ gibi davranýyordu.Genç solucancýk, sonunda pes etti ve arkadaþýna:’Bunlarýn gideceði yok!En iyisi biz bir aðaç gölgesi bulalým, sonra bir hal çaresi bulunur elbet!’ dedi.Ardýndan þiþman arkadaþýný geride býrakarak, hýzla büyük aðacýn yanýna vardý.Tombul olan: ’Ya kardeþim ne zaman þu kibirli papatyalara günlerini göstermeye gideceðiz?Ben dün geceden beri bunu hayal ediyorum!Þu kibirli,çirkin,suratsýz,iðrenç papat…’ diye yakýnýrken, konuþmasý bir anda kesiliverdi.Gördükleri karþýsýnda söyleyecek söz bulamýyordu çünkü.Genç arkadaþý ise tombul solucandan farksýzdý.O da gölgesinde dinlediði yaþlý ve heybetli aðacýn altýndan ayrýlmýþ, hýzlý bir þekilde iri arkadaþýnýn yanýna doðru ilerlemeye baþlamýþtý.Þimdi iki solucan da yan yana, gördükleri bu manzara karþýsýnda ne yapacaklarýný bilmez bir halde karþýya bakýyorlardý.Karþýlarýnda ne mi vardý?!Bir ipucu vereyim isterseniz. O sýrada, iki solucan da yaþlý ve heybetli bir aðacýn yanýndaydýlar.Bu aðaç, öyle heybetli dallara sahipti ki,bazý dallar hemen yandaki ‘’evin’’ açýk pencerelerinden içeri taþmýþtý.Sabahlarý,civardaki tek sincap ailesi, genellikle kahvaltý mekanlarý olarak bu güzel aðacý seçerlerdi… Saat:10.45 (CAN ailesi kahvaltýda…) ‘Reçel alýr mýsýn tatlým?’ Elif Haným, yaramaz oðlu Emre’ye reçel kavanozunu uzatýrken,Esin de babasýna en son yazdýðý öyküyü okuyordu. ‘….Ve sonra genç solucan,yaþlý ve heybetli aðacýn yanýna doðru ilerledi.’ dedi Esin büyük bir heyecanla.Ardýndan da‘Þimdilik bu kadar yazabildim!’ diye ekledi. Erdem Bey yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kýzýný kutladý. ’Gerçekten güzel olmuþ Esin!Devamýný getir bu öykünün.Sonra bakarsýn bu yazdýklarýný bir kitapta bile toplayabiliriz!’dedi. Esin:’Gerçekten de yapar mýyýz baba!?’ diye bir sevinç çýðlýðý attý ve babasýna sýkýca sarýldý.Anlayacaðýnýz tam anlamýyla ‘mutlu ve huzurlu aile’ tablosu çiziyorlardý o gün.Kahvaltýlarýný, yeni evlerindeki 2.günleri olmasýna raðmen dýþarýda deðil de içerde yapýyorlardý.Hava biraz serin diye düþünüp,içerde kalmayý tercih etmiþler,mutfaktaki büyük pencerenin hemen yanýna koyduklarý ufak masaya oturmuþlardý.Pencereden içeri taþan kocaman aðaç dallarý, kahvaltýlarýna ayrý bir güzellik katýyordu.Dünkü tartýþmalarý sona ermiþti ve hepsi hayatlarýndan son derece memnundular.Fakat az sonra olacaklarý nerden bilebilirlerdi ki? Esin bal kavanozunu babasýna uzatýrken yanlýþlýkla kapaðýný pencereden düþürünce olanlar oldu.Kapaðý almak için pencereye eðilen Esin, birden bire korkmuþ bir yüz ifadesiyle ordan uzaklaþtý.Ardýndan da çýðlýk çýðlýða baðýrmaya baþladý.Sizce onu bu kadar korkutan neydi?Size bir ipucu vereceðim.Kahvaltý yaptýklarý masanýn hemen yanýndaki bu pencere, ‘’solucanlarýn’’ az önce soluklanmak için durduklarý büyük aðacýn dallarý arasýnda yitip gitmiþti… ************** Evet, önce genç solucan ve sadýk dostu tombul solucan,Can ailesini kahvaltý ederken görmüþ,onlarýn -insan denilen yaþam formunun- (hele de kalabalýklarken) bu kadar yakýnýnda olmaktan duyduklarý korku ve tedirginlik nedeniyle,þaþýrýp kalmýþ,ne yapacaklarýný bilemez bir halde öylece susmuþlardý. Sonra tam kaçmaya hazýrlanýrlarken,evin büyük kýzý Esin de onlarý görmüþ ve solucanlara duyduðu engin korku münasebetiyle(!) baðýrmaya baþlamýþtý.Zavallý solucanlar,iyice ürkmüþlerdi hatta taþ kesilmiþlerdi adeta.Kalakalmýþlardý öylece.Tombul solucan kibirli papatyalarý unutmuþtu bile.Genç solucan ise yuvasýnýn önünü kapatan inatçý yapraklarý umursamýyordu artýk.’Acaba bu garip aile bize ne yapacak þimdi?’ diye düþünüyordu bir yandan.Diðer yandan da kýzýyordu kendi kendine.Ne gerek vardý þimdi kalkýp buralara gelmeye?Otursalardý ya yuvalarýnda! Ýlk adýmý Can ailesi attý.Esin’i sakinleþtirmeyi baþaran Erdem Bey,Elif Haným’ý ve tabi Emre’yi de yanýna alarak bahçeye çýkmýþ,onlara bu zavallý yaratýklarýn ne kadar zararsýz olduðunu göstermek için hýzlý adýmlarla o kocaman, yaþlý aðacýn yanýna yürümeye baþlamýþtý.Ürken solucanlar, birbirlerine hiç ayrýlmamacasýna sarýlmýþlardý o anda.Öyle korkmuþlardý ki tir tir titrediler bir süre.Devasa yaratýklar onlara doðru hýzla yaklaþýyordu.’Ne biçim þeyler þu insanlar?!’ diye düþündüler.Baba yine ilk adýmý atan oldu ve solucanlara eðildi.Zavallýcýklar gözlerini kapatmýþlar,kaderlerine razý olmuþ gibi ‘ne olursa olsun artýk!’ diye düþünmeye baþlamýþlardý ki Erdem Bey ikisini birden eline aldý.Fakat sandýklarý gibi ezmeden!Hatta incitmemek için dikkat ederek...Sonra bir çift göz yaný baþlarýnda belirdi.Koca koca kirpikler,iki de bir açýlýp kapanýrken,þiddetli titremeler sarýyordu ufacýk bedenlerini…Ama ne ‘Aaa ben de bakacaðým!’ diye koþup gelen Emre -ki onu da hain biri olarak bilirdik- ne de ‘Bunlar bir þey yapmýyor þimdi di’mi?’ diye gülümseyerek yaklaþan Esin onlara zarar verdi.Üçü de hayranlýkla,kývrýlýp duran bu savunmasýz yaratýklarý izliyor,korkularýnýn ne denli saçma olduðunu þimdi daha iyi anlýyorlardý.Elif Haným ise yüzünde sevecen bir gülümsemeyle eþini ve uslanmaz çocuklarýný izliyordu.Solucanlar ne mi yapýyordu?Onlar da ‘Yahu bu insanlar hiç de fena deðilmiþ!’ demeye baþlamýþlardý.Korkmuyorlardý artýk.Onlar da anladýlar sanýldýðý kadar kötü olmadýðýný insan denilen canlý türünün. ******************************************** Ýnsanoðlu garip bir varlýk deðil mi?Sevgi onun en büyük gücü…Sadece insana karþý deðil, canlý cansýz tüm varlýklara duyduðu sevgi sonsuz! Eðer insan sevgi vermek isterse içinde bitip tükenmez bir kaynak var kanýmca.Ama yeter ki istesin!Ýçinizdeki o büyük sevgi pýnarýnýn hiç kurumamasý dileðiyle…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Sıla Şahin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |