..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Kaan Alpaslan




28 Ekim 2005
Zindan  
lordun teklifi

Kaan Alpaslan


William, kendisine bu adý takmýþtým, William’ý birkaç kez bu gündüz uyuklamalarým sýrasýnda beni izlerken yakalamýþtým. Bir keresinde her zaman öðlenleri gittiðim cafe’nin camýndan dýþarýyý izlerken, daha doðrusu dýþarýyý izler gibi uyuklarken


:BBEJ:
Bu uðultular ve inlemeler artýk hayatýmýn bir parçasý olmuþtu, her gece sanki odamý çeviren duvarlarýn içine hapsedilmiþ günahkarlarýn çýðlýklarýyla uyanýyor, bu dayanýlmaz sesleri duymazdan gelmeye çalýþarak tekrar baþýmý yastýða koyuyordum. Yataðýn içinde uyanýk olduðum her dakika, yalnýzlýðýmý, zorunlu ayrýlýðýn acýsýný tetikliyor ve gecemi gündüze taþýyordu. Artýk insanlar benim þiþmiþ göz altlarýma, kýzarmýþ gözlerime ve ayakta uyuyan halime alýþmýþlardý, verilen görevleri defalarca tekrarlamadýklarý takdirce unutacaðýmý biliyorlardý. Trafikte ani fren yapacak çevikliði çoktan kaybetmiþ, ufak tefek kazalara alýþmýþtým. Bütün bunlara raðmen mutlu olduðumu hissediyordum, vücudumun halsizliðinin yanýnda beynim çalýþmam gerektiðini, hep bir þeylerle meþgul olmam gerektiðini emrediyordu. Kitaplar arasýnda uyuyakalmalar, önemli hesaplarýn yarýda kalmasý tamamen vücudumun uyuþukluðundan dolayýydý, birkaç gündür beni takip eden gri sakallý, ortaçað papazý kýlýklý adamý elimden defalarca kaçýrmýþ olmam da bu yüzdendi.

William, kendisine bu adý takmýþtým, William’ý birkaç kez bu gündüz uyuklamalarým sýrasýnda beni izlerken yakalamýþtým. Bir keresinde her zaman öðlenleri gittiðim cafe’nin camýndan dýþarýyý izlerken, daha doðrusu dýþarýyý izler gibi uyuklarken birilerinin beni izlediði fikriyle uyanmýþ ve o an bu sakallý adamý karþýmda görmüþtüm. Sokaðýn diðer yanýndan benim bulunduðum cafe’yi dikizliyordu, onu aniden görmemle cüppesini kafasýna geçirip kaçmasý dikkatimi çekmiþti. William’ý daha sonra üç dört kez daha gördükten sonra bugün metroda karþýlaþtýk, küçük çaplý bir kovalamaca sonucu bu yaþlý adamýn hýzýna yetiþemedim ve dilim dýþarýda bir þekilde kalabalýkta kayboluþunu izlemek zorunda kaldým. Bugün William’a bu kadar yaklaþmam ise tamamen onun seçimiydi. Metro’nun yavaþlayýp kapýlarý açmasýyla birkaç dakikalýk uykumdan uyandým ve o sýrada yanýmdaki yaþlý adamýn kulaðýma bir þeyler fýsýldadýðýný fark ettim, onun William olduðunu anlayana kadar kapýdan çýkýp gitmiþti peþinden koþarken bana fýsýldadýðý þeyi önemsemiyordum, hatta bu geceye kadar kulaðýma söylenen sözleri aklýma bile getirmedim ama bu gece duvarlardan yükselen çýðlýklar, iniltiler sanki içimden geliyor gibiydi, sanki ben inliyor, ben çýðlýk atýyordum, yataðýmda olmadýðýmý fark edip hýzla ayaða kalktým ve hiçbir þey görmeden etrafa koþuþturmaya baþladým ve bir duvara çarpýp yere düþtüm. Kendime geldiðimde demir parmaklýklarýn arkasýnda karþýmda hafif ýþýk süzülen bir yerde William belirdi ve o daha önce önemsemediðim sözleri söyledi :
‘‘ Kaçmak için hala vaktin var’’

‘‘Senin bir tatile ihtiyacýn var!’’ Patronun söylediði söz son derece anlamýydý, bu halde iþe gelmemin sadece kendimi deðil iþ arkadaþlarýmý da rahatsýz ettiðini söyleyerek beni evime yolladý, kendimi toparladýktan sonra gelmemin uygun olacaðýný da ekledi. Öðlene doðru iþ yerinden eve geldim. Uzun zamandýr evimi sabah gözüyle görmüyordum. Yerlere atýlmýþ boþ votka þiþeleri, sigara paketleri, küller, elbiseler… Evden çok bir çöplüðe benziyordu, bütün bu pisliðin arasýndan geçip kendimi yataða attým ve uyudum. Akþama kadar uyumak çok iyi gelmiþti, ilk defa uykumu alarak yataktan kalktým, dýþarýsýnýn karanlýk oluþu biraz ürkütücüydü ama hiç uykum yoktu, evde çýkýp biraz þehrin tadýný çýkarmak istedim, sokaklarda yürüdüm, gecenin kokusunu soludum, kendimi bir barýn taburesinde sek votka içip, yanýmda güzel bir kýzla konuþurken buldum. Kýz geciktiðini söyledi ve telefonunu býrakýp gitti, Fikrimi deðiþtirirsem onu arayabileceðimi söyledi. Hangi fikrimi deðiþtirecektim, ben kýzla neler konuþmuþtum ki? Hatýrlamýyordum, muhtemelen aramýza giren uzun yollar yüzünden yeni ayrýldýðým kýz arkadaþýmdan bahsedip durmuþtum, baþým aðrýmaya baþladý, bardaki gürültü ve insanlarýn çokluðu üzerime üstüme gelmeye baþlayýnca oradan ayrýldým ve salýna salýna evimin yolunu tuttum.

Zincirlerin yere düþüþüyle uyandým. Kendimi içinde bulduðum nemli karanlýk zindan da kapýnýn açýk olduðunu hissederek doðruldum. Kapýyý hafifçe ittirdim. Demir parmaklýklar yere düþen zincire takýlana kadar aralandý. Yere eðilip zinciri uzaða doðru atmaya çalýþtým ama zincirler yerinden kýmýldatýlamayacak kadar aðýrdý. Parmaklýklardan oluþan kapýya yüklendim ve zincirleri ittirmeyi baþardým. Buradan çýkýnca hafif ay ýþýðýnýn vurduðu koridorda yürümeye baþladým.Ben yürüdükçe uðultular artmaya baþlýyordu. Koridor yol belli olacak kadar duvardaki boþluklardan giren ay ýþýðý sonucu aydýnlanýrken yanýndan geçtiðim ve seslerin geldiði bölmeleri göremiyordum. Sadece karanlýkta bir þeylerin beni izlediðini ve benimle konuþmak için sesler çýkardýðýný duyuyordum ve bu beni korkutuyordu, her an saðýmdan bir yaratýk çýkacakmýþ gibi tetikte ilerliyordum. Uðultular dayanýlmaz hale gelince, tam bulunduðum bölgenin yanýnda bir þeylerin olduðu anladým, karanlýða doðru elimi uzatarak ilerlemeye baþladým, sanki yaratýk da bana uzanmaya çalýþýyordu…Ben bu hissettiðim canlýya doðru korkarak ilerlerken bir anda bir çýðlýkla bir gürültü koptu...Sanki yaratýk korkup kaçmýþtý ve kaçarken duvarlara çarpmýþtý. Bu sýrada baþka bir ses uðuldamaya devam ediyordu, bulunduðum karanlýðýn içinde neler olduðundan bir haberdim. Biraz sonra sessizlik her yeri kapladý, kendi nefes alýp veriþimin yankýlarýný duyarak birkaç adým daha attým, ellerim demir parmaklýlara çarptýðýnda durdum. Parmaklýklarý yoklamaya baþlarken, korkunç bir sesle üzerime bir þey saldýrdý ve beni boynumdan çekip parmaklýklara yapýþtýrdý.

‘’Beni hatýrlamadýn? Ýnanamýyorum sana, daha geçen gece konuþmuþtuk?’’ Gerçekten de bu güzel yüzü hatýrlamamýþtým. Özür diledim, ýsrarýma dayanamayýp bana telefonunu bile verdiðini söyledikten sonra kendimi tatmin etmek için onu kullandýðýmý iddia edip hýzlýca bardan uzaklaþtý, neden bilmiyorum ama peþinden koþtum ve onu durdurdum. Sanýrým insanlarý kaybetmekten artýk býkmýþtým, kýzýn elinden tutup bara doðru sürükledim, ona þaka yaptýðýmý ve böyle bir güzelliði asla unutmayacaðýmý söyledim. Kýzýn biraz önceki mutsuz hali gitmiþti, barda taburelerin üstüne tekrar oturduk. Biraz önce yaptýðým þakaya inanamadýðýný ve çok hayal kýrýklýðýna uðradýðýný tekrarladý. Gerçekten bir þaka olmasa bile o an kýzla konuþmam gerektiðini hissediyordum. Kendimi affettirmek için ne içmek istediðini sordum. Margarita istedi, barmene bir Margarita bir de votka-tonik söyledim. Barmen içkilerimizi hazýrlamaya çalýþýrken, kýz bana sorular sormaya baþladý, sorularýn bir kýsmýný cevaplarken sonlara doðru gözüm barýn tam çýkýþýnda arkasý dönük olan kapüþonlu adama takýldý, adama bakarken, kýzýn sesini duymuyor, müziði ise bir uðultu olarak algýlýyordum, kapüþonlu adam bana doðru dans ederek döndüðünde tam üstündeki yeþil sponsor içki firmasýnýn reklam ýþýðýnýn vurduðu suratýn William olduðunu gördüm. Bir anda elimdeki içkiyi býrakýp çýkýþa doðru yöneldim, William gene hýzla toparlanýp bardan çýktý ve gözden kayboldu, hemen peþinden gittim, sokaklarda onu kovalarken, ayaðým takýldý ve süratle yere düþtüm.

Parmaklarýn arkasýndan çýkan bu kol boðazýmý demire sýkýþtýrýp nefes almamý engelliyor bir yandan da diðer uzvuyla vücuduma dokunuyordu. Bu sýrada çýðlýklar duyuyor, birinin demirlere vurduðunu iþitiyordum. Nefes almam gittikçe zorlaþýrken bir anda gürültülü bir kapý açýlýþý ile boynumu saran uzuv beni býraktý ve kendimi yere atýp derin derin nefes almaya baþladým. Kendime gelmeye çalýþýrken, biraz önce beni tutan karanlýktan gene çýðlýklar yükseliyordu, bu çýðlýklar bana doðru yaklaþan ayak seslerinin þiddetiyle orantýlý olarak artýyordu. Koridoru aydýnlatan loþ ay ýþýðýnýn parmaklýklara kadar yaklaþtýðýný fark ettim, bir süre sonra zindanýn içindekileri görebilecektim, bu sýrada ayak sesleri giderek arttý ve yanýmda durdu. Yerde yatýyordum tam yanýmda birinin olduðunu hissediyor ama karanlýktan göremiyordum. Biraz uzaðýmda olan parmaklýlarýn arkasýndaki yaratýklarýn varlýðýndan ise çok emindim. Ayak seslerinin sahibi birkaç adým daha attý ve ýþýðýn önüne geçti…William karþýmda duruyordu, hiç olmadýðý kadar yakýn ve canlý duruyordu, hiçbir þey söylememe fýrsat vermeden ellerini havaya kaldýrdý ve sanki ay ýþýðýný yönetiyormuþ gibi parmaklýklarý aydýnlatan ýþýðý zindanýn içine doðru yönlendirdi. O sýrada ayaða kalkmýþtým ama göreceðim þeylere hiç hazýr deðildim. Demir parmaklýklarýn arkasýnda birbirinden gene demir parmaklýklarla ayrýlmýþ iki bölme vardý, iki bölmeme de bir insan vardý. Çýplak olan bu insanlarýn dirseklerinden sonrasý kesilmiþti, gözleri yoktu, dilleri, dudaklarý yoktu, sadece boðuk bir çýðlýk atýp uðuldayabiliyorlardý, biraz önce yaratýk olarak düþündüðüm aslýnda iki insandý. Biri erkek, biri kadýn olan bacaklarý dýþýndaki uzuvlarýndan yoksun iki insandý. Iþýðýn üstlerine gelmesiyle bölmelerini ayýran parmaklýklara doðru yanaþtýlar ve kollarýyla parmaklýklarýn arasýndan birbirlerine dokunmaya çalýþtýlar, ýþýk onlarý rahatsýz ediyordu ve birbirlerine sarýlmaya çalýþýyorlardý ama bunu yapacak organlarý yoktu ve aralarýnda bir de demirden engel vardý. Dehþetle ve þiddetli bir mide bulantýsý ile William’a döndüm, benim dönüþümle beraber ýþýk da onun yüzünde yansýdý ve tanýdýk bir söz söyledi.
’’Kaçmak için hala vaktin var’’

Sokakta yerde yarý baygýn bir halde insanlarýn meraklý bakýþlarý altýnda yatarken, kýz gelip beni kaldýrdý. Burnum kanýyordu, dudaðým da patlamýþ olmalýydý, hemen bir bez alýp silmeye baþladý, ben kendimden geçmiþ bir halde kendimi ona teslim etmiþtim, yüzümü sildikten sonra koluma girip benim yürümeme yardým etti, barýn giriþine kadar geldiðimiz de iyi olup olmadýðýmý sordu, kendimi iyi hissetmediði söyledi, beni arabama kadar götürmeyi teklif etti kabul ettim, zaman geçtikçe düzelmeye baþladým, böylece her adýmda yürüyüþümü düzeltiyor ve kýzýn üzerindeki aðýr yükü alýyordum. Bir süre devam ettikten sonra otoparka arabanýn yanýna kadar geldik. Beni arabaya bindirdikten sonra kullanýp kullanamayacaðýmý sordu, kullanýrým anlamýnda bir iþaret yaptým ve eðer eve dönecekse býrakabileceðimi söyledim, kýz mutlu oldu ve hemen arabaya bindi, yola çýktýk, kýzýn tariflerine göre onun evine doðru yola koyulduk.

William benim þaþkýnlýðýmý gördüðünden lafý dolandýrmayacaðýný söyledi ve anlatmaya baþladý.
‘‘ Burasý Lordumuzun kendine ihanet edenler için yaptýrdýðý zindan. Lordumuz bazý kiþilere kimsenin sahip olamayacaðý cinsten þeyler vaat eder ve karþýlýðýnda da sabýr ve emek bekler. Bu þanslý kiþiler bunu kabul etmezlerse Lordumuz onlarý cezalandýrýr. Ýþte bu insanlarda Lordumuzun teklifini reddeden ve bu yüzden buraya hapsedilen kiþiler’’
Eliyle ýþýðý tekrar onlarýn üzerine gönderdi. Demir parmaklýlarýn arasýndan kollarýný olabildiðince uzatmýþ birbirlerine dokunmaya çalýþýyorlardý, birbirlerini hissetmeye çalýþýyorlardý, Vücutlarýnýn sýcaklýðýný birleþtirmeye ve bir þeyler söylemeye çalýþýyorlardý, ama bunlarý baþaramýyorlardý, kadýnýn aðladýðýný duydum.
‘’ Bu iki insan bir gün Lord’un huzuruna çýktýlar. Lord onlara bir teklif yapacaðýný söyledi, önce onlara dünyanýn en güzel duygularýný yaþatacaðýný ve bir süre sonra acý çekmelerini ve bu acýya katlanmalarýný istediði söyledi. Eðer acýya katlanýrlarsa yaþadýklarý duygular kat kat güzelleþecekti, Lord’un bu teklifi ikisini de heyecanlandýrmýþtý. Hayatlarýndan býkmýþ bu iki insan Lord’un teklifini hemen kabul ettiler, Çekecekleri acýya katlanacaklarý katlanmazlarsa da alt tarafý güzel duygulardan mahrum kalacaklarýný düþündüler. Bunun üzerine Lordumuz hizmetkarlarýndan altýn kaplamalý çanaðý getirmelerini istedi ve ikisinden de altýn çanakta bulunan kutsal sudan birbirlerine içirmelerini istedi, Lordumuzun istediklerini yaptýlar ve bir anda kendileri birbirlerine aþýk buldular. Lordumuz onlara dünyadaki en güzel duygu olan aþký verdi ve onlarý sarayýndan uðurladý, ikisi uzun süre birlikte mutlu yaþarken, Lordumuzun emri ile ikisi farklý þehirlerde çalýþmak üzere birbirlerinden ayrý kalmaya baþladýlar. Lordumuzun isteði olan sabýr ve emek iþte bu ayrýlýk anýndan gerekiyordu. Bir süre buna katlandýlar, sonra ikisinin de geceleri uzamaya baþladý, birbirlerini o kadar seviyorlardý ki saatlerce ayrý kalmaya dayanamayacaklarý halde, aylarca görüþemiyorlardý. Bir gün son kez seviþtiler ve bu yaþama daha fazla devam edemeyeceklerini birbirlerine itiraf edip, Lordumuzun huzuruna çýktýlar, Lordumuzdan özür dileyip onlara verdiði bu yüce duygudan vazgeçmek zorunda olduklarýný çünkü bunun getirdiði acýlara dayanamayacaklarýný söylediler. Bu söylemleri Lordu çok sinirlendirdi. Lordumuz böyle bir þansý çok az kiþiye verdiðini çünkü herkesin bu duyguyu yaþamak istediðini ama kimsenin bunun acýlarýna katlanacak kadar güçlü olmadýðýný bildiðini söyledi. Bu yüzden seçtiði kiþilerin rýzasý olmadan aþýk olmalarýna izin vermediði ve teklifi bir kez kabul edenin sonuna kadar gitmesi gerektiðine inandýðýný ekleyerek onlarý cezalandýrdý.’’
Birbirlerine iyice sokulmuþlar, soluklarýný dinlemeye çalýþýyorlardý, bu görüntüden etkilendiðimi gören William sözlerini ara verip yanýma yaklaþtý ve elini omzuma koyup devam etti.
‘’Evlat, aþkýn reddi olmaz, aþkýn sonu olmaz, Lordumuz onlara verdiði duygularý geri alamazdý, onlardan katlanmasýný istediði ayrýlýk, duygularýný güçlendirmek için verilmiþ bir ödül de sayýlýrdý aslýnda ama onlar bunu anlamamýþlardý. Bu yüzden Lordumuz onlarý sonsuza kadar bir arada olsunlar diye buraya getirdi. Ama onlar aþklarýndan vazgeçmeyi kabul etmiþlerdi demek ki bir arada olmayý hak etmiyorlardý. Bu yüzden birbirlerini okþayamasýnlar diye ellerini, göremesinler diye gözlerini, öpemesinler diye dudaklarýný, birbirlerine sarýlamasýnlar diye kollarýný, birbirleriyle konuþamasýnlar diye dillerini ve seviþemesinler diye adamýn hayalarýný kestirdi. Ýþte evlat þimdi gördüðün gibi her an birlikteler ama yýllar boyu sabretip bir anlýk olsa bile yaþayabilecekleri duygularý hiçbir zaman yaþayamayacaklar, ifade edemeyecekler.’’
William’ýn bu sözleri üzerine ikisi bir anda parmaklýklardan çekilip etrafa saldýrmaya çýðlýklar atýp, uðuldamaya baþladýlar. William hemen omzumdan çekerek beni oradan götürdü. O yürürken koridor aydýnlanýyordu. Zindan giriþi olan büyükçe bir kapýya gelince kapý gýcýrdayarak kendiliðinden açýldý ve dýþarý çýktýk. Büyük bir maðaranýn dýþýndaydýk ve tam karþýmýzda karanlýk bir orman ve ormanýn üzerini çevreleyen kara bulutlar vardý. William kulaðýma eðildi ve bu insanlar gibi zindana hapsedilebileceðimi ama kaçmak için hala vaktim olduðunu söyledikten sonra bir anda kayboldu. Bu sýrada kara ormaný çevreleyen bulutlar gök gürültüsü ve yýldýrýmlar eþliðinde saðanak bir yaðmuru býrakmaya baþladý. Yapabileceðim bir þey yoktu, hýzla kara ormana daldým ve arkama bakmadan koþtum.

‘’ Bir kahve içmek ister misin?’’Kýz tam arabadan çýkarken bu soruyu bana sormuþtu, cevabý bir süre bekledikten sonra arabanýn kapýsýný kapattý ve yanýma yanaþýp elini göðsüme koyduktan sonra beni öpmeye baþladý, bir süre öptükten sonra kulaðýma ‘’ Ýstersen kahve içmeyebiliriz’’ diye fýsýldadý ve tekrar öpmeye baþladý, kendimi engelleyemiyordum, bu sýrada dýþarýda bir gölgenin bizi izlediðini hissettim. Bu sefer telaþla kafamý çevirmedim. William’ý göreceðimi biliyordum. Dudaklarýmý çekip kýzý kendimden uzaklaþtýrdým.
’’ Üzgünüm ama benim hala bir sevgilim var’’

Kara ormanýn içinden çýkýnca bir anda kendimi yemyeþil bir bahçede buldum. Güneþ parlýyordu, her yer çiçeklerle doluydu, tertemiz bir hava, kuþ sesleri ve etrafýmda koþuþturan bir sürü hayvanýn arasýnda yürümeye baþladým. Karþýdaki derenin ortasýnda beyaz bir at sanki beni bekliyordu. Ata doðru gittim ve binip yavaþ yavaþ oradan uzaklaþmaya baþladým, Lordun seçtiði özel kiþilerden biri olarak, bunu hak ettiðimi göstermeliydim. Sonuna kadar savaþmalýydým, sonuna kadar savaþmalýydýk…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Azrail Korkunca

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýnekler
Ýyi Geceler
Bay Ýyi
Ýnsanlarý Mutlu Eden Adam
Ahlak Bakanlýðý
Neden?
Ölümden Önce Ölümden Sonra
Maðara
Sadece Bir Oyun


Kaan Alpaslan kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kaan Alpaslan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.