Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov |
|
||||||||||
|
Bu, sonsuza dek böyle mi gidecek sanýyorsunuz? Yaþlýlýk, þimdi(lik) bende. Ama çok yakýnda beni de terk edip size gelecek. Siz de benim gibi yapýp, baþkalarýndan ilgi beklemeye kalkýþmayýn. Çünkü, o ilgi bekleyeceðiniz kiþiler de, ayný sizin bana davrandýðýnýz gibi davranacaklardýr. Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaþlýlýk olmasýn Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dýþýmda... Saðýmda... Solumda... Kahrolasý, her yanýmda!.. Mutsuzluk, sadece yaþlýlýkta deðildir, ama yaþlýlýk, yüzde yüz mutsuzluktur. Sizler de bu mutsuzluðu yaþacaksýnýz... Sizden sonrakiler de... Asla yaþlanmayan iki þey vardýr; “Zaman” ve “Tanrý.” Çünkü onlar, kendilerinin yerine bizi yaþlandýrmanýn yolunu bulmuþlar; “Kilise!..” Yaþlanmam için en büyük çabayý kilise gösterdi. Hafta sonu ayinleri, þükran günleri, vaftiz, paskalya... Hepsi ama hepsi, Tanrý adýna Zaman ile iþbirliði yaparak yaþlanmamý saðladýlar. O duvarlar, en büyük tanýðýdýr yaþlýlýk yolculuðumun... Çocukluðumda, imrenerek bakardým, annesinin kucaðýndaki Ýsa’ya!.. Gençliðimde; hayranlýkla, evlendiðimde ise; sevgiyle... Peki ya þimdi?.. Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaþlýlýk olmasýn Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dýþýmda... Saðýmda... Solumda... Kahrolasý, her yanýmda!.. Bir de aynalar var yaþlýlýðýmý yüzüme, haykýran sizlerin yerine!.. Aynalardan nefret etmiyorum. Bilakis, onlarý seviyorum da!.. Çünkü, aynalar bana sizlerin gerçek yüzünüzü haykýrýyor, sizlerin sahte gerçeðinizi haykýrýyor, benim kýrýþýklýklarým yerine... En ölümcül hastalýk olmasýna raðmen, öldürmeyip de süründüren yaþlýlýk, beni çok huysuzlaþtýrmakla kalmadý, sizlerin gözünde de, beni, “çekilmez” biri konumuna getirdi. Çok çekilmez biri haline gelmiþ olmam, sadece benim suçum mu?.. Sizleri benden uzaklaþtýran, gözünüzdeki iðrençliðimin belgesi olan yüzümdeki kýrýþýklýklarý ben mi istedim?.. Peki sorarým size, dýþ görünüþümdeki yýpranma ve aþýnma mý, sizi, o aptal köpeðiniz Darina’ya daha çok ilgi göstermeye sevk ediyor?.. Ya o, yýllardýr kafesin içinde kendi kendine ötüp duran, özgürlüðünü iki parça yeme satan þerefsiz Lucky’e gösterdiðiniz sempatiye ne demeli?.. Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaþlýlýk olmasýn Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dýþýmda... Saðýmda... Solumda... Kahrolasý, her yanýmda!.. Cenaze törenim geldi bir an gözümün önüne!.. Hepinizin sahte gözyaþlarýnýn çeþmesi olan, siyah gözlüklerinizin arkasýna gizlenmiþ gözlerinizdeki rahatlamayý gördüm. “Üzgün” rolünü Hollywood’un beþinci sýnýf aktrisleri kadar bile oynayamayan kýzým Lilly’i de gördüm, elindeki tertemiz ve kupkuru mendiliyle, akmayan burnunu silmeye çalýþýrken... Sýrtýmda taþýdýðým Lilly!.. Buzdolabýndaki, diþ tasýmý görmekten ne kadar nefret ettiðini kaç kere dile getirdiðini duymadým mý sanýyorsun?.. Bana ve giysilerime vebalý muamelesi yapan da, sen deðil misin?.. Çamaþýrlarýmýn ayrý yýkanmasýna karar veren, çatalýmý, kaþýðýmý, býçaðýmý, tabaðýmý, bardaðýmý ayýran da sen deðil misin?.. Oysa biz, seni ve senin hiçbir þeyini bizden ayrý tutmamýþtýk!.. Biricik oðlum Joe’yu da gördüm; her türlü olanaksýzlýðýna raðmen cenaze törenim –in olmasý gerekenden de abartýlý olmasý- için, hiçbir maddi fedakarlýktan kaçýnmadýðýný etrafýndakilere söylemeye çalýþýrken. Ne fedakarlýðýymýþ?.. Joe!.. Joe!.. Kendine gel!.. Nancy’nin ölümünden sonra “Al bunlarý sakla. Benim cenaze törenimde yapacaðýn masraflar için kullanýrsýn.” Diyerek, verdiðim paralar, nereye gitti?.. Hiç bahsetmek istemediðinden, o paralarýn nereye gittiði belli; at yarýþlarý!.. Kafama esip de, kendi cenazemi gözümde canlandýrdýðýmda bu riyakar tavýrlarýnla karþýlaþacaðýmý bilseydim, o paralarý sana vermek yerine, nasýl olsa benden uzun yaþayacak olan(!) rahip Jack’e verirdim. Onun da gözleri bozuktur, kulaðý az iþitir ama hiç olmazsa inandýðý Tanrýsýnýn kullarýna yalan söylemez!.. Kaldý ki, kilise hiç kimsenin cenazesini ortada býrakmaz!.. Ey hayatý boyunca birilerinin sýrtýnda yaþamayý iþ edinmiþ Joe; sýrtýmýn zayýflayarak inceldiðini fark ettiðinden dolayý, benden kaçabilirsin!.. Peki ya gerçeklerden?.. Sen benden oldun, ben senden deðil!.. Neden benim, senin için yaptýðým fedakarlýklarý söylemiyorsun da, bir tabut ve iki parça giysiye –kendinin olmadýðý halde kendininmiþ gibi- harcadýðýn parayý anlatýyorsun?.. Öfkeyle Joe’dan uzaklaþtýrdýðým bakýþlarým, karþýdaki aðaçlýða takýlýverdi birden. Yüzüme, kýrýþýklýklarýmý daha da derinleþtirici bir gülümseme geldi!.. Çünkü, orada sevgili dostum Aksak John’u gördüm!.. Kore Savaþý’na birlikte katýldýðým can dostum John’u!.. Kendisi de bir savaþ kahramaný olmasýna raðmen, gazi olamamýþ Hanky, iþlettiði kafeteryayý her Çarþamba günü, üç saatliðine savaþ kahramanlarýna tahsis eder. Hanky’nin yerindeki sohbet toplantýlarýmýzda, portakal suyu bardaklarýmýzýn içine gizlice cin döken John’u, gördüm, o aðaçlýkta, askeri sýhhiye Peter ve sayýsýz madalyalý Hanky’le birlikte!.. John’un bir elinin, paltosunun cebinde olduðu dikkatimi çekti!.. Adým gibi eminim, cebindeki elinin içinde cin katýlmýþ portakal suyu taþýyordur, herkes gittikten sonra bana içirmek için!.. Gerçek dost... Candan arkadaþ... Peter... Hanky... Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaþlýlýk olmasýn Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dýþýmda... Saðýmda... Solumda... Kahrolasý, her yanýmda!.. Rahip, yüzlerce kez yaptýðýný, son kez de benim için yaptýktan sonra, topluluktan güçlü bir “amen” sesi duyuluyor, deðme korolara taþ çýkartýrcasýna; “kabus bitti!” ferahlýðýyla. Ben de, katýlýyorum onlara, güçlü bir “amen” in ardýndan, “benim de kabusum olan yaþlýlýðým bitti!” diye haykýrarak. Hemen ardýndan, kendi cenaze törenimi bir kenara çekerek, biricik aþkým Nancy’nin, on bir yýl önceki cenaze törenini getiriyorum gözümün önüne. Ýçim burkuluyor. Birden, yaþlanmaya Nancy’nin gidiþiyle baþladýðýmý hatýrlýyorum. Ah sevgili Nancy, Ah!.. Son yýllarda sana olan aþkýmý çok sýk sunamýyorum, mezarýna gelerek!.. Çünkü, senden sonra baþlayan yaþlýlýk hastalýðým buna engel oluyor. Bir de oðlun Joe!.. Beni hafta ortasý toplantýlarý için lokale götürmeyi ihmal etmediði oranda, seni ziyaretime izin vermiyor, yanaþmýyor. Ama, bu hafta lokalden kaçýp sana geleceðim. Oradaki garson kýz Tanya, bana bu konuda yardýmcý olacaðýný söyledi. Çok iyi bir kýz Tanya. Onun da, dedesi ikinici dünya savaþýnda, Normandiya’da ölmüþ!.. Bizleri çok iyi anlýyor, seviyor ve sayýyor!.. Ah sevgili Nancy, Ah!.. Keþke, sen benden önce gitmeseydin. Sensizlik, o kadar zor ki, anlatamam. Bütün huysuzluðum, kaprisim, sensizliktendir aþkým. Ama bunu hiç kimse anlamýyor. Aþkýn yaþýnýn olmadýðýna kimse inanmak istemiyor. Senin ölmüþ olmanla, aþkýmýzýn da ölmüþ, bitmiþ olduðunu sanýyor herkes!.. Ne kadar da yanýlýyorlar, deðil mi?.. Aþkýn, tende deðil ruhta olduðunu, hiç biri bilmiyor, bilmek istemiyor. Çünkü, onlar aþký hala tenleriyle yaþayabiliyorlar. Artýk iyice bozulan gözlerim, hareket kabiliyetini yitirmeye baþlayan ayaklarým, benim tüm kontrol çabalarýma karþý, yýllarýn isyanýyla titreyen ellerim... Hiç birinde ama hiç birinde sen yoksun... Peki ya kalbimde!.. Peki ya beynimde!.. Peki ya ruhumda?.. Ýþte aþk budur!.. Seni seviyorum ve bir an önce, sana bedensel olarak da yeniden kavuþmayý arzuluyorum... Az önce anlattýðým, cenaze törenimde sen olamayacaksýn ama hiç üzülme sevgilim!.. Yaþlý bir bunaktan kurtulduklarý için, katýlýmcýlarýn bayramýna dönüþecek olan o tören yapýldýðý sýrada, ben zaten senin yanýna gelmiþ olacaðým. Hatta o rezil töreni birlikte seyredeceðiz!.. Seni seviyorum!.. “Baba, haydi gidiyoruz. Hazýr mýsýn?.. Hanky’nin yeri seni bekliyor!”... Bu ses?.. Bu ses, Joe’nun sesi!.. Demek ki, bugün günlerden Çarþamba!.. Bekle beni Nancy, sana geleceðim bugün!.. Ama önce Hanky’nin yerine gidip Tanya’yý almam lazým!... “Hazýrým Joe... Ama madalya mý bulamýyorum!.. Onu da mý at yarýþýna bastýn yoksa?..” “Babaaaa...” “Nasýl kýzdýrdým ama Joe’yu... Hahahaha...” Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaþlýlýk olmasýn Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dýþýmda... Saðýmda... Solumda... Kahrolasý, her yanýmda!.. O.L.BOYA
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orkun Levent BOYA, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |