Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
Harcanmýþ hayatlar, saplanmýþ kýrýk oklar ve ölümüne ayrýlýklar biriktirdim bedenimde. Plastik çiçek kokularýný, ihanetlerin gölgeli akýl almaz oyunlarýný, meleklerin korku dolu kabuslarýný takip ettim. Kendi cinayetimi çözüyordum þiirlerimde. Ama hayatýmýn gerçek karanlýðýyla yüzleþmekten ve kendi kaderimle mücadele etmekten de korkmuyordum. Sevginin ne olduðunu anlayabilmek için defalarca sevmek ve sevdiklerin tarafýndan defalarca öldürülmek gerek. Ben öldürülmeyi bekliyordum sende. Böylece aþký anlayabilme þansýmý arttýrmak ve bu þansla nefes almak, hayatta kalmak istiyordum. Mutluluk çoðu zaman, bir kurþun gibi yaralayýp geçer sol yanýmýzdan. O kurþuna yetiþmek mümkün olmasa da, benim gibi soyu tükenmiþ birkaç deli yine de koþar ardýndan. Saplandýðý yeri bulmak, oradan çýkarmak ve baðrýmýza basmak isteriz o kurþunu, her þeye raðmen ve asla bunun böyle olmayacaðýný bile bile. Onun için deli derler ya benim gibilere… Bak, gecenin bu metalik, bu metodik ve bu melodik tadýnda dolaþýyorsun yine dilimde. Gecenin bu sarhoþ, bu mayhoþ ve bu baþýboþ saatlerinde fal bakýyorum, eski bir þairin daha da eski þiirleriyle. Katalitik sadece ayaklarýmý ýsýtýyor, televizyonsa susmuþ yoðun kar nedeniyle. Her sabah bir adam doðuyor içimde. Denize düþen yaðmur sesi gibi, Anadolu’da aþk gibi. Her sabah bir adam doðuyor içimde . Seviyor, yaþýyor ve ölüyor, sonra yine doðuyor. Dilinde heceler, dudaklarýnda toprak… Yaðmurun kýzý, sahiden deniz neyi hatýrlatýr sana geceleri ? Ya zifiri karanlýktaki gülüþmeler, iyot kokulu kayalarýn keskinliði, topuk kýrdýran kaldýrým taþlarý, vitrinler ve peþimizdeki sokak çocuklarý ? Biliyor musun, bir zamanlar seni hatýrlatýrdý eski bir iskele ve kýrdýðým biblolar, oysa þimdi sanki çocuklar için yazýlmýþ bir masalý anýmsatýyorlar. Hatýrlýyor musun ? Adapazarý’ndaki ilkokulumdan yazýyordum, Sakarya’da balýk tutarken, Zonguldak’ta üniversite bahçesinden, Ýstanbul’da babaannemden yazýyordum, Galata, Beyoðlu ve Haliçten. Konya ovasýnda takýr takýr takýrdayarak ilerleyen tozlu trenlerden yazýyordum, Antalya ve Antep’e giden askeri otobüslerden. Ve ölü olmalarý önemsiz olan insanlarýn zirvesinden bakabileceði Cudi’den, içimden, kendimden. Yýldýzlarýn altýnda ve üstünde, söylenmeyen tüm zamanlarda, gözlerine bakarak ve yanardað olup içine akarak, doyasýya keþfetmek istedim seni. Yalnýzlýðýnýn örgüsü bir bir çözülürken avuçlarýmda, ruhunun derinliklerinde sakladýðýn yaralarýný severek saracaktým ruhuma… Eflatun bir gecede kan çiçekleri sundun bana. Ritmik bir gitar ve utangaç bir keman sesi çýnlasýn kulaklarýnda. Nasýl da kullandýn beni, sevdin mi bilmiyorum ama direnmedin. Çöl rüzgarlarý kýrdý, kýrýlmaz sandýðým dallarýmý. Karartma geceleriydi yüzün. Gizledin, benliðinin tüm labirentlerini. Savaþtaki kentler gibi kuþatýlmýþtým, vazgeçmedim özgürlüðümüzden. Kabuk baðlamaz yaralar açýyordu geriye attýðýn her adým ve ardýna bile bakmadan kaçýyordun yaþama sevincinden, kendinden. Yokluðumda dinledin, bilinen ve bilinmeyen tüm aþk öykülerini. Lodos esiyordu ve cam yalnýzlýðý. Oysa sen örtmüþtün beraberliðimizi, aþýk olamayacak kadar kurþunlanmýþ bedenime. Tenini yýrttýðýnda sevebilirdin belki beni, tenini yýrtmadýn. Biliyordun, granitleþmiþti ruhun. Mum eriyiði sokaklar, caddeler yangýn, aþkým karanlýk çatlatan metal bilye. Her sabah bir adam doðuyor yine içimde. Her sabah bir adam doðuyor, seviyor, sevdikçe kanýyor, kanadýkça yazýyor iþte. Þimdi kapat gözlerimi, ay karýþsýn saçlarýma. Acýlarýn belki de ilk defa anlam kazanacak yokluðumla... Ýlk gördüðümde, ayný anda ve ayný bedende gördüm tüm sevdiklerimi. O kadar tanýdýk bir yüzün vardý ki, sanki yýllarca aynalarda gizlemiþtim suretini. Ay, yýllar sonra ilk defa portakal dilimi gibiydi o akþam gökyüzünde ve ne zaman portakal dilimi gibi görünse gözüme, aþýk olurdum istemeden. Aþýk olmak; bir kadýna yada bir çocuðun gözlerine aþýk olmak deðil, buluta, kaldýrým taþlarýna , deniz köpüðüne, unutulmaz anýlara, topraða ve suya, bildiðim ama kelimelerin yetmeyeceði bütün anlamlara aþýk olmaktý benim için. Hissettiklerimin basit bir arkadaþlýktan yada sonsuz bir dostluktan çok öte olduðunu ilk baþtan beri biliyordum ve ilk baþtan beri biliyordum ki, bu da bundan önceki tüm aþklar gibi kaybolacaktý hayatýn karanlýðýnda. G e r e k l i y d i bize, sis ölüm ve pusu G e r e k l i y d i gece Yeniden doðarken ben, sen kayýt yaptýrýyordun Eski sevgililer otelinin, rezervasyon defterine. M.Evrensel BÝLGÝN
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Murat Evrensel Bilgin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |