..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiðim tek þey, ben bir Marksist deðilim. -Karl Marx
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > Mehmet Sinan Gür




31 Temmuz 2001
Müzik - Tevekkül  
Mehmet Sinan Gür
20 yýl sonra hiçbir þey olmamýþ gibi buluþtuk. Eðlenmeðe çalýþtýk. Halbuki neler olmamýþtý ki. Kaybettiðimiz arkadaþlarýmýz sanki biraz sonra kapýdan içeriye girecekmiþ gibi his ediyordum. Kulaklarýmda Pink Floyd çalýyordu.


:CIIG:
Sevgili Arkadaþlarým,

“It was twenty years ago from today.”
“Bundan yirmi yýl önceydi.”

Üniversitede benimle stüdyo dersi almýþ olan herkes, müzikçibaþý olduðumu bilir. Stüdyonun müzik gereksinmesini karþýlardým. Genellikle teypte kaset çalardým ama üçüncü sýnýfta iken iþ DJ olmaya kadar ilerledi. Ufuk Duruman arkadaþýmýzýn saðladýðý stereo pick-up’ta bu LP’yi çalmýþtým. “Bundan yirmi yýl önceydi.” (Bu arada Ýngilizce de öðrendim. :) ) The Beatles’ýn “Çavuþ Pepper’in Yalnýz Kalpler Kulübü Orkestrasý” (Sargeant Pepper’s Lonely Hearts Club Band) bestesinden alýnan bu sözler þu anki durumumuza çok yakýþýyor.

Forumlar ve bazen isteksizce atýlan sloganlar dýþýnda birlikte hiçbir þey yapmamýþtýk. Bunun acýsýný sanki kaybolmuþ bir dönemin kaybolmuþ gençleri olarak yirmi yýl sonra 24 Mart gecesi çýkarmaya çalýþtýk. Gitarýmý mimarlýðýn bahçesine bir gün olsun getirip çalmadým. Aklýma bile gelmedi. Çünkü bu bir ‘burjuva eðilimi’ olurdu. Çünkü toplu yerlerde ancak saz çalýnabilirdi. Ben yurtta kalýyordum. Batý müziði dinliyorum diye teybim birkaç kez pencereden atýlma tehlikesi geçirdi. Havalarda dolaþtý. Bunun gibi sanki eðlenmek de yasaktý. Þimdi kendi baþýma iken bir yerde bir yanlýþlýðýn olduðunu daha iyi görüyorum. Bu yanlýþlýk yüzünden, yabaniliðin atýlýp daha insancýl olunacak bir yer olan üniversitemizde hiç de öyle olmadýk. En azýndan kendi açýmdan söyleyebilirim, ben yabani kaldým.

Ancak hiç mi ilerleme olmadý? Oldu tabi. Temelde yanlýþ þeyler öðrenmeme raðmen bazý doðru þeyler de öðrendim. Sonra kendi dünya görüþümü geliþtirdim. Doðruluðunu yanlýþlýðýný zaman gösterecek. Ölmez sað kalýrsam eðer ben de göreceðim.

Toplantýya gelirken oldukça heyecanlýydým. Eðlenmeye çalýþýrken bir taraftan birbirimizin yüzünde yaþlýlýðýn izlerini aradýk. Bana kimi arkadaþ çok deðiþmiþsin, kimi de hiç deðiþmemiþsin dedi. Ben yirmi yýlda ne kadar deðiþtiðimi biliyorum. Herkesi de kaçýnýlmaz olarak deðiþmiþ gördüm. Yüzümüzde oluþan çizgiler, saçlarýmýzdaki eksilmeler ve renk deðiþikliði (beyazlar demek istemiyorum) yaþantýmýzýn en önemli döneminin kapandýðýný gösteriyor. Ama yalnýzca dönem olarak. Yoksa ben hala çocuðum. Yaþým ne kadar büyürse büyüsün bir tarafým çocuk olarak kalacak. Sanýyorum birçok arkadaþ da benim gibi düþünmekte. Nurdan’ýn söylediði “Daha dün annemizin kollarýnda yaþarken” bunun kanýtý.

O gece herkesi tam takým göremedik tabi. Bazý arkadaþlarýn adres ve telefonu bulunamamýþtý. Bazýlarýnýn iþi varmýþ gelemediler ama toplantýya özürlerini, haberlerini ve sevgilerini ilettiler. Sýnýf arkadaþýyla evlenip boþanan arkadaþlardan bir tanesi gelemedi. Gelse eski kocasýný ve onun yeni eþini görecekti. Tamamen masum olmasý gereken ikinci eþler köþelerinde sessiz sedasýz oturdular.

Arkadaþlarýn bir kýsmýnýn gelememesinin baþka bir nedeni daha vardý. Üstelik onlar gelemedikleri için özür de dilemediler. O gece aklýma baþka bir müzik daha takýldý. Bu Pink Floyd’un “The Darkside of the Moon” albümünden “Time” isimli parça idi. Sözlerini (çoðunuz biliyordur) buraya yazmamý çocuksu bulursanýz gücenmem.

“...And then one day you’ll find/
Ten years have got behind you/
No one told you when to run/
You missed the starting gun...”

Çevirisi:
“...Ve bir gün bakacaksýn ki
arkanda on yýl kalmýþ.
Kimse sana ne zaman koþacaðýný söylememiþ.
Baþlama atýþýný kaçýrmýþsýn.”

Buradaki ‘ten years’ ‘twenty years’ ve günü geldikçe, gelirse, daha fazla da söylenebilir. Ýstediðiniz gibi söyleyebilirsiniz. Devam eden sözleri de þöyle:
“...Sun is the same in a relative way/
But you’re older/
Shorter of breath/
One day closer to death...”

Çevirisi:
“...Güneþ göreli olarak ayný
Fakat sen daha yaþlýsýn.
Nefesin daha dar,
Ölüme bir gün daha yakýnsýn...”

Bunun peþinden gelen parçada uzaklardan duyulan bir ses þöyle söylüyor:
“Ölümden korkmuyorum. Neden korkayým ki, bunun için bir neden yok.”
Peþinden çýðlýðý atan kiþi bu parçanýn tanýnmasýndan hemen sonra, 1972’de öldü. Yani þimdi çoktan toprak olmuþ durumda. Bu adamlar bundan hemen sonra bir albüm daha yaptýlar, ölen baþka bir arkadaþlarý için. “Wish you were here.” Yani, “Keþke burada olsaydýn.” Ben birinci sýnýftaydým ve tahmin ettiðiniz gibi onu bol bol dinlettim.

Önce Ömer Sürmeli’yi duydum. Bir trafik kazasýnda kaybetmiþiz. Sonra Doðan Yurtsevenler’i. Bu hýrçýn tabiatlý arkadaþýmýz Kazakistan’da mafia tarafýndan vurulmuþ. Sonra Özkan Köseoðlu’nu duydum. Nasýl ölmüþ henüz bilmiyorum (ilk üçe giremedik, tüh). Peki Ali Aytaç’ý kimse tanýmýyor mu? Gerçi o gece toplanan iki dönemden deðildi ama gene de bizden sayýlýr. Son sýnavlarý verdikten sonraki ilk bayramda Ýzmir’e giderken trafik kazasýnda kaybettik onu da. Onun öldüðünü bana Doðan söylemiþti.

Ali... Uzun boylu Ali... Kara kaþlý, kara býyýklý Ali... Tuðyan’ýn sevgilisi ve kocasý... Stüdyodaki sabahlamalarýmýzdan birinde benim toplu konut maketimin üzerinde uçakla giden adam taklidi yapmýþtý; výnnn, výjjj... diye sesler çýkararak. Ali tesisat hocasýnýn Ýngilizcesine de sarmýþtý. “Kloyyjj... kloyyjj...” diye dalga geçerdi hocayla (kelimenin aslý Close=yakýn). Gene çalýþtýðýmýz bir gece Tuðyan’la birlikte karþýlýklý geçip deminki albümden “When I’m 64” (yani ben 64 yaþýna geldiðim zaman) isimli Beatles bestesini söylemiþlerdi. 24ünde bile birlikte olamadýlar. Ali arkasýnda Tuðyan’dan baþka bir yaþýnda bir de çocuk býraktý.

Özkan çok yakýn bir arkadaþým deðildi. Arkadaþlarý bana kýzmasýnlar, gözümde onun yüzünü bile canlandýramýyorum. Ama Ömer’le birinci sýnýfta, ayný stüdyoda, ayný sýrada (pencere kenarýnda) oturuyorduk. Kartondan yapmak üzere bir ýþýk ödevi almýþtýk. Teslime az bir zaman kala bir arkadaþýn (ben deðilim) ona, onun yaptýðý projede içeriye yaðmur dolacaðýný söylemesinden sonra baþýný ellerinin arasýna alýp kara kara ne yapacaðýný düþündüðünü hatýrlýyorum.

Doðan ayný zamanda benim ev sahibim ile evliydi Negüz’dü eþinin adý. O da sýnýf arkadaþýmýz idi. Yakýnlýðýmýz bununla da bitmedi. Okulu bitirdikten sonra 2-3 yýl kapý komþuluðu yaptýk. Doðan bir akþam eve gelip damdan düþer gibi Ali’nin öldüðünü söylemiþti. “Hadi ya?” dedim, “Evet,” dedi. Yaklaþýk bir dakika karþýlýklý “Hadi ya?” “Evet”leþtik. Yurtta kalýrken yani öðrenciyken Doðan bir gece sarhoþ olup üçüncü kattan aþaðý atlamýþtý da bir ay oturup kalkarken güçlük çekmiþti. Ýçkiyi çok severdi. Doðan’ýn daha yediði çok naneler vardý ama Negüz’le evlendikten sonra biraz durulur gibi olmuþtu. Bir keresinde de elini kýrmýþtý. Neden olduðunu bilmiyorum. Gezerken Negüz onun alçýlý, sargýlý olmayan elinden tutardý. Doðan da þöyle söylemiþti: “Ýki elim var. Bu sevilen elim, bu da kýrýlan elim.” Ben Ýstanbul’a geldikten sonra onun da bir gün yolu Ýstanbul’a düþmüþ. Tesadüfen benim ofiste olmadýðým bir gün ofise gelmiþ, masama not býrakmýþtý: “Görüþeceðiz.” Diye. Görüþemedik.

Yaþam, geçmiþ ve gelecek arasýndaki karýþýklýktýr. Önünde sonunda, yaþanan her þey geçmiþte kalýr ve tarih olur. Genellikle mimar olanlarýn bildiði bir söz aklýma geldi. Büyük Sinan’ýn kendisi için, kendisinden sonra gelecek nesillere söylediði söze benzer bir þekilde, çabamýzýn ciddiyetini yalnýzca yaþayanlar bilirler. Ölülerin ardýndan da yalnýzca onlar aðlar. Yukarýdaki liste günler, yýllar geçtikçe uzayacak. Sað kalanlar bir gün beni de o listeye ekleyecek (5. olup olmayacaðýmý bilemem ama sonuncu olmayacaðýma bahse girebilirim). Buradaki en önemli nokta, elden gelecek bir þeyin olmamasý. Yapacak bir þey yok. Bu dünyayý birer birer terk edeceðiz. Ýsteðim ise herkesin bunu yaþamýn bir parçasý gibi karþýlamasý. Eskiler buna tevekkül diyor galiba. Sözlüðü açar bakarsanýz tevekkül için boyun eðmek karþýlýðýný görürsünüz. Söylediðim öyle bir þey deðil; o da var ama biraz daha farklý. Ýleride þüphesiz gene görüþeceðiz, görüþülecek. Sað kalanlar bir daha sefere listedekiler için de eðlensinler; tevekkül göstererek.

25.Mart.2001



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Canlý Balýk
Sahalin'de Altý Ay
Kopya Verdiðim Kýz Arkadaþým Öldü

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Baraj Sorusu: Beni Seviyor Musun?
Lenin'in Mozelesini Ziyaret
Ölüm Anýnda Görülen Tünel ve Iþýk
Müzik Film - Hair
Cadde'de Eðlence
Önyargý
Çanakkale Gezisi - 2
Ýki Günlük Çanakkale Gezisi - 1
Film Müzik– Batý Yakasýnýn Hikayesi
Müzik– Cats

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.