BÝR BODRUM GECESÝ



Üstümde bir aðýrlýk hissettim, sanki üstümde birþeyler, ya da biri dolaþýyordu. Aniden korkuyla uyandým ve tuhaf tuhaf çevreme bakýndým. Üstümde dolaþanýn, bana sarýlmýþ, uyuyan, sarýþýn genç bir kadýn olduðunu hayretle gördüm. Korkudan aðzýmý açamadým. Bu genç kadýn kimdi, üstümde ne arýyordu, nereden ve nasýl gelmiþti? Biraz daha seyrettim üstümdeki kadýný. Aman Allahým, muhteþem bir popo duruyordu karþýmda! Bu kadýn çýrýlçýplak yatýyordu üstümde. Baðýrmak istedim, korkumdan baðýramadým. Ben neredeydim?

Dur, dedim içimden, sakin ol. Çevreme bakýndým. Bodrum'daki kaldýðým otelin odasýydý. Ýyi de bu sarýþýn kadýn nasýl gelmiþti buraya? Aman Allahým, ölmüþ olmasýn! Ýþte þimdi ödüm koptu. Bu kadýn odama nasýl girmiþti, ya ölüyse? Eyvah, bunu kim öldürüp buraya getirmiþti? Yoksa ben mi? Ne münasebet, ben bu kadýný hayatýmda görmedim...

Kadýn hala üstümdeydi, korkumdan altýnda kýpýrdayamadým, öyle bakýndým birkaç saniye, bu süre çok uzun gibi geldi bana. Sað elimi kadýnýn altýndan kurtardým. Teninde elimi gezdirdim, vücudu sýcaktý, benim dokunmamla kadýnýn üstümde yer deðiþtirmesi bir oldu. Çok þükür yaþýyordu, ölmemiþti, peki kimdi bu kadýn ve nasýl gelmiþti?

O da elini tekrar göðsüme attý, sol bacaðýný da karnýma. Þimdi çýplak poposunu görüyordum yattýðým yerden. Doðrusu muhteþemdi. Olabildiði kadar sessizce yataktan çýktým. Doðru banyoya girdim. Önce traþ oldum, ardýndan diþlerimi fýçaladým. Duþun altýna girdim, bir ýlýk, bir soðuk, tekrar ýlýk tazyikli suyla vücuduma masaj yaptým. Kendime gelmiþtim. Anlaþýlan dün gece çok içmiþim. Hiçbir þey anýmsamýyordum.

Duþtan çýktým. Yataða, kadýna baktým uzunca. Bu defa kadýn yüzüstü yatýyordu, nefis bir vücudu vardý, çok güzel bir kadýn olduðu muhakkaktý, ancak kimdi ve buraya nasýl gelmiþti veya gelmiþtik?

Mini barý açtým, içinden gofret türü bir çikolata ile küçük bir kutu süt çýkardým. Kadýný seyrederken ayaküstü kahvaltýmý yaptým. Hepsi bu kadardý. Öðle yemeðine kadar artýk birþey yiyemezdim. Kadýn hala uyuyordu. Saate baktým, sabahýn altýsýydý, tabi uyuyacaktý, bu saatte ben neden uyandým ki?

Odam teras katýndaydý, terasa çýktým, üstümde sadece þortum vardý. Terastaki masaya oturdum. Denizin iyot kokusunu uzun uzun içime çektim. Karþý kýyýlara baktým. Bodrum'un ýþýklarý henüz sönmemiþti. Rengarenkti her yer, ýþýl ýþýl; burasý Bodrum'du ve gece yeni bitmiþti burada.

Denizi seyrederken Bodrum'daki sahte aþklarý, yapmacýk gülümsemeleriyle sahte mutluluk maskesi takýnmýþ ünlüleri düþündüm. Herþey yüzeyseldi burada, herþey para demekti, oteller, restoranlar, diskolar, barlar, deniz, plaj, kumsal, her þey paraydý burada. Para küçüktanrýlarýydý bu küçük aþk kadýnlarýnýn.

Sanki ben mi çok iyiydim, kimbilir bunu nerede bulmuþ ve nasýl gelmiþtik buraya? Sahi ya, bu kadýn neden çýplaktý, benim yataðýmda ne iþi vardý? Aman, ne iþi varsa vardý, sanki o erkek, ben kadýnmýþým da beni o þey etmiþti, tövbe tövbe...


Daldým gittim bir süre. Doðrusu iþim gereði çok kadýnla karþýlaþýyordum. Onlar da rüya gibi bir tatil geçirmeye, eðlenmeye ve yaþadýklarý yerde yapamadýklarýný; bu kimsenin onlarý tanýmadýðý yerlerde yapmaya geliyorlardý. Buralarda yakalanmak, görülmek, dýþlanmak, toplumun ayýplamasý yoktu, kimse kimseyi tanýmýyordu, ihtimal bir daha karþýlaþmalarý da söz konusu deðildi. Buralarda her þey eðlenmek üzerine kurulmuþtu, hayatlarýný yaþamaya gelmiþlerdi, sanki önce hiç yaþamamýþ gibi...Susuzluklarýný gidermeye, açlýklarýný doyurmaya ve alkol denizinin derinliklerinde geçmiþtekileri unutmaya, bunaltýcý olaylardan kurtulmaya, onlarý unutmaya gelmiþlerdi. Burasý bir yeryüzü cennetiydi, baþka bir yaþam mý? Sadece þu an önemliydi.


Arkamdan bir çift kol sarýldý bana, irkildim; ödüm koptu. Dönüp baktým, yataðýmdaki kadýn; tatlý tatlý gülümsüyordu. Saçlarýnýn ýslaklýðýndan duþtan yeni çýktýðýný anladým.Hafif bir makyaj yapmýþ ve yarýbeline kadar açýk, sað bacaðýný da kalçasýna kadar gösteren, incecik mini elbisesini giymiþti.

"Günaydýn!" dedi.
"Günaydýn..." dedim. Geçip karþýma oturdu, kahvaltý istedi. Oda servisini aradým, ona bir kahvaltý, bana da bir portakal suyu söyledim.

Uzun uzun kadýný süzdüm. Sarýþýn, yeþil gözlü, çok güzel bir kadýndý. Az sonra oda servisi geldi. Kadýn, garsonun býraktýðý kahvaltý tepsisini önüne çekti. O da benim gibi, çok az birþeyler yedi, sonra tepsiyi býraktý.

Hareketlerinden zarif biri olduðu belliydi, hiç deðilse bu iyi bir durumdu. Seninle dün gece ne yaptýk, nerede karþlaþtýk, demeyi çok istememe karþýn ayýp olmasýn diye sustum.


Biraz sonra kadýn konuþmaya baþladý: "Dün gece neler olduðunu bilmek ister misin?"
"Evet!"dedim. "Lütfen, mümkünse...Ne olduysa bilmek isterim."

"Dün seninle barda karþýlaþtýk, baþka bir bardan benim bulunduðum bara gelmiþtin. Barmenin karþýsýna oturdun ve bir þiþe viski söyledin. Ayakta duracak halin yoktu. Seni korunmaya muhtaç biri olarak gördüm, içimdeki seni koruma güdüsüne engel olamadým. Çok hoþ biriydin. Kibardýn. Sende anlayamadýðým bir baþkalýk vardý, öteki hödüklere benzemiyordun. Hemen yanýna oturdum ve viskiyi aldýðým gibi seni masaya oturttum. Bana, " Sen mi geldin Deniz!" dedin, gece boyunca hep bana yeþil gözlerimin güzelliðini anlattýn ve sarýþýn saçlarýmý gecelerine perde edeceðini söyleyip durdun. Bunlarý aslýnda bana söylemediðini anlamýþtým, çünkü ben içki içmem ve sarhoþ deðildim; ama dedim ya içimden seni korumak ve kollamak geçti, bir annenin çocuðunu kolladýðý gibi...Baþýna bir iþ gelmesini önlemek istedim. Örneðin bu sarhoþ halinle soyulmak gibi, arabanla bir kaza yaparak baþýna bir iþ gelmesi gibi...Doðrusunu istersen adýmý bile bilmiyorsun. Seni zar zor kaldýrdým ve bardan çýkardým. Arabaný hatýrlayýp bulana kadar senden çok çektim. Arabaný çok uzak bir yere býrakmýþtýn. Seni sürükleyerek götürdüm. Anahtarýný bulman da epeyi bir zaman aldý. Arabaný ben kullandým. Uzun süre bir Bodrum turu yaptýk ve biraz ayýlýr gibi oldun. Böylece kaldýðýn otelin adýný hatýrladýn ve bana söyledin. Vakit geceyarýsýný çok geçmiþti. Seni odana çýkardým. Tam ben gitmek üzereyken, "Deniz beni býrakma!" dedin. Seni býrakamazdým ve burada sabahladýk."

"Peki, gece aramýzda birþey geçti mi?"
Kadýn kalktý ve, "Ýzninle benim gitmem gerek. Geceye gelince..."
Yeþil gözlerini gözlerime dikti : "Doðrusu harika bir gece geçirdim, çok teþekkür ederim. Eðer istersen ben o barda her gece sahne alýyorum, gelirsen beklerim, misafirim olursun..."

Bana gelince, barýn adýný, kadýnýn adýný bile bilmiyordum ve ayýp olmasýn diye sormadým. Þoka girmiþ gibi öylece kalakaldým...


ERDEN ERKÝN...
BÝR BODRUM GECESÝ...