..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Dostluk ve Düþmanlýk > Mehmet Sinan Gür




8 Haziran 2005
Erbil (Kuzey Irak) 1  
Mehmet Sinan Gür
Türkiye Kuzey Iraklý Kürtlere dost elini uzatmalýdýr. Kesinlikle eminim ki dostlukla karþýlýk alacaktýr.


:GIBI:
Yaklaþýk beþ yýldýr, aralýklarla çalýþtýðým Tigris Mühendislik Ltd. þirketinin isteði üzerine Kuzey Irak’ta Erbil kentinde yapýlacak Selahaddin Üniversitesi Kampus Projesi ihalesi için Erbil’e gittim. 6 Mart’ta iþi kabul ettim, 8 Mart’ta pasaportum çýktý, 9 Mart’ta Erbil’deydim, 11 Mart’ta da döndüm. Bu kadar kýsa bir sürede gördüklerim size sýnýrlý fakat yeterli bir Erbil ve Kuzey Irak profili verebilir. Gereksiz hiçbir detayý yazmayacaðým.

Ýþ belli olduktan sonra iki mimarla birlikte uçakla Diyarbakýr’a gittim. Mimarlarýn biri Mimar sinan Üniversitesi öðretim üyelerinden Prof. Nihat Güner, aslen Siverekli, ancak 1950’de Ýstanbul’a gelmiþ, (geliþ o geliþ) Kürtçe bilmeyen bir kiþi. Diðeri, tanýnmýþ mimarlarýmýzdan Turgut Toydemir’in genç mimar oðlu Mehmet Toydemir. Ýhaleye iki grubun katýlacaðý söyleniyor, ancak rakibimizin kim olduðunu bilmiyoruz. Power Point ile bir sunuþ hazýrlanmýþ. Ortaklarýmýz, Ýstanbul’dan Piramit Mimarlýk, Amerika’dan Cannon Design, mühendislik hizmetleri için Ankara’dan Tümaþ.

Erbil’de havaalaný var ancak iki nedenle kullanýlamýyor. Biri, Türkiye Kuzey Irak’taki yönetimi tanýmýyor. Ýkincisi oralarda dolaþan bir sivil uçak kolaylýkla düþürülebilir. Sabah altýda baþka bir ulaþým þansý olmadýðý için uluslar arasý kayýt yaptýrmýþ iki taksi ile Habur sýnýr kapýsýna doðru yola çýktýk.

Habur’a ulaþana kadar geçen dört saat içinde yollarda kilometrelerce uzayan 01’den 81’e kadar plakalý tanker, TIR, kamyon kuyruklarý gördük. Tankerler boþtu fakat kamyonlar ve TIRlar tepeleme yükle doluydu. Yollar yetersizdi ama anlaþýlan sýnýr hizmetleri de yetersizdi.

Yolda üzücü bir olay oldu. Þoförümüz tam yetiþkin olmamýþ bir köpeði aptalcasýna ezdi. Orada aðlayacaktým ama kendimi tuttum. Arabanýn radyatörü patladý. Taksi deðiþtirmek zorunda kaldýk. sisler içindeki eski Mardin’de mola verip salaþ bir yerde sabah çorbasý içtik. Burada bize bir mimar daha katýldý.

Yol boyu gördüðümüz kasabalarýn, köylerin periþanlýðýný, çamurlu yollarý, bezgin yüzleri saymazsak, baþka önemli bir olay olmadan Cizre, Silopi üzerinden sýnýr kapýsýna vardýk. Çýkýþýmýz Yeþilköy havaalanýnda uçakla çýkýþa benzemiyordu. Taksilere öncelik tanýnmasýna raðmen 5-6 kontrol noktasýndan geçtik. Söylendiðine göre bazý polis memurlarý, gümrükçüler öðlen yemeklerinde iþi býrakýp bazen iki saat dönmüyorlarmýþ. Gereksiz yere zorluk çýkarýyorlar ve insanlara iyi davranmýyorlarmýþ. Aramýzda bundan þikâyetçi olanlar vardý. Ben eskiden pasaport almak için 1 ay beklendiðini, bu iþlerin de zamanla düzeleceðini söyledim. Eþyalarýmýz askerler ve gümrükçüler tarafýndan ayrý ayrý arandý. Gümrükçü üniformalarý gözüme çok garip göründü. Adamlarda saç sakal birbirine karýþmýþ, gömleklerin altý dýþarýda, sanki hiç bilinmeyen, alakasýz bir ülkenin (örneðin Sýrbistan) insanlarýymýþ gibi bir görüntü vardý. Gümrük yapýlarý gecekondu gibiydi. Türkiye’ye hiç yakýþtýramadým.

Uluslar arasý taksiler sýnýr geçebiliyor. Bütün iþlerimiz tamamlandýktan sonra Habur çayýný geçip karþý kýyýya vardýk; yani Irak’a, yani –þimdilik öyle söyleyeyim- Kuzey Irak Kürt Özerk Bölgesine. Burada da yapýlacak iþlemler vardý. Bizi bir yapýda bekleme odasýna aldýlar. Burada çay ikram ettiler. Gözüme çarpan ilk þey Arapça yazýlar ve Barzani’nin resimleri oldu. Her yerde silahlý kiþiler var. Buradakiler kendilerine Iraqî Kurdistan diyor. Bana söylendiðine göre Türkiye resmi olarak bu söylemi ve Kürt bölgesini bir devlet olarak kabul etmediði için pasaportlarýmýza iþlem yapmadýlar. Onun yerine mühürlü imzalý bir bilgisayar çýktýsý verdiler.

Ýþlemler bittikten sonra Zaho yakýnlarýnda arabalarý deðiþtik. Kürt þoförler geldi. Hep Kürtçe müzikler dinliyorduk. Þoför beni düþünerek bir Türkçe kaset çalmaya baþladý. Burada yine yol boyu Türk tankerlerine, TIR’larýna kamyonlarýna rastladýk. Her yerde Arap harflerinin yanýnda Türk firmalarýnýn ilanlarý, reklâmlarý, Türkçe yazýlar görünüyordu. Dohuk’ta Cesur Restaurant’ta yemek molasý verdik.

Burada bir kiþiye üç kiþinin yiyebileceði kadar porsiyon geliyor. Ne kadar týkýnsanýz yemek bitmiyor.
Burada Hasan Alagöz isimli bir Iðdýrlý ile tanýþtýk. Bu kiþi -herhalde HADEP’ten- Iðdýr belediye baþkanlýðýna aday olmuþ, kaybetmiþ. Yanýlmýyorsam seçimi MHP kazanmýþ. O da seçime hile karýþtýrýldýðý gerekçesi ile dava açmýþ. Þimdi 5300 seçmenin ifadesine baþvuruluyormuþ. Söylediðine göre bu dava Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük davasý olmuþ. Detayýný, bu kiþinin nasýl biri olduðunu bilemem ancak, “Ben,” diyor Hasan Alagöz, “Türkiye’nin bölünmesini kesinlikle istemem. Öyle bir niyetim yok. Açtýðým dava tümüyle demokratik, yasal haklarým içindir.” Bu sözün samimiyetine inanmak için küçük bir hatýrlatma yapayým. Bulunduðumuz yer Türkiye deðil, Dohuk, Kuzey Irak Kürt bölgesi, benden baþka herkes Kürt.

Dohuk’tan Erbil’e giden bir otoban varmýþ. Ancak güvenli olmadýðý için, anladýðým kadarýyla Kürt bölgesinden çýkmamak için daha kötü olan tepelik yollara saptýk. Bütün kent, kasaba giriþ çýkýþlarýnda kontrol noktalarýndan geçiyoruz. Bazý kentlerde trafik ýþýklarý ve polis arabalarý var. Bunlardan çevrede bir baþýboþluðun olmadýðýný, bir düzenin varlýðýný anlýyoruz.

Tepe yollarýnda hiçbir iþaret, yer çizgisi yok. Yüzey bozuk ve dar. Büyük bir kaza gördük. Trafiðe yeni çýkmýþ bir Amerikan cipi ve bir Japon arabasý çarpýþmýþ. Birbirlerine çok hýzlý girmiþler. Herhalde kesin ölü vardý (Bu Vizontele’de Yýlmaz Erdoðan’ýn sözü).

Erbil’e ulaþtýðýmýzda hava kararmýþtý. Yeni açýlan Sheraton Oteli’nde yer olmadýðý için Chwar Chra (Çar çýra okunur, dört ýþýk anlamýna gelir, kapýsýnda dört tane gaz lambasý resmi vardý) Oteli’nde kaldýk. Chwar tavlada bildiðimiz cýhar, çýra, çýra. Otele giriþte eþyalarýmýz ve üstümüz arandý. Kapýda kalaþnikoflu, sivil giyimli adamlar vardý. Ben gülümseyince onlar da gülümsediler. Resepsiyon görevlisi Türkçe biliyordu. Otele yerleþtik. Odada Vestel marka bir televizyon vardý. Klima da Vestel marka idi. Fiþler Ýngiliz malý prizlere uymadýðý için zorluk yaþanýyordu. Lavaboda Arko sabunlar vardý. Aþaðýda, genel tuvaletinde Serel marka pisuarlar...

Ertesi gün bizim seminer sunuþumuzu yapmak üzere Üniversiteye gittik. Giriþte yine arandýk. Birçok kiþi kýyýsýndan köþesinden Türkçe biliyordu. Sunuþ, sorular, yanýtlar Ýngilizce oldu. Ancak Kürtçe de konuþuldu tabi. Üniversite ve öðretim üyeleri bizim ODTÜ benzeri idi. Kesinlikle baðnazlýk, ilkellik yoktu. Kahve molasýnda ve yemekte çok iyi iliþkilerimiz oldu. Kürtçe bilmediðim için Ýngilizce konuþtum. Bazen Siverekli, Kürtçe bilmeyen mimarýmýza çevirmenlik yaptým.

Kentte korkulan ve sevilmeyen kiþiler, Araplar. Çünkü Saddam yanlýsý, kökten dinci oluyorlar ve canlý bombalýk yapanlar onlarýn arasýndan çýkýyor. Genel olarak bir sýkýyönetim yaþantýsý sürdürülüyor diyebilirim.

Öðleden sonra rakibimiz grubun seminerini izledim; Tepe Ýnþaatýn. Türkiye’nin en büyük inþaat firmalarýndan biri. Ancak konumuz yalnýzca tasarým üzerine. O yüzden kazanma ümidimiz ve þansýmýz var. Tepe Ýnþaat Süleymaniye kentindeki üniversite ihalesini kazanmýþ; 300-400 milyon dolarlýk bir iþ. Bakalým ne olacak.

Ertesi gün dönüþ için sabah 6’da kalktýk. Lobide beklerken aralýklarla biri kadýn, ikisi siyah derili, üç ABD askeri aþaðý indi. Bizi ‘Hello’ diye selamladýlar. Kadýn asker baþýnda miðferi, çelik yeleði ile, tam teçhizatlý idi.

Þimdi düþünelim. Gümrükte Türk yönetimi bizi baþka bir yönetime gönderdi. Yani anarþiye yer yok. Ýki tarafta da güvenliðimiz bir güç tarafýndan saðlanýyor. Bir kara parçasýnda (büyüklük önemli deðil) hakim durumdalar. Polisler var, trafik ýþýklarý var. Askerler, kontrol noktalarý var. Bir yönetim var. Bir yerde verilen bir kâðýt ve basýlan mühür baþka bir yerde geçerli. Barzani “Talep etmedik ama devlet hakkýmýzdýr” demiþ. Barzani’nin Türkiye üzerinde emelleri olduðu söyleniyor. Böyle bir þey mümkün mü? Türkiye Kuzey Iraklý Kürtlere dost elini uzatmalýdýr. Kesinlikle eminim ki dostlukla karþýlýk alacaktýr. Burada iþleri yokuþa sürerek, düþmanlýk kazanarak her iki taraf için de yararlý bir sonuca ulaþýlabileceðini sanmýyorum. Bu niyette olan kiþiler bütün yaygaralarýna karþýn azýnlýktadýr.

Þu anda Türkiye resmi olarak Kürt yönetimini tanýmadýðý için böyle davranýyor olabilir. Bunda garipsenecek bir durum yoktur. Ancak deðiþmesi de mümkündür. Yönetim tanýnýr, olur biter. Çok basit bir deðiþiklik. Türkiye'ye getireceði artýlar olacaktýr. Buna karþýlýk bazý devlet yöneticileri Kürtler devlet ilan ederlerse savaþ sebebi sayýlacaðýný söylüyor. Kimle ve neden savaþýlacak? Þu anda Kuzey Irak Kürt bölgesinde sayýsýz Türk firmasý iþ ve para kazanmak peþinde koþuyor. Dediklerine göre yýlda 15 milyar dolarlýk bir ticaret kapasitesi varmýþ. Burada kýsa sürede reklamlarýný, mallarýný gördüðüm firmalarý, kuruluþlarý size sayayým:

VESTEL, BEKO, ÜLKER, SEREL, ARKO, LASSA, ETÝ, HAYAT SU, Antakya Boru, Tigris Müh., PÝRAMÝT Ltd., TEPE Ýnþaat, Hazal Yapý, Sözer Ltd., sayýsýz nakliye firmasý, sayýsýz bireysel taþýyýcý... Türkiye’nin en büyükleri, Koç Sabancý, Çukurova, Zorlu Holding vs. hepsi orada. Olmayanlar gitmek için can atýyorlar.

Daha bilmediðim, görmediðim ne firmalar vardýr. Bir de bunlarýn üzerine bunlarýn aracýlýðý ile karný doyan insanlarý düþünün. Milyonlarý geçer. Bunlarý düþününce, býrakýn savaþ gibi iðrenç bir olaya girmeyi, ucunun kime dokunacaðý açýkça görünüyor.

Irak büyük ölçüde ABD’nin, büyük ölçüde Saddam Hüseyin’in yüzünden bu hale geldi. Saddam Hüseyin bir diktatördü. Kötü duruma düþtüðünde halkýndan destek göremedi. Bizim bazý aklý evvellerin ‘Dayan Saddam’ diye yazýlar yazýp resimlerini basmalarý gerçeði görmekten ne kadar aciz olduklarýnýn bir göstergesi. Halkýn desteðini almadan nasýl dayanacaktý? Þimdi yeni yöneticilerin akýllarý varsa birbirleriyle iyi geçinirler. Irak’ta seçimler yapýldý. Duyduðum kadarýyla Þiilerle Kürtler anlaþamamýþlar. Ama anlaþabilmeleri gerekir. Sýrada Sünni Araplar ve Türkmenler var. Onlarla da anlaþýlmalý. Zor mudur? Zordur, ama olanaksýz deðildir.

Bunlar deðil, asýl büyük düþman tezgâhý kurmuþ, neler olacaðýna bakýyor. Herkesin birbirini doðramasýný umuyor.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: lanaet yaer bende gittim
Gönderen: erdal aktaþ / /
10 Þubat 2007
detikleriniz dogru hatta birrebir ayný yolardan gecdim ayný yerde kaldýk klimaci olarak gittim gördümki bizim kendi vatantasýmýz dedigimiz kürtler bizi orda nerdeyse dövecekler kayserili arkadaslarýmýz bizden iki hafta önce gelmisler anlatýklarýna göre beraber kaldýklarý kurt türkiye vatantaslarý sözde sözlü hakaretlerine maruz kalmýslar roj tv acýp alay ediyorlarmýs ordaký cogu kurt türkiyeden kacmýs siyasý nedenlerle biz iki kisi gittik bize üstünlük saglamaya calýstýlar ama iþ kapesteleri ve akýllarý buna yetmedi kurtleri ardýk sevmiyorum basýmýzýn belalarý hasan alagözle odurup konusdum ayný yalanlarý banada anlattý

:: "kürdistan"
Gönderen: mehmet emin ürk / Muðla/Türkiye
30 Kasým 2005
Gayet yapýcý, olumlu ve besleyici bir yazý. eline ve "ayaðýna" saðlýk. Baþkalarýný bilmem ama, ben etkilendim ve pekçok ön yargýmdan sýyrýldým. Binlerce yýllýk kültür komþuluðumuzun ve paylaþýmýmýzýn 'bilinen emperyalist sürecin' diþlileri arasýnda yok olacaðýný pek sanmýyordum. Tekrar edeyim pekçok önyargýmý bertaraf ettiniz. Teþekkür ederim. Bende temennilerinize katýlýyorum. 19. yüzyýlýn baþýndan beri batý emperyalizminin ve maþalarýnýn orta asya'ya ektiði tohumlar, komþu kapýlarýnýn dahada açýlmasý ile dostane misafirlerin ayaklarý altýnda ezilip yeþermezler. Umarým devlet büyüklerimizde bu saðduyu ve öngörüyü, rüyalarýndaki ak sakallý þeyhlerinden edinirler. tekrar teþekkürler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dostluk ve düþmanlýk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
1915 Ermeni Tehciri (2002 Tarihli Yazý)
1915 Ermeni Tehciri (20. Þubat. 2008)
Erbil (Kuzey Irak) 2

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayþe Kulin
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuþ
Rüya Gibi - Kafkas Halk Danslarý Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamýný Hrant Dink'ten Öðrendim
Sezen Aksu Konserinin Düþündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaþý
Boykot Bütün Dünyada Yayýlýyor
Ýngilizce Eðitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoðlu
Cola Turka Üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.